Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15.bölüm

@serifeuzun

Gözlerimi açtığımda sandalyede bağlı bir şekilde loş ışıklı bir odadaydım sağ tarafta küçük bir penceresi vardı ellerim bağlı olmasa bile o pencereden kaçamazdım.

 

"Iyımısın? " Diyen sesle sol tarafıma baktığımda siyah saçlı yeşil gözlü yüzünün bazı yerlerinde morluklar olsa bile güzelliğini kaybetmemiş bir kız kucağında da dün gördüğüm küçük çocuk vardı. İkisi de bana bakıyordu. Gayenin bahsettiği kız buydu kucağında ki küçük çocukla tehtid ediliyordu büyük bir ihtimal cevap vermediğimi fark edip başımla iyiyim dedim başka nasıl diyebilirdim ki kadın aldığı cevapla rahatlasa da neden konuşmadığımı merak ediyor gibiydi.

 

"Adın ne? Neden o eve geldin? " Diyen kadına sadece bakmakla yetindim sorularını cevaplayamazdım ki kapının açılmasıyla üçümüzde kapıdan giren kişilere baktık gaye tanımadığım bir adam ve üvey amcamdı.

 

"Oo bizim dilsiz kurtarıcı uyanmış" Diyen üvey amcam yusuf'la ben onlara çatık kaşlarla bakarken yanımda ki kadın şaşkınca

 

"Dilsiz mi? " Demişti gaye ona bakıp

 

"Evet elifcim o konuşamıyor "dedi bu durumdan zevk alıyordu elif dediği kız kucağında ki oğlunu sımsıkı sarıp bana baktı yüzünde acımaya dair hiçbirşey yoktu anlayışla gülümsedi

 

" Konuşanlardan daha akıllı baksana sen konuşuyorsun da ne oluyor arkanda adam olmasa bir bok yapamazsın konuşamıyor dediğin kız tek başına gelmiş beni tanımasa bile yürekli kızmış ki gelmiş" Dedi güldüm helal lan sana elif gaye elifin sözüyle sinirle ona atılıyordu ki üvey amcam kolunu tutarak onu durdurdu.

 

"Ölecek insanları takma nasıl olsa onları öldürdükten sonra boş boş konuşamayacaklar" Dedi gaye onun lafıyla gülümseyerek bana baktı. Aklına gelenle amcasına bakıp

 

"Ay bunların ölmesine değilde kozcuoğluların yıkıldıklarını görmek beni çok sevindirecek " Dedi hadi beni anladım da bu elif ne alakaydı lan yoksa kayıp bir ablam vardı da bana demediler mi bu kız ablam mıydı?

 

"Beni burda tutarak hatta öldü göstererek o aileye zarar verdiniz ama bu kızın o aile ile ne alakası var? " Valla elifcim bende senin için aynı şeyi düşünüyorum gaye onun sözleriyle yüzüne sahte şaşkınlık ifadesi kondurup bir elife bir bana baktı

 

"Aaa ben sizi tanıştırmayı unuttum değil mi pardon " Diyip Elif'e baktı.

 

"Bu dilsiz var ya adı lalisa lalisa kozcuoğlu yani senin biricik demirciğinin öz kardeşi senin görümcen yani tabi bu kadar olayı yaşamamış olsaydın görümcen olacaktı. " Dedi elif ona sınırlı bana şaşkın bakarken gaye bu sefer bana bakıp konuşmaya devam etti.

 

"Bu kucağında pis sıcan olan elif senin biricik demir abinin eski sevgilisi tabi demir abin onu ölü biliyor" Dedi ve kahkaha attı ben kucağında ki cocuğa bakıyordum demir abimin oğlu mu vardı? Ve onun bundan haberi yokmuydu? Benim cocuğa nasıl baktığımı görmüş olan gaye tekrar bir kahkaha atıp

 

"Demir abinin değil o olsa yaşatmazdım zaten sana hikayeyi baştan anlatayım lalisacık bundan üç sene falan önce benim bir sevgilim vardı benden yaşca baya büyüktü aramızda kaç yaş olduğunu bilemicem matematiğim kötüdür neyse bununla ilişkimizi senin demir abiciğin öğrendi tabi bana baya bir kızdı neyse tabi ben bunu dinler miyim hayır yine buluştuk buna herşeyi anlattım tabi araya bir kaç yalan da sıkıştırdım huyum kurusun bu demir abin ve sevgilisi elif bir gün buluştuğunda bunları kacırıp depoya götürttüm demir abinin elleri tavana bağlıydı " O anda elif huckıruklarının arasında bağırmaya başladı.

 

"Sus sus anlatma allahın cezası anlatma" Bir taraftan bağırıyor bir taraftan ağlıyordu o gün ne olmuştu.

 

"Ama elifcim olur mu öyle şey başladık artık " Diyerek ona gülüp tekrar bana baktı.

 

"Neyse biz devam edelim demir tabi öyle bağlıyken bir bok yapamıyor bende neden daha kötü hissetmesin dedim ve Elif'e tecavüz ettirdim " Dedi kahkaha atarak ben ona şokla bakarken elif hıckıra hıckıra ağlıyor gaye onun bu haline daha çok gülüyordu. Bu kızda vicdan diye birşey yoktu ama şurdan bir kurtulayım ben ona yapacaklarımı biliyordum. Gaye kahkahasını zar zor kesip konuşmasına devam etti.

 

"Tabi demir abiciğin o anı an be an izledi o sevdiğini kurtaramadığı için ağlarken onu öyle görmek bana aşır zevk verdi tabi ben bununla yetinir miyim tek bir kurşunla elifi gözlerinin önünde vurdum tabi o öldü zannediyor ama kalbinin bir iki karış aşağısından vurdum o öldü zannediyor hemen elifi ordan cıksrtıp amcamın arkadaşının olduğu hastaneye götürdük ameliyat edildi ölmesini isterdim ama demir'in acı cekmesi için yaşaması gerekiyordu tabi yaşamak denilirse üç sene boyunca tecavüze dayağa maruz kaldı o kucağında tuttuğu piç var ya o amcamdan adı enes " Dedi şimdi bende elifle göz yaşı döküyordum bakışlarım elifin kucağında ki çocuğu buldu o kadar tatlıydı ki bunları yaşamamalıydı o bir tecavüz cocuğu değil demir abimle elifin çocuğu olmalıydı. Gaye derin bir nefes alarak yanında ki amcasına baktı.

 

"Herşeyi sen mi anlatırsın ben mi anlatayım " Dedi daha ne vardı ki anlatacak

 

"Ben anlatırım yiğenim" Diyerek bana doğru geldi ben yaşlı gözlerle ona bakarken karşıma bir sandalye çekip oturdu.

 

"Abimle ben ortak bir şirketimiz vardı sen bilirsin dedenin batmış olan şirketi " Dedi onu başımla onayladım.

 

"İnşaat üzerine bir şirketti ama bu bilinendi bilinmeyen kısmı ise silah ve uyuşturucu taşınan bir şirketti bir gün baban bildiğin abim gerçek babanın şirketinden bahsetti Türkiye'nin en büyük şirketi olduğunu ortak olursak o şirketi de kullanıp bir sürü iş yapabileceğimizi söyledi iş dediği de o şirketin namıyla daha fazla silah uyuşturucu satıp alabilirdik. Bana da akıllıca geldi ve bir ortaklık teklif ettik tabi onlara silah ve uyuşturucu dan bahsetmedik ortaklık sağlandı bir süre işleri gizliden gizliden yaptık paraya para deniyorduk taki baban bunu öğrenene kadar öğrendikten sonra ortaklığı bozdu ne kadar bize yatırım yapan adam şirket varsa hepsini iptal etti ve biz iflasa gittik o sıra senin annenle yengem hamileydi babanın bir kız çocuk beklediğini biliyorduk şanslıydık ki yengemde bir kıza hamileydi abim bize bebekleri karıştırmayı söyledi ilk başta kabul etmedik başımızın daha çok belaya gireceğini söyledik ama bunun bizim değil parayla tutacağımız bir hemşirenin yapacağını söyledi yengem ilk karşı çıktı ama sonra nasıl olduysa ikna oldu ha o çok sevdiğin deden bildiğin adamda onayladı hatta parayı hemşireye o verdi planımız cocukları değiştirip sen şiddet görürken bizim kızımızda orda hem sefa sürecek hemde o aileye çektirecekti istediğimiz oldu bebekler değiştirildi sen şiddet sefalet çekerken bizim kızımızda o ailenin parasıyla gün ediyor o aileyi de perişan ediyordu ilk başlarda bizden olan deden zamanla seni sevdi bize ailene dönmen için baskılar yaptı tabi biz onu dinlemedik tabi o deden yine yaptı yapacağını ve seni ailene kavuşturdu. Birde hani her ay ailene dedenden gelen para vardı ya o dedenden değil gaye den geliyordu hem sana şiddet uyguluyorduk hemde babanın paralarını çatır çatır yiyip gülüyorduk "dedi ben anlattıklarıyla öylece kalırken onlar bana bakıp güldüler yıllarca gördüğüm şiddet sevgisizlik saçma bir nedenden ötürüydü hatalı yine kendileriydi ama hesabı bana ve aileme kesmişlerdi.

 

" Şimdi sen diyorsundur ne planlıyorsunuz yine diye" Diyen gayeye baktım. O ise yüzündeki gülümsemeyle bana bakıyordu.

 

"Dur seni meraklandırmadan anlatayım sen burda bizi uslu uslu dinlerken ailene bir mektup gitti onlar mektubu okudu istediğimiz şeyleri hazırladı derken biz ikinizi de burda öldürecez tabi gelecekler baksalar ki hem kızları ölmüş hemde demir'in sevdiği kadın demir hem kız kardeş acısı yaşayacak hemde öldü bildiği sevdiği kadının yaşadığını ama yine öldüğünü onlara yetişemediği nin acısını yaşayacak " Dedi üvey amcam ve gaye gülerken yanlarında sessizce duran adamla göz göze geldim gözünü hiç kırpmadan bana bakıyordu gaye kime baktığımı görmüş olacak ki

 

"Aaa ben sizi tanıştırmadım dimi" Dedi ikimize de tek tek bakıp devam etti konuşmaya

 

"Bu karan lalisacım senin en büyük abin " Dedi ben şokla ona bakarken karan dediği adam ruhsuzca bana bakıyordu benim şaşkın bakışlarımı gören gaye ve üvey amcam kahkaha attılar abimse ailem neden bundan bahsetmedi bana peki bunların arasında ne işi vardı. Gaye daha fazla gülememiş olacak ki konuşmaya devam etti.

 

"Şaka ya şaka nasıl da inandın hemen bu karan benim sevgilim olur kendisi " Dedi ona öpücük atıp adam yine ifadesizce bakıyordu adamda akıl yoktu herhalde olsa gayeyle sevgili mi olurdu.

 

Ben ikisine yüzümü buruşturup bakınca karan dedikleri adam gülecek gibi oldu ama hemen yüzünü düzeltti üvey amcam bu konuşmalardan sıkılmış olacak ki ayağa kalkarak

 

"Dediğiniz mektup gitmiş mıdır? " Dedi karan onu başıyla onaylayıp

 

"Evet efendim birazdan ararlar " Dedi cümlesinin bitmesiyle amcamın telefonu çalmaya başladı.

 

Demir sabah uyanmış elini yüzünü yıkayarak odasından cıkmıştı aşağıya indiğinde lalisa ve gaye hariç herkes sofradaydı.

 

"Günaydın " Diyerek yerine oturdu.

 

"Abi lalisa kalkmadı mı? " Diyen talha ile anlamsızca ona baktı

 

"Kalkmıştır herhalde gelir birazdan neden sordun? " Dedi talha onun cevabıyla kaşlarını çatıp

 

"Herhalde derken abi siz beraber uyumadınız mı? " Diye sordu bu sefer demir onun sorusuyla anlamsızca ona baktı.

 

"Yo biz beraber uyumadık " Dedi talha aldığı cevapla emir abisine baktı demir abisiyle uyumadıysa nerdeydi bu kız demir emire bakan talha ya bakıp

 

"Ne oldu talha anlat " Dedi

 

"Talha sabah lalisanın odasına girmiş uyandırmak için ama yatağı hiç bozulmamış oda seninle uyumuştur diye düşünmüş " Diyen emirle herkes merakla demir'e bakıyordu bu sefer

 

"Hayır benimle uyumadı bende odasındadır diye bakmadım nerde bu kız" Demişti ayağa kalkarken onunla beraber herkes ayağa kalkınca okanın aklına gelenle konuşmaya başladı

 

"Belki pusat abiyle buluşmaya gitti " Dedi

 

"Ne kadar bizimle konuşmuyor olsa da lalisa haber etmeden gitmez " Diyen babalarıyla başlarını salladılar doğru diyordu ne olursa olsun lal nereye giderse gitsin haber ederdi.

 

"Gaye de yok belki onunla bir yere çıktı haber vermeyi unuttular " Diyen anneleriyle hepsi ciddi misin der gibi bakınca

 

"Bu sacmaydı lalisam onunla hiç bir yere gitmez " Dedi kumru hanım peki bu kız neredeydi.?

 

"Ben bir pusatı arayayım" Dedi emir telefonunu çıkartırken hepsi onu başlarıyla onaylarken okan kendi telefonunu çıkartıp

 

"Bende rana ablayla konuşayım belki onunla ve üçüzlerle buluşmuştur. " Dedi o ranayı aramak için mutfaktan cıkmıştı ki telefonu açan pusatla emir konuşmaya başladı.

 

"Alo pusat lalisa senle mi? " Diyen emirle pusat şaşırdı

 

"Yok emir ben daha yeni kalktım bugün buluşacaktık ama öğlen buluşcaktık niye sordun lalisaya birşey mi oldu? " Dedi pusat endişeyle sıkıntıyla nefes verdi emir

 

"Lalisa evde yok biliyorsun ne kadar konuşmuyor olsa da bizle bir yere giderken haber ederdi ama belki senin yanındadır diye aradım seni " Dedi

Pusat duyduklarıyla kaşlarını çattı emir haklıydı gideceği yerleri haber eden bir kızdı lal aklına gelenle olmaması için dua etse de yanıtsız bırakmadı Emir'i

 

"Benimle değil telefonunu yanına aldıysa arayın ben size geliyorum anlatmam gereken şeyler var" Dedi odasından çıkarken emir onun dedikleriyle başını sallayıp

 

"Tamam gel bekliyoruz" Diyerek telefonu kapattı. Herkesin kendine baktığını görünce

 

"Pusatla buluşmamışlar bize anlatması gereken şeyler varmiş geliyor lal telefonu yanına almışsa arayın dedi" Dediğinde talha hemen lalisanın odasına çıkıp telefonunu almışmı diye kontrol etti ama yatağın yanında şarjda gördüğü telefonla küfür edip geri aşağıya indi.

 

"Telefonu burada şarja takmış" Dedi onun bu sözüyle hepsi iyice endişelenmişti. Okan yanlarına gelince bütün bakışlar ona dönmüştü.

 

"Rana ablayla da buluşmamış ona ablamı sorduğumda yanımda değil pusatla da buluşmadıysa aklıma bir yer geliyor ama inşallah oraya gitmemiştir size geliyorum dedi ve telefonu kapattı " Diyen okanla endişeleri artsa da ne olduğunu da merak ediyorlardı. Bir saatin sonunda Rana ve pusat geldiğinde ellerinde kırmızı bir zarf vardı.

 

"Bu ne pusat" Diyen demirle

 

"Bu sizin kapının önündeydi görünce aldım" Diyerek demir'e uzattı. Demir pusatın elinde ki zarfı alıp açtığında içinde bir flaş ve bir mektup vardı.

 

"Oku demir " Diyen babasıyla başını sallayıp okumaya başladı demir.

 

" Merhaba Ekrem kozcuoğlu biricik kızın lalisa elimde nasıl diye soruyor olabilirsin senin kız küçüklüğünden beri herşeye burnunu sokan bir çocuktu büyüdü hala öyle huyu hiç değişmemiş sadece huyu değil güzelliği de değişmemiş küçükken de çok güzeldi şimdi daha güzel olmuş evli olmasam tabi birde şu intikam meselesi olmasa lalisa ya başka bir şekilde bakabilirdim 😃 aslında evli olmam önemli değil o gözle bakabilirim benim için fark etmez ama ne yazık ki kızıl sevmiyorum neyse sen şimdi benim kim olduğumu da merak ediyorsundur şöyle bir ipucu vereyim istersen sana bundan on altı yıl önceki ortaklarını düşün yada şöyle düşün ortak olup sonra onları iflasa sürüklediğin diyeyim buldun değil mi kim olduğumu evet tahminin doğru sağlam Holding'in sahiplerinden yusuf sağlam abimin adını da biliyorsundur ama o rahmetli oldu sen benimle muhattapsın artık konuyu çok uzatmayayım herşeyi ben planladım kızının hastanede karışması yıllardır kızın bildiğin gayenin ailenizi dağıtması kızının yıllardır acı cekmesi hepsi benim planımdı siz kızınız bildiğiniz gayeyle günlerinizi geçirirken gerçek kızınız her gün şiddet gördü acı çekti bu mektubun yanında ki flaşta lalisanın küçüklüğü ve yaşadığı acılar var izleyin şimdi ne istediğime gelirsek şirketini sana ait olan mal mülk ne varsa istiyorum ekrem kozcuoğlu yoksa kızını bu sefer ömür boyu kaybedersin işlemleri hallettiğin an ben seni arayacağım "

 

Yusuf sağlam

 

Demir okuduklarıyla sinirle kağıdı yırtıp atarken emir hiddetle babasına dönüp

 

"Hiçbirşey yapmayacaksın baba yapsan bile lalisayı vereceğini sanmıyorum bu adamın" Dedi ekrem beyde aynı şeyi düşünüyordu ama kızı için canını bile verirdi.

 

"Onu kurtarmanın bir yolunu arayın birşey vermeden kurtarırsak iyi olur ama olmazsa canımı istesin onu bile veririm " Dedi ekrem bey kumru hanım ise demir'in elindeki flaş a bakıyordu.

 

"Flaşı izleyelim mi? " Diye bir soru çıktı ağzından kumru hanımın onun bu sorusuyla hepsinin bakışları flaştaydı. Talha demir abisinin elinde ki flaşı alarak televizyona taktı kumandayı alarak aç düğmesine bastığında kameranın hemen yanında küçük bir kız belirdi kızıl saçlarıyla bu lalisaydı iki veya üç yaşında olmalıydı.

 

"Abiş bu ne" Diye sordu gözleri kameradaydı merakla bakıyordu. Kamerayı tutan kişi abisiydi biraz sonra onun sesi geldi

 

"Kızım bana Abiş deme demiyormuyum ben senin abin değilim" Diyordu onun bu sözüyle lalisa üzülse de cevap vermeden edemedi

 

"Aynı anneden babadan olduğumuza göre sen benden büyüksen abimsin " Dedi bilmiş bilmiş üvey abisi sinirlense de gerçek abileri onun bu şirin ve bilmiş haline kıkırdadılar

 

"Kızım biz seninle kardeş değilmişiz annem öyle dedi o yüzden abin değilim ben" Dedi ve arkasından kameranın görüş acısına girdi on iki veya on beş yaşlarında olmalıydı üvey abisi kameraya bakıp saclarını düzeltiyordu.

 

"Nasıl yani beni leylekler mi getirmiş " Diye merakla sordu lalisa abisine bakarken abisi ise

 

"He he " Diyerek başını sallamış ardından arka taraftaki ikili koltuğa oturmuştu. Lalisa abisinin lafıyla etrafında dönüp kendini inceliyor arada kameraya bakıyor kendini inceliyordu

 

"Neye bakıyorsun öyle çilek " Diyen başka bir ses duyuldu kameraya kameranın arkasında kaldığı için görünmüyordu.

 

"Kayan abi biliyormusun beni leylekler getirmiş" Dedi lalisa onu görür görmez yüzünde çiçekler açmıştı abileri ve pusat onun kime böyle güzel güldüğünü kıskanclıkla izliyorlardı. Kumru hanım ve ekrem bey kızlarının bu yaşlarını bu güzel sesini duymadıkları görmedikleri için üzgün gözlerle bakıyorlardı Rana ise

 

"Canım kuzenim küçükken bile şekermiş birde benim küçüklüğüne bak şempaze gibiydim" Diyordu içinden

 

Kameranın arkasında kalan adam lalisanın yanına geldiği için görünüyordu oda on veya on beş yaşlarında olmalıydı

 

"Hey maşallah analar ne taş doğuruyor be " Diyen Rana ile hepsi ona baktı ekrem bey uyarır niteliğinde öksürüp izlemeye devam ederken kumru hanım tebessüm ediyor diğerleri ise kaşlarını çatmış bir şekilde Rana ya bakıyordu rana ise derin bir yutkunup tekrar kameraya bakmışlardı. Kozcuoğlu erkekleri ve pusat sabır çekip kameraya dönmüşlerdi.

 

"Kayan değil lal karan ka ran tamammı" Demiş ardından saçlarından öpmüştü lalisayı bu görüntüyle ekrem bey demir emir talha okan ve pusatın kaşları çatıldı.

 

"Kim lan bu " Dedi demir sinirle

 

"Neden lalisayı öptü o" Dedi emir aynı sinirle

 

"Bu tipsizi hiç sevmedim" Dedi talha

 

"Kızımdan uzak dur lan" Dedi ekrem bey kameraya doğru

 

"Ablamı sömürdü bu puşt " Diyen Okan'a

 

"O puştu bir bulayım kimin sevgilisini öpmüş sorarım" Diye destek çıkan pusat'a kumru hanım ve Rana kahkaha atarak yanıt verdiler onların kahkahasına sinirle baksalar da tek kelime etmeyip kameraya bakmışlardı bu karan kimse sırf lalisayı sacından öptü diye altı tane erkeğin düşmanlığını kazanmıştı

 

"Ya kayan y leri çıkaytamıyoyum bilmiyor musun? " Diyen lalisayla hepsi gülmüştü. Kamerada ki karan bile

 

"Tabi canım kesin cıkartamıyorsun" Diyerek oda lalisanın üvey abisinin yanına oturmuştu. Lalisa onun lafıyla omuz silkip tekli koltuğa zıplayarak oturup kollarını birleştirdi. Onun bu hareketine hepsi derin bir nefes çekti tam şapur şupur yemelikti lalisa. Kamera başka bir tarihe atlamıştı lalisa burda altı yada yedi yaşında olmalıydı her yeri yarabere içinde penceresi olmayan tepesinde sarı bir ışık olan bir odadaydı onun bu görüntüsüyle hepsi üzgünce baktı kameraya kumru hanım ağlamaya başladı. Kızını böyle görmek istememişti.

 

"Baba aç kapıyı cok acıktım canımda çok yanıyor" Diyerek ağlıyordu

 

"Kes çeneni sesini bile duymak istemiyorum orda kal aklın başına gelsin" Diye bağıran sesle ekrem bey ve diğerleri seslice küfür etmeye başladılar o kimdi ki onların kızına veya kardeşine bağırabilirdi.

 

"Baba ama ben birşey yapmadım sadece oyun oynamak istemiştim " Diyen lalisayla öylece kalakaldılar sırf oyun oynamak için mi onu bu hale getirmişti şerefsiz

 

"Senin derdin oyun değil ben bilmiyor muyum lan senin derdin oruspuluk " Diyen kişiyle demir daha fazla duramamış ağaya kalkarak vapur up cağırmaya başlamıştı.

 

"Lan çocuk lan o çocuk derdi o olurmu lan oyun oynamak istemiş her çocuk gibi oyun istemiş" Diye bağırıp saclarını çekiyordu sinirle

 

"Baba karanı cağır o gelsin yanıma " Demişti lalisa titreyen sesiyle tek sesi değil vücudu da titriyordu kaldığı odanın buz gibi olduğu kameradan bile belliydi.

 

"Yok sana karan falan onunla da derdin başka senin abi ayağına tövbe tövbe " Demişti

 

"Baba karan gelsin " Demişti ki demir kapının acılmasıyla susmak zorunda kaşdı çünkü babası elinde demir bir sopayla kızgın gözleriyle lalisaya bakıyordu kamera herşeyi çeken bir konumdaydı.

 

"Sen şimdi görürsün karanı " Diyen babası elindeki demir sopayla lalisaya vurmaya başlamıştı lalisanın cığlıkları odayı geç mahalleyi inletiyordu bu görüntüleri gören kozcuğulları sinirle etrafı dağıtmaya başlamış pusat yaşlı gözleriyle saclarını çekiştirip ileri geri hareket ediyordu kamerada lalisanın cuğlıklsrı hepsini maf ediyordu geçmişten birer görüntüydü ama onlar bunları kaldıramamıştı lalisa nasıl kaldırmıştı ki kamera yine değişti lal yine beş altı yaşındaydı sadece sağ gözünün altında hafif bir morluk vardı kamera yandan cekiyordu karşısında karan dediği o çocuk vardı

 

"Karan gitme olmaz mı? " Dedi gözünden düşen yaşlarla hepsi anlamıştı gitme bırakma beni tek başıma der gibiydi bakışları karan denilen çocukta aynı lalisa gibi ağlamıştı gözlerinin kızarıklığından belliydi onun boyuna eğilmiş yanaklarını iki avucunun içine almıştı.

 

"Gitmem lazım lal'ım annem ve babamı buldum onların yanında olmalıyım " Demişti lal onun bu sözüyle isteksizce başını sallamıştı.

 

"Ya sen gidince yine beni döverse babam " Dedi çaresizce karan sıkıntıyla yumdu gözlerini kaç kere kurtarmıştı bu kızı o dayaklardan kaç kez kurtaramamıştı.

 

"Dövmez cileğim söz verdi bana" Dedi ne kadar kendi dediğine inanmasa da lalisayı rahatlatmak için demişti lalisa da inanmamıştı ya ona bilirdi babasını bir bahane bulur yine döverdi onu verdiği söz bile önemsiz olurdu ona

 

"Peki beni görmeye gelecekmisin bir daha görürmüyüm seni" Dedi lalisa ondan ayrılmak istemiyordu.

 

"Geleceğim hemen gelemesemde bir gün elbet geleceğim sana " Dedi ne yapıp edip ona gelecekti

 

"Ya gelince ben büyümüş olursam ya seni tanıyamazsam " Dedi lalisa onu tanıyamamaktan korkuyordu o onun hem abisi hem arkadaşı hemde kahramanıydı.

 

"Eğer geldiğimde beni tanıyamazsan ben sana kendimi tanıtacak hatırlatacak birşey bulurum olur mu cilek kız " Dedi lalisa başıyla onayladı ve sarıldı ona son sarılmasıydı karan arabaya binerken lalisaya el sallamış ardından kameraya daha doğrusu kamerayı tutan adama sinirle bakıp

 

"Onun canını yakarsanız gelir sizinde canınızı yakarım " Dedi ve arabay bindi kamera bir çok kez değişti lalisanın dayak yerken işkence görürken aç bırakılmış soğukta kalmış herhali cekilmişti bunları görmek hepsine acı verdi kamera kapandı ama hepsi perişandı...

 

Lalisa dan.

 

Karan denilen adamın dediği ile üvey amcam gülmüş başıyla onaylamıştı onu

 

"Güzel bakalım kozcuoğluları ne yapacak kesin flaşı izlemiş yada izliyorlardır ah şimdi nasıl olduklarını merak ediyorum" Diyerek kahkaha atmıştı. Gaye de aynı onun gibi kahkaha atıp

 

"Asıl yapacaklarımızdan sonraki hallerini merak et amcacım " Demiş ve gülmüştü üvey amcam da gülerken sadece karan dedikleri adam gülmüyor gözlerini bana dikmiş bakıyordu ne bakıyon der gibi başımı sallamıştım o ne demek istediğimi anlamış olacak ki gülümsemiş ama anında kendini düzeltip gayeye kısa bir bakış atıp tekrar bana bakmaya devam etmişti

 

"Neyse çıkalım şurdan karnım acıktı bunlarda kalsınlar böyle yarın halledeceğim bunların işini" Diyen üvey amcamla hepsi cıkmış karan yine bana bakıp cıkmıştı.

 

"Sabır allahım sabır" Demiştim içimden

 

Bakışlarım elifi bulunca oda bana bakıyordu ne acılar cekmişti kucağında ki çocuk tecavüz çocuğu olsa bile ona nasıl bağlı olduğu tutuşundan belliydi.

 

"Demir demir iyi mi? " Dedi gülümsedim demir abimi hala seviyordu

 

"Evet " Anlamında başımı öne ve arkaya salladım gülümsedi sonra aklına birşey gelmiş olacak ki yüzünde ki gülümseme silinmişti.

 

"Pe... Peki hayatında biri yani bir kadın var mı? " Demişti

 

"Hayır " Anlamında sallamıştım bu sefer başımı sağa sola demir abim bana çok bahsetmese de emindim ki eliften başka bir kız yoktu hayatında burukca gülümsedi.

 

"Ben olamadım hayatında keşke başka biri olsaydı" Dedi ağzı böyle diyordu ama eğer var deseydim ne kadar üzüleceğini biliyordum. Ona bir yanıt veremedim veremezdim de zaten ne kadar öyle kaldık bilmiyorum karan denilen adam yemek getirse de ikimizde yememiş sadece küçük cocuğa yedirmiştik karan ne kadar yemem için ısrar etse de Nuh demiş peygamber dememiştim bir ara kısık dediğini sansada

 

"Küçükken de böyleydin inatcı" Demişti duymadığımı sanmıştı büyük ihtimal ama duymuştum o benim küçüklüğümü nerden bilecekti ki saat gece yarısı olmalıydı kaldığımız odada küçük bir pencere vardı ordan gelen ışıkla gece olduğunu anlamıştım ailem ne yapıyordu acaba beni arıyorlar mıydı? Demir abim kesin arıyordu ama diğerlerinden pek emin değildim. Kapının acılmasıyla elifle ikimizde tedirgince kapıya baktık gece yarısı olsa da ikimizde uyuyamamıştık. Kapı acılıp sessiz adımlarla içeri giren karan denilen adamdı elif ağzını acıp birşey diyecekti ki sus işareti yapmış sessizce kapıyı kapatıp yanıma gelmişti. Elif ile ne olur ne olmaz bir şey yapabilir diye tetikte beklerken o yanıma gelip ayaklarımda ki ipleri kesmek için eğilmişti ben ona şaşkınca bakarken elif'te aynı ben gibiydi. O ise ayaklarımı ipten cıkarmış merakla kendisine bakan ben ve elifi yeni fark etmişti. Suratımda ne gördüyse sessizce gülüp

 

"Öyle bakmayı kes hala komik duruyorsun " Demişti ben ona anlamsızca bakarken istediğim soru eliften gelmişti.

 

"Hala derken? " Demişti ben karşımda ki adama beklentiyle bakıp o ilk elife bakmış ardından bana dönmüştü.

 

"Hatırlamadın değil mi beni? " Demişti sesinde bir sitem vardı ben ona

 

"Hayır " Der gibi başımı sağa sola sallayınca derin bir nefes vermişti onu hatırlayamamama bozulmuştu sanki kimdi ki bu? Onu niye hatırlayacaktım ki

 

"Beni nasıl hatırlamazsın çilek kız " Dedi

 

Çilek kız mı? Ama bunu bana sadece bir kişi derdi ve o kişi hayatta değil di

 

Ona nasıl baktım bilmiyorum ama onunda gözleri dolu doluydu.

 

"Benim çilek kız kayan abin " Dedi oydu benim küçükken tek kahramanım abim arkadaşım herşeyim olan kişiydi ben ona dolu gözlerimle bakarken o ellerimi de cözmüştü yıllardır bildiğim halde kimseyle konuşmadığım işaret diliyle yanıt verdim ona ellerime baktı ve gülümsedi anlamıştı işaret dili biliyordu

 

"Karan abi abim" Demiştim ağlarken oda benim gibi ağlıyor ve başını sallıyordu.

 

"Evet lal'ım karan abin senin değiminle kayan abin seni kurtarmaya geldi eskiden olduğu gibi " Dedi hıckırdım ve sarıldım ona yıllardır tek istediğimi gercekleştirdim o an ona sarılmak ve kokusunu içime çekmekti...

 

 

Loading...
0%