Yeni Üyelik
5.
Bölüm
@senortiasxx

İnsan bazı acılara ağlayamaz içi paramparça bile olsa sesini çıkaramazdı. Şuan hastane koridorunda Beril ile birlikte Mirandan gelecek tek bir haberi bekliyorduk. 2 saat önce korumalardan biri arayıp miranın kaza yaptığını durumunun kötü olduğunu söylemişti. Apar topar hastaneye geldiğimde Beril çoktan gelmiş gibiydi. Ağlıyordu bense bir köşeye oturmuş düz bir ifadeyle ameliyathanenin kapısına bakıyordum. Nolduğunu bilmiyordum sadece kaza yaptığı söylenmişti. Telefonumdan saate baktığımda 03.45di miran 2 saattir ameliyattaydı bunları düşünürken Beril'in sesini duydum.


- senin yüzünden! Hepsi senin yüzünden! Sen hayatımıza girmeseydin miran şuan koynumda olacaktı! Sen 2.kadın olmayı kabul ettin! Sen bana göz yumdun! Senin hiç gururun yok mu?


- Ne diyorsun Beril? Miran benim nikahlı kocam 2.kadın ben değil sensin. Asıl sen bana göz yumup evli bir adamla hala beraber olmaya utanmıyor musun? Asıl senin hiç gururun yok mu?


- Eğer sen olmasaydın biz bugün kavga etmeyecektik miran da kaza yapmayacaktı. Senin yüzünden oldu.

Uğursuzsun sen. 


Cevap vermedim. Başım ağrıyordu zaten birde onunla uğraşamazdım. Berille kavga ettiği için mi kaza yapmıştı? Gerçektende metres konumuna düşmüştüm. Gözlerimin dolmasıyla lavaboya koştum. Tuttuğum gözyaşlarımı akıttım elimi yüzümü yıkayıp çıktım. 10 dakika sonra doktor çıktı.


- Miran beyin ailesi sizmisiniz?


- evet


- iç kanaması vardı. Durdurduk şuan gayet iyi yoğun bakıma alınacak 24 saat sonra durumuna göre normal odaya alabiliriz. Geçmiş olsun


- Teşekkürler


Hiwda annenin yanına gittim. Ağlıyordu. Başımı dizlerine koydum ve bende ağlamaya başladım. Mirana değil kendime ağlıyordum. Farkında olmadan sorduğum soru hiwda anneyi şok etmişti.


- Hiwda anne ben metres miyim?


- Kaldır kafanı efsa! Bu ne saçmalıktır böyle! Sen metres falan değilsin senin nikahın vardır! Sana metres deme cürretinde bulunan önce kendine baksın! Evli adamlarla yatıp kalkan metresin ta kendisidir!


Dedikleriyle şok olmuştum. Olayı hemen anlamıştı.


- Miran yıllardır benimle ben metres değilim ağzınızı toplayın!


- Densiz dua et oğlum içeride. Seninle görüşeceğiz ama.


Konuşmasını bölen sedyeyle ameliyattan çıkan miran oldu. Rengi bembeyaz olmuş yorgunca yatıyordu.

Peşlerinden gittik. Yoğun bakıma alındı. Bende camın arkasından bakıyordum. Gün aydınlanmaya başlayınca korumalardan biri yanıma geldi.


- yenge seni eve götürlerim dinlen biraz miran abi iyi şükür. Bir şey olursa almaya geliriz seni.


Kafamı salladım. Burada kalıp daha fazla metres damgası yemek istemiyordum. Hastaneden çıkıp konağa ulaştığımızda hemen odama çıktım. Soğuk suyun altına girip çığlık çığlığa ağlamaya başladım. Evde kimse olmadığı için rahattım. Suyun altında ne kadar kaldım bilmiyordum. Çıktığımda titriyordum. Hemen üzerimi giyinip saçlarımı kuruttum. Aşşağı inip sıcak su torbası yaptım kendime odaya çıkıp yatağa girdim. Gözlerim kapanmış çalan telefonla uyandım.


- Efsa kızım uyandı! uyandı kızım! oğlum uyandı!


- Allahım çok şükür geliyorum hemen hiwda anne.


Miran uyanmıştı. Üzerime eşofman tişört geçirip hemen çıktım. Hastaneye geldiğimizde miran odaya alınmıştı. Odaya girdiğimde Beril Miranın yanına yatmış Miranda Berilin saçlarına burnunu gömmüştü. Gördüğüm manzaranın içimi yakmasıyla donup kaldım. Kendime gelip odadan çıkacakken Miran konuştu.


- Efsa buraya gel.


Ona doğru dönüp yürüdüğümde Beril'in yüzünde sinsi bir gülüş vardı.


- metres olan Beril değil sensin efsa! Bir daha sevdiğim kadınla böyle konuşmaya sakın cürret etme! Şimdi çıkabilirsin.


Dolan gözlerimle odadan çıktım. Niye gelmiştim ki zaten? Hastaneden çıktığımda yürümeye başladım. İnsanlara baktım. Hepsinin hayata bağlayacak telaşları vardı. Sonra kendime baktım. Sahi benim neyim vardı? Bir telaşım yoktu hatta belki yarınım bile yoktu. Ben bugün içimdeki o küçücük umudu öldürmüştüm. Şimdiyse mutsuzluk bedenimi ele geçirmiş beni öldürüyordu. Ben metres değildim. Ben gurursuz yada uğursuz değildim. Yürüyerek konağa ulaştım. Hala ağlıyordum. Odama girip eşyalarımı topladım. İstanbula gidecektim. Her şeyi geride bırakıp kaçacaktım. Beni buraya bağlayan hiçbir şey kalmamıştı. Saat sabahın 8ydi. 11e biletimi aldım. Kimseye yakalanmamak için taksi çağırıp hemen çıktım evden. Havaalanına geldiğimde her şeyin sonu gibi hissediyordum. İnsanın yükü ağırlaşınca şehri terk edermiş. Terk ediyordum. Annemi babamı kardeşlerimi terk ediyordum. Miran ne yapardı beni göremeyince? Nasıl boşanacaktım ondan? Beni bulmaya çalışır mıydı? Kafam bunlarla doluydu. Telefonum çaldı. Arayan hiwda anneydi. Bozuntuya vermemeliydim.


- efendim hiwda anne?


- kızım yarın Miranım çıkıyor hayırlısıyla söyle herkese hazırlık yapsınlar. Yemek dağıtılsın.


- Tamam söylerim.


Telefonu kapattığımda yine ağlıyordum. Onu yüz üstü bırakıyordum. Oğlunun gelişini kutlyamadan başına ben çıkacaktım. Sonunda uçuş saatim geldiğinde uçağa geçip yerime oturdum. Gidiyordum ve bunun bir dönüşü olmayacaktı. Kaç saat geçti bilmiyorum ama sonunda inmiştim. Bir taksi tutup otele gitmesini söyledim. Yarın ilk iş ev aramam gerekiyordu. Otele geldiğimde odaya geçip eşyalarımı yerleştirirken bir şarkı açtım.


sezen aksu- kaybolan yıllar


Şarkı eşliğinde eşyalarımı dizdim. Aklıma gelen düşünceler yeniden bedenimi esir almıştı. Ne sopa ne demir kırmazdı belki kemiklerimi ama bir kelime bütün bedenimi paramparça etmişti. İşim bittikten sonra kafamı dağıtmak için dışarı çıktım. İstanbulu biliyordum. Babam getirirdi beni dolaşırdık hep. Ama şimdi yoktu bu koca şehirde tek başımaydım. İstanbulu turlarken saat 23 olmuştu. Otele geçip uyumak için yatağa girdim. Günün yorgunluğuyla gözlerim kapandı.


Kızılşahoğlu konağı;


- Efsa! Efsa! Biz geldik kızım gel hadi!


- Hanımım efsa hanım konakta değildir.


- Nasıl nereye gitti?


- Bilmiyorum miran ağam.


- Doğan! 


- Efendim abi


- Efsa nerde?


- Bilmiyorum abi ben hep hastanedeydim.


- Odama çıkar beni


Odaya geldiğimde efsanın eşyaları yoktu. Hiçbir şeyi yoktu.


- Siktir! Siktir! Kafanı sikiyim miran!


- Doğan! Buraya gelin hemen!


- Buyur abi


- Efsa gitmiş! Siz böyle mi koruyorsunuz lan konağı! Sik kafalılar! Her yere bakın! Hemen bulun karımı! Duydunuz mu lan!


-Duyduk abi


İkinci kadın muamelesi yapmıştım ona,dinlememiştim onu Berile koşulsuz inanıp onu dinlememiştim. Gitmişti. Sahip çıkamamıştım ona. Lavaboya girip yüzümü yıkayacakken çöpteki şey dikkatimi çekmişti.


- Siktir! Siktir! Hamile misin lan!


Baba olamazdım ben. Bakamazdım ona olmazdı benden. Oda gitmişti. İkiside terk etmişti beni. Bulmalıydım onları. Bulup geri getirmeliydim.


-Nerdesin efsa? Niye söylemedin bana? Nasıl saklarsın bunu?


Hemen efsayı bulmalıydım. O çocuk doğmamalı.


Ona ne kadar üzgün olduğumu söyleme şansım olmadı hiç. Konuşmadık. Hem konuşmaya ne gerek vardı? İnsan her şeyi anlatamaz, kelimelerde her şeyi anlatmaya yetmezdi zaten...


Eveeeeet Efsa hamile miran çocuğu istemiyor. Sizce pişman olur mu? Ben hiç sanmıyorum sonuçta huylu huyundan vazgeçmez. Zırıl zırıl ağlayacağımız bölümler yakında takipte ve sağlıcakla kalın.


Loading...
0%