@senossww
|
Tam yarım saattir yürüyordum ve bir türlü müdürün odasını bulamamıştım! Bu okul resmen devasa! Labirentlere taş çıkarır burası!! Bizim ordaki caddeleri toplasak bu okul kadar etmezdi! Buranın mimarı olsam tabela falan koyardım! İnsan öğrencileride düşünmeli yani. Derse çok fazla geç kalmıştım buna rağmen birine sormaya utandığım için sormamıştım ama başka seçeneğim yok gibi duruyordu. Başka bir koridora girdim buradada kimse yoktu. Umutsuzlukla of larken ses duydum. Koridorun sonunda cam otomatik sürgülü cam kapı gibi bir şey vardı ve yanılmıyorsam sesler oradan geliyordu. Sonunda birini bulmuş olmanın sevinciyle koridorun sonuna doğru yürüdüm. Açık cam kapıdan girince sağda bir grup erkek öğrenci gördüm. Aralarında kız olmasının umuduyla bakımsamda kız yoktu. Geçmişimden dolayı erkeklere karşı mesafeliydim. Geçmişim sesimle birlikte bazı başka şeyleride almıştı. Arkası dönük olan gruba giderken yinede sonunda derse girebilme umuduyla gülümsüyordum. Şu an ki tek istediğim sınıfıma gidip dersi dinlemekti. Sabahki çarptığım çocuk gibi upuzundu. Deri çeketine dokunup bana dönmesini beklerken bende kalem kağıdımı çıkarmak için çantamı açmaya başladım. Kağıdımı aldıktan sonra kalem için uzanırken içimden küfürler saymak istediğim sesi duydum. "Kızıl?" kafamı kaldırıp karşımda duran çocuğa bakarken kafamı epey kaldırmak zorunda kalmıştım. Bu çocuğa bakarken boynum kırılmazsa eyvallah. Zoraki gülümserken gülümsememe bakmasıyla dudağı kıvrıldı. "Bana aşık olduğunu itiraf etmeye mi geldin? Daha yeni geldin fazla hızlı gitmiyormusun? Ama neyse senin havuç kafanın hatrına sana numaramı verebilirim." Alaycı sesiyle benimle dalga geçerken onu öldürmek ister gibi baktığıma emindim çünkü alaycılığı giderken kaşları havalandı elimdeki kağıda bakmadan müdürün odasının nerde olduğunu yazarken hiç konuşmayan bir çocuk araya girdi. "Belli ki numaranı vermen yeterli olmayacak. Bu boy ve bu tatlı tip ile nasıl bu kadar korkutucu bakabiliyor bu kız?" Çocuğa döndüğümde aynı şekilde ona bakmıştım. Ellerini teslim oluyorum dercesine havaya kaldırırken boyumun hizasına eğilmiş çocuğun kıkırtısını duydum. Ona dönünce ne gülüyorsun? Gibi bir hareket yaptım. "Eğer istersen seni kırmayıp dışarı çıkabiliriz havuç." Havuç mu?! Bu elektrik direği kim oluyorda bana havuç diyor? "Seni müdüre götürürüm ama neden kağıda yazıyorsun? Bu bir, iki bana aşık olmaman beni kırdı," elini kalbine götürüp güldü. "Üç sorun değil çünkü yakın zamanda bana sırılsıklam aşık olacaksın havuç." Arkadakiler daha fazla gülerken oda gülerek gözlerime bakıyordu. Kaşlarım anında çatılırken bende benden asla ama asla beklemediğim bir şeyi yaptım. Orta parmağımı ona gösterdim. Orta parmağıma bakıp daha alaylı bir şekilde gülerken ben ne yaptığımın farkına varıyordum. Aman Allahım! Cidden ben ne yaptım? El hareketi çekmiştim! Tamam haklısınız fazla büyük bir mesele değildi fakat bunu yaptıktan sonra utançla arkamı dönüp hem sinirle hemde utançla ayaklarımı yere vura vura yürdüm. Yüzümün renkten rege girdiğinin farkındaydım. Arkamdan ayak sesleri gelirken peşimden geldiğinin farkındaydım. Bir el kolumu tutup olduğum yerde durmamı sağlarken yüzümü saçlarımın arasına gizledim. Adını bilmediğim için şimdilik adı direk olan çocuğun kıkırtısını duydum. "hey," ellerini saçlarımda hissedince hızlıca geriye adımladım. Saçlarıma dokunulmasından hoşlanmıyordum bana geçmişi hatırlatıyordu ve bu konuda fazla duygusaldım. Gözlerim anında dolarken kıkırtısı durmuştu. Yüzümü ondan hala gizlerken direk, kolumu bıraktı. Gittiğini düşünmek nedensizce beni üzmüştü. Fakat karşımda çömeldiğini görünce gözlerim kocaman açıldı. Sorgulayarak bana bakıyordu. "seni üzecek bir şey mi yaptım kızıl?" Üzülmüş gibi bana bakarken neden önemsediğini düşündüm. Ama ilk kez biri nedme üzüldüğümü soruyordu. Kalbim hızlanırken konuşamayacağım için hırkamın içindeki not defterimi aradım fakat bulamamıştım. Bu beni daha çaresiz hissettirmişti. Karşısında mal gibi dikiliyordum ve bir açıklama yapamıyordum. Göz yaşlarım artınca nedense uzun zaman sonra ilk kez konuşamamamın acısını hissettim. "Kızıl neden ağlıyorsun?" Bana biraz daha yaklaştı. Ne yapacağını bilmediğinin farkındaydım. Oda çaresiz hissediyordu. Göz yaşlarımı silmeme yemini etmiştim bu nedenle akmalarına izin verdim. Boğazımı temizleyip ona döndüm. Telefonumda çantamda kalmıştı ve çantamıda bir hışımla gittiğim için orda unutmuştum. Bir kez daha kendime bela okurken, gözlerimi gözlerine dikerek elimle telefon işareti yaptım. "Telefonumu mu istiyorsun?" Kafamı evet dercesine sallarken telefonunu açıp bana verdi notlar kısmına girerek, 'senin ile alakalı bir şey yok saçıma dokunulmasını sevmiyorum. Ayrıca sana aşık olmayacağım boşa hayaller kurma direk! ' "Daha şimdiden aşık olmaya başladın havuç." |
0% |