@senbenbikackisiyiz
|
Merhaba, ben İnek. Evet, yanlış okumuyorsunuz, İnek. Kimse ismimi, varlığımı bilmez. Sadece öğretmenler bakar gözüme, onlar dışında herkesin gözleri teğet geçer beni, bir hayalet misali. Evet günlüğüm, bugün yine benimlesin. Bu çocuklara baktığımda acıyorum; vaktin, zamanın ne kadar değerli olduğundan haberleri bile yok. Öylece yaşıyorlar hayatlarını, beni uzak tutarak. Kırıyorlar insanları, özellikle beni. Bir gün sonra ölümün eşiğinden dönebilecekler mi bilmeden.
Bugün taşınıyoruz, okulumuzun yeni binasının ilk günü. Biz, İzmir'de herkesin bildiği bir kolejde okuyoruz. Hasar gören okulumuz yüzünden bugün civar okul olan bu binadayız. Burası yüz yıldan fazladır var, son 47 yıldır da boş. Ormanlık bir alan içinde, eski ama bir o kadar da ihtişamlı bir okul. Muhtemelen önce bir kilise ya da ibadet yeri olarak, belki de gizli amaçlar için kurulmuştu. Benim fikrimi sorarsanız, burası kilisenin yatakhanesiydi. İlerideki harabelerle alttan birleşiyordu, tahminimce... ya da gerçekten biliyorumdur başka bir evrende.
Evrenlere, zaman teorisine inanır mısınız? Ben fazlasıyla inanırım. Duydunuz mu, zil çaldı. Okula hoparlörleri taktılar demek ki. Okula bir yandan öğrenciler, bir yandan taşıma şirketinde çalışanlar girmeye çalışıyordu. Sınıfta yerime geçtim ve sınıfı izlemeye başladım. Cam kenarındaydım ama yanım cam değil, kolonla kaplıydı. Burada bile gökyüzü yoktu benim için. Fazla şey biliyordum. Bu bir suç muydu? Muhtemelen. Bunu hâlâ istiyor muyum, bu kadar çok bilgi sahibi olmayı? Orası tartışılır. Ama en azından zamanı pervasızca harcamıyorum. Onlardan değilim.
Sınıf mı? 14 kişiyiz. Kapıya en yakın oturan kızlar mı? Onlar Rüya ve arkasında Damla. Kimse bilmiyor ama ben onların sırrını biliyorum. Biraz da bu yüzden sessizliği seviyorum. Kimsenin kendilerinin bile fark etmediklerini ben fark edip ezberliyordum. Onların arkasında o ikisinin arkadaşları, 2 kız ve 2 erkek. Öğretmenler çoğu zaman o tarafa dönmez. Dönerse, onların etkisi altına gireceklerini düşünürler. Hocayı onlardan iyi kimse manipüle edemez.
Orta sıra, en önde Asel Su. Ailesi, şirketten bir köstebek yüzünden batacak. Bu okula alışmasa iyi olur. Nereden mi biliyorum? O da benim sırrım olsun, yani şimdilik. Zeki, tatlı, hoş bir kız. Sanırım ondan hoşlanıyorum. Sanki başka evrende tanıdığım birine çok benziyor, Bal. Onun arkasında çok da bir vasfı bulunmayan, azgın aptal erkek grubu var. Ailelerinin şirketleri yüzünden sayısal okumaları gerekiyor. Cam kenarında benim iki arkam boş, ondan sonra ise klasik grubumuz var. En önde Göksenin. Yakışıklı çocuk, çok kurnaz, hatta neredeyse benim kadar zeki diyebilirim. Notları da çok iyi. Derste bulunması, öğrenmesine yetiyor. Konuşurken duysa bile hafızası ezberliyor. Ama zamanın kıymeti mi? Onu işte kimse bilemez.
Arkasında bir diğer zeki, kötü çocuğumuz Dağhan. Kızların üç gözdesinden biri. Arkasındaki Asena'dan hoşlanıyor ama çok kızla gönül eğlendiriyor. Kendine gelmesi lazım. Ama bunu arkalarındaki abisi bile fark etmiyor. Asena Eda’nın abisi Marco. Ne alaka mı? Onun da zamanı gelince.
Ders başlamıştı bile. Hocayı yine sadece ben ve güzel Bal dinliyorduk. Sınıfça muhabbet oluyordu. Ben sanki başka bir boyuttan burayı izliyordum.
"Pişt, sarışın, Asel..." Bu fısıltılar kimlerden mi geliyor? İsim söylesek, Cihan sayıp doğru ismi bulamayacak olan Göksenin. Kızların ismini bilmediğinden, övgü ya da iltifatla seslenen Dağhan. Ve isim hafızası çok yüksek ama olayları ve özellikleri unutan Marco’dan. Soruların cevaplarını istiyorlar.
Bal... benim olacak olan Bal. Verme, olur mu? Kalbim daha fazlasını kaldıramaz çünkü. Asel cevapları, hayran hayran izlediği Marco'ya doğru uçak yapıp gönderdi. Marco ise milli hareketini yaptı, etkileyici bir şekilde gülümseyip göz kırptı. Daha yakışıklı erkek görmeseydim, benim bile düşebileceğim bir hareket ama bunu yaptığı kişi, Bal, bana ait olacak olan Bal.
Şu kıskançlıkla bakan kız kimdi mi? Senin hafızan çok kuvvetli değil anlaşılan: Yaz. Güzeller güzeli Yaz, Marco'ya olan hislerinden korkan Yaz. Marco, Yaz önüne döndüğünde, o da kendi manzarasını izlemeye devam etti. Yaz fark etmiyordu; ilk Marco'nun delicesine tutulduğunu. Asena arkasını döndüğünde, yine aynı senaryo ile karşılaştığında içten içe sinirlendi.
"Pişt, ileri zekalı salak!" Marco, manzarasını böldüğü için sinirliydi. "10. sorunun cevabını versene aşkom." "Asena, ileri zekalı salak, sence olur mu?" "Oluyormuş. Örneğin, sen benden iki yaş büyüksün ama aynı sınıftayız." "Sus kız, cevap 'A'. Şimdi dön önüne."
___________________________________ Merhabalar, bu platformda yazdığım ilk kitabım. Bu kitap hakkında, her bölüm farklı fikirler oluşacak kafanızda. Kitaplar gariptir, her okuyunuşunuzda farklı şeyler fark eder, farklı düşüncelere kapılırsınız. Fazla sıkmaması adına kısa bölümler yazıyorum. Bu süreçte eğlence, hüzün ve bolca gizemle birlikte olacağız. Kendinize dikkat edin,,,,;) |
0% |