
15 gün tatil bitmişti. Bu tatilde tatlı cins bir köpeğim olmuştu. Yaraları da iyileşmişti. Okul için Kalktım üstümü değiştirip, şalımı bağladım akşamdan herşeyimi hazırlamıştım zaten, kahvaltımı yapıp, çantamı alıp dışarıya çıktım. Babamlar bana araba almıştı sonunda. Arabam kırmızı üstü açılabilen Togg almıştı ve otomatik vites.

Arabama binip okulun yolunu tuttum. Okula giderken bir ilana denk
gelip, durdum. Arabadan İnip ilanın fotoğrafını çektim.

Bir pomerian cinsi aranıyormuş ve verilen tarihle benim bulduğum köpeğin tarihi aynıydı. Görseli de aynıydı. Arabaya binip okula doğru sürmeye devam ettim. Okula varınca Sinifa geçtim ve bir sıraya oturup , Telefonumu elime alıp numarayı aradım.
Ben:
Merhaba, ilanınız için aramıştım bende birkaç gündür duran bir köpek var. Tam da görsele uygun isterseniz biryerde buluşup kapeği size getireyim sizinkisi mi? diye bakarsınız.
ilan sahibi:
olur, Ne zaman müsaitsiniz? Bu Cumartesi olur mu?
Ben
1 Benim için uygun
İlan sahibi:
-Peki , saat 13:00 da utopia Avm ye gelebilir
misiniz?
Ben:
Üzgünüm. Saat uyuyor ama ben Galaxy den başka bir yere gidemem.Yolumu kaybederim orayı bilmiyorum.
ilan sahibi:
- Peki, Ozaman Galaxy Avm 'de Kuki Cafe'de görüşelim.
Ben:
- Tamam olur, iyi günler,
İlan sahibi:
-iyi günler.
Köpeğin sahibi erkekti. Sesinden anlamıştım. Ve bizim gibi genç sesine benziyordu. Tek başıma adamla
kalmak istemediğim için birini daha bulmam
lazımdı. Ben de Leyla gelince ona Soracaktım. Yavaş yavaş herkes gelmeye başlamıştı bile zilin çalmasına da 5 dk vardı. Çabuk geçerdi. Leyla kapıdan içeri girip yanıma oturdu. Ben de hemen ona olayları anlatıp soruyu sordum.
Leyla:
- Bilmiyorum. Sana cuma günü desem olur mu?
Ders Başladı. Hoca içeri girdi. İlk dersimiz rehberlikti. Yani sınıf hocamızlaydı . Sınıf hocası Konuşmaya başladı:
- Gördüğüme göre herkes karışık oturmuş. Dönemin başından yer değişimine başlayalım o zaman.
Hoca ilk başta yanımdan Leyla'yı kaldırıp Alaz' ı yanıma oturttu. Ben yine kızardığımı hissediyordum. Hiç konuşmadım Alaz ile. Hoca sonra Leyla'yı Akın'ın yanına arkamıza oturttu. Kısacası herkesi Erkek-kız çift yaptı diyebilirim. Konu Alaz ile bana gelirse o konuşmaya başladı:
- Selam,Tatili nasıldı?
Ben:
-S-Selam, Tatilim 1-iyiydi. Senin nasıldı?
Alaz:
- Benimkisi de güzeldi.
Böyle kısa bir diyalog geçti aramızda. Hocanın Leyla ile Akın ı arkamıza oturmasına çok sevinmiştim. Leyla'ya dönüp:
-Kanka Sonunda Türkiye haritasını ezberledim, dedim.
Leyla:
-ohaa nasıll inanmıyorum. Sana bir Soru Hakkari komşu illeri hangileri?
Bent
-Şırnak ve Van 'dır.
Leyla haritaya bakarak şöyle dedi:
-bravo , ama bu kolaydı. Hadi bir soru daha Karaman komşu illeri neler?
Ben:
-Konya, Mersin, Antalya
Bunlara da Leyla baktıktan sonra beni tebrik. etti. Tabii biz bunu konuşurken 2 kulak misafirimiz vardı. Onlarda Akın ve Alaz dı şok içerisinde bana bakıp beni tebrik ettiler. Coğrafya dersini sevmiyordum. Ama Haritalar ilgimi çekiyordu. Rehberlik dersi yer değiştirme ve bol bol konuşmayla geçti. Teneffüs zili çaldı ve Akın Leyla'ya teneffüste bişey konuşacağı için Leyla teneffüste sınıfta kaldı. Sınıfın boşalmasını bekledi. Alaz ile ben de kantine inip kahve aldık. Boş bir masaya oturup Leyla ile Akın'ı bekledik Ama gelmediler. Bizde kendi aramızda konuşmaya başladık. İkimiz de utanıyor gibiydik. Birde konuşurken göz teması kurmaya çalışıyorduk. Ben onun gözlerine baktıkça toprağında gömülüyordum. O acaba ne hissediyordu? Benim gibi seviyor muydu? Bana karşı bir hissi var mıydı acaba? Bunu en yakın arkadaşı Akın bilirdi. Ona Seni Seviyorum desem nasıl karşılık verirdi? bilemiyordum. Ben bunları düşünürken dalmışım Alaz'ın gülmesiyle kendime geldim ve ona:
- Niye gülüyorsun JDNXNDND
Alaz:
- 2 defa seslendim o kadar neye daldın bilmiyorum ama zil çaldı derse gitmeliyiz.
- zil mi çaldı? Kalk kallk hadi gidelim.Bu hoca çok sinirli hemen sınıfa gitmeliyiz.
Ben bunu derken Alaz daha da çok gülüyordu galiba o kadar çok telaş yaptım ki o da buna gülüyordu.
Alaz:
- Sakin! Panik yapma zaten sınıf bir üst katta.
Ben:
- Tamam
Alaz'la beraber sınfa çıktık. Sınıfa girdiğimizde hoca yoktu. Kendi sırama geçtim. Tabii Alaz'ın yeri yanımda olduğu için yanıma geçip oturdu. Arkamı dönüp hoca gelene kadar Leyla ile konuşmaya başladım. Alaz'da Akın' la konuşuyordu.
Leyla:
- Kanka teneffüste bişey anlatacağım çok önemli.
Ben:
- Tamam, bahçede konuşalım.
Biz konuşurken başka bir hoca içeri girdi ilk başta fizik hocasının değiştiğini sandım ama öyle değilmiş.
Hoca:
- Gençler bu hafta fizik hocanız raporlu gelemeyecek.
Hepimiz bir ağızdan tamam diyerek konuşmaya devam ettik. 2 dersimiz boş geçeceği için çok mutluydum.
Aradan bayâ geçtikten sonra zil çaldı. Alaz ile Akın kantine giderken biz bahçeye çıktık. Bahçede biryere oturup Leyla'nın konuşmasını bekledim.
Leyla:
- Kanka uzun zamandır beklediğim çıkma teklifini bugün Akın' dan aldım. Ve tek çıkma teklifi değil birde hediye almış bana.
Ben herşeyi bilmiyormuş gibi:
- Yaa öyle mi keşke Alaz' da yapsa yaa off hoca bizi yanyana oturttu biraz yakınlaştık kantin de de bayâ iyiydik ama onun bana karşı hissini bile hissetmiyorum.
Leyla:
- Üzülme belki olur. Zamanı gelince sizde sevgili olursunuz.
Ben:
- inşaallah. Eee ne yaptın kabul ettin mi?
Leyla:
-Daha etmedim düşünmem lazım dedim. Seninde fikrini almak istedim. Ne de olsa kardeşimsin senin fikrin benim için çok önemli
Ben:
- Kanka git kabul et çocuk çok iyi biri ve mizahı çok iyi sende hoşlanıyorsun ondan. Bu arada hediyeleri merak ettim göster bana sınıfa çıkınca.
Leyla:
- Tamam, sınıfa çıkınca gösteririm.
Leyla ile ben kantine gidip Akın'ların karşısında aynı masaya oturduk. Leyla, çıkma a teklifini kabul. ettiğini söylerken Alaz su içiyordu. Ve su boğazına kaçınca öksürdü. Akın'da sırtına sert bir şekilde vurdu. Ben de:
- Yavaş yavaş öldürdün çocuğu
Alaz, Akın'a dönerek:
-Aynen ya yavaş vur. Bu arada siz şimdi yani Leyla ile sen Akın sevgili misiniz?
-Evet ne oldu? Sen sevdiğinle sevgili olamadan ben sevdiğimle oldum diye mi tuhaf oldun?
Alaz o sırada Akın' ın Ayağına bastı ve kaş, göz hareketi falan yaptı.
Ben çok fazla tepki vererek:
- Noluyo yaa? Alaz kimi seviyorsun?
Alaz içinden)
- Ah be ela gözlüm Seviyor musun sevmiyor musun onuda billimiyorum ki Açelya'm keşke bilsem.
Ben:
-Alaz daldın?
Alaz:
- Hı. üzgünüm söyleyemem Seviyor mu sevmiyor mu onu daha bilmiyorum.
Leyla
- söyle kıza belki seviyordur seni.
Reddeder diye korkuyor bence.
Akın konuştuktan sonra zil çaldı. Ve boş derse girmeye sınıfa girdik. Leyla bana hediyeleri gösterdi.Ben de bilmiyormuş gibi çok güzelmiş falan dedim.
O sırada Akın:
- Hadi kalan konuya devam edelim. Alaz sevdiğine kutu göndermiş ama kim olduğunu bana da söylemiyor.
Tabi biz bunları konuşurken Alaz yanımızda değildi.
Leyla:
-Açelya' ya da bir kutu geldi hediyelerle ama isimsiz birinden
Akın:
Bilmiyorum valla.
Biz bunları konuşurken Alaz gelince başka konu açtık cçünkü daha fazla üstüne gitmek istemedik.
Ben:
- Ya, bana biri yardım edebilir mi?
Akın, Alaz, Leyla bir ağızdan:
- Ne konuda?
Ben de köpeğin konusunu açtım ve çocukla buluşacağımızı söyledim.
Akın:
- Ben gelebi-
Leyla, Akın böyle derken koluna vurdu. Sonra Akın, Onu anlarcasına:
- Ben gelemem üzgünüm Leyla ile Miniatürk' e gideceğiz tamamen unutmuşum.
Ben:
- sıkıntı yok.
Alaz Cigindend - O gerizekalıyla tek oturmasına izin veremem Açelya bilmesede o benim karanlık tarafıma ışık saçan bir çiçek ve ben onu gerizekalıyla bırakamam.
Alaz:
- Ben gelirim senle işim yok cumartesi günü..
Ben (içimden):
- Alaz mı gelecek? ben doğru duydum demi kendini çimdiklemek isterim ama çimdikleyemem
Ben:
- çok teşekkürler. İnan bana tek başıma oğlanla halmak istemezdim.
Alaz:
- Rica ederim, Biliyorum merak etme.
Biz bunlariı söylerken Leyla ile Alaz birbirine bakıp gülümsüyordu. Ve zil çalmıştı. Leyla kolumdan çekerek hızlıca götürdü beni bahçeye.
Ben
-Noluyo yaa ne yapıyon kanka?
Leyla: kanka kusura bakma ama bunu yapmak zorundaydık.
Ben
-Neyi?
Alaz' ı , Senle gitmesini sağlamayı.
Ben:
-Vayy Çakallar ben niye bunu düşünemedim yaa. ama çok şaşırdım kabul edeceğini düşünmezdim.
Leyla:
-bende yaa ama etti işte boşver.
Ben:
- Aynen, o zaman biz kafeye siz Miniatürk'e sizden birkaç fotoğraf isterim bak.
Leyla:
- Tamam, atarız size.
Bunlari bonustuktan sonra Alaz ile Akın. gelip oturdular yanımıza.
- Balım. Neydi o öyle düğünden gelin kaçırır gibi JDJDNDN
Leyla:
-Eee mülkiyet sırlarımızı yanınızda konuşamazdık.
Alaz: -sizin birde Mülkiyet sırrınız mı var?
Akın:
-Eee onları da bizim gibi sırları var.
Alaz:
- Hee tamam, örgüt sırrı değil yani JSJDND
Böyle baya konuşurken telefonum çalınca müsaade. İsteyip yanlarından ayrıldım. Arayan İlan sahibind Telefonu Agip Cevar verdim.
iyi günler okuldayım niçin aramıştınız?
İlan sahibi:
- Kusura bakmayın aramak zorundaydım, Cumartesi günü değilde çarşamba olur mu? sizin için o güne işim çıktı da.
Ben:
-Biraz sonra size dönsem olur mu?
İlan sahibi:
- olur..
Telefonu kapatıp Leyla'ların yanına gittim. Ve olani Anlatıp onlara sordum.
Leyla ile Akın :
- Biz gelemeyiz. Biz vapurla Ortaköy 'e gideceğiz.
Alaz:
Benimde o gün işim var ama çabuk biterse görüşmeden sonra oradan işimi halletmeye gelirim.
Ben:
- Tamam. Çabuk biter zaten çok durmam ben.
Alaz, tamam dedikten sonra zil çaldı ve Fizik dersine girdik. Aradan birkaç saat sonra okulumuz bitmişti. Herkes arabalarına biniyordu. Ben tam arabaya binerken ilanın sahibi tekrar Beni aradı. Ve telefonu açtim.
- Alo, Kusura bakmayın. Geri dönemedim size.
İlan sahibi:
Sıkıntı yok, Garşamba geliyor musunuz?
Ben:
- Geliyorum.
ilan sahibi:
- Şeyy, Adınız ne acaba?
Ben:
- Açelya Yıldız
İlan sahibi:
- Ben de Atlas Öztürk
Ben konuşmayı uzatmamak için telefonu kapattım. Ve arabanın kapısını kapatıp çalıştırmaya çalıştım.
Ama araba çalışmıyordu.
Bunu fark eden Alaz:
- Ne oldu, niye çalışmadı araban?
Ben:
- Bilmiyorum.
Alaz:
-Dur, Bi bakayım.
Alaz, arabaya bakmaya başladı. Arabaya bakarken. kendi kendine konuşuyordu.
Ben:
Ne olmuş?
Alaz:
- Arabanın bir parçası bozulmuş. Değiştirilmesi gerek. Değiştirilmezs çalışmaz.
Ben (içimden):
-Off Ben ne yapacağım yaa ilk günden olar bu yaa off. Akbilimde yanımda değil.
Alaz:
Sana bir çekici çağıralım arabayı tamire çeksin Senide ben eve bırakıyım.
Ben:
Yollarımız ters ama sana zorluk olmaz mı?
Alaz:
-Yok saçmalama bırakırım ben seni hiç zorlanmam, Hem okulda boşaldı kim bırakacak seni.
Ben:
-Tamam, yapacak bir şey yok.
Diyerek arabasına bindim. Arabada bir sessizlik vardı.
Taaki Alaz, çekiciyi arayana dek. Bayâ çekiciyle konuştuktan sonra telefonu kapattı. Ardından Alaz'ın telefonu çaldı.
Alaz:
- Efendim
- Gelemem
- işim var
Tamam
ben, Diyip Alaz'in gösterdiği mamayı elime aldım kasaya geçip ödemeyi yaptım. Alaz ile beraber Petshop' tan çıkıp arabaya bindik ve evime bırakıp gitti. Bende eve girip köpeği Sevdim, mamasını ve suyunu verdim,l ve ailemle sohbet edip yattım.
Garşamba günü:
Salı günü çok çabuk geçmişti. Bugün "köpeği, sahibi Atlas 'a verecektik. Ama ben köpeğe çok alışmıştım. Köpeği vermezsem de olmazdı. Telefon çaldı. Arayan Leylaydı.
Leyla:
Açelya hazır mısın Seni alayım?
Ben:
Az kaldı kapıda mısın?
Leyla:
-yaklaştım sayılır.
Ben:
- Tamam, Bende birazdan inerim.
Arabam hala bozuk olduğu için ve babam gurbete gittiği için beni Leyla bırakıyordu. 2 gündür ona yük olduğumu düşünüyordum. Tekrar telefon çaldığında hazırlanmış ayakkabılarımı giyiyordum. Telefonu açtım.
Leyla:
- Geldim, seni bekliyorum.
Ben:
- Tamam, geliyorum.
diyip kapattım. ve ayakkabılarımı giyip aşağıya indim. Kapıyı açıp arabaya Bindim.
Leyla:
- Kanka siz bu aralar çok yakınlaşmaya başladınız. Sizden olacak gibi.
Ben:
- öyle mi diyorsun?
Leyla:
-Evet, bugün birde köpeği onunla bırakıcaksın Bence oda seni seviyor yani platonik değilsin.
Ben:
- Ama bunu kendisi söylemedi. Tamam kutuyu belki o göndermiş olabilir ama başkasına göndermiş olup o gün başka biri de bana göndermiş olabilir.
Leyla:
- Peki ya aynı gün göndermesi bir tesadüf olmuş olabilir mi bence olamaz.
Ben:
- Bilmiyorum.
Biz bu konuyu tartışırken aklım bugün gidecek olan köpeğimdeydi. Köpeğim dediğime bakmayın o kadar çok alışmıştım ki artık ona sahiplenmeye başlıyordum ama bugün gerçek sahibine verecektim. bu biraz üzücüydü. Ben bunları düşünürken okula gelmiştik. Arabadan inip sınıfa giderken Leyla'ya:
- Kanka sana yük oluyorsam kusura bakma.
Leyla:
- Açelya saçmalama ben senin kardeşinim ve bu durumlar gayet normal ben de aynı duruma düşsem sen bana yardım edeceksin.
Ben:
- Teşekkürler.
Leyla:
Asıl sen bana eşlik ettiğin için teşekkürler.
Ben:
-Rica ederim.
Konuşarak sınıftaki yerlerimize geçtik. Sınıfta. Alaz dışında herkes vardı ve Biyoloji dersine girecektik. Ben Akın 'a:
- Alaz neden gelmedi?
Akın:
- Bilmiyorum dur bi yazayım ona
Akın, Alaz ile yazışırken ben meraklı meraklı bekledim.
Ben (içimden):
- Acaba bugün hiç gelemeyecek mi? beni yalnız bırakmasın lütfen ben yalnız olamam Atlas ile.
Ben:
-Noldu geliyor mu?
Akın:
-Okula gelemeyecekmiş bir işi çıkmış. Ama köpeği bırakmaya geleceği konusunda bişey demedi.
Ben:
- Ya gelmezse ben ne yaparım o çocukla yanımda tanıdık olursa daha iyi olur.
Leyla:
- Gelmezse yapacak bişey yok bizim de planlarımız var Akın ile.
Ben:
Aynen, çocuk ile görüşmek için sizin planınızı bozamam gerekirse oraya yalnız giderim.
Biz bu konuşmayı yaptıktan sonra hoca geldi.Forma giymeyip gelenleri cezalandırdı ve şu konuşmayı yaptı:
- Ben hepinizi her zaman uyardım bazende görmezden geldim ama bu bardağı taşıran son damlaydı. Sizin aranızda hiçbir zaman uyarmayıp takdir ettiğim 2 kişiyi yanıma cağırıyorum. Açelya ve Alaz gelin yanıma.
Ben:
- Geliyorum hocam ama Alaz yok sınıfta.
Hoca:
-Sıkıntı yok o gelince onu da çağırırım tekrar. Sen gel.
Ben , tamam diyip hocanın yanına gittim neden çağırmıştı acaba hoca bizi? neyse gideyim de öğreneyim Telefonu elime alıp mesaj attım.
Ben:
-Alaz, hoca bizi çağırıyor yanına.
Alaz:
-Hangi hoca?
Ben:
Biyoloji hocası.
Alaz:
- Tamam, ben gelince uğrarım hocaya, Bu arada ben gelemicem Avm'ye
Ben:
-Taman
Alaz ile mesajlaştıktan sonra hocanın bana verdiği ödül'ü alıp Akın ve Leyla'nın yanına gittim. Ödül hediye paketiyle beraberdi. Paketi Leylaların yanında açtım ödüle beraber baktık. Paketin içinde Bir kitap,kupa

ve Postitler vardı.

Benim için çok güzel bir hediyeydi.
Leyla ile kitap ve postitlere bakıp yorum yaptık.
(okul çıkışı)
Derslerimiz bitmişti Sonunda o âna gelmiştik.
Leyla ile okuldan çıkarken beni de evime bırakmalarını istedim. Çünkü Alaz gelmemişti. Ve eve çabuk gitmem gerekiyordu. Onlar da beni eve bırakıp Gezmeye gittiler. Hemen eve girip, hazırlanıp, Köpeği ve köpeğin malzemelerini bir de Akbilimi alıp durağa gittim. Orada biraz otobüs bekleyip Gelen otobüse bindim. Bir saat sonra Avm'ye varıp Kuki kafede göz gezdirdim "Orada duran gençlerelen birii Cam kenarında oturup cama bakıyordu. Sonra bana doğru bakıp

elimdeki köpeği görünce "gel" işareti yaptı. Ben de o masaya gidip oturdum. O, konuşmaya başladı:
-Sanırım Sen Açelya Yıldız olmalısın.
Ben:
- Evet, Sen de Atlas Öztürk 'sün galiba.
Atlas:
-Evet.
Köpeği ve malzemeleri ona uzatıp sordum. - Bu köpek Senin mi?
Atlas:
- Evet, Sonunda buldum onu, ona ben yokken baktığın için çok teşekkürler.
Ben:
- Ne demek köpeği orada bıraksam gönlüm el vermezdi.
Birkaç dakika Sessiz kaldıktan sonra tekrar o söze girdi:
- Hayvanları seviyorsun galiba.
Ben: Evet, kim sevmez ki bu canlıları.
Atlas:
- Bazı caniler var ya onları dövesim geliyor. Hayvana eziyet etmek ne!
Ben:
- Ben de o kişilere sinirleniyorum ama dövmek çözüm değildir. Aksine onların seviyesine inmiş olursun.
Atlas:
- Haklısın, hiç bu şekilde düşünmemiştim.
Ben: Köpeğin adı ne?
Atlas: - Adı Behzat
Ben( Sessizce):
- cidden bu kadar tatlı bir köpeğe bu ismi çok düşünmüş mü Sahsen adını ben koysam Badem, Daisy, Pamuk gibi isim koyardım Behzat ne?
Kendimi gülmemek için zor tutuyordum. Atlas ise dediklerimi duymuş gibiydi. ve bana:
- Behzat Ç. diye bir dizi var biliyorsun dimi ben o diziyi çok seviyordum babamla çok izlerdik ama onunla bir daha hiç izleyemeyeceğim.
Beni
- Neden?
Atlas:
- Çünkü ben küçükken annem patates kızartması yapıyordu bir anda yağ alevlenmeye başlayınca annem üstüne su dökmüş ve ev yanmaya başlamıştı. Babam yangını durdurmaya çalışırken biz annem,ablam ve ben yani evden kaçtık babamda yangını durduramadı ve üstüne bişey düşüp öldü. O gün Son Behzat Ç. İzleyişimiz oldu.
Ben:
-üzüldüm senin adına Allah rahmet eylesin
Atlas:
-sağol
Böyle konuştuktan sonra telefonumun saatine baktım ve Atlas 'a
Benim gitmem lazım çok geç
oldu.
Atlas:
- istersen ben bırakayım eğer araban yoksa
Ben:
- Gerek yok bir arkadaşım alacak.
Atlas:
-Tamam, Bu arada kaçıncı sınıfsın?
Ben:
-Lise Son Sen?
Atlas:
-Ben de lise Son ama ben istediğim yeri tutturamadığım için bu sene tekrar gireceğim.
Ben
- Şimdi sen okula gitmiyorsun dimi?
Atlas:
-Evet, bir işte çalışıyorum.
Ben:
- iyi, hadi görüşürüz.
Atlas: Görüşürüz.
Konuşmamızı bitirip oradan çıktım Ve durakta otobüsü beklerken Alaz, benim arabamla önüme geldi.Onu görünce şok oldum ve arabaya binip onu tamirhaneye görürdüm. Oradan da ben arabamla evime gittim eve giderken onunla hiç konuşmadık.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
