25. Bölüm

25.Bölüm

Elifnur
senfoniyazar

 

Merhaba!

 

birazcık geç kaldım. Kusura bakmayın.

oy:40

 

yorum:35

 

İyi okumalar!

Zaman her şeyin ilacı derler.

Bazı konu da yalandı bazı konuda doğru.

Benim yeni Lavin'in doğuşunda zaman, ilaç olmuştu ama eski Lavin'in yaşadıklarında zehir.

Öz abim tarafından ölüme itilmek zehirdi. Benden nefret etmeleri zehirdi. Öz annemin manevi kızına sahip çıkıp benden soğuması zehirdi.

Artık eski Lavin değildim. Beni daha fazla ezemeyeceklerdi.

Elindeki belgeleri sıkı sıkı tutarken kararımdan asla ama asla vazgeçmeyecektim.

Üzerimde şu yeşili ve dantel detaylı olan bir büstiyer vardı. İnce askılıydı ve bel kısmı korseliydi. Altımda ise beyaz diz üstü hafif bol diz altı ise abartı şekilde olmayacak olan bolluk vardı. Bir nevi bol pantolondu ama belimi sıkı sıkı sarmıştı.

Halka küpelerimi de tatktıktan sonra yüzüme hafif makyaj yaptım. Kolye ve bileklik de takarken her şeyim hazırdı.

18 yaşındaydım ve uğraştığım işe bak. İntikam için olmasa bu işlere bile girmezdim.

Beyaz el çantamı da elime aldığımda aşağıya indim. Salona girdiğimde beni Aybars karşılamıştı.

Beni görür görmez, gözleri şaşkınlıkla açılmış ve baka kalmıştı.

Tepkileri normaldi çünkü beni ilk defa böyle görüyorlardı.

Beni süzerken yutkunmuştu. Bunu fark etmiştim. Ortamı bozmak için boğazımı temizleyerek etrafımda bir tur atıp döndüm. "Nasıl olmuşum?"

Şaşkın gözleri şaşkın bakmaya devam ederken, "Çok güzel olmuşsun," dedi. "Seni ilk defa böyle görüyorum."

"Bende kendimi ilk defa görüyorum."

Aybars kendisini silkeleyerek dış dünyaya döndü. Bana tekrardan baktı, süzdü, yutkundu.

Onun bu haline güldüm. "Biliyorum, canım. Çok güzelim."

"Melek gibisin," diyip fısıldayınca bu sefer donuk şekilde bakan ben oldum. Ona bakarken yutkundum ve gözlerimi kaçırarak, "Gitmiyor muyuz?" diye sordum.

"Ha, şey," dedi Aybars. "Gidiyoruz tabii, gidiyoruz."

Yazarın anlatımı ile.

Cenk yine her zaman ki yerine gelmişti. İçini açabildiği, pişamnkla kavrulduğu yere. Lavin'in mezarına.

Mezar taşına otururken mezar taşına bir öpücük bırakmıştı. Yutkunarak içinde tuttuklarını söylemeye başladı. "Senden ne kadar özür dilesem az," diye başladı sözlerine.

Çok acı çekiyordu ama her şey içinde geçti. Konu aslında basit ihale değildi ama konu oralara gelmişti.

"Bunları yapan bendim ama ben yapmadım, kardeşim."

Derin nefes çekti içine. "Yaptım bir şekilde ama isteye isteye yapmadım, kardeşim. Çok sevdim seni, senin uğruna ölmek isteyecek kadar."

Cenk'in dedikleri doğruydu. Kardeşi öl dese ölecek kadar seviyordu ama kaybetmişti işte.

Cenk'in yine gözünden yaş akarken zorla yutkundu. "Diğer kişiliğimdi sana bunları yapan."

Cenk çoklu kişilik bozukluğu hastasıydı. İki kişi barındırıyordu bedeninde. Bir bedeni Lavin'den nefret ederken diğer bedeni onun için ölesiye kadar seviyordu.

Lavin'i seven kişiliği ihaleyi asla umursamazdı. Güzeline değerdi. Lavin'in yaptığı her şey, başının üzerinde yeri vardı ama diğer kişiliği için aynı şey söylenemezdi.

Diğer kişiliği Lavin'den nefret ederken ihale işini bahane bulmuştu. Lavin'den nefret eden kişiliği, Cenk'in bedenine geri dönmüş ve asla istemeyeceği şeyler olmuştu.

Cenk tutmuştu kendisini. Sıkmıştı. O kişiliğinin bedenine geri gelmemesi için çaba sarf etmişti ama olmamıştı.

Bir anda sinirlenip Lavin'e zarar vermesi, Lavin'e laf sokmalar, Lavin'in canını yakmalar, hep Lavin'den nefret eden kişiliği yapmıştı.

Tedavi görüyordu. Hatta iyileşmişti de. Ama ne olduysa geri dönmüştü. İhale olayı çıkmadan önce Lavin'den nefret eden kişiliği ortaya çıkmak için sarf etmişti ama Cenk izin vermemişti. Daha sonra ise Cenk'in bedenine ele geçirmişti.

O kişilikten ne zaman çıktığını hatırlıyordu. Lavin'in cansız bedenini ormanda bırakıp hastaneye geldiklerinde. Gerçekleri öğrendikleri an çıkıp gitmişti o kişiliği. Ne Cenk'in bedenine geri dönmek istemişti, ne de ortaya çıkmak.

O kişilik bir anda Lavin'e karşı duyduğu nefret ile ortadan kaybolmuştu. Nefreti bir anda sönmüştü.

İmkanı var mı yok mu bilmiyordu ama o kişiliği de pişman olmuş gibiydi.

Cenk bu 7 ay içinde doktoruna gitmişti. Olanları anlattığında doktoru artık bu illetten tamamen kurtulduğunu söylemişti. Bir anda Lavin'den nefret eden kişiliğinin ortaya çıkma sebebini ise ilaçları bir süreliğine bırakmasından dolayı olduğunu söylemişti.

Aslında Cenk iyileştiğini sanıyordu ama ilaçları, Buğlem tarafından değiştiriliyordu.

Cenk tam iyileşemese de ilaçlarını içiyor ve psikoterapi görüyordu.

Doktoru ilaçlarını bıraktırmamıştı. Hastalığından tamamen kurtulduğuna emin olmak istemesi üzerine bıraktırmamıştı.

Evdeki hiç kimse bilmiyordu. Buğlem hariç. Buğlem Ardahan ve Erdem ile birlikteydi ve Sezin ailesini yıkmak için her şeyi yaptı.

En büyük zararı aslında Kaya değildi. Cenk'ti. Cenk'in iyileşmemesini sağlamış ve en tehlikeli kişiliğine sahip olmasını sağlamıştı.

Sinir hastalığı bir yandan, çift kişiliği bir yandan derken bedenine sahip çıkamamıştı.

Şu 7 ay içinde ise kişilik hastalığı denen hastalıktan tamamen kurtulmuştu. Sezin ailesinin hiç bir zaman haberi olmamıştı.

Şimdi de çok acı çekiyordu Cenk. Bedenine sahip olamamış ve kardeşini kendi elleri ile ölüme sürüklemişti.

"Yemin ederim ki iyileştim sandım ama iyileşememişim. Buğlem bana zarar vermedi derken en büyük zararı bana vermiş. Özür dilerim, kardeşim. Bedenime sahip çıkamadım."

7 aydır her gün burada olurdu Cenk. Hiç bir zaman ayırlmadı kardeşinin mezarından. Onun toprağında uyuduğu gecelerde oldu, sabahları hemen onun yanında bulurken de.

Cenk istemezdi böyle şeyler olsun ama onun elinde olan bir şey değildi. Kendi bile bile isteye isteye yapmamıştı. O ilk geldiği günden beri hep kardeşini sevmişti. Ona sahip çıkmıştı. Ama o kişiliği bedenine geri gelmeden önce.

O evde Lavin'den gerçekten nefret eden tek kişi vardı o da Aram. Şimdi de pişmanlıktan ateşlerin içinde yanıyordu.

Alnını mezar taşına yaslarken gözlerini kapattı Cenk. "Seninle bu illetten kurtularak karşına çıkmak isterdim, kardeşim. Ben şimdi kurtuldum ama sen yoksun. Nefret ediyorum kendi bedenimden. Sana yaşattığı her şeyden nefret ediyorum."

Burnunu çekmişti Cenk. Elindeki şekeri alınmış çocuk gibi ağlıyordu. "Çok çabaladım. Yerime geçmemesi için çok çabaladım ama olmadı. O Buğlem, herşeyi yıktı. Özür dilerim, kardeşim. Özür dilerim."

Cenk başını taştan çekerken yerde bulunan çiçekleri aldı. Her türlü çiçekten vardı. Mezar toprağının dibine diz çöktü ve toprağı kirli otlardan temizledi. Ardından ise yeni çiçeklerini dikti. Suladı, çiçekleri okşadı, mezar taşına yine bir öpücük bıraktı.

"Gece yine yanına geleceğim, güzelim. Bu gece de yalnız uyumak yok."

Yine yapacaktı. Kardeşinin toprağına kıvralacak ve uyuyacaktı kardeşinin mezarında.

Bırakmazdı kardeşini yalnız. Korkardı, üşürdü. Cenk yalnız bırakamazdı kardeşini.

Mezarlıktan çıktıktan sonra arabasına bindi. Kendisini zor da olsa topladı. Telefondan babasını aradı. Bugün büyük bir toplantı vardı şirkette.

Aybars'ın şirketi ile ortak olacakkardı. Ardından ise yeni bir şirket açacaktı Cenk.

Kardeşinin adını taşıdığı bir şirket.

Babası telefonunu açtığında soğuk sesi ile karşılaştı. "Ne oldu?"

Babası onlara 7 ay önce küsmüştü ve bu, Cenk'in canını yakıyordu.

"Şirkete varıp belgeleri hazırladın mı diye soracaktım," dedi mahçup ve kısık çıkan sesi ile.

"Bildiğin soruları sorma o zaman!" dedi ve Emre bey oğlunun suratına telefonunu kapattı.

Cenk yutkunurken gözünden bir yaş daha akmıştı.

Derin nefes alıp verdi ve kendisini sakinleştirdi.

Arabayı sürmeye başladı. Gittiği yer belliydi: şirket.

Şirketten de şirkette çalışmaktan da nefret ediyordu artık.

Araba şirketin önüne geldiğinde şirketin önünde bir kalabalık vardı. Kaşları çatıldı Cenk'in.

Arabadan indiğinde polisi ve polislerin koluna kelepçe taktıkları Aram'ı gördüler.

Anında oraya gitti. Polis Cenk'i gördüğü an, "Cenk Sezin?" dedi, Cenk'in o olduğunu inanmak ve ispatlamak ister gibi.

"Evet benim de," dedi Cenk şaşkınlar içerisinde. "Aram'ı niye tutuklandınız? Ne oluyor?"

Polis Cenk'i umursamadan diğer polis arkadaşına seslendi. Kafası ile Cenk'i işaret ederken, "Aranan ikinci şahıs bu! Tutuklayın bunu da!"

Cenk tam ne olduğunu tekrardan soracak iken polis gelmiş ve ters kelepçe takmıştı.

Cenk'in gözleri şaşkınca açılırkrn önünden giden Aram'a seslendi. "Ne oluyor!"

Onun yerine kendisini polis arabasına götüren polis cevapladı. "Lavin Sezin'in kasten öldürmekten tutuklusunuz!"

Sizi zort etmişişko😁

Eee, bölüm nasıldı

Cenk'in hastalığını bekliyor muydunuz? Nasıl tepki verdiniz?

Lavin sahalara geri döndü.

 

Bölüm : 26.12.2024 14:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...