Varlığın içimde gıpta kalıpta yutkunamadığım şeyler gibi.

Denizden açılıpta kıyıya varmamak gibi.

Karmakarışık dinler,

inançlar,

yok oluşlar gibi.

Çok şey barındırıyorsun bende. Bir bakıma her şey.

Zaman hariç... Bir akan zamanı durduramıyorsun işte.

Bir ölüleri diriltemiyorsun.

Bir dünya yaratamıyorsun.

Benden melek olmamı bekliyorsun ben ise Tanrı olmanı beklemiyorum. Kendin olmanı bekliyorum. Senin olmayı bekliyorum

Insani heveslerle sana koşuyorum. Sen ise o hurma ağacının altında beni taşlıyorsun.

Şeytanda melekti demiyorsun. Şeytanındır insan, insanın içinde yaşar Şeytan diyorsun.

O vakit bütün dinler, inançlar varoluşlar...

Gözümün önünden geçiyor tarih.

Lahit'in Sandığı, Nuh'un Gemisi, Yusuf'un kuyusu...

Nicesi ve nicesi,

Varoluşun anlam kazanamayan sancısı

Tıpkı senin bakışların gibi

Insan yaratılıpta insanı sevmemek gibi

Gizemi merhumenin tacı, ayaklanıpta konuşamadığı gibi

Incirin tarlası, günahı eker gibi

Asıl Hira'nın ağı, Saklanır gibi

Senin varlığın çok şey, bir bakıma her şey

Ama en çok

Yaratılan dinleri bana kanıtlar gibi