Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@senuzya

Bizden;

 

Kapıya boş boş bakmayı bırakarak masaya döndüm. Hermione bir ara Ron'un laf sokmalarına dayanamayarak gitmişti. "Siz ne zaman gidiyorsunuz?" Bana biraz garip baktıklarında dediğimin ne kadar kaba olduğunu fark ettim. "Sizi kovmuyorum yanlış anlamayın. Sadece benim yanımda konuşmamanız gereken bir şey varmış gibi hissettim ve bunca eşyayla ben kalkıp gidemeyeceğimden..." Cümlenin sonlarına doğru açıklamaktan yoruldum ve "Her neyse." diyerek kafamı kitap kulesine gömdüm. "Bende hufflepuffları kibar sanırdım." dedi Ron. Samimi bir şekilde gülümsedim. "Değil mi?"

"Hey Harry! Ateş okunu geri alabildin mi?" Masaya yaklaşan büyük öğrencinin sesiyle dikkatim yeniden açıldı. "Hayır Oliver. McGonagall vermeyeceğini söylüyor." Çocuk asabi bir iç çekişin ardından "Onunla tekrar konuşmaya çalışacağım." dedi ve gitti. Başımı yan çevirerek Harry'e baktım. "Ateş oku mu?"

Harry kafasını salladı. "Evet. Maça kadar almam gerekli." "Takımda mısın?" Sanki herkesin bilmesi gereken bir şeyi bilmiyormuşum gibi baktılar bana. "Okula yeni geldim unuttunuz sanırım."

"Doğru." "Bir an unutmuştum." dedi Ron saf saf. Kıkırdadım. Komikti. "Harry takımımızın arayıcısı. Bu noel bir ateş oku aldı ama Profesör McGonagall el koydu." Yüzümde büyük bir hüzünle baktım. "Yani kavuşamadan ayrı kaldın?" "Tamamen öyle oldu." dedi Harry. Hafifçe esnedim. "Bir ateş oku sürmek isterdim. Çok hızlılar. Ayrıca manevra kabiliyeti çok iyi." "İlgili misin?" "Süpürgelerle ilgilenmeyen cadı mı olur?" dedim hafifçe gülerek.

"Bazıları ilgilenmiyor." dedi Ron mırıldanarak. "Quidditch oynuyor musun?" Harry'in sorusuyla belli belirsiz başımı salladım. "Yani, sayılır. Abimle ve arkadaşlarıyla bazen oynuyordum ama Dumstrang'da takıma girmek pek de... Kolay değil." derken ailemin izin vermediğini belirtmek istemedim. "Ama abim takımdaydı ve her şeyi öğretti diyebiliriz." Ron hevesle "Dumstrang takımlarından her zaman yıldızlar çıkıyor." demesi yüzümü güldürdü. "O zaman sende iyi oynuyor olmalısın." dedi Harry. Aklıma gelen fikirle gülümsedim ve başımı kitaplardan kaldırdım. "Neden bir ara oynamıyoruz?"

Harry'nin kararsızlığı yüzünden belli oluyordu. "Zaten önümüzde iki maç var ve benim süpürgem..." "Bina maçı gibi bir şeyden bahsetmiyorum Harry. Bu arada direk isminle hitap edebilirim değil mi?" Harry biraz şaşırmış şekilde "Evet." deyince devam ettim. "Arkadaş arası bir maçtan bahsediyorum. Tabi ki sen süpürgeni alınca. Gerçi öyle pek adil olmaz ama olsun. Daha zevkli olur. Bir ateş okuna karşı yarışmak isterim." "Neden olmasın? Kardeşlerim bu fikre bayılır." Ron Harry'i ikna etmek ister gibi bir bakış attı. Harry fikirden pek hoşlanmamış gibi dursa da başını salladı. "Süpürgemi aldığımda yapabiliriz." Büyük bir keyifle ellerimi çırptım. "Şahane. Buraya geleli çok insanla samimi oldum denemez o yüzden nasıl bir eşleşme yapacağımıza karar vermeliyiz."

"Ne konuşuyorsunuz?" Ron'un arkasında duran Andrew'a baktım kaşlarımı çatarak. Dişlerimi sıkarcasına "Hoş geldin Andrew." dedim. Harry ve Ron'a bakıp "Bunun için sizi sonra rahatsız edeceğim o yüzden şimdilik özel konunuzu konuşabilin diye gidiyorum." dedim. Ayağa kalktım ve Andrew'a öfkeyle baktım. Kısık ve ürkütücü bir ses tonu sağlamaya çabalayarak "Kitapları al ve gel." dedim. Andrew'un ifadesinden ürkütücü olmayı başardığımı fark edince sevinesim geldi ama kendimi tuttum. Koridora çıktığım sırada arkamdan gelişini duydum. "Sende mi kızdın Ria?" Yan gözle yüzünü taradım ve hayal kırıklığıyla önüme döndüm. "Leonard seni dövmemiş. Üzüldüm bak şimdi."

"Neden dövsün ki?" "Hakkımızda yaydığın saçma dedikodudan dolayı olabilir mesela Andrew? Cidden bu nasıl bir saçmalık? Ne yani okul hayatım boyunca kimse benimle ilgilenmesin diye Leonard'la sevgili gibi takılacağımı mı düşündün? Hadi beni geç, ya Leonard birinden hoşlansa? Bunun ne kadar absürt olduğunun farkındasın değil mi?"

Andrew sadece etrafa bakındı ve bir cevap vermedi. Sıkıntıyla nefesimi verdim. "Konuşmazsan konuşma!"

--------

 

“Buraya koy, Harry” dedi Oliver. Süpürgeyi masanın ortasına yerleştirip, adı yukarı baksın diye özenle çevirdi. Hufflepuff masasından bu anı izlerken istemsize güldüm. Masanın etrafı insanlarla doluydu ve süpürgeye bakıyorlardı. Bizim binamızdan da öğrenciler vardı. "Cidden şahane duruyor!" dedi Claude hevesle. "Onlardan birini sürmeyi isterdim." Bende isterdim ama ailem bana o kadar hızlı bir süpürge almazdı. Belki abim isterse ona alırlardı. "Neden gidip bakmıyoruz?" dedi Lesley ve hevesli Claude ile masadan kalkarak Gryffindor masasına ilerlediler. Bir an tek kaldım çünkü diğerleri henüz salona gelmemişti. Kapıdan giren Leo'yu görünce bende yerimden kalkarak Gryffindor masasına ilerledim. "Ne bu kalabalık?" "Harry'nin ateş okuna bakıyorlar." "Ateş oku mu?" Leonard ufak bir kahkaha attı. "Süpürgeyi aldığından beri Oliver onu her yerde sergiliyor resmen."

"Yakından inceledin mi?" Leonard belli belirsiz kafasını salladı. "Eh, belki takıma girersem kendime bir tane alırım." dedi. İstemsizce göz devirdim. Leonard'ın ailesinin daha doğrusu babasının ne kadar zengin olduğunu unutuyordum bazen.

“O süpürgeyi idare edebileceğinden emin misin, Potter?” dedi soğuk bir ses. Draco Malfoy daha yakından bakmak için gelmişti, Crabbe ve Goyle da hemen arkasındaydı. Onları görünce kaşlarım çatıldı. Hala sinir oluyordum. Abimlerin yaptığı fazla olsa da o da ikide bir bize laf atıyordu. “Evet, sanırım” dedi Harry kayıtsızca. “Bir sürü özelliği var, değil mi?” dedi Malfoy. “Yazık, paraşüt koymamışlar, bir Ruh Emici’ye çok yaklaşırsan diye diyorum.”

“Senin de kendininkine fazladan bir kol bağlayamaman çok yazık, Malfoy” dedi Harry. “O zaman Snitch’i senin yerine yakalayabilirdi.” Gryffindorlar kahkahalarla güldü. Malfoy ve arkadaşları arkalarını dönerek gittiler. Arkalarından bakan Harry ile bir an gözlerimiz kesişti. Gülümseyerek selamladım. O da belli belirsiz gülümsedi ve kalabalıktan biraz çekilerek yanımıza geldi. "Merhaba." Yüzündeki o masum ve çekingen ifade garip bir şekilde sevimliydi. Gülümseyerek "Merhaba." dedim. "Merhaba dostum. Maça hazır mısın?" dedi Leonard. Harry biraz keyifsiz bir ifadeyle başını salladı. "Evet hazırım." Leo gülerek omzunu sıvazladı. "İlk bina maçımı izleyeceğim kazan tamam mı?" Leo'nun omzuna vurarak susmasını işaret ettim. "Maç demişken Andrew'u bulabilir misin? Ona söylemem gereken bir şey vardı." "Gidip kendin arasa-" Dirseğimi karnına geçirince bana dik dik baktı. Gözlerimle gitmesini işaret edince mızmızlanarak ve anlamsızca bakarak uzaklaştı. Harry de bu halime şaşırmış gibiydi. "Gergin misin?" Malfoy ile konuşmalarından sonra biraz morali bozulmuş gibiydi. Sanki saklaması gereken bir şeyi ağzından kaçırır gibi "Biraz." dedi. "Ateş okuyla ilk maçım olacak." "Evet onu geri almana sevindim." Bir süre sessizlik olunca Harry eliyle kalabalığı göstererek konuştu. "Şey bakmak ister misin? Süpürgeleri sevdiğini söylemiştin." Tavrına güldüm. "Evet isterim ama bu kalabalıkta değil." "Efendim?" Harry bir an afallayınca gülmeye başladım. "Maçta Potter. Onunla neler yapabildiğini görmek istiyorum. Hem rakibimi tanımış olurum. Beraber oynama fikrinden vazgeçmedin öyle değil mi?"

Harry gülmeye başladı. "Hayır vazgeçmedim." "Güzel." Salona giren Andrew ve Leonard'ı gördüm. "Ben şimdi gidiyorum." Abim yine saçma sapan bir şey yapmadan. "Ah... Tamam... Maçta görüşürüz o halde?" Geri geri giderken kafamı salladım. "Elbette. Hogwarts'ta izlediğim ilk maç olacak. Seni desteklemek isterdim ama kötü oynarsan ravenclaw'ı tutarım." "Ne?" Harry'nin şaşkın suratına gülüp arkamı döndüm ve bizimkilerin yanına ilerledim.

"Ne söyleyeceksin Ria?" Andrew'un sorusuna göz devirdim. "Önce merhaba denir kardeşim. Temel görgü kuralları unuttun mu?" Andrew enerji dolu bir tavırla "Merhaba kardeşim!" diyerek üstüme atlayınca bir an korkuyla kaçıp Leonard'ın arkasına saklandım. "Ne oluyor be?!"

Bu tavrıma ikisi de kahkaha atınca kaşlarım çatıldı. "Gülmeyin ve benimle uğraşmayı kesin." Leonard'ın arkasından kafamı uzatmayı keserek çıktım. "Ne isteyecektin kardeşim?" dedi yine aynı tavırla. Çok ürkütücüydü. "Süpürgeni alabilir miyim diyecektim." Andrew'un gözleri kısıldı. "O nereden çıktı? Seninkine ne oldu?" Üzgün numarası yapmaya çabaladım. "Biliyorsun ki Andrew ailem sadece uçmayı öğreneyim diye öylesine bir süpürge aldı ama hazır Hogwarts'tayken gerçekten uçtuğumu hissetmek istiyorum. Hızlı bir süpürge istiyorum." "Valeria eğer yaralanırsan-" "Bunca yıl seninle gizlice quidditch oynadık hiç yaralandım mı?" "Evet ama-" "Andrew lüttfeenn." dedim uzatarak ve hüzünlü bir tavırla. "Ailemiz sen istersen sana en iyisinden bile alır. Ne olur seninkini bana versen? Lütfen lütfen lütfen!" "Tamam yeter Valeria!" Andrew'un cümlesi bir geçiştirme olabilirdi ama bu onun dilinde onaylamaktı. "Teşekkürler Andrew!" Bu kez ben onun üstüne atlayacaktım ama tıpkı benim gibi Leonard'ın arkasına saklandı. Kendimi tutamayarak bir kahkaha attım. Cidden komik oluyormuş.

 

------

Hufflepuff tribünlerinde otururken sevinç çığlıkları arasında Helia'yı duymaya çabalıyordum. "Bu maç gerçekten şahane olacak!" "Kimi desteklemem gerekli?!" dedim kalabalıktan çıkan farklı sloganları duyunca. "İstediğini! Ama biz Gryffindor'u tutuyoruz!" dedi Claude. Kendi Hufflepuff takımında olmasına rağmen böyle heyecanla Gryffindor'u desteklemesi çok centilmenceydi. Oyunun kendisinden zevk aldığı belliydi. " Harry bir ateş okuyla oynayacak! Şahane olacak!" Lauran'ın çığlığına kahkahalarla güldük. Lesley ve Helia hemen yanımdalardı ve diğer yanımda da Laura vardı. Claude, Gusion ve Agnes önümüzdelerdi. Bağırışlarla dolu stada oyuncular çıkmaya başladı. İki takım, kaptanlarının arkasında karşı karşıya dizildi. Ravenclaw takımında sadece bir kız vardı. Ravenclaw kızları quidditchi çok sevmiyor herhalde diye düşünecekken onların tribününe baktım. Gayette seviyorlardı. Gryffindor takımında ise Harry ve Oliver'ı tanıyordum. Ron'a benzeyen ve kardeş olduklarını öğrendiğim 2 çocuk ile 3 kız vardı. Wood, Ravenclaw kaptanıyla el sıkıştı. Ve geri sayım başladı. Bir anda tüm süpürgeler havalandı ama açık ara farkla Harry'nin süpürgesi öndeydi. İstemsizce diğer herkes gibi bende hayretle gülmeye başladım. Ateş oku cidden süperdi. Harry stadın üstünde durmuş etrafı izliyordu. "Maç başladı ve bu maçın en büyük heyecan unsuru Gryffindor’dan Harry Potter’ın kullandığı Ateşoku. Hangi süpürgeye göre Ateşoku, bu yıl yapılacak Dünya Şampiyonası’nda çoğu milli takımın tercihi olacak-" Anlatıcının sesi bir süre kesildi ama maç hız kaybetmeden devam ediyordu. "Şu anda Gryffindor atakta, Gryffindor’dan Katie Bell kaleye doğru gidiyor."

Harry'ye baktım. Ravenclaw arayıcısı onun peşinde uçuyor ve yön değiştirmesi için baskılıyordu. Birden Harry hızını arttırdı ve aradaki fark hayretle ağzımın açılmasına sebep oldu. İyi ki abimin süpürgesini istemişim. Harry birden dalışa geçti ama ona gelen bir bludger yüzünden yolundan sapması gerekti. Gryffindor taraftarlarından düş kırıklığıyla dolu koca bir “Aaaaaaaahhh!” sesi geldi.

"Gryffindor seksene sıfır önde ve şu Ateşoku’na bakın! Potter onun bütün marifetlerini sergilemeye başladı şimdi. Nasıl döndüğüne bakın! Chang’in Kuyrukluyıldız’ı ona rakip olamaz. Ateşoku’nun ince dengesi gerçekten de kendini göstermeye başlıyor bu uzun-" Ve çocuğun sesi tekrar gitti. Maç mı anlatıyordu reklam mı yapıyordu belli değil. Harry birden hızlandı. Bir noktaya süratle gidiyordu ama rakip arayıcı birdenbire ortaya çıkıp önünü kesti. Harry çarpışmayı engellemek için yön değiştirdi. "Nasıl yani?" Biraz şaşırmıştım çünkü orada abim ya da başka bir Dumstrang öğrencisi olsa kızı süpürgesinden düşürürdü. Hafifçe güldüm. Bu oyuna uymayan kibarlığı nedense... Ah her neyse! Harry birden yükseldi ve baya bir yüksekten dalışa geçti. Ravenclaw arayıcısı da peşinden ilerledi ama Harry son saniyelerde süpürgesinin yönünü değiştirerek ravenclaw tribününe ilerledi. Arayıcı da arkasından ilerledi. "Hadi Harry!" diye bağırdı Laura tüm gücüyle. "Kulağım var burada Laura!" Ona kızdığım sırada silik bir ışık gördüm ama emin olamadım. Madam Hooch’un düdüğü duyuldu. Ah! Sahaya tekrar baktığımda gryffindor oyuncuları Harry'nin etrafını sarmıştı ve her yandan tezahüratlar yükseliyordu. Ravenclaw ve slytherin kısmı hariç. Yere indiklerinde etraflarını bir kalabalık kaplamıştı. "Ne sıkı maçtı!" dedi Claude heyecanla. "Bir an yere çakılacaklar sanmıştım!" "Evet, ateş oku cidden inanılmaz bir süpürge." "Ee Hogwarts'taki ilk quidditch deneyimin nasıldı?" diye sordu Agnes. Dürüstçe "Şahane!" dedim. Dumstrang'daki o asabi havadan sonra buradaki eğlence çok iyi gelmişti. "Başka maç daha vardı değil mi? Ama bu kez daha erken gelip en öne geçelim!" Heyecanıma ufak bir kahkaha attılar. "Valeria quidditchi bu kadar sevdiğini bilmiyordum." Helia'ya gülümsedim. "Evet söyleseydin antrenman sonralarında sahada oynardık." diyen Claude'a hevesle döndüm. "Cidden mi?" Başını salladı. Gusion'da ona eşlik ederek "Hem kitaplardan başınızı kaldırmanız için bir sebebiniz olmuş olur." dedi. "Ha ha ha." Alayla gülerken bile mutlu hissediyordum. Sahaya tekrar döndüm. Harry bir şey arar gibi etrafına bakınıyordu ve yüzünde bir gülümseme vardı. Onu tebrik eden arkadaşlarının arasında Hermione ve Ron'u gördüm. Aklıma abimin zafer kazanmasını Leonard ile kutladığımız zamanlar gelince yüzümü bir gülümseme kapladı. Evimizin çatısına çıkar ve bulduğumuz tüm şekerlemeler ile tatlıları alarak ailemizden saklanarak eğlenirdik. Güzeldi ama şu an gizlenmeden eğlenebilmek daha güzeldi. "Hadi gidelim." Lesley kolunu omzuma atmış bana sesleniyordu. "Tamam."

Loading...
0%