Yeni Üyelik
15.
Bölüm
@senossww

Marsel Güneş

Koridorda Alpay ile yaşadığım o olaydan beri düşünemez hale gelmiştim. Biyoloji hocasının verdiği etütten bile bir şey anlamamış ütüne üstün geçen derslerde bile sadece Alpayın dudaklarımı ısıtan sıcak nefesi ve koyulaşmış turkuaz gözleri gözlerimin önüne gelip durmuştu. İlay ikimiz arasında ne olup bittiğini sorup durmuştu. Bende inatla sadece arkadaşız demiş ve sorularından kaçmak için kaçamak cevaplar vermiştim. Alpayın adını duymak bile yanaklarımı ısıtıyorken artık nasıl konuşacaktım onunla?

Yüzüne bakamayacağıma emindim. Arkadaşlığımızın bitmesini istemiyordum, zaten Alpayında yapmak üzere olduğumuz şeyi fark ettikten sonraki yüz ifadesi gözümün önünden gitmiyordu. Pişman olmuştu. Net bir şekilde turkuazlarında bunu fark etmiştim, ben onu geri ittikten sonra gözlerinde oluşan ifade kalbimi paramparça etmiş gözlerimin dolmasını sağlamıştı. Önünde ağlamamak için kafamı öne eğmiş ve gözlerimin doluşunu ondan saklamıştım.

Son dersteydim ve ne kadar beklesemde büyük ihtimalle Alpay bu derste gelmeyecekti. Edebiyat hocası Akif hoca ders anlatırken yine son derslerde de yaptığım şekilde defterimi karalıyordum.

Yanımda haraketlilik olduğunu hissederken Alpayın gelmiş olabileceği düşüncesiyle heyecanla yanıma baktım. Gördüğüm yüz gülüşümün büyük bir hızla solmasına neden oldu.

"Selam."

Bartu kocaman gülümsemesi yanımda dururken zoraki bir şekilde tebessüm ettim. Gözleri karalama yaptığım deftere kayarken kahverengi gözleri ilgiyle parıldadı neye baktığını hatırlayınca utanç ve korkuyla elimi resmin üzerini örttüm.
Kaşlarını kaldırarak bana baktı. Defteri kapattım ve bir şey olmamış gibi yanlış anlamasın diye tebessüm ettim. İşaret diliyle,

"Uzun zamandır konuşmuyorduk nasılsın Bartu?"

Gülümsedi fakat neden bu kadar telaş yaptığımı anlamayan bakışları devam etti.

"İyiyim" kahverengi gözlerindeki kıvılcımları fark ederken cümlesine devam etti "Yılmaz her şeye burnunu sokmasa konuşuyor olurduk. Bu arada o günkü olay için kusura bakma eski şeyler.."

Sesindeki ton eskiyi özlemiş gibi hissettirsede sadece kafamı sallamakla yetindim.

"Aranızda ne geçti? Eskiden iyi arkadaşmışsınız gibi hissettim."

Gözlerindeki pişmalık elimle tutabileceğim kadar büyümüştü. Söylemek istemediği belliydi. Bu yüzden zorlamadım ve gülümsedim. Zorlamayacağımı fark ettiğinde Akif hocanın dersin bittiğine dair olan sesini duydum. İkimizde aynı anda tahtaya dönerken kapıdan çıkan uzun silueti görmemle bir hışımla ayağa kalktım. Deri ceketinden kim olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Alpay derse gelmişti ve ben fark etmemiştim! Kapıdan çıkıp sınıfın kapısını arkasından çarpttı. Çıkan sesle herkes sessizleşirken ben irkilmiştim.

"Marsel iyi misin?"

Bartunun sesiyle yüzüm düşmüş bir şekilde Bartuya döndüm. Kafamı sallarken sinirli bir şekilde defterlerimi ve eşyalarımı çantama sıkıştırdıktan sonra kulaklıklarımı kulağıma taktım. Sıramın yanından ayrılarak sınıfın çıkışına doğru yürüdüm.

Kolumda bir el hissedince bakışlarımı arkama çevirdim. Bartu sırtında çantasıyla arkamada dikilirken aniden değişen tavrımın nedenini merak ediyordu.

"İyi misin? Neye kızdın bu kadar?"

Arkadaşım olmadığı için doğal olarak yalan söylemek için gerekçelerim yoktu. Yalan söylemektende pek haz etmezdim babama en son yalan söylediğimde ilkokuldaydım ve babama yalan söylemiş olduğum gerçeği beni aşırı rahatsız ettiğinden babama söylemiştim, sonu ise yamuk yumuk kısacık saçlarımdı. İşaret diliyle

"Misafirliğe gideceğimiz aklıma geldi eve geç kalmamalıyım. Yarın görüşürüz olur mu?"

Gülümseyerek kafasını salladı. Kolumu bıraktı ve yanımda yürümeye başladı.

"Eve bırakayımmı seni?"

Sorusuyla en son beni bıraktığında olanlar aklıma geldi. Kafamı hızlıca hayır anlamında salladım. Bir sefer daha böyle bir şey olursa hem Alpayın dilinden hemde sadece dudak patlaması ve morluklarla kurtulamayacağıma emindim.

Bartunun sorularına daha fazla maruz kalmamak için kulağıma kulaklıklarımı taktım ve hızlıca yürümeye başladım.

Aşağı indiğimde Alpay, Arel, Sarp ve Çağan bir kız ile konuşuyorlardı, daha doğrusu Alpay ve Sarp kız ile konuşuyor diğerleri arada olaya giriyor gibiydi. Alpayın haraleri mavilerimle buluştu. Kız önünde ona hararetli bir şekilde bir şeyler anlatırken o sanki içimi görüyormuş gibi mavilerime odaklanmıştı. Çocuklar Alpayın neye baktığına bakmak için olduğum tarafa döndüklerinde hepsiyle tek tek bakıştım. Arel 'eyvah' bakışları Sarp 'bir sen eksiktin' bakışları Çağan 'şimdi sıçtık' bakışı atarken Alpayın bakışlarını çözememiştim. Bu sabahki pişmanlığı aklıma gelince kıpkırmızı kesilerek gözlerimi kaçırdım ve arkamı dönerek eve doğru yürüdüm.

Kaçınılmazın olduğunu anlamıştım yol boyu yürürken. Ben Alpaya aşık olmuştum...

Loading...
0%