Yeni Üyelik
7.
Bölüm
@senossww

Neyseki sınıfa girmeden Alpayı ikna etmiştim. Beni yere indirmişti fakat bir kolu belimden beni kendine yaslamışken diğer eliyle sağ elimi tutuyordu. Neden bu kadar hasas davrandığını bilmiyordum fakat hoşuma gitmiyor değildi. Bu yüzden ses etmeden bunu kabul etmiştim.

Alpay elimi bırakıp kapıyı çalmadan birden içeriye dalınca hazırsızlıkla yutkundum. Neyden korktuğumu anlamış gibi belimi sıktı. Nerdeyse bütün yükümü Alpaya vermiştim bu yüzden beni zorla yürüterek sınıfa soktu. Sınıfta çıt çıkmazken korku dolu bakışlarımı zeminde gezdiriyordum. Tahtanın ortasına kadar geldiğimizde öğrencilere bakmadan öğretmene döndüm. Şaşırdığını fazla bir şekilde belli etsede sonradan bakışlarını düzeltmişti bana gülümseyerek baktı.

"Hoşgeldin kızım."

Zoraki bir şekilde gülümseyerek başımı salladım. Öğretmen sınıfa döndü ve kolunu yana açarak beni sınıfa gösterdi

"Çocuklar yeni öğrencimiz ve yeni arkadaşınız bu yıl birliktesiniz," Öğretmen bana döndü ve gülümseyerek korktuğum o cümleyi söyledi. "Canım kendini arkadaşlarına tanıt."

Alpayın kasıldığını hissettim. Bakışlarımı sıralarında oturup merakla beni izleyen öğrencilere çevirdim.

İnsanlar konuşamadığımı bilmediği için neden sustuğumu merak ediyor olmalılardı. Sertçe yutkunurken onun sesini duydum.

"Ne gerek var? Adı Marsel."

Sanki bilmeleri gereken başka bir şey yokmuş gibi beni sıralara yürüttü. Herkes şaşkınlıkla bir şeyler fısıldarken sanki konuşmamama değil Alpayın beni taşımasına ve böyle davranmasına şaşırmış gibilerdi. Neyden ötürü böyle şaşırdılar bilmiyorum fakat şu an heyecandan ve utançtan hızlanan kalbim bunları düşünmeme engel oluyordu. Benimde elim Alpayın tuttuğu gibi onun belinden tutuyordum fazla sıkmış olmalıyım ki "rahatla." Dediğini duydum. En arka sıralardan birine oturdum sırt çantamıda yanıma koyarken yana kayıp Alpaya yer açtım. Küçük bir tebessüm gönderip yanıma oturdu. Bakışlarımı ondan çekip sınıfta gezdirirken herkes nutku tutulmuş gibi bana bakıyordu. Ne var yani? Çirkin falan mıydım? Tırnak etlerimle oynarken bacağımıda masanın altından titretiyordum. Öğretmen sonunda boğazını gülümseyerek bana baktı.

"Tekrar hoşgeldin Marselcim, Ben biyoloji öğretmenin Gizem sonradan geldiğin için hatırlat seninle özet geçelim sana notları verir konuları anlatırım."

Başımı sallarken ilk kez mutlu olduğum bir şey olmuştu. Derslerden geri kalmak istemiyordum sınav senesiydi ve ben üniversite kazanmakta kararlıydım. Bu yüzden geçen okulumdaki olayları unutup orda kaybettiğim bütün eksikleri tamamlayacaktım. Hoca alkışlayıp herkesin dikkatini toplayınca derse devam etti. Dersi dikkatle dinlerken Alpay oflamaya başlamıştı bitolojiyi sevmediğini buradan anlayabilmiştim bu haline kıkırdarken kollarını sırada birleştirip kafasını koyarak uyumaya başladı.

                              🌷

Ders sonunda bittiğinde herkes ya arkadaşının yanına gitmiş ya da sınıftan çıkmıştı. Ben boş boş defterimin yanlarına resim çizerken Alpay hala derin bir uykudaydı. Sınıftan içeri 3 çocuk girdiğinde nerdeyse bütün herkes onlara baktı. Birinin elinde basketbol topu vardı ve diğeriyle paslaşıyordu diğeri ise onlarla konuşup şakalaşırken üçününde buraya geldiğini farkına vardım. Gözlerimi deftere odaklayınca kalbim hızlanmaya başlamıştı. İlk saatler böyle değildim fakat hepsi beni görmüş ve yeni geldiğimi öğrenmiş olunca heyecanlanmıştım. Üçüde sıranın yanında duruken elinde basketbol topu olanın bu sabah Alpayın yanında olan çocuk olduğunu fark ettim . Oda beni tanımış olacakki ters ters bana baktı. Sabah benimle dalga geçerken gayet mutluyken şimdi neden böyle baktığını anlamasamda umursamadan çizimime devam ettim.

"Alpay!"

Basketbolcu çocuk Alpayı dürterken Alpay küfrede küfrede kafasını sıradan kaldırdı. İlk baktığı kişi olarak ona gülümsedim. Oda bana kocaman sırıtınca ellerini saçlarına geçirip karıştırdı.

"Ders ne zaman bitti ya?"

uykulu sesiyle homurdanırken sonunda yanındakileri fark etti. Basketbolcu çocuk sorgular bir şekilde kaşlarını havalandırdı diğer ikisi önümüzdeki masada oturuyordu.

"Olum sen biyoloji dersine mi girdin bana mı öyle geldi?"

Diğerlerine dönüp 'cidden mi?' Bakışı attı arkalarında şakalaşan çocuk omuzunu silkip Alpaya döndü. Yanındaki Alpaya dönerken cidden neden bu kadar şaçırdığını merak etmiştim. Olaylara fazla fransız kalıyordum.

"Lan uyumak için bile olsa girmezsin sen derse."

Seslerinden bile afalladıkları belli olurken şimdi gerçekten Alpayın biyoloji dersine gerçekten büyük nefret duyduğunu anlamıştım. Bu nefretine karşı kıkırdarken Alpay gülümseyerek bana baktı.

"Kızıl bileğini incitti onu buraya getirdim dersede girmek zorunda kaldım, Tam bir işkenceydi! "

hepsi gülerken masada oturanlar bir bana bir Alpaya bakıyordu. Alpay derin bir nefes aldı merak ettiklerini anlamıştı. Büyük ihtimalle sadece buraya getirmesi gerektiğini söyleyip gidecekti bu beni üzerken suratımın düştüğünü fark etmemiştim.

"Marsel bu. Yeni geldi."

Diğerleriyle şakalaşan çocuk bana bakıp kocaman gülümsedi. Elini uzattı

"Arel ben, bu grubun en yakışıklısı ve en yeteneklisi."

Enerjisine gülümserken elini tutup sıktım. Kağıda Ben Marsel tanıştığıma sevindim. Yazarak ona çevirerek okumasını istedim. Diğerlerine kıyasla biraz daha zayıftı oda benden uzundu ve hepsi nerdeyse Alpay ile aynı boydaydı-ne ile beslendiklerini bilmek istiyorum!- dalgalı sarı saçları vardı taranmamış ve özensizdi fakat tatlı duruyordu. Tatlı bir yüz yapısı vardı diğerleri daha sert dururken Arel daha tatlıydı gözleri kahverengiydi ve hafif çilleri vardı. Onu seveceğimi düşünüyordum. Kaşlarını kaldırıp yazdıklarımı okudu konuşamadığımı anlamış olmalıydı ki ilk başta gözlerindeki üzüntüyü gördüm, bana acıyarak bakmamıştı ama hemen değiştirerek bana döndü eski gülümsemesini takınırken yanındakileri gösterdi, yanında oturan çocuğa baktım, simsiyah saçları hafif dalgalıydı ve onunkide düzensizdi, gözleri maviydi sert bir yüz tipi olsada tatlı bir tipide vardı gözlerinin altındaki morluklar onun uyumadığını ve yorgun olduğunu belirtiyordu, her ne olduysa onun için üzülmüştüm elimi uzatıp Arelin elindeki defteri onada verdim. Arel kadar gülümsemesede samimi bir tebessüm etti ve elimi sıktı.

"Sarp ben. Tanıştığıma sevindim Kızılcık."

Taktığı lakaba kocaman gözlerle bakarken diğerlerinin kıkırtısını duydum. Çatık kaşlarla ona bakarken tebessüm ederek bana baktı. Alpay yetmemişti şimdide sarp mı başlamıştı? Gözlerimi devirirken Arel eliyle son kişiyi gösterdi ona dönünce gülüşü soldu bu çocuğun bana karşı olan öfkesi neydi Allah aşkına? Ne yapmış olabilirim? Bana olan öfkes yüzünden bende ona öfkelendim.

Yarım dakikadır ikimizde öldürücü gözlerle birbirimize bakarken en sonunda Arelin sesini duydum.

"Bunları baş başa bırakmayın ilk fırsatta birbirlerini öldüreceklermiş gibi bakıyorlar."

Alapayın gülüşü kulağıma ulaşırken Sarp eliyle çocuğu gösterdi.

"Bu Çağan. Çağan bu Marsel," Çağandan tepki alamayınca Arelin sitemkar sesini duydum. "Olum kıza şöyle bakmasana!"

Çağan yüzünü buruştururken beni gösterdi. "Tavşana benzediğini söyleyen oldu mu hiç? Tavşana benziyorsun ve tavşanlar çok çirkin hayvanlar."

Beni benzettiği şeyi duymamla kocaman ateş dolu gözlerle ona baktım. En sonunda çocukça dil çıkardığımda Arelin kahkasını Sarp ve Alpayın kıkırtısını duydum.

Loading...
0%