Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@serifeuzun

Bu sabah alarm'dan önce uyanmıştım. Saat'e baktığımda alarm'ın çalmasına beş dakika falan vardı. Annem daha odama girmediği için yatakta biraz keyif yapmaya karar verdim. Alarm'dan ne zaman önce kalksam hep yatak keyfi yapardım beş dakika'nın ne çabuk geçtiğini anlamasam da çalan alarm'ı kapatarak yataktan çıktım çıkmasam annem sanki hissediyormuş gibi hemen odama giriyordu. Gardıroptan üstüme siyah boğazlı bir kazak altına da mavi bir pantolon alarak giyindim. Odamda bir lavabo olmadığı için odamdan çıkarak koridor'un sonunda ki banyoya doğru gitmeye başladım tam o anda odasından çıkan kardeşim enesle göz göze geldik. Aynı anda bakışlarımız lavaboyu bulup tekrar birbirimizi bulunca koşmaya başladık lavaboya ilk giren kazanırdı biz her sabah böyleydik kardeşimle beni itip lavaboya girince sinirle kapıya tekme attım bu girdiğinde bir saat çıkmazdı. Tabi bende bir saat kapıda bekleyemeyeceğim için annem'in odasında ki banyoya girerek ihtiyaçlarımı giderdim. Enes annem'in odasına izinsiz girmeye korktuğu için ortak banyoyu kullanır eğer ben icerideysem mecburen beklerdi ama ben beklemezdim. Annem'in odasından çıkarken duvarda ki aile fotoğrafımıza baktım ne kadar mutluyduk o zamanlar babam albay derviş karaaslan çıktığı bir operasyonda teröristlerin kurduğu bir pusuda şehit olmuştu onunla beraber dört askerimizi de şehit vermiştik anılar zihnimde canlanınca gözlerimden bir damla yaş düştü yanağıma ama hemen sildim ben bir şehit kızıydım ağlamak bana yakışmazdı babam'ın hemen arkasında babam'ın izinden giden abim teğmen ateş karaaslan babam gibi askerdi ama rütbesi düşüktü. Asıl mesleği avukatlıktı ama babam şehit düştüğünde üniversiteyi yeni bitirmişti babam'ın intikam'ını almak için askeri sınavlara girmiş teğmen olarak ığdırda görev yapıyordu. Bir çok görev'e gitmişti gitmeye de devam ediyordu. O görev' e gideceğini haber edince annemle korku dolu bir bekleyiş sarıyordu beni onunda babam gibi şehit olmasından korkuyorduk onu da kaybetmek istemiyorduk ama ölüme çare yoktu. Abim her konuşmamızda


"bir gün elbet bende şehit olacağım sakın ağlamayın siz şehit ailesisiniz size ağlamak yakışmaz" derdi. Eğer bir gün şehit olursan abi sözüm söz ağlamayacağım. Fotoğrafa daha fazla bakmadan çıktım odadan annem sanki odasından çıktığımı anlamış gibi


"Ezgi hadi kahvaltı hazır seni bekliyoruz "diye bağırdı ona yanıt vermeden merdivenlerden inerek mutfağa girdim annem baş köşede kardeşim enes onun sağ tarafına oturmuştu. Tezgahtan çaydanlığı alarak annem'in ve kendim'in bardağına çay doldurup yerime annem'in sol tarafına oturdum enes kaşlarını çatıp bana bakınca aynı şekilde kaşlarımı çatıp ona baktım benim anlamadığımı anlayınca gözlerini devirip açıklamaya başladı.


"Abla benimde bardağıma çay katsana" dedi bu çocuk beni iyice bu evin hizmetçisi sanıyordu


"Elin kolun yok mu senin var kat kendin"dedim bana tekrar göz devirip kendine çay katınca gülümseyerek kahvaltıya başladım. Kahvaltı sessiz gecerken telefonumun calmasıyla bakışlarım masada ki telefona kaydı. Arayan abimdi neşeli bir şekilde telefonu elime alarak yanıtlama tuşuna bastım


"Alo abim" dedim sevinçli sesimle onu o kadar özlemiştim ki aramasını sabırsızlıkla bekliyordum. Tek ben değil annem ve eneste bekliyordu. Annem abi dediğimi duyunca heycanla bana baktı


"Ezgim" dedi abim


"Abi nasılsın?" Diye sordum titrek sesimle abim sanki ağlayacağımı anlamış gibi


"Şşşt o sesini düzelt bakalım prenses" dedi ne kadar büyümüş olursam olayım abim bana prenses diye seslenirdi.


"Tamam tamam " dedim hemen


"İyiyim prenses siz nasılsınız ?" Diye sordu gülümsedim


"İyiyiz abi seni özlüyoruz sadece " dedim


"Bende sizi özlüyorum annem nasıl enes nasıl? " diye sordu annem ver işareti yapınca


"Kendisine sor " diyerek annem'e verdim telefon'u annem telefon'u kapar gibi elimden alınca kıkırdadım


" oğlum" dedi titrek sesiyle bu yönden benzerdik annemle oda duygusaldı bende


"Tamam oğlum ağlamayacağım söyle sen" dedi annem merakla annem'e baktım abim ne diyecekti ki annem'i önceden uyarıyordu Düşüncelerden cıkarak annem' i dinlemeye başladım


"Ne! Oğlum nasılsın? Nasıl oldu? Buraya gel annem" dedi annem ağlarken annem böyle değince anlamıştım abim vurulmuştu.


"Tamam oğlum diyeyim ona ama buraya gelsen iyi olurdu tamam tamam anladım" diyordu annem enesle ben merakla annem' e bakarken annem telefon'u enes'e verdi enes abimle konusurken ben merakla annem'e baktım benim kendisine merakla baktığımı görünce konuşmaya başladı annem


"Abin vurulmuş" dedi konuyu hiç uzatmadan korkuyla ayağa kalktım


"Ne ?Nasıl? İyimiymiş? "Diye arka arkaya sıraladım sorularımı


"Otur deli kız bir şeyi yokmuş kolundan vurulmuş " diye cevaplayınca annem rahat bir nefes verip geri sandalyeme oturdum.


"Korkuttun anne beni " dedim kaşlarımı çatıp ona bakarak


"Boşver şimdi korkmayı abin kolumdan dolayı yemek temizlik yapamıyorum lojmanda gelsin ezgi yanıma dedi" değince gülümsedim cevap verecektim ki enes benden önce davranarak konuşmaya başladı.


"Orda yemek vermiyorlar mı? Ordan yesin abim ablam niye gidecek?" Diye sordu annem kafasına sert olduğunu bildiği bir şaplak attı bu gidişle bu çocuk gerizekalı olacaktı abim ben derken birde annemden yiyordu kafaya şaplağı


"Gerizekalı mısın oğlum oranın yemekleri bizim yemekler gibi olur mu hiç abin özlemiştir ezgimin yemeklerini gitsin abisine baksın ablan" dedi annem haklıydı orda ki yemeklerle bir olmazdı benim yaptıklarım


"Tamam anne ben giderim abimin yanına" diyerek masadan kalktım odama girdiğimde dolabımın üstünde ki bavul'umu alıp bir kaç pantolon kazak koydum abim'in bulunduğu yer dağlara yakın olunca soğuk olurdu bavulu hazırlayıp kenara koydum küçük bir çantaya da tarak maşa düzleştirici diş macunu fırçasını makyaj malzemeleri koyarak kapattım. İşim bitince yatağa oturup telefonumu elime alarak uçak biletlerine istanbul ığdır arası iki saat sürüyordu akşam saat 18.00'a bilet alarak abimi aradım


"Alo abi bugün akşam saat 18.00'a bilet aldım beni havaalanından sen mi alırsın?"diye sordum telefonu açar açmaz


"Merhabalar ben abiniz değilim" dedi telefondan gelen yabancı ses hızlıca telefon'u kulağımdan çekip numaraya baktım abimin numarasıydı ama bu konuşan kimdi?


"Ben abim' i aramıştım siz kimsiniz?" Diye sordum


"Ben üsteğmen eray kaya abiniz şuan uyuyor telefon'u calınca bakmak zorunda kaldım siz geldiğinizi abimiz bildirin birliğimizden bir asker gelip sizi alacaktır." Dedi


"Teşekkür ederim komutanım" dedim ve telefon'u kapattım adam'ın sesinde ki sertlik bile beni saygı duruşuna sokmuştu askerlerine allah sabır versindi. Odamdan çıkarak merdivenlerden indim annem salonda kitap okuyordu yanına oturunca bakışlarını kitaptan çekerek bana çevirdi.


"Akşam saat 18.00'a bilet aldım onu söylemeye geldim " dedim hızlıca ayağa kalkıp mutfağa geçerken bir taraftan da söyleniyordu.


"Bu kadar çabuk alınır mı bilet ben nasıl yetiştireceğim şimdi " dedi merakla annem'in arkasından mutfağa girip


"Neyi yetiştireceksin?" Diye sordum


"Neyi olacak deli kız yemek yapıp seninle yollayacaktım" dedi annem'in dediği ile kahkaha atmaya başladım annem neye güldüğümü anlayamamış olacak ki merakla bana bakıyordu


"Anne burdan oraya yollamana ne gerek var bana sen öğretti yemek yapmayı ben yaparım orada "dedim


"Ne bileyim kızım öyle düşündüm " diye yanıt verdi bana ona yaklaşıp sarıldım aklıma gelenle gülümsedim.


"Aslında senin o güzel poğocalarından kurabiyelerinden yapabiliriz oraya gidince bütün askerlere ikram ederim" dedim annem bu fikrimi gülerek onayladı ikimiz bir olup poğocaları kurabiyeleri yapmaya başladık...


Poğocalar ve kuran üyeleri bitirip saklama kanlarında koyduk annem ortalığı toplarken bende banyoya girerek kısa bir duş aldım banyodan çıkıp odama girdiğimde uçağın kalkmasına bir saat vardı evimiz havaalanına yakın olduğu için acele etmeden dolaptan mavi kazak ve kot pantolon alarak giyindim saçlarımı kurutup at kuyruğu yaptım yüzüme ise bir rimel ve ruh sürünce hazırdım şarj makinesini ve kulaklığımı sırt çantama telefonu ise cebime koydum sırtıma küçük çantamı bavulu ve orta boy çantayı da elime alarak odadan çıktım.


"Ayşe sultan " diye seslendim merdiven' in son basamağında annem elinde siyah büyük bir poşetle mutfaktan çıktı.


"Taksi kapıda kızım ığdır'a varınca beni ara abine de selam söyle " dedi annem elinden poşeti alıp bavul ve çantam' ın yanına koydum annem'e sımsıkı sarıldım


"Söylerim annem kendine iyi bak " dedim gelen korna sesiyle sesiyle taksi'nin geldiğini anladım siyah spor ayakkabımı giyip boylarını da poşet' e katıp elime aldım taksici evden çıktığımı görünce gelip elimde ki eşyaları bagaja koydu sadece sırt çantam ve poğoca ve kurabiyelerin olduğu poşet'i yanıma aldım taksiye binip havaalanına giderken tek düşündüğüm bundan sonra ne yapacağımdı.


"Bekle beni ığdır ezgi karaaslan geliyor"....


Loading...
0%