Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. Bölüm

@senuzya

Elimdeki mektubu Gusion'un kafasına vurdum. "Sende sinirimi bozma o zaman!" Helia ve Lesley gülerken Claude, Gusion'un kafasını inceledi. "Tebrikler Valeria, bu kez kırmayı başarmış olabilirsin."

Memnunca gülümsedim. "Rica ederim."

Gusion kafasını sıvazlamayı kesip dik dik bana baktı. "Bozmak için çaba sarf etmiyorum sen hep asabisin."

"Ben mi?" Şaşkınlıkla bir gülüş kaçtı ağzımdan. "Ben mi asabiyim? Gusion mektubumla dalga geçen sensin."

Elimdeki mektubu masaya bıraktım. Yanında duran baykuşumun gagasını sevdim. "Ama dalga geçilmeyecek gibi mi?" dedi Claude gülerken.

"Sende bir darbe ister misin Claude?" "Hayır teşekkürler." dedi hızlıca.

Lesley mektubu eline alıp okurken gülüşünü bastırmaya çabalıyordu. "En azından geleceğim dememiş."

"Of!" Sıkıntıyla başımı masaya koydum. Lesley'in sırıtan yüzünü görünce uzanıp mektubu aldım ve yatarken bir kez daha okudum.

Valeria Katressnan,

Benim gün ışığım, parlak suretli ay çöreğim. Seni görmeyeli bu kadar uzun zaman geçmesi kalbimi sızlatıyor sevgili yeğenim. Bir teyze olarak böylesine bir acıya katlanmak çok güç. Yinede seni yeniden göreceğim ana kadar sabredeceğim ve yaz tatilin için sana inanılmaz sürprizler hazırlayacağım. Bu arada benim ballı turtam, o gudubet abini de hiç özlemedim ve sakın yazın bizimle dolaşmayı aklından geçirmesin. Onu orada öldürebilme fırsatın olursa sakın tereddüt etme. Seni tüm kalbiyle seven biricik teyzen Olivia.

Bir utanç dalgasıyla mektubu katladım. "Teyzenle bu kadar iyi anlaşmanız çok sevimli." Helia'nın gülmemek adına şekilden şekle giren yüzüne boş boş baktım.

"Evet ayçöreği, sevinmen gerekmez mi?" Yerimden dikelip Claude'a saldırmaya çalıştım ama iki yanımdaki Lesley ve Helia beni durdurdu.

"Bana öyle seslenmesene!" "Ballı turtayı mı tercih edersin?" dedi bu kez Gusion. Ağlamaklı bir ses çıkartarak kızlara döndüm. "Ama ayıp değil mi bu yaptıkları? Ayıp ya! Ağlayacağım ama!"

Teyzem ve gereksiz romantiklikleri ilk kez olmuyordu tabi ama bu sefer ki...Igh! En son yolladığı mektupta yazan fırtına güzeli lakabıyla dalga geçmeyi daha yeni kesmişlerdi üstelik.

"Yalnız seni bu kadar sevip her mektubunda abinden kurtul yazıyor olması çok acayip."

"Lesley haklı. Abini neden bu kadar sevmiyor ki?"

Helia'ya cevap vermeden önce Slytherin masasında oturan alaylı gülüşlü çocuğa baktım. Eh, haksız sayılmazdı. "Teyzem evleneceği zaman, Andrew düğün gününden bir gün önce damadın kafasına bludger attı. Adamın kafa tası çatladı." "Ne?!" Helia'nın şaşkın tepkisini es geçip devam ettim. "Düğün ertelendi. Bu seferde düğün günü teyzemin gelinliğine fişek fırlattı." "Nasıl yani?" "Şöyle ki gizlice aldığı bir fişeği teyzemin odasına bırakıp kaçtı. Tabi içerideki çoğu eşya gibi gelinlikte mahvoldu." "Valeria... Abin korkunç." diyen Lesley cidden ürpermiş gibiydi.

"Çok da farkında olduğunu sanmıyorum bunları yaparken. Daha çok küçüktük."

"Küçüklüğü böyleyse şimdi ki halininin böyle olması çok normal." Claude gayet memdun duruyordu konudan. Yüzünde keyifli bir gülüş vardı. "Malfoy'a verdiği cevaptan beri bizimle uğraşmadı."

"O bizden değil canım, Harry'den bize fırsatı kalmadığından." Helia'yı onaylayarak başımı salladım. Bencede öyleydi.

"Evlenebildiler mi bari?" Lesley'e cevaben başımı iki yana salladım. "Hayır, en son pastanın içinden kurtçuklar çıkınca damat dayanamayarak kaçtı." Masadakiler kahkaha atmaya başladı ama ben o anı anımsadığım için yüzümü buruşturdum. Leo'nunda durumdan haberi olmadığı için bana bir dilim pasta getirmişti ve içinde gezinen kurtçuğu son anda fark etmiştim. Hatta Leonard yaptı zannedip 1 hafta onunla konuşmamıştım.

"Gryffindorlar!" Birden salonda alkış sesleri yükseldi. "Ne oluyor?"

Helia'da alkışlayanlara katılırken "Maç bugün ya Valeria. Destek alkışı bu." "A-Doğru." Bende onlar gibi alkışlamaya başladım ve kapıdan giren oyunculara baktım. Hepsi halinden gayet memnun duruyordu. Aşırı stresli görünen Oliver hariç. Fred ve George aralarında gülüşüyorlardı ve Harry'de yüzünde bir gülümsemeyle masalara bakıyordu. Göz göze geldiğimizde gülümseyerek el salladım. Bir an arkasından gelen Fred ona çarpınca durakladığını fark etti. Gülmeye başladım. Yüzünde utanmış bir ifade vardı ve biraz komikti. Harry toparlanarak masalarına ilerledi. Alkışlar ise kahvaltı başlayana kadar durmadı. "Bunca desteğe kazanamazlarsa baya kötü olur." dedi Lesley aşırı bir gerçekçilikle.

"Sence kazanamazlar mı? Ellerinde ateşoku var."

"Ve Harry var Claude." diye ekledi Helia.

"Yani bence de kazanırlar ama Oliver baya gergin görünüyor. Sonuçta bu son senesi."

"Kupa alamadan mezun olmak istemiyor da." diyerek açıkladı Helia.

"İzleyip göreceğiz." Gusion içeceğini yudumlarken Slytherin masasına baktı. "Şu tıslayan sürüngenler bir numara çevirmezse, kazanırlar."

"Hey! Abim de orada."

"Evet evet biliyorum." diyerek geçiştirdi beni.

Sonrasında ayaklanan Gryffindor takımıyla tekrar alkışlar yükseldi. Harry bu kez etrafına bakmıyordu. Çok mu utandı acaba? Yanımızdan geçtikleri sırada tezahürat yapan kalabalık ile bende bağırdım. "Hakla onları Potter!"

 

-------

 

Kahvaltımız biter bitmez iyi bir yer kapmak için maçın yapılacağı sahaya koşturduk. Claude ve Laura son derece heyecanlı görünüyorlardı. "Hadi ama hızlı olun!" Laura'nın telaşına gülerek Lesley, ben ve Helia onları izlemeye devam ettik. Justin, Emnet ve Gusion hemen arkamızda daha sakin bir şekilde konuşarak ilerliyorlardı. Yerimize geçtiğimiz gibi Laura cebinden çıkarttığı rozetleri bize uzattı. "Nasıl yani Slytherinlisi yok mu?" Bana dik dik baktıklarında gülmeye başladım. "Dalga geçiyorum." Rozeti alarak taktım. "Yapma şöyle şakalar. Bugün hepimiz Gryffindorluyuz!" Laura tam bir kitle yönlendirici edasıyla tribündeki insanların alkışlamasını ve bağırışlarını başlattı. Bir an ses yoğunluğundan kulağımı kapatmam gerekti. Kahkahamın arasında "Laura sen çok acayipsin." diyebildim. "Bence ondan biraz uzaklaşsak iyi olacak. Slytherin gol falan atarsa etrafa saldırabilir." Lesley'in yorumuna gülsem de o pek şaka yapmış gibi durmuyordu.

"İster misiniz?!" Gusion kalabalıkta sesini duyurmak adına bağırarak bize elindeki flamaları uzattı. Kupa aslanların! ve Bastır Gryffindor! yazan flamalardan birkaçını alıp kızlara da uzattım. "Teşekkürler!"

- İşte Gryffindor'lar sahaya çıkıyor!

Birden yoğun bir alkış dalgası sahayı çevreledi.

- Potter, Bell, Johnson, Spinnet, Weasley, Weasley ve Wood. Çoğuna göre Hogwarts'ın senelerdir gördüğü en iyi takım.

Çocuğun yorumunu Slytherin'lerin yuhalamaları karşıladı.

- Ve işte Slytherin takımı geliyor, başlarında kaptan Flint var. Takımda birtakım değişiklikler yaptı, beceri yerine boyutu tercih etmiş gibi görünüyor.

Yine bir yuhalama dalgası başladı. Hem yorumcu hem de Slytherinler haksız değildi. Slytherin takımı cidden iri yarı oyuncular barındırıyordu ve en ufakları Malfoy'du ama sunucu da açıkça taraflı davranıyordu.

"Kaptanlar, el sıkışın!" dedi Madam Hooch.

"Kır onun elini Oliver!" Laura'nın bağırışıyla şaşkınlıkla baka kaldın. "Ne var?!" diye bir an beni tersleyip tekrar sahaya döndü. "Alışırsın!" Helia sırtımı sıvazladı. "Quidditch izlerken kendini kaybediyor!"

"Süpürgelerinize binin!" Madam Hooch saymaya başladı. "Üç... iki... bir..." On dört süpürge havaya fırlarken düdük sesi seyircinin gürlemesi arasında kaynadı gitti. Harry hemen snitch'i aramaya başlamıştı. Malfoy da kuyruğundaydı.

- Ve Gryffindor atakta, Quaffle, Gryffindor'dan Alicia Spinnet'ta, doğruca Slytherin kale direklerine doğru gidiyor, çok iyi, Alicia! Ahh, hayır!

- Warrington araya girip Quaffle'ı aldı. Slytherin'den Warrington sahayı hızla derinlemesine geçiyor.

- BAM!

- George Weasley'den çok iyi bir Bludger hamlesi, Warrington Quaffle'ı düşürüyor ve Quaffle şimdi Johnson'da. Gryffindor atağa kalkıyor, haydi, Angelina!

- Montague'nün etrafından çok iyi dönüyor

- Eğil, Angelina, Bludger geliyor!

- VE SAYI! GRYFFINDOR ON - SIFIR ÖNDE

"İşte bu!" Herkes gibi bende tezahürat yapıyordum. Anlatıcı her anı öylesine coşkulu anlatıyordu ki bizi de heyecanlandırıyordu. "Bastırın aslanlar!"

"Oha oha!" Slytherinden biri Gryffindor oyuncusuna öyle hızlı çarptı ki kız süpürgesinden düşüyordu. "Kusura bakmayın, onu görmedim!" dediğini kısık bir tonda anca duydum ama o sırada Fred vurucu sopasını çocuğun kafasının arkasına çakmıştı. Çocuğun burnu süpürgesinin sapına çarptı.

"Yeter artık!" dedi Madam Hooch, hızla aralarına girerek. "Kovalayıcılarına yönelik kışkırtılmamış saldırıdan dolayı Gryffindor lehine penaltı! Kovalayıcılar'ına kasti hasardan dolayı Slytherin lehine de bir penaltı!"

Yuhlamalar ve tezahüratlar dolanırken Gryffindor oyuncusu penaltıyı kullanmaya gitti.

- Haydi, Alicia!

Dikkat kesilmiş Alicia'nın atışını bekliyorduk.

- EVET! TUTUCU'YU MAĞLUP ETTİ! GRYFFINDOR YİRMİ - SIFIR ÖNDE!

"İşte bu! İşte bu be!" Heyecanla bağırıp alkışlamaya başladım. Helia ve Lesley'in kahkahasını duydum. "Birileri fazla kaptırmış?!" Bende onların kahkahasına eşlik ederken sahaya bakmaya devam ediyordum. "Ama çok heyecanlı!"

Slytherin penaltı kullanmaya gidiyordu şimdi.

- Tabii, Wood süper bir tutucu!

- Süper! Geçmesi çok zor - gerçekten çok zor.

- EVET! İNANAMIYORUM! KURTARDI!

"HARİKASIN WOOD!" Lesley'in yanımda attığı çığlıkla Helia'ya doğru sığınma gereksinimi hissettim.

- Gryffindor atakta, hayır, Slytherin atakta.

- Hayır!

- Yine Gryffindor atakta ve Katie Bell gidiyor, Quaffle, Gryffindor'dan Katie Bell'de, hızla gidiyor.

- KASTİ HAREKET!

"Bu ne böyle ya?!" Slytherindeki çocuk resmen top yerine kızın kafasını tutmuştu. Tekrar bir penaltı verildi.

- OTUZ - SIFIR! ALIN BAKALIM, SİZİ PİS, HİLE BAZ-

Birden sunucunun sesi kesildi. Fakat tribünlerin gürültüsü devam ediyordu.

Slytherin vurucuları bir yöne ilerleyince gözüm oraya kaydı.

- Ha haa!

Sunucuya eşlik ederek bizde kahkaha attık. Vurucular Harry'e vurmaya gitmişti ama Harry son anda süpürgesini çevirince birbirlerine çarpmışlardı. "Harikasın Harry!" Laura'ya eşlik ederek bende bağırdım. "Ez onlar Potter!"

- Vah vah, çocuklar! Bir Ateşoku'nu alt etmek için bundan çok daha erken kalkmanız gerekiyor!

Haklıydı. Ateşokuyla yarışmaya çalışma tecrübem olduğundan Slytherin oyuncularını anlayabiliyordum.

- Ve şimdi yine Gryffindor atakta, Johnson Quaffle'ı alıyor.

-Hemen yanında Rint var.

-Sopanı onun gözüne sok, Angelina!

-Şakaydı Profesör, şakaydı.

Ah, demek bu yüzden sesi kesilip duruyordu. Dayanamayarak gülüyorum ama ses cümbüşünde fark edilmiyor.

-Yo, hayır! Flint Quaffle'ı aldı, Flint Gryffindor kale direklerine doğru uçuyor, haydi, Wood, kurtar-

Ama Flint sayı yapmıştı. Slytherin tarafından sevinç naraları yükseldi. Sunucu ise öyle bir küfür etti ki bir an şaşırıp kaldım.

- Evet, Gryffindor otuza on önde ve Quaffle Gryffindor'da-

Maç giderek şiddetli bir hal alıyordu ki buna maç demek yersiz olurdu. Resmen kavga ediyorlardı. Başımı kaldırıp etrafını tarıyan Harry'e baktım. Snitch'i aramıyordu. Söylediğine göre Gryffindor 50 puandan daha önde olduğunda snitch'i yakalarsa şampiyon olabileceklerdi. Tekrar sahaya döndüm. İki tarafa penaltı verilmişti. Skor 40-10 oldu. Ve Gryffindor bir gol daha attı. 50-10. İş giderek sertleşiyordu. Top sandığını söyleyip birbirine vuranlar, tek seferde üst üste top yollayanlar, hatta direk birbirlerine vuranlar bile olmuştu ve Madam Hooch resmen sinirden köpürüyordu. Bir penaltı daha kullanıldı. 60-10! Hızla Harry'e baktım. Snitch'i şimdi yakalarsa, kupa onların olacaktı. Harry oyunun çok yukarısında, kuyruğunda Malfoy'la sahanın üzerinde dönüp duruyordu. Birden büyük bir süratla yukarı fırladı. "Dikkat et!" Beni duymasının imkansız olduğunu biliyordum ama Malfoy ateşokunun kuyruğuna tutunmuş Harry'i çekiştirirken elimden bağırmaktan başka bir şey gelmiyordu.

"Penaltı!" diye bağırdı Madam Hooch. "Gryffindor lehine penaltı! Ömrümde böyle taktik görmedim!"

Ne taktiği resmen çocuğun süpürgesine çıkmaya çalıştı!

- SENİ HİLEBAZ PİSLİK!

- SENİ PİS, HİLEBAZ Pİ-!

Sunucunun bu kez sesi kesilmedi. Tribünlerden toplu halde hakaretler ve yuhalamalar yükseliyordu. Gryffindor penaltısını Alicia kullandı, ama o kadar sinirliydi ki, birkaç metre farkla kaçırdı. Gryffindor takımı konsantrasyonunu yitiriyordu, Malfoy'un Harry'ye yaptığı faulden dolayı zevkten dört köşe olan Slytherin'ler ise bu şevkle daha iyi oynamaya başlamışlardı.

- Slytherin atakta, Slytherin kaleye doğru gidiyor - Montague sayı yapıyor...

Sunucunun sesi keyifsizleşmişti.

- Yetmiş - yirmi Gryffindor önde...

Harry şimdi Malfoy'u o kadar yakından marke ediyordu ki, ikisinin dizleri birbirine çarpıp duruyordu. Malfoy'un Snitch'in yakınına gitmesine izin vermiyordu. "Ona fırsat verme Potter!" Ellerimi tribünün korkuluklarına dayamış öne eğilirken bağırıyordum. Hemen önünde duran Claude'da bana destek verircesine "Ez onu Harry!" diye bağırdı.

- Gryffindor'dan Angelina Johnson Quaffle'ı alıyor, haydi, Angelina, HAYDİ!

Birden Malfoy dışındaki tüm Slytherin oyuncuları Angelina'nın önünü kesmek için toplanmaya başladı. "Hadi hadi hadi! Yaparsın Angelina!" Harry'e baktım.Ateşoku'nu çeviriyordu, süpürgenin üstüne iyice yattı ve ileri fırladı. "Hadi Potter!" Bir mermi gibi, Slytherin'lerin üzerine uçtu. "İşte bu!"

"AHHHHHH!" Ateşoku üstlerine doğru gelirken hepsi dağıldı. Angelina'nın önü açılmıştı.

- SAYI! SAYI! Gryffindor seksene yirmi önde!

"İşte bu!" Sevinçle Helia'nın üstüne atladım. "Birileri fazla kaptırmaktan bahsetmiyor muydu?!" dedi gülerken. Kahkaha atarken birden bir şey fark ettik. Harry hızını kesememişti ve tribüne çarpmak üzereydi. Herkes başını eğerken süpürgesini durdurdu ve dönerek sahanın ortasına ilerledi.

Başımı kaldırıp tekrar baktığımda bir şey fark ettim. Malfoy dalışa geçmişti, yüzünde muzaffer bir eda vardı! Harry'de görmüş olmalı ki Ateşoku'yla hızla aşağı doğru fırladı. Çimenin birkaç metre üstünde, minicik, altın bir parıltı duruyordu. Ama Malfoy çok öndeydi. "Hadi! Hadi! Hadi!" derken elimi yumruk yapmış trabzanlara vuruyordum. Malfoy'a yaklaşıyordu. Slytherin takımından biri üstüne bir Bludger gönderirken Harry iyice eğilip süpürge sapının üstüne yattı "Hadi Potter!" Malfoy'un hemen topuğundaydı. Aynı hizaya geldiler. Harry iki elini de süpürgesinden çekerek ileri atıldı. Malfoy'un eline çarpıp aradan çekti ve... "EVET! İşte bu!" Sevinçli bir çığlık atarak kızlarla sarıldık ve elimizde ki flamaları salladık. Harry eli havada, dalıştan çıktı. Kalabalığın tepesinde geziniyordu "Kazandı! Gryffindor kazandı!" Taraftarlardan sevinç çığlıkları yükseliyordu. Çok fazla quidditch maçı izlemiştim ama hiç bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyordum. Kızlarla sarılmış "Kupa Aslanların!" sloganına eşlik ederken aklımdan tekrar böyle bir maç izleme arzusu geçiyordu. Sanırım fanatiklik böyle bir histi.

Loading...
0%