Yeni Üyelik
20.
Bölüm

20.bölüm

@serifeuzun

Karan abim ona baktığımı hissetmiş gibi bana bakınca bilmiş bilmiş sırıttım neden sırıttığımı anlamış gibi gülümseyerek omuz silkti bu onun dilinde ne yapayım dediğimi yaladım demekti güldüm bakışlarım tekrar bizimkinleri bulunca hala Enes'e gülüyorlardı.

 

"Babacım Rana da olmaz o da halan senin " Dedi gülmesini zar zor susturmuştu. Enes oflayarak kollarını birleştirmişti. Çok mu tatlı olmuştu bu böyle Ranaya da Enes'in bu hali tatlı gelmiş olacak ki hemen yanına gidip yanaklarını şapur şupur öpmüştü.

 

"Ya yerim seni şu tatlılığa bak sen büyü ben sana bulurum bir kız" Dedi ardından kıkırdadı. Enes ona gülerek bakıp

 

"Sen bulma ben kendim bulurum yada o beni bulur kadınlar seçenek değil secendir" Dedi onun bu bilmiş sözüne hepimiz şaşırsakta gülümsedik.

 

"Oy amcasının paşasına bak sözlere gel sözlere nerden öğrendin sen bunu " Diyen talha ile enes annesine baktı.

 

"Annem öğretti kadınlar kırılacak veya seçilecek bir varlık değillermiş onları kırmamalı üzmemeli mal yada eşya yerine konulmamalıymış" Dedi hepimiz Elif'e gülümseyerek baktık ne güzel şeyler öğretmişti

 

"Afferim babam " Dedi demir abim ya babalık ne kadar yakışmıştı ona

 

"Ya ekrem babalık ne kadar yakıştı değil mi demir'e " Dedi gülümseyerek babamda onu başıyla onayladı. Annem babamın onayıyla

 

"Valla ben oğullarımdan ümidi kesmiştim lalisadan bekliyordum " Dedi bir bana bakıp bir pusat'a bakarken ben utanıp başımı eğerken pusat gülümsüyor babam demir abim karan abim emir talha ve okan öksürük krizine girip kaşları çatık pusat'a bakıyordu pusat o kadar bakıştan tırsmış olacak ki gülümsemesini yüzünden silmişti

 

"Yok hanım benim kızımı kimseye vermem hep benim dizimin dibinde olacak " Diyen babama

 

"Katılıyorum" Diyen demir abim

 

"Turşusunu kuracağız " Diyen emir

 

"Vermem kimseye lalisayı" Diyen talha

 

"Ablam daha küçük" Diyen okan

 

"Yeni buldum kimseye verip kaybedemem kardeşimi " Diyen karan abimde katıldı. Annem rana ve elif onlara kahkaha ile gülerken ben göz devirip işaret diliyle karan abim'e bakıp

 

"Daha yaşım küçük kimseyle evlenme gibi bir hayalim yok ilk önce mesleğimi elime alıp sonra düşünürüm evlenmeyi pusat'a da kötü bakmayı kesin oda hemen evlenelim demiyor " Dedim annemgil rana üçüzler ve pusat benim işaret dili bilmeme şaşırsa da karan abim konuşunca ona baktılar.

 

"Daha yaşının küçük olduğunu düşüncesinde evlenmek gibi birşeyinin olmadığını ilk önce mesleğini eline almak istediğini daha sonra evlenmeyi düşündüğünü pusat'a kötü bakmayı kesmemizi onunda hemen evlilik düşünmediğini söylüyor " Dedi. Babam onu başıyla onaylayıp

 

"Afferim kızım düşünme ilerde de düşünme " Demişti. Yine ellerimi oynatarak

 

"Şuanlık düşünmüyorum dedim ilerde düşüncelerim değişirse bilemem benim kararlarıma da kimse karışamaz kimse " Demiştim hepsi karan abime bakınca o bana kaşları çatık baksa da

 

" İlerde düşünceleri değişirse kimse ona karışamazmış " Dedi onun cümlesiyle babam kaşlarını çatıp bana baktı.

 

"Ben kimse değilim babanım " Dedi

 

"Bizde abilerin ve kardeşiniz" Dedi emir ona kısa bir bakış atıp tekrar işaret diliyle

 

"Gaye bana iftira atarken de babam abim kardeşim annemdiniz ama bana inanmayıp sırt döndünüz size o kadar kötülüğü dokunana inanıp zararı olmayan bana inanmadınız o zaman babam abim annem kardeşim değilken şimdi mi olasınız tuttu demir abim hariç o hep bana inandı beni savundu ama demir abim bile benim kararıma saygı duymalı " Dedim karan abim yapma der gibi bana baksa da ona meraklı bakanları görünce konuşmaya başladı.

 

"Gaye ona iftira atarkende onun ailesi olduğunuzu ama ona değil gayeye inandığınızı o zaman ailesi değilken şimdi mi ailesi olduğunuzu demir hariç kimse ona karışamazmış demir de onun kararlarına saygı duymak zorundaymış" Dedi onun söyledikleriyle hepsi kırgınca bana baktı bende onlara onların bana kırılmaya hakları varmıydı bilmiyorum ama ben onlara kırgındım ve şimdi anladığıma göre onlarla aramızda aşılamayacak bir mesafe acılmıştı ve ne zaman o mesafeyi kapatırdık bilemiyordum.

 

"O değil de sen kimsin? Lal ve elif ablayla ne bağın var " Dedi talha

 

"Harbi ya sen kimsin" Diyen demir abimle karan abime baktım. O hepsine bakıp

 

"Ben karan uygur lalisa'nın manevi abisiyim" Dedi

 

"Abisi mi? " Diyen demir emir talha ve okanla karan abim başını aşagı yukarı sallayarak onayladı. Rana o anda aklına gelenle heycanla bağırdı.

 

"Sen osun videodaki çocuk" Dedi karan abim ve ben merakla ona bakarken diğerleri olayı cözmüş gibi bu sefer karan abime kaşlarını çalarak bakıyorlardı pusatta dahildi buna

 

"Hangi videoda ki " Diyen karan abimle bende başımı salladım

 

"Yusuf şerefsizi bize lalisanın küçükken yaşadıklarını video olarak attı o videoda sende varsın" Diyen emirle öylece kalakaldım.

Bütün acılarımı mı atmıştı o birde videomu cekmişerdi o kötü anlarımın titredim acılarım bir bir gözlerimin önüne geldi titredim ağlamalarım yalvarmalarım aç susuz kalışlarım izi geçsede ruhumda bıraktıkları izler titredi bir adım geriye gitmemle tökezledim

 

"Lal" Dedi pusat bana doğru gelirken oda mı görmüştü geçmişimi

 

"Kızım" Dedi babam

 

"Yavrum" Dedi annem hepsi birşey diyordu ama cınlamaya benziyordu sesleri

 

"Lal kendine gel bana bak abim hadi bak bana" Dedi karan abim güçlükle baktım ona yanaklarımı avuç içine almış endişeyle bana bakıyordu

 

"Derin derin nefes al hadi nefes al lal" Dedi nefesimi tuttuğumu bile o değince fark ettim onunla beraber nefes alıp verdikçe rahatladı

 

"Evet böyle afferim abim al ver hadi " Dedi dediklerini yaptım kriz geçiriyordum bunun farkındaydım ama geçmişin izlerini atamazdım ki bir anda üzerimden normale döndüğümü görünce rahatlayıp kendine çekerek sarıldı bana eskiden onun kollarında duyduğum güven hissi geri gelmişti

 

"Tamam geçti bitti herşey " Dedi başımın üstüne bir öpücük kondururken başımı salladım ona demir abim bana bakıp

 

"Iyımısın abim" Deyince ona da aynı başımı salkayarak onayladım bir süre yüzüme bakıp iyi olup olmadığımı tehit edip iyi olduğumu anlayınca derin bir nefes aldı korkmuştu sonra bir anda karan abim'e bakıp

 

"Cek lan elini kardeşimden ahtapot gibi sarıldın hemen" Dedi beni karan abimden uzaklaştırıp kendi kollarının arasına alırken bu sefer kaş çatma sırası karan abimdeydi.

 

"Sana mı soracam lan kardeşime sarılacağımda " Dedi oda onun gibi zıtlaşarak demir abim onun cevabıyla daha çok sinirlenmiş olacak ki

 

"Tabi soracan la o benim kardeşim " Dedi karan abim aldığı cevaptan pek memnun olmamış olacak ki

 

"Benimde kardeşim o" Diyerek beni kendine cekmişti demir abim bir anda ondan ayrılmamla ilk bana arkasından karan abim'e bakıp

 

"Hayır benim o " Diyerek kendine çekti beni karan abim demir abimin beni çekmesine gıcık kapmıştı onun bu dünya da paylaşamayacağı tek şey bendim yada artık buna Rana da girmişti.

 

"Sana o benim dedim" Diyen karan abimle bir demir abimle bir karan abim arasında gidip geliyordum ikisi de o kadar inat etmişti ki biri pes etmeden beni bırakmayacaklardı. Ne kadar böyle çekildim durdum bilmiyorum ama pusatın beni bir anda onların ellerinden alıp sarılmasıyla öylece kalakaldım

 

"Yeter be bırakın sevgilimi oyuncakmı bu kız " Dedi beni daha çok kendine çekerken karan ve demir abim ilk pusat'a kaşları çatık bakıp ardından birbirlerine bakarak başlarını aşağı yukarı sallarken okan'ın sesiyle kendimi pusatın önüne atıp elimle pusat'a işaret verdim.

 

"Kaç pusat abi" Diyen okanla pusat ne kadar önüme geçmeye calışsa da karan ve demir abimin onun üzerine geldiğini görünce bu sefer ben kaç işareti yaptım sonuç önde pusat arkada demir ve karan abim bahçede koşmaya başladı bir yakalarlarsa pusatı zor ellerinden alırdık...

 

Dediğim gibi pusatı yakalayan iki abilerim cocuğu dövmekten beter edince annem ikisini de bir güzel azarlamıştı şimdi ise ben pusat'a pansuman yapmış yemek masasında yemek yiyorduk.

 

"Oğlum olanlardan teşekkür de edemedik sana elif ve lalisayı kurtardın" Diyen babamla karan abim ona bakıp

 

"Ne teşekkürü efendim keşke daha önceden orda olsaydım da elifin başına gelenler gelmeseydi " Dedi

Hepimiz üzgün olsakta

 

"Harbi sen orda ne işin vardı lal ve elif ablamı nasıl kurtardın" Diyen okanla herkes karan abime baktı.

Karan abim derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.

Ben lalisayı bulmak için buraya döndüm küçükken iletişimiz kesilmişti bulmak için geldim bir arkadaşımdan yardım aldım bana ona yardım edersem lalisanın adresini bulacağını söyledi tamam dedim beni gaye ve Yusuf'un adamı yaptı kaç senedir onların yanındaydım ama eliften hiç haberim olmadı onun olduğu yere hiç beni götürmediler bilseydim o anda kurtarırdım bir gün gaye bana bir kızın onların işine karıştığını onu kaçırdıklarını söyledi benim ormanda bir evim var orda bir ev var lalisanın tutulduğu oraya götürdüklerini söylediler evimden haberleri vardı bilerek getirdiler onu oraya ama geçidi bilmiyorlardı evi de zaten benim işaretimle buluyorlar gece benim evimde kalıyorlardı lalisayı görmeden bir saat önce mesaj attı arkadaşım senin manevi kardeşini buldum diye işimi bitirip hemen kardeşimin yanına gelecek her zaman yaptığım gibi de onların yerini polise söyleyecektim bu yüzden benden şüphelenip herşeyimi araştırmış olmalılar lalisayı orda görünce şok oldum tabi elif ve Enes'i de ama tepkisiz kaldım zaten bir yolunu bulunca da elifi kaçırttım sonrasını hatırlıyorsunuz" Dedi hepimiz onu başımızla onayladık demir abim elini karan abimin omzuna dostça koyup

 

"Teşekkür ederim bana hem hayatımı geri verdin hemde canımı ve canımın canını" Dedi elif ve Enes'e bakarken enese bakınca kahkaha atınca bu sefer bizde enese baktık enes yemeğe öyle bir gömülmüştü ki agzı yüzü yemekti allahım tatlılığa bak

 

"Annem sakin" Dedi elif Enes'e gülerek enes annesinin sesiyle ilk annesine ardından hepimize bakıp gülümsedi.

 

"Ne yapıyım babannem çok güzel yapmış" Dedi ve ardından tekrar yemeğe gömüldü tabi bizde gülmeye

 

"Ya ilk amca olmak kötü geldi ama bu çok şirin be" Diyen okanla daha çok güldük. Babam gülümsemesini durdurup Enes'in başını okşayıp demir abime baktı

 

"Ne yapacaksınız? " Dedi demir abim Elif'e bakıp ardından babama bakarak cevap verdi.

 

"Bir kaç gün elif ve Enes'in toplanması için bekleyeceğiz ardından İzmir'e elifin ailesinin yanına gideceğiz biliyorsunuz elifin haberini aldıklarında ne kadar üzülmüşlerdi kızlarının yaşadığından haberleri olmalı ardından onlara evlenmek istediğimizi söyleyeceğiz uygun bir zamanlarında da gider isteriz" Dedi babam onu başıyla onaylarken annem gülümseyerek enese bakıyordu abimin evlenmesinden cok Enes'in torunu olacağına çok sevinmiş gibiydi.

 

"Oh be evlen abi de sora bana gelsin bi " Diyen emir abimle masada tekrar bir kahkahalar yükselmişti.

 

Gece olmuş herkes odalarına cekilmişti üçüzler ve pusat evine giderken Rana benimle kalmak istemişti benim için ne kadar korkup endişelendiği yüzünden belliydi. Annem karan abime de ısrar etmişti ama o arkadaşına uğrayacağını bazı işleri olduğunu söyleyerek reddetmişti elif ve enes demir abimin odasında yatarken demir abimde salonda yatacaktı. Biz ise Rana ile odama cıkmış sohbet ediyorduk

 

"Lal sana birşey diycem ama sakın dalga geçme " Dedi elimde ki kağıt kalemle yazmaya başladım.

 

"De ne zaman senin bir dediğin şeyle dalga geçtim Rana" Diye yazıp ona verdim Rana yazdığımı okuyup

 

"Hiç geçmedin biliyorum geçmezsin de biraz utanıyor olabilirim" Dedi ona söyle der gibi işaret yapınca oflayarak

 

"Ben galiba karan'dan biraz hoşlanmış olabilirim " Dedi ona bilmiş bilmiş bakınca tekrar ofladı ben ise gülümseyerek yazmaya başladım.

 

"Zaten bunu sana dikkatli bakan anlar" Yazıp eline verdim okumuş olacak ki

 

"Nasıl anlar" Dedi

 

"Adamın içine düşecek gibi bakıyonda ondan" Dedim yazdığım şeyle iyice oflayıp

 

"O anlamışmıdır " Dedi başımk evet anlamında aşağı yukarı sallayıp yazmaya başladım.

 

"Büyük bir ihtimal anladı ama oda sana karşı boş değil" Dedim okuduklarıyla şaşkınca bana baktı.

 

"Nerden anladın " Dedi

 

"Enes seninle evlenmek istediğini söylediğinde yavrucağa öyle bir bakıyordu sonra sana bakıp dalıp gidiyor" Dedim gülümsedi

 

" Yaş farkı var aramızda o ne olacak " Dedi omuz silktim

 

"O mevzu sizi biraz yoracak gibi ama seviyorsa bekleyecek artık" Dedim onayladı bir anda dışarıdan gelen müzik sesiyle ilk birbirimize bakıp ardından balkona çıktık karşımızda pusat üçüzler ve ellerinde müzik aletleri olan dört tane çocuk vardı. Onlar çalarken pusat bir anda şarkıya başladı..

 

 

Sen yoksun korkuyorum

 

Bir zalim sızı bağrımda

 

Ne çare alnımıza ayrılık yazıldıysa

 

Aşkından yana yana savrulur külüm her yana

 

Ben sana kıyamam ki al ömrüm yoluna feda

 

 

Bu ne kadar ayrılık şarkısı da olsa Pusat'ın anlatmak istediği çok başka şeylerdi

 

Dur gitme ne olursun dur gitme beni ağlatma

 

Son kez bak gözlerime

 

Hapsetme yalnızlığa

 

Ah, beni bırakma

 

Beni bir daha sensizlikle sınama diyordu bana şarkısıyla ağladım öyle güzel seviyordu ki olaylardan aşkımızı bile yaşayamamıştık dudaklarımı kıbırtatarak bende söylemeye başladım onunla birlikte

 

Dur gitme ne olursun dur gitme beni ağlatma

 

Son kez bak gözlerime

 

Hapsetme yalnızlığa

 

Ah, beni bırakma

 

Seni asla bırakmayacağım diyordum ona anladı şarkı bitti ama bizim bakışmalarımız anlam kazandı inandı bana onu bensizlikle sınamayacağıma onu bırakmayacağıma inandı gülümsedi gülümsedim öyle güzel bir andı ki hiç bitmesin istedim ama

 

Yaradan'a kurban, Yaradan'a, Yaradan'a

Yaradan'a hayran, Yaradan'a, Yaradan'a

Yaradan'a kurban, Yaradan'a, Yaradan'a

Yaradan'a hayran, Yaradan'a, Yaradan'a

 

Yanağına düşmüş dane dane

Kara bene bakın, kara bene

Yanağına düşmüş dane dane

Kara bene bakın, kara bene

 

Kipriklerin kaşların teline

Örüklerin saçların beline

Kipriklerin kaşların teline

Örüklerin saçların beline

 

Diyen tufanla bu güzel anımızda bozulmuş oldu allah seni bildiği gibi yapsın emi tufaaaan...

 

Bol bol yorum ve oy istiyorum...

 

Loading...
0%