18. Bölüm

18. Bölüm

Elifnur
senfoniyazar

 

Merhaba!

 

bu bölüm biraz🥲

oy:25

 

yorum:30

 

İYİ OKUMALAR!

Yazarın anlatımı ile;

Hayatta her şeyin bir zorluğu vardı. Hayatın, ağızdan çıkan her kelimenin, kazandığımız paranın...

Her şeyin zorluğu vardı.

Aram ve Cenk araba ile hastaneye giderken bedenleri titriyordu.

Yaptıkları doğru bir şeymi?

Cenk sinir hastası olduğu için pek düşünemiyordu ama Aram'ın kafası bu düşünce ile doluydu.

Çok ileri gitmişlerdi. Çok.

Elleri kan ile doluydu ikisinin.

Ama her şeyi de Mert için yapmışlardı.

Buğlem aramıştı Cenk ve Aram'ı. Mert'e ulaşamamıştı. Okulu ararlar iken temizlik odası kilitliydi. Orası asla kilitlenmezdi ama kilitliydi.

Cenk kapıyı kırdığında odada bulamamıştı. Sonra gözünü arşiv odası çarpmıştı. O odayı kırdığında ise kardeşi nefes alamıyor ve çırpınıyordu.

Kriz geçiriyordu ve nefes alamıyordu.

Dünyaları başlarına yıkılmıştı.

Ambulans çağırmışlardı sonra. Ambulans geldikten sonra hemen kamera kayıt odasına bakmışlardı.

Kamera da ilk önce Buğlem giriyordu kadraja. Odaya girdikten bir süre sonra odadan çıkıyordu. Ondan sonra ise Lavin. Elindeki anahtar ile odayı kilitliyordu.

Cenk ve Aram bu görüntüler ile delirmişti. Lavin'i görür görmez ise kendilerinden geçmişlerdi. Çok sinirlenmişlerdi.

Hastaneye geldiklerinde yoğun bakım ünitesinin önüne geldi. Herkes buradaydı. Hiç kimse Lavin'in yaptığını bilmiyordu.

Halbuki Lavin yapmamıştı.

Herkes Mert'in acısını gördüğünden Lavin'i fark etmemişlerdi. Şuan Mert'e odaklıydılar. Yoğun bakımda ölümle savaş veren Mert.

Mert'in bir anda kalbi durdu. Her şey bir anda olmuştu. Defne hanım acılı bir çığlık attı. "Oğlum!"

Herkes cama gelip vurmaya başladı. Seslerini Mert'e duyurmak istediler. Mert ise onların sesini duymuyordu.

İkizinin acısını hissediyordu.

İkizinin acısı, kalbini durduracak kadardı.

"Oğlum, yapma lan bunu bize!" diye bağırdı Karan. Acı çekiyordu. Kardeşi ölüyordu. "Yapma! Bizi sensiz bırakma! Yapma!"

"Yapma, oğlum!" diye bağırdı Emre bey. Canı acıyordu. Kızı hem kendisinden uzaktaydı hem de oğlu ölüyordu. İçinde ise büyük bir sıkıntı vardı. Yangın yüreğini yakıyordu. Oğlundan mı bilemedi.

Halbuki kızından dolayıdı.

Kızının acısını yavaştan hissediyordu.

Mert ise başka alamlerdeydi.

Yemyeşil ormanın içinde dolaşırken buldu kendisini Mert. Huzur doluydu bu orman. Çok güze duruyordu.

Gezmeye devam ederken karşısına abileri Aram ve Cenk belirdi. Yerde ise onlara ağlayarak bakan Lavin. Mert, canı koparılmış gibi hissetti. İkizi her ağladığında onun da canı yanıyordu. Az önce bu ormanda huzur bulmuştu halbuki.

Ağlamasın ikizi. Canının yarısı ağlamasın. Ona hep gülmek yakışıyordu.

Aram abisi bir anda bağırmaya başlıyordu. "Niye bunu Mert'e yaptın! Niye!"

Lavin ise ağlayarak, "Ben yapmadım," diyordu. "Yemin ederim ki ben yapmadım! İnanın bana! Bir kez olsun bana inanın, ne olur!"

Mert sesini duyurmak istedi onlara. O yapmadı, demek istedi. Beni bu hâle getiren o değil, demek istedi. Ama sesi çıkmadı.

Duyuramadı onlara sesini.

Kardeşi karşısında acı çekmeye devam etti.

Lavin ağladı, Mert'in canı koptu.

Lavin'in canı ağladı. Mert'in kalbi durdu.

Cenk bir anda kardeşini tekmelemeye başladı. Tekmenin biri göğüs kafesine denk gelmişti. Lavin o anda nefes alamadı. Nefesi kesildi.

Mert bağırıyordu. "Yapma, abi! O yapmadı bana!" diye bağırıyordu ama geçti.

Abileri Mert'in sesini duymuyordu. Lavin'in nefesi kesilmeye devam ediyordu.

Mert'in de nefesi kesildi. Bir daha nefes almak istemedi.

"Nefes alamıyor!" diye bağırdı doktorun biri.

Mert gerçekten de nefes alamıyordu.

Bunu duyan aile fertlerinden herkesten acılı feryat çıktı.

O sırada ise Kaya yere çökmüş ve başını ellerine almış ağlıyordu.

Canı çok ama çok kötü yanıyordu. Kalbi sanki ellerinde sıkıyorlardı. Ama bu acısının sadece Mert'ten olduğunu bilmiyordu.

O da Lavin'in acısını hissediyordu ve elinden bir şey gelemiyordu.

Çıkmaz sokakta kalmış ve yolunu bulmaya çalışıyordu.

Cenk acımasızca Lavin'e tekme atmaya devam ediyordu. Lavin'in ise canı acımaya.

Lavin bir anda kan kusmaya başladı. Mert daha fazla bağırmaya başladı. "Yapma, abi! Canımın yarısının canını yakma! Öldürme abi onu! Öldürme!"

Yine duyuramadı sesini.

Lavin acı çekti, Mert göz yaşları içinde kaldı.

Mert'in kalbi durdu, Lavin kan kusmaya devam etti.

Aram Cenk'i kenara çekti. Abisi olsa da çekebilmişti. Lavin'in saçından tuttuğu gibi yere vurdu kafasını. Kan kusan Lavin'in canı daha fazla yanıyordu. Ağzındaki kan eksilmez iken kafası da kanamaya başlamıştı. Kafasından ağır darbe almıştı.

O sırada Aram'ın eli Lavin'in kanı ile bulandı. Temiz ve beyaz el kirlendi, Lavin'in kanı ile kırmızı renge bulandı.

Aram ise durmadı. Bağırmaya devam etti. "Bize yapsaydın lan! Onun ne suçu vardı! İkizindi lan! İkizin!"

Mert artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Yere çökmüştü. Kalbi durmuştu. "Yapmadı! " diye çığlık attı Mert. "O yapmadı! Duyun sesimi! Duyun!"

Duymuyorlardı, Lavin acı çekmeye devam ediyordu.

En sonda Lavin'in bedeni kuş gibi titremeye başladı. Aram Lavin'i bir anda bıraktı. Yerde kuş gibi titriyordu.

Aram şok içinde çekilince yerine Cenk aldı. Kafasından tutunca onun da elini Lavin'in kanı bulandı.

Cenk sert bir şekilde bıraktı yere. Elindeki kanı umursamadı. Aram'ı çekti ve arabaya doğru gittiler.

Acımadan, arkalarına bakmadan, düşünmeden, canları acımadan...

Arkalarında can çekişen bir beden yokmuş gibi terk ettiler can çekişen bedeni.

Mert ise hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. İkizi karşısında çırpınıyordu. Ölü gibiydi. Başından ve ağzından kan akıyordu. Nefes almak istiyordu Lavin. Sadece nefes ama alamıyordu.

Mert'in etrafı bir anda karanlık oldu. Mert hıçkıra hıçkıra ağlarken yerden çöktü. Elleri ile göz yaşlarını sildi.

"Lavin!"diye bağırdı. " Neredesin! Lavin neredesin!"

Etrafına bakıp duruyordu. Ama gördüğü sadece karanlık.

Derken karşısında biri belirdi. Bu Lavin'di.

Az önceki gibiydi. Ağzından ve kafasından kan akıyordu. Bedeni ise tir tir titriyordu ama ayaktaydı.

Sadece tek olan o da hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

"Yapma," dedi ağlarken Lavin. "Gelme buraya! Burası çok karanlık, korkarsın sen!"

Mert başını olumsuz anlamda salladı. "Hayır,"dedi o da ağlarken. " Sen olmadan olmaz, ikizim. Sen olmadan olmaz."

"Olur," dedi ağlamanın içinde gülümserken. "Lütfen git, seni bekleyenler var," dedi.

Sonra ise eli ile karanlık havayı işaret etti. O an ise sesler duyulmaya başladı. "Onlar sesini sana duyurmaya çalışıyor. Duy seslerini."

Mert istem dışı dinlemeye başladı.

"Yapma, oğlum!" diye bağırıyordu Defne hanım ve Emre bey.

"Kardeşim, bizi sensiz bırakma!" diye bağırdı Karan.

Mert sesleri duyarken ikizine baktı. İkizi nur gibi gülümsüyordu. Belki de son kez görüyordu bu gülümsemeyi.

"Olmaz, ikizim," dedi Mert ağlamaya devam ederken. "Ben sensiz yapamam!"

"Onlar senin ailen," dedi. "Hiç biri bana aile olamadı. Bir kaç kişi hariç diğerleri aile olamadı. Ama sana oldular. Aileni terk etme, Mert. Ben sensiz yapamam ama sen bensiz yaparsın."

"Yapamam," diye çığlık attı Mert. "Ben sensiz yapamam! Canımın yarısısın sen! Nasıl yaparım sensiz! Gel, ne olur benle gel," dedi Mert en sonda çaresiz çıkan sesi ile.

"Yapamazsan bile bensiz olmaya alışırsın. Lütfen gelme, Mert. Beni seviyorsan gelme."

Dedikten sonra Mert'in elini tuttu. Mert ise kendisinin sürüklenmesine izin verdi.

Lavin onu bembeyaz bir ışığa getirdi. Eli ile beyaz ışığa işaret etti. "Geç buradan," dedi.

Mert yine başını olumsuz anlamda salladı. "Olmaz."

"Ne olur," dedi Lavin. "Git. Allah aşkına git. Ben geleceğim arkandan. Hadi," dedi bir ümitle.

"Gelecek misin?" diye sordu Mert.

Lavin gülümseyerek, "Geleceğim," dedi.

Mert beyaz ışığa giderken arkasına baktı. "Gel ama," dedi.

Lavin gülümsedi. "İkiz sözü, geleceğim."

Mert ise o anda beyaz ışığa kapıldı.

"Çalıştı!" diye bağırdı biri. "Kalbi çalışmaya başladı! Atıyor!"

Mert'in duran kalbi çalışmaya başlanmıştı.

"Şükürler olsun," diye ağlarken yere çöktü Defne hanım. "Şükürler olsun."

Herkes rahatlamıştı. Bu sefer göz yaşları sevinç gözyaşları

O sırada yoğum bakım ünitesini güçlü ve öfkeli bir ses doldurdu. "Lavine ne yaptın!"

Bu ses Leyla'ya aitti. Geldiği gibi Aram'a güçlü bir tokat attı. Hiç kimse ne olduğunu asla ama asla anlamamıştı. Kaya şaşkınca baktı sevgilisine. Olanları algılayamamıştı.

Leyla göz yaşları içinde kalmıştı. Sevgilisinin kız kardeşi olabilirdi Ama bağlanmıştı işte Lavin'e. Kalbi yük doluydu. Kalbi ağrıyordu.

Aram'ın göğsünü yumruklamaya başladı. "Ne yaptın Lavin'e! Nerede Lavin!"

O sırada karnına kollar sarıldı, geriye çekildi. Bu kişi Karan'dı.

Herkes şok olmuşken Kaya çöktüğü yerden acı ile kalktı. Göz yaşları akıyordu. Canı ise daha fazla yanmaya başladı. "Ne diyorsun, Leyla?" Ayakta duramıyordu. Canı fazlasıyla yanıyordu.

Kendine gelen Aram ise öfke ile bağırdı. "Mert'i bu hâle getiren Lavin'miş."

Emre bey duyduğu laf ile yere çöktü. "Ne?" diye aciz sesi ile fısıldadı.

"İnanmıyorsanız eğer kamera kayıtları var! Lavin kilitlemiş onu oraya!"

Defne hanım göz yaşları içinde bağırdı. "İlk başta göndermemiz gerekiyordu onu!"

"Yalan atma!" diye bağırdı Leyla. "Sınıfa bir kız gelmiş. Odadan belgeleri almasını rica etmiş. Ondan sonra ikisi gitmiş. Bir süre geçtikten sonra bir erken çocuğu gelmiş, Mert'in arkadaşı olduğunu söylemiş kıza, eve gidecekmiş, eşyalarını almaya gelmiş. Çocuk gittikten sonra da Lavin gelmiş. Mert nerede diyip sormuş kız etrafa. Nöbetçi kız odanın kilitlenmesini istemiş, Lavin'de kilitlemiş."

Cenk, "Ben gördüklerime inanıyorum," diye bağırdı.

O sırada korumanın biri gelmişti. Elinde bilgisayar çantası vardı. Emre beyin yanına gidip çantayı ona bıraktı. "Efendim, evinizin önüne bırakılmış. Bizde acil diyerek getirdik," dedi ve bilgisayarı bıraktı.

Kaya içindeki bir ses ile hemen kalktı ve bilgisayarı eline aldı. Ondan sonra ise yere geri oturmuştu. Göz yaşları asla durmuyordu.

Bilgisayarı açtığı gibi içinde bir video ile karşılaştı. Bu videoda Ardahan vardı.

Vidoeyu açıp izlemeye başladı. Ardahan'ın sesini duyanlar ise hemen Kaya'nın başına gelip izlemeye başladılar.

O kadar acizsiniz ki, gerçekleri asla göremediniz.

İlk bununla başlıyorum.

Erdem Sezin size çok tanıdık geliyor değil mi? Evet, çocukların dedesi Emre Sezin'in babası.

Siz Defne ve Emre. Kendi elleriniz ile yaptınız. Aşkınız uğruna kızınızı feda ettiniz.

Lavin bu zamana kadar suçsuzdu. Hiçbir suçu günahı yoktu.

Şirketi batıran benim kızım Buğlem'di. Mert'i krize sokan Buğlem'di. Diğerlerin yaşadığı olayların suçlusu Buğlem'di.

Aranızdaki hain Buğlem'di.

Defne hanımın çok sevdiği kızı; Aram'ın, Cenk'in, çok sevdiği kardeşi Buğlem'di.

Şimdi bu videodan çıkın ve diğerlerine geçin. Çünkü diğer videolarda sizi pişmanlıkla kavuracak videolar var.

Herkes şok içinde izliyordu videoyu. Geçmişteki yaşanan olayları da biliyorlardı.

Emre beyin duyduğu isim ile kalbi duracaktı. Olduğu yerde çökmüştü.

Kaya beklemeden açtı diğer videoları.

Tarih: 11.09.2009

Yerde küçük Lavin ağlıyordu. Sarı saçları yüzüne dökülmüş, yeşil gözleri kan çanağındaydı.

Ardahan elindeki kemer ile geldi. 2 yaşındaki Lavin'e acımadan sırtına kemerleri geçirdi. Lavin ise hıçkıra hıçkıra ağlamaktan başka bir şey yapamıyordu.

Ardahan, "Konuşmak yasak!" diye bağırıyordu. "Susacaksın! Sus!"

Elindeki kemeri ise geçirmeye devam etti.

Lavin'in bedeni dayanamadı ve bayıldı. İki yaşındaydı daha. İki yaşındaki bir bebek nasıl dayanırdı dayağa?

Ardahan elindeki kemeri attı ve kameraya döndü. "Lavin bugün ilk defa dayak yedi. Bunun arkası gelecek mi? Evet, gelecek. Onlar ise daha ağır olacak."

Video bitti ardından ise başka bir video başladı.

15.07.2010

Lavin üç yaşındaydı. Yine aynı depodaydı.

Ardahan elindeki iğne ile geldi. Karşısındaki Lavin'e bakıp kahkaha attı. Kameraya dönüp, "Bugün ilk kez acılı iğne ile tanışacak," dedi.

Ardından ise o pis iğneyi acımadan Lavin'e enjekte etti.

Lavin o acı ile bağırmaya başladı. Üç yaşındaydı ve direnci sıfırdı. Bu yüzden iğnenin içindeki zehir anında etki etmişti.

Lavin ise acı ile bağırmaya devam etti.

Tarih: 01.03.2011

Lavin bu sefer 4 yaşındaydı. Bedeni kanlar içindeydi. Öldürülesiye dayak yemişti.

Ardahan bir daha tekme attı. "Konuşacak mısın bir daha! Konuşmak yasak demedim mi sana!"

Bu sefer Lavin kan kusmaya başladı. Ölüyordu. Nefes alamıyordu. Canı çok yanıyordu.

4 yaşındaki çocuğa kan kusturmuştu Ardahan.

Bu video bittikten sonra ise yine Ardahan kadrajda belirlendi ama tarih yoktu.

Ve bu Lavin, 17 yaşındaki Lavindi.

Bu videoda Cenk'in ona inanmayıp eve attığı gündü. Cenk gittikten sonra o evde tehdit edildiği ana aitti. Lavin'in o ayağı ile çektiği acıyı gösteriyordu.

Bu videoyu izledikleri an telefonlarında ise mesaj geldi.

Herkesin aynı anda.

Mesaj ise,

*konum*

Lavin'in mezarı burada. Kurtarmak ya da ziyaret etmek isterseniz diye atayım dedim.

Hello.

Bu bölüm facia bölümdü.

Her şeyin bir sırası vardı.

Alın size gerçekler bakalım.

Bu bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Diğer bölümde görüşmek üzereee.

 

Bölüm : 26.12.2024 14:41 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...