4. Bölüm

4. Bölüm

Feyza Senem Ekiz
senemsia

(Açelya' dan)

 

Evin tek çocuğu olmak çok kötüydü çünkü dertleşecek kardeşin ya da ablan ,abin yoktu. Annem desen benimle bu aralar konuşmaz , herşeye bir olay olmuş ta hâlâ o olayı düşünüyormuş gibi sessizdi ve mutfakta bulaşıkları yerleştirirken dalmış haldeydi. Yani benimle konuşamaz haldeydi bu da çok sıkıcıydı. Elime telefonu alıp gezinirken aklıma Nakkaştepe' ye gideceğimiz ve Alaz ın gitarını getirip çalacağı geldi. İçimden Alaz la düet yapmak geçmiyor değildi. Belki de ona sesimle eşlik ederdim. Düşünsenize yemyeşil çimenlerde ,ağaçlara yaşlanmış 15 temmuz köprüsü ve masmavi deniz manzarasınds beraber şarkı söylüyoruz ne kadar güzelll. Yanımıza bir de çok tatlı kedicik geliyor ve onu seviyoruz falan. Kedi demisken sokak hayvanları geldi aklıma soğukta,karda, kışta nasıl yiyecek ve sığınak buluyorlar acaba? Ya da yaz mevsiminde biz cayır cayır yanıp suyumuzu içerken onlar nasıl su buluyorlar acaba ya da ne yapıyorlar ? Bence Alaz ile konuşup onlara mama, su, sığınak gibi biseyler alalım belediye' nin yaptırdığı mama kaplarına mamaları koyalım. Sığınakları ise ayarlarız bir şekilde. Hadi suları da mama kabının yanına Su kabı alır o kaplara bosaltiriz. Bu planı ayarladiktan sonra hemen telefonu alıp Alaz a yazdım. Biraz konuştuk bu konuda ama bir mesajı be okuyamadan sildi ve başka bişey yazdı . acaba ne yazmıştı da sildi ? Ona sordum ama bana "HİİİÇ " diyip geçiştirdi ben de üstelemedim tabiiki. Bu aralar bana soğuk davranıyordu. Tamam arabayı getirdi ama hiç çıt bile çıkarmadan geldik çok değişik bir hava vardı sanki böyle birşeye sinirlenmiş gibiydi. Sevdiğini bilsem kisakandi derim yani bu yüzden böyle sınırlı falan derim ya da Atlas ile benim samimi gibi konuşmalarımızı duydu bu yüzden böyle derim ama bilmiyorum işteee!

 

(ERTESİ SABAH)

 

Alaz ile Akın, okulun bahçesinde basketbol oynuyordu. Biz de onlara onlara seslenmeden bahcedeki basketbol sahasında oyunlarına girdik. Alaz, Akın dan topu almış potaya atacakken benim potaya kendimi siper etmem ile duraksadı. Beni görmeyi beklemiyor gibiydi ve gülerek :

 

- demek karşı tarafımdasin haa ama ben seni yanıma almayı bilirim Açelya hanım 😉.

 

Açelya :

- yaa nasıl yapacaksın pekii?

 

Alaz "işte böyle " diyerek topu aniden potaya tam kafanın üstüne zıplayarak atmasıyla benim eğilip kendimi top şeklinde kendimi korumak bir oldu. Akın ve Leyla bunu beklemiyordu. Şok içerisinde , donuk birsekilde bizi izliyorlardı. O hallerine gülmeden edemedim.

 

Alaz:

- Galiba maçı Açelya ile ben yapacağım siz orada durduğunuza göre 😂

 

Alaz bunu diyince bir kahkaha patlattım. O da bana eşlik etti. Yanağındaki gamze çukurları yok olmamaya ant içmiş gibiydi sanki birde gülerken gözlerinin parlaması beni benden alıyordu. O kadar güzel gülüyor ki kendimi öbür dünyaya gidip gelmişim gibi hissediyorum. Biz böyle gülüp birbirimize bakarken Akın, elimizden topa vurup aldı biz bunu farkedince maça konsantre olmaya başladık. Bu sefer Akın ile Leyla , ben ile de Alaz takım olmuştuk. Bayaa oynadıktan sonra da dinlenme molası okul anlamıyla da derse girdik . Dersimiz Felsefe ve konumuz ise Estetik ve estetiğe yaklaşım tarzıydı. Bana bu ders konuları çok saçma geliyordu hani normal günlük hayatta olan felsefe olsa neyse ama bu derste argümantasyon, analoji, tümevarım falan çok sinir bozucuydu. Hele hele Aristoteles jun juck Russou ya da daha fazla bilim adamının sözlerini aklımda tutmak, onların kabul ettiği bölüm ve reddettiği bölüm offf yani. Uyumak istiyorum ama uyumamak için de 2 sebebim var: 1. ön sırada göze batarım.2. Si ise Uyursam Alaz dersten geri kalmayayim diye beni uyandırır. Çünkü ikimizde çalışkaniz ve okulun öğrencilerine kök söktürüyoruz. Her alanda yada spor dalında çok iyiyiz - tabiiki bazıları hariç - Bu da bir yönden iyi bir yönden kötü. Belki de uyandırmaz beni . Bana , kendi aldığı notları verir ve o dersin konusunu anlatır .

 

Elimi başıma dayayıp hocayı dinledim. Gözlerim bir açılıp bir kapanıyordu ve kolumu da tutamıyordum. Bunu farkeden Alaz, bana dönüp "iyi misin?" Der gibi bakış attı. Ben de "iyiyimm" der gibi bakış attım ama fayda etmedi bu sefer de "uykumm varr" işareti yaptım. O zaman da " tamam sen uyu ,ben anlatırım sana " der gibi bakış attı.

Ben de " tamam ama hoca" der gibi hocayı gösterdim. O da " ben hallederim , uyu sen " diye işaret etti. Birbirimizi kolay anlıyorduk ama biz de nasıl anladığımızı bilmiyorduk. Sanki ruh eşim ya da diğer yarım oydu da bu yüzden anlaşıyorduk. Her neyse Alaz ı dinleyip kafamı koydum ve uyudum. Dersin bitisinde zil sesiyle uyandım, Sınıftan çıktım. Tabii bizimkiler arkadaydi. Bizimkiler derken Alaz ,Akın ve Leyla dan bahsediyorum. Uyku sersemi olarak merdivenlerden inerken bir basamsğı atladım ve tam dengemi kaybedip düşüyordum ki Alaz bir anda belirip tuttu. Şok olmuştum. Bunu nasıl yapmıştı?

 

Gözlerim Alaz a kenetlendi . Birbirimize öyle güzel bakiyorduk ki artık bu bakışa bir ad konulmaliydi ama bu ad konulması gereken bakışımız birkaç kendini bilmez ,egoist,kendini popüler sanıp değişik davranan kişilerle bozuldu. Bize , "merdiveni kaoatıyorsunuz çekilin şuradan varoşlar " diyip benim sinirimi bozup gittiler. Ben de , Alaz a dönüp :

 

- teşekkür ederim beni tuttuğun için

 

Alaz: 

 

- Rica ederim, her zaman yanındayım bunu unutma ☺️

 

Ben: 

 

- Tamam, unutmam ☺️

 

dedim ama yanaklarımın menemendeki domates rengini aldığını sıcaklıktan hissediyordum ve bu da çok utanç vericiydi. Alaz, benim yanaklarımın gittikçe kızarmasını farkedince gülmeye başlayıp şunu dedi :

 

- Sana kızıl gül mü desem acaba? Gülün kızardığı gibi kızarmışsın ve yüzüne farklı renk gelince çok tatlı oluyorsun, bayılıyorum senin bu hallerine.

 

Ben( içimden):

Allah im nolurrr beni kimsee tutmasinnnn nolurrrr şurada düşüp bayilcammm abiiii

 

Ben , Alaz a birşey demedim daha doğrusu diyemedim çünkü yanında çok utanmıştım. Öylece Alaz a bakıyordum. O , bunu görünce daha çok gülmeye başladı tabiiki ben de kendimi tutamayıp bu komik hâllerime gülmeye başladım. O sırada biz, Leyla ile Akın ı arkamızda unutmuştuk. Onlar, bize çabuk yetişip aramıza karakedi gibi girdiler. Leyla , bana dönüp :

 

- Açelya, senin başın bozulmuş gel yapalım

 

Ben: 

 

- Tamam, hadi gidelim.

 

Leyla ile lavaboya gittik ve ben aynaya bakarak başımı yapmaya başladım.

 

Leyla :

 

- Ooo favv shipimmm (AÇAL) gerçek oluyooo galibaaa

 

Ben: 

 

- Ben de öyle bir şey hissediyorum bu aralar bana çok sıcak davranıyor ve bazı iltifatları direkt söylüyor ve ben ne diyeceğimi hiç bilemiyorum yaaa offff.

 

Leyla:

 

- Bu iyi bir başlangıç. Merak etme ben, senin yanındayım ve her zaman sana yardım edeceğim. Bu arada orada sana ne dedi de kızardın bir utandin ve ne yapacağını bilemedin ?

 

Leyla ya herşeyi anlattımve o da şok oldu. Onu kendine getirmem çok uzun sürdü tam kendine getirdim o sırada da Alaz ile Akın kapıya vurarak:

 

- Kızlarrr iyi misiniz ? Uzun sürdü korkuttunuz biziii.

 

Biz: 

 

- Geliyoruzzz merak etmeyinnn, iyiyizz.

 

Başımda son kısımları düzeltip Leyla yi da yokladim ve çıktıkk. Leyla , Akın a sarıldı ben ise Alaz ile onları öylece izledim sonra da onların arasına girip karakedi gibi ayrıldım.

 

Leyla :

 

- Yaaa şurada güzelcee sarılıyorduk niye ayırdın bizi piss karakedi 😂

 

Ben:

 

- Unuttunuz galiba aranızda sevgilisi olmayanlar da var ayıp değil mi bize bunu yapmaniz 😂

 

Akın :

 

- siz de yapın artık ne yapalım sarilmayalim mi 😂

 

Alaz: 

 

- sarılma kardeşim üzülüyoruz şurada hele bir de imreniyoruzz olmuyor yani 😂

 

Ben de Alaz ı tasdikleyip "aynen" cevabını verdim.

 

Çifte kumrular (Akın, Leyla ) :

 

- Eeee o zaman naz yapmayınn siz de birbirinizle sevgili olunnn !

 

Ben ve Alaz , bir anda utandik bir de bogazimiza gıcık geldi o an var ya şu içsem o su boğazımda kalirdi o derece .

 

Çifte kumrular ( Akın ve Leyla )

 

- Helall helall olumm kendinize gelin iyi misiniz?

 

Bir sakinleşip iyi olduğumuzu belirttik ve ben Leyla ya dönüp :

 

- Pis karakedi heee bir kere tamam pislik yaptım ama karakedi değil "kahve kediyim" tamam mı😂

 

Leyla:

 

- Sen şuan iyi misin ya da iyi olduğuna emin misin kanka ?

 

Ben:

 

- Valla ben emin değilim 😂

 

Bu sözümle herkesi güldürmüştüm.

 

Leyla :

 

- geç zaten tuvalet önündeyiz senin bir elini yüzünü yikiyalim kendine gell 😂

 

Leyla, benim kolumdan tutup çekerek tuvalete soktu yüzüme de şu çaldı ve kendime iyi geldim tuvaletten çıkıp :

 

- hadi kantine inelim kim bana kahve ısmarlayacak ? biradahakine borcum olurrr.

 

Leyla :

 

- ahaaa bittik bu kız kahve içerse kimse tutamaz bunu söyleyim zaten kafası bi milyon 😂

 

Ben:

 

- asskolsun Leyla ne zaman gordun o halimi bir de sanki alkol falan içmişim ya da icecekmisim gibi konuşuyorsun sabah sabah bir sapsallik yaptık o kadar 😂

 

Ben bunları o kadar hızlı söyleyince üstüne gülünce Alaz:

 

- kızım sakinn oll bu ne böyle yavaş yavaş ve tane tane konuş ki nefesin kesilmesin zaten astımın var ilacını da bulmak için bizi uğraştırma 😂

 

Akın ve Leyla bu konuşmadan sonra bayaa bı gülmeye başladılar ben de Leyla ya kaş göz hareketi yaparak " Hayırdır neye gülüyonuzz" anlamına getirdim.

 

Leyla :

 

- yok bişey sadece şöyle bir müq ship farkettik ona gülüyoruzzz.

 

Ben de gülüp kimseye çaktırmadan Leyla nin ayağına acımayacak şekilde bastım uyarımı anlamış olacak ki konuyu değiştirdi.

 

Leyla :

 

- Eee Açelya hanım yazarlık nasıl gidiyor?

 

Akım ve Alaz :

 

- aynen nasıl gidiyorrr yazarlık?

 

Ben : 

 

- şairliği unuttunuz ama biraz yorucu olsada güzelll gidiyorr inşaallah Emine Tavuz, Beyza Alkoç,Aslı Arslan ve Ceren melek gibi birçok yazarlardan olurum. Hatta çok sevdiğim en önemli yazarlardan " Miraç çağrı Aktaş" ve " Hikmet Anıl Öztekin" gibi olmayı cokk ama cokk istiyorum.

 

Akın , Alaz, Leyla :

 

- heee inşaallah olursun kitaplarını alippp senin imza gününe imzalatmaya gelirizzz.

 

Alaz: 

 

- Senin bir kitabın vardı hiç birakmayip çok okuduğun o kitabın adı neydi

 

Ben: 

 

- Hikmet Anıl Öztekin " Fesleğen" kitabı.

 

Akın:

 

- konusunu biraz anlatır mısın?

 

Ben: 

 

- tabiiki Fesleğen Konya dan okumak için İstanbul'a gelir ve Seyyah adinda biriyle tanışır , onunla dini konulardan muhabbet falan ederler ve ayrılmak zorunda kalırlar . Sebebi ise Fesleğen in okulu bitmiştir ve Konya ya yani evine gitmesi gerekir ama bunu Seyyah a söylemeden ayrılır.

 

Leyla :

 

- böyle mi bitiyor?

 

Ben:

 

- hayır , sonunu siz okuyun sürpriz olsun size

 

Herkes bir ağızdan "tamam" dedi .

 

Akın:

 

- peki bize hoşuna giden bir alıntı söyler misin?

 

Ben : tabiiki , " kimi sevmeli güzeli mi yoksa güzel yolları sevdireni mi ?"

bu alıntıyı çok seviyorum.

 

Herkes bu alıntıyı benim gibi çok sevmişti ve soru sorma sırası Alaz ' daydi galiba .

 

Alaz: 

 

- Bu söz senin Instagra

m'da biyografindeki yazı değil mi ?

 

Ben: evet , o söz.

 

konuşurken kantine varmıştık ve Akın bize kaheve ismarlamisti hepimiz , Akın a teşekkür edip kahveleri yudumlayarak konuşmaya devam ettik.

 

Bölüm : 26.11.2024 19:47 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...