@serenit
|
Hasreti Seyyan Hanım'dan öğrendim,hasret duymayı senden. Aşıkların berduşuyum ,kahvaltılarım zehirden Delibal sürerdim ekmeğime,deliydim deliden. Çaresizdim derdimden, derdimdin bendimden . Ne güzel dermanıydın bu güzel derdin. Çözüme kavuşmayan düğümüydün terk ettiğim ipliklerin. Şimdi boynuna dolandın,hasrete vuran sancıların. mazi,şimdi,gelecek... Mazi şimdi gelecek ve zihnime bağlı prangaları çözecek, seni getirecek bana, senin sevdiğin ve sevmediğin yüzünü, iki yüzünle beni selamlayışını, ayın ve güneşin gökyüzünü bölmesi gibi, senin gelgitlerinle uğraşacağım sonra, gidipte gelmemelerinle uğraşacağım, sonra bana derviş diyecek ki, o sana hiç gelmedi, Mazi şimdi gelecek zihnime gözlerim gözlerine değecek , şimdinin geçmşinde ve onlar gebe kalacak dermana, dermanın sancısı bundan işte. Ödediği bedeller bundan işte. Gözlerinin gözlerime değmesi, ormanın toprağa muhtaçlığı bundan işte. Anlamadın sen. Ormanın yandı kül oldu, toprak yeşermeye yüz tuttu, Büyük tövbeler okundu, anlamadın sen. çünkü; Bilmiyordun sevilmeyi. Öğretmemişler sana, alışık değilsin başının oksanmasına, alışık değilsin seni anlamalarına, sana göre manasız serzenişler bunlar, yabancısısın sen sevdanın, sevmelerin bu yüzden tutarsız, bakışların bir o kadar sahici, gözlerinse yüreğinin yalancısı. Şahidi olduğun o yalanlar varya, bir seni kandırır bir de senden gelecek sevgiye muhtaç beni, ama benim kanışım, inanmaya meyilli oluşumdan; bana aldanma sen. Ben gerçeği bilerek kanıyorum yalanlarına, sen ise muhtaçlığından kanıyorsun. o yalanlardan başka bildiğin bir şey olmadığından, mecburiyetinden kanıyorsun, ben seni uyandırdığım için, sen benden kaçıyorsun İşte bu son iki cümle ise benim mecburiyetle kandığım yalan, çünkü sen benden kaçmayı benimle olmaktan daha çok seviyorsun, mecbur olmadığın tek şeyi kaçış kapın olarak kullanıyorsun. Canın sağolsun. Canım sağolsun.
|
0% |