@serifeuzun
|
Orhan dayımın dediği ile öylece kalakaldık ne berdeliydi ya hem ben daha ön altı yaşındaydım on altı
"Ne sacmalıyorsun sen orhan benim kızım daha on altı yaşında " Diyen babamla orhan dayım sıkıntıyla nefes verdi.
"Biliyorum enişte biliyorum bunu ne kadar ağalara da babama da anlatmaya calıştım ama Nuh diyorlar peygamber demiyorlar biliyorsun babam kumru senle evlendi diye sizi sevmiyor benim hanımda böyle birşey teklif edince hemen kabul etmiş " Dedi babam sinirle bir soluk verip
"Başlarım babana orhan onun yüzünden ben kızımı kimseye vermem anladın mı ister sen git kendi kızını ver veya verme isterlerse erkanı gebertebilirler umrumda değil benim için kızımdan başka değerli hiçbirşey yok" Dedi
Erime lalisa erime laflarına yaptıklarını sessiz kalışlarını unutma
Diyen iç sesime yanıt vermeden ayağa kalkan anneme baktım.
"Orhan oraya gelip karını yoldurtma bana gitsin kendi kızını versin kurban olarak benim kızıma bulaşmasın oraya gelirsem çok kötü olur" Demişti diğerlerine baktığımda demir abim sinirle etrafta dolaşıyor emir abim kafasını ellerinin arasına almış bir ileri bir geri gidip geliyordu. Talha Enes'i kendine çekmiş put gibi duruyordu okan'a baktığımda kalbim sıkıştı ağlıyordu oturduğum yerden kalkarak yanına giderek onu kollarımın arasına aldım bir ona küsemiyordum ne yaparsa yapsın tek göz yaşına onu affediyordum belki de küçüklüğümden gelen birşeydi bşr kardeş isterdim küçükken sonra derdim ben bunları yaşıyorsam o yaşamasın der kardeş fikrinden vazgeçerdim.
"Oraya geliyoruz ve bu işi hallediyoruz orhan kimse benim kızımı kurbanlık koyun yerine koyamaz" Diyen babam telefonu kapatıp bize baktı.
"Kalkın diyarbakıra gidiyoruz" Diyen babamla hepimiz ayaklandık.
"Bizde gelelim yardımımız dokunur belki " Diyen ilhan amca ile babam ona bakıp dostça omzuna kolunu koydu.
"Sizlik birşey yok siz burda kalın elif kızımla enesle hasret giderin biz şu meseleyi halledip allahın emriyle hayırlı bir iş için geliriz" Diyen babamla ilhan amca ilk elife bakıp ardından babama baktı.
"Siz şu meseleyi bir cözün bakalımda konuşuruz yine " Diyen ilhan amcayla demir abime bakıp senin işin zor der gibi baktım o demek istediğimi anlamış olacak ki derin bir yutkundu. Babam başını sallayarak önden ilerleyerek evden çıkarken bizde elif efnan teyzeye ve Enes'e sarılıp arkasından cıktık. Demir abim arabasını elifgile lazım olur diye bırakmış hepimiz bir arabayla yanımızda getirdiğimiz küçük bavul çantalarla diyarbakır yoluna düşmüştük.
"Lalisayı vermeyeceğiz değil mi baba" Diyen demir abimle babam bana bakarak yanıtladı onu
"Ben kızıma on altı sene sonra kavuştum değerini bilemedim kalbini kırdım ve ona kendimi affettirmeden ona doymadan değil erkan için onu başkasına vermek pusata bile vermem " Dedi gülümsedim pusatı bilmezdim ama kimseyle şuan bir evlilik düşünmüyordum.
"Aslan babam be gidip kimle uğraştıklarını gösterelim onlara " Diyen okan
"Daha kozcuoğlu erkeklerini bilmiyor onlar " Diyen talha
"O erkanı öldürmezsem emir değilim diyen emir"
"O erkanı demirlerle sallandırmazsam " Diyen demir abim
"O yılana kumru kozcuoğlunu yakından tanıtayım da görsün bakalım kimin kızını kurban ediyormuş" Diyen annem destek çıktı ....
"Lal"
"Lal uyan geldik" Diyen bir sesle açtım gözlerimi karşımda emir vardı uyandığımı görmüş olacak ki
"Geldik güzelim seni bekliyoruz içeri girmek için " Dedi ona başımı sallayınca gülümseyerek sacımdan öpmüş arabadan inmişti. Derin bir nefes alıp rahatlamak için elimi kolumu esnetince indim arabadan büyük bir konağın önündeydik
"Dedemgil güçlü bir aşiret zaten diyar bakırda üç dört tane güçlü aşiretler var biri erkanın kaçırdığı kızın ailesi bük aşireti dedemgilinde kor aşireti" Diyen talha ile başımı salladım aşiretlerin canı cehenneme
Kız annenin kızlık soyadını da öğrendik kor muş diyen iç sesime göz devirdim sırasımıydı şimdi bunun babam yanıma gelip beni kendine çekip sarılınca derin bir nefes aldım
"Sen hiç endişelenme kızım seni kimseye vermem " Dedi inşallah baba inşallah bu sefer bana sahip çıkarsın. Hep beraber içeri girdiğimizde bütün aile avludaydı bir yıldız yoktu o neredeydi ki orhan dayım bizi görür görmez ayağa kalkarken diğerleri umursamadan oturmaya devam ediyorlardı tabi erkan ve yanında ki kız hariç onlarda bizi görür görmez ayağa kalkmışlardı.
"Hoşgeldiniz enişte gelin birde siz konuşun babamla " Demiş ardından babama sarılmıştı babam da onun sarılmasına karşılık verip
"Konuşalım bakalım " Demişti. Annem babam kadar sakin olamayıp hızlı adımlarla yengemin yanına giderek sacından tutuğu gibi yere yatırdı.
"Sen kimin kızını veriyorsun be he kimin kızını yolmazmıyım ben şimdi seni " Diyerek yengemi bir güzel dövüyordu bizden kimse onları ayırmak için uğraşmazken dedemgilden anneannem bir kaç kadın ayırmaya calışıyordu. Demir abim erkan'a bakıp
"Sen şimdi bittin oğlum " Diyerek üstüne atlamış ardından emir talha ve okanda ona katılıp erkanı dövüyorlardı dedemgil hangi birini ayıracağını şaşırmış durumdayken erkanın yanındaki kız ağlayarak abimgile onu bırakmasını söylüyordu. Orhan dayım baktı işler daha çok karışıyor belindeki silahı çıkarıp havaya iki el ateş sıkınca herkes durdu.
"Yeter durun artık bir oturup konuşalım sakince " Dedi sesinde ki sinirle
"Ne konuşması orhan ne konuşması senin bu o... Olan karın benim kızomı kurbanlık secmiş ben bunu yolmayayımda ne yapayım " Diyen annem tekrar yengeme saldıracaktı ki dayım yine konuşarak onu durdurdu.
"Yeter kumru otur dedim " Demişti bu sefer babam dayıma bakıp
"Bagırma la karıma " Diyerek o bağırmıştı. Orhan dayım göz devirerek
"Birde sen başlama enişte dur bi" Demişti babam derin bir nefes alıp abimgile ve anneme bakarak
"Oturun " Demişti annem sanki bir mikrobu bırakır gibi yengemi bırakıp ayağa kalkarken yengem yerde kıvranıyordu. Abimgilde aynı annem gibi erkanı bırakıp ayağa kalktılar. Hep beraber avluda ki geniş masaya oturduğumuz da erkan yanındaki kıza bakıp iyiyim der gibi gülümsedi demek ki baya seviyordu. Bunun sevgisine pek güven olmazdı sonuçta gayeyle de yatmıştı belki bu kız hayatındaydı o zamanda belli olmazdı
"Sen nasıl benim kızımı berdele zorlarsın" Diyen annemle konu açılmış oldu bizimkiler kinle yengeme bakarken o sanki hiçbirşey yapmamış gibi arkasına yaslanıp gülümseyerek baktı anneme
"Niye kızıyon kumru sayemde kızın bir koca bulacak yoksa o dilsizi kim alır " Diyen yengemle annem ayağa kalkacakken orhan dayım karısının yanına giderek yüzüne bir tokat attı. Hepimiz şaşkınlıkla ona bakarken dede bey konuştu.
"Orhan karına el kaldırmakta ne " Diye bağırmıştı ulan burda torunun risk altındaydı tabi umrunda mı
"Bak baba şimdiye kadar kaldırmadım da ne oldu gitmiş kızı riske atmış" Dedi oda bu işleri sevmiyordu büyük bir ihtimal ama ne yazık ki burada yaşıyordu.
"Ne riski iyi birşey yapmış öveceğine vuruyorsun karına hemde şu dilsiz kız yüzünden" Diyerek beni göstermişti
"Laflarına dikkat et hasan ağa o kız benim kızım ve kimse benden kızımı alamaz" Dedi babam da hiddetle
"Sana sormadık ben uygun gördüysem olacak" Demişti babam iyice sinirlenmiş olacak ki bir anda ayağa kalkıp
"Soracaksın lan kız benim kızımsa soracaksın " Diyerek elini masaya vurmuştu.
"Nasıl bir adamla evli olduğunu gör kumru daha büyüklerine saygısı yok bunun bizi kimlerle muhattap ediyorsun gör " Diyen anneannemle annem hiddetle ayağa kalktı
"Sen asıl yanındakilere bak nasıl bir ailen var onların yüzünden bu haldeyiz ben eşiminde cocuklarımında arkasındayım sen dön o gelinimde gelinim dediğin kadına hesap sor onun yüzünden kızımın hayatı tehlikede " Diye bagırdı anneannem ise onu hiç takmadı bile annem ya sabır çekerek oturdu yerine
"Yarın aşiret ağalarını toplayıp bu meseleye son vereceksiniz" Dedi demir abim
"Kaç kere dememe rağmen yine diyorum hatayı biz yaptık biz düzelteceğiz " Diyen erkan'la
"Geber ulan geber senin yüzünden bu kızın başı belada geber inşallah diyen" Emir abimle dede bey elini masaya vursa da
"Haklısın " Demişti erkan
"Kimse hiçbirşeyi değiştirmeyecek o berdel olacak lalisa bük Aşireti'nin ortanca oğlu oktayla evlenecek" Demişti.
"Bak bakalım değiştiriyormuyum değiştirmiyormuyum" Diyen babam bize bakarak
"Kalkın gidiyoruz " Diyerek bize bakarken hep beraber kalkıp konaktan çıktık orhan dayımda arkamızdan çıkınca babam ona bakıp
"Biz şimdi yakın bir otele gidiyoruz yarın erkenden kalkıp bük aşiretinin konağa gidelim birde onlarla konuşalım" Dedi orhan dayım başıyla onaylayıp
"Tamam enişte ben ararım seni " Diyerek konağa girdi valla şu ailede bir bu adamı seviyordum gerisi fıstı. Arabaya bindiğimizde hepimiz sessizdik
Sen normalde de sessizsin lal diyen iç sesime göz devirdim hatırlatmasa olmazdı zaten
"Kararı değiştirebilir miyiz baba" Diyen emirle babam derin bir nefes aldı.
"Değiştirmek için elimden gelen herşeyi yapacağım" Dedi arabayı çalıştırıp otele doğru sürerken
"Ne geliyorsa yapalım baba lalisayı kimseye vermem" Demişti demir abim ondan sonrası yine sessizlikti.
Otele vardığımızda babam odaları ayarlamış hepimiz odalara cıkmıştık annem babam aynı odada demir emir abim ve talha aynı odada okan ve bende aynı odadaydık. Odaya girer girmez ilk banyoya girip üstümü değiştirdim ben çıkınca ardımdan okanda girmiş oda üstüne taht birşeyler giyip cıkmıştı yanıma gelince ona baktım oda aynı şekilde bana bakıyordu.
"Abla" Dedi sesi titriyordu olanlar beni etkilediği gibi onu da etkilemişti elime küçük bir not defteri alarak yazmaya başladım.
" Efendim " Yazdım sadece ne yazabilirdim ki okuyup bana baktı gözleri yaşlarla doluydu.
"Abla gitme" Diyerek sarıldı hıckırarak ağlıyordu kollarımı ona sımsıkı sardım ardından onu kendimden ayırarak not defterini alarak yazmaya başladım
"Gitmeyeceğim merak etme baban ve demir abim halledeceklerdir " Dedim okan okuyup başını salladı
"Biliyorum hallederler ama sen yine de gitme olur mu hem baban değil babam demen gerekiyor" Dedi
Omuz silkerek yazmaya başladım allah için bir işaret dili öğreninde yazmaktan kurtulayım ya yazdığım notu ona uzatınca okumaya başladı.
"Olaylardan sonra benim için tek demir abim ve karan abim var seninle bile konuştuğuma dua etmelisin" Diye yazmıştım okumuş olacak ki bana bakıp
"Beni hiç affetmeyecek misin ama ben sana birşey demedim ve yapmadım ki " Dedi not defterini elime alıp cevap yazarken o dolu gözlerle bana bakıyordu.
"Yapmadın ve demedın ama benden uzaklaştın gayenin dediklerini yaptıklarını yapabileceğimi düşündün " Diye yazdım okuyup dolu gözlerle bakınca dayanamayıp sarıldım ondan ayrıldıktan sonra not defterine
"Böyle dolu gözlerle bakmaya devam edersen affetmeme az kaldı senin ağlamanı sevmiyorum " Yazdım
"O zaman hep böyle bakayım sana " Diyip dolu gözleriyle yavru köpek bakışı atmaya devam etti gülüp
"Affettiğim de söylerim merak etme hadi akşam yemeği saati geldi inelim" Diye yazdım okuyup başını sallayınca odadan çıkarak aşağıya indik annem gilde gelince bir masaya oturup yemeğe başladık...
Akşam yemeği sessiz geçmişti herkes yarını düşünüyordu yemekler yenince herkes yine odasına çekilmişti ben pijamalarımı giyip yanımda getirdiğim kitabı okurken okanda üstünü değiştirip telefonuyla oyun oynuyordu yarın neler olacaktı bilmiyorduk ama iyi şeyler olması için dua ediyordum...
Sabah hepimiz otelde kahvaltı yapmış odalara giderek hazırlanmıştık ben üstüme mavi bogazlı bir kazak giyip altıma siyah dar paça pantolon giymiş saclarımı salmıştım yüzüme birşey ssürmemiştim okan da hazırlanınca arabanın önündeydik.
"İnşallah bu günü kazasız belasız atlatıp evimize döneriz " Diyen anneme hep beraber
"İnşallah " Demiştik tabi ben içimden demiştim. Babam arabayı bük aşiretinin konağına doğru sürerken hepimiz derin düşünceler içindeydik. Konağa gelmiş olacağız ki babam arabayı kenara park edince indik. Konağın önünde korumalar vardı babam hepimize tek tek bakıp bana gülümsedi bu için rahat olsun demekti galiba yada ben öyle düşünmek istemiştim konağın önüne gelince korumalar önümüzü kesip babama bakıyorlardı.
"Ağanıza ekrem kozcuoğlu geldi deyin" Demişti korumalardan biri içeri girince beklemeye başladık içeriye giren koruma yanımıza geldiğinde
"Ağam sizi bekliyor " Diyerek bizi içeriye aldı avlu aynı dede beyin avlusu kadar genişti içeriye girdiğimizde bizi bir kalabalık karşıladı allah için bunlar kaç kişiydi
"Beni görmek istemişsiniz ben bük aşiretinin ağası derman bük" Dedi dede beyle yaşıt gibiydi derman bey
"Ben ekrem kozcuoğlu buraya bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek için geldim" Dedi babamın sözüyle hepsi kaşlarını merakla çatmıştı.
"Nedir o yanlış anlaşılmış olan şey " Diyen kişi demir abim yaşlarında uzun boylu esmer biriydi babam ona bir bakış atıp tekrar derman beye baktı.
" Erkan kor yani eşimin yiğeni sanırım kızınızı kaçırmış " Diyen babamla derman bey olayı anlamış olacak ki daha çok kaşlarını çatıp
"Evet o şerefsiz kızımı kaçırdı bizde aşiret ağalarıyla toplanıp berdele karar verdik " Dedi babam derin bir nefes aldı
"Berdeli kabul etmiyoruz demeye geldim derman ağa erkanı ister öldürürmüsünüz yoksa başka birşey mi yaparsınız bilemem ama ben kızımı kimseye vermem " Dedi babam sesi öyle kararlı cıkmıştı ki bunu karşısındaki adamda fark etmiş olmalıydı.
"Bunu bize teklif eden kişi bizzat kayınbabanız teyfik kordu ve bizde kabul ettik" Dedi itiraz istemeyen bir tonda babam sabrının sonlarındaydı sanki
"Onun teklif etmesi umrumda değil ben kızımı ne sizin oğlunuza veririm nede başkasına siz gidin o teyfik beyle başka bir anlaşma için konuşun" Dedi benim yanıma gelip beni kollarının arasına alırken derman bey babama kaşlarını çatıp bakarken bakışları beni buldu bir kaç dakika inceleyip tekrar babama baktı.
"Sizde nasıl işliyor bilemem ama bizim burda söz senettir ağızdan ne çıktıysa o kızın oğlumla berdel olarak evlenecek ya kana kan ya berdel" Dedi
"Git erkanı öldür ya bize ne sizin kan meselenizden biz mi dedik erkan'la sizin kızınıza kaçın diye " Diyen demir abimle adam sinirlenmiş gibiydi demir abim ondan daha sınırlıydı konu bendim cünkü
"Söz söylendi berdel olacak kızınız oğlumla evlenecek " Diyen adamla artık bezmiş bir durumdaydım
"İlla berdel diyorsanız yıldız var onunla berdel yapın oğlunuzu " Diyen talha ile adama baktım yani illa berdel olacaksa illa ben olacam diye birşey yoktu.
"Aileden bir kızda anlaştık ve o kız bizim gelinimiz olacak bu da sizin kızınızdan başkası değil " Diyen adam Nuh diyor peygamber demiyordu. Gözlerim derman beyin yanındaki adamı buldu orta boylarda kumral yaşı yirmilerdeydi tahminim bana kaşlarını çatık bakıyordu hayırdır oğlum niye öyle bakıyon sanki ben hedeslimiyim seninle evlenmeye allah allah sanki babasını öldürdüm
"Ama ablam daha on altı yaşında evlenemez " Diyen okanla bana sinirli bakışlar atan adamın yüzünde bir gülümseme oluştu derman bey okan'a bakıp
"On altı yaşında mı? " Demesiyle yaşımı bilmediğini anlamıştım
"Evet kızım daha küçük" Dedi babam belki bu konuyla fikirlerini değiştiririm umuduyla demişti bunu
"Baba daha küçük olmaz evlilik" Diyen kişi bana sinirle bakan adamdı derman bey oğluna kısa bir bakış atıp babama döndü
"Yaşının önemi yok gideriz bir imza atarsınız olır biter " Diyen adamla babam dahil şaşkınca bakıyorduk bu adam ne dediğinin farkındamıydı.
"Kimse bana o imzayı attıramaz " Dedi babam derman bey sıkıntıyla nefes alırken oğlu babasına da aynı sinirle bakıyordu.
"Baba daha çocuk o ben bir cocukla evlenemem hem benim bir sevdiğim var sana anlatmaya calışıyorum ama anlamıyorsun" Diye bağırdı derman bey ona sinirle bakıp
"Sevdiğinin kim olduğu neci olduğuyla ilgilenmiyorum ben karar verdim bu kızla evleneceksin" Diyerek beni göstermişti adam sinirle hem bana hem babasına bakıp yanımızdan gitmişti. Derman bey bize bakarak
"Size dediğim gibi karar değişmeyecek " Dedi babam adamın sözünün bitmesine izin vermeden
"Bak bakalım benden kız alabiliyor musun" Diyerek benim elimden tutarak cıkışa giderken bizimkinlerde arkadan geliyordu. Derman bey babamın beni kolayca vermeyeceğini anlamış olacak ki işi yokuşa sokmakya karar verip adamlarına seslenmişti.
"Durdurun onları rızayla olmuyorsa zorla alırız kızı" Demişti korumaları önümüzü keserken babam anneme bakarak başını salladı ben daha ne olduğunu anlamadan annem kolumdan tutup beni çekiştirirken babam ve abimgil adamlarla dövüşüyordu okanda hemen arkamızdan kapıdan çıkarken biz çoktan arabaya binmiştik okanla ben arkaya binerken annem sürücü koltuğuna geçerek arabayı calıştırdı biz konaktan uzaklaşırken derman beyin adamlarından bazıları olayı anlayıp arkamızdan bir arabayla takip ediyorlardı.
"Anne arkamızdalar" Diyen okanla bende arkama baktım annem arabaya biraz daha gaz verdi ama onların peşimizi bırakmaya niyetleri yok gibiydi okan hala arkaya bakarken ben anneme baktım annem aynadan bana kısa bir bakış atıp konuşmaya başladı.
"Babangil iyidir endişelenme dün gece babanla bu planı yaptık eğer işler istediğimiz gibi gitmezse babangil onları oyalarken bende sizi oradan uzaklaştıracaktım " Dedi sonra arkadaki arabalara kısa bir bakış atıp tekrar gaza basarken devam etti konuşmaya
"Ama bizi takip edeceklerini hesaplayamadık " Dedi onu başımla onaylayıp tekrar arkaya bakacaktım ki önümüze bir arabanın kırmasıyla annemin ani fren yapmasıyla öne biraz sedeledik önümüzdeki arabadan derman beyin çıkmasıyla
"Hayır " Diyen annem
"Siktir" Diyen okanla öylece kalakaldık.
"Ne yapcaz " Diyen okan bir anneme bir hemen arkamızda duran arabaya bakıyordu.
"İnin lalisa işaret verdiğim an koşmaya başla bu adamlar seni istiyor bize birşey yapmazlar " Dedi hayır der gibi başımı sağa sola sallarken annem aynadan bana baktı.
"Dediğimi yap telefonun yanında değil mi? " Dedi telefonu kontrol ettiğimde cebimdeydi başımı evet anlamında sallayınca gülümsedi
"İyi güvenli bir yere gittiğin an ara bizi yanında kim varsa telefonu ona ver bize yerini tarif eder " Dedi onu onaylayınca arabadan indik derman bey yüzünde bana itici gelen gülümsemesiyle bize bakıyordu daha doğrusu bana
"Gelinim nereye gidiyorsun böyle " Dedi o gelini alır tövbe tövbe benim ağzımı da bozduracaktı bu adam
"Bırak bizi gidelim " Diyen annemle derman bey anneme baktı.
"Ah kumru seni ilk tanıyamadım ama asi tafırların hala aynı küçükkende çok sinir ederdin beni " Dedi sonra adamlarına bakarak
"Tutun şunlari " Dedi adamlar bize doğru gelirlen annem bana bakarak sessizce işareti verdi.
"Kaç şimdi" Dedi onun işaretiyle sol tarafa doğru koşmaya başladım derman bey benim bu hamlemi beklemediği için şaşırsa da kendine gelip
"Yakalayın şu kızı" Dedi adamlar benim peşimdeyken ne kadar hızlı koşabilirsem koşuyordum önüme çıkanlara çarpa çarpa gitsemde hemen arkamdan geliyorşsrdı carptığım kişiler ilk bana kızıp ardımdan gelen adamlara şaşkınca bakıyorlardı. Ne yapsınlar çarsının ortasında arkasında beş alrı kişi koşturan bir kız görmemişlerdi. Ne kadar koştum bilmiyorum ama izimi bir türlü kaybettiremiyordum hayır yorulmadınız mı kardeşim durun dinlenin bir yani bir ara sokağa girip duvarın arkasına saklandım o kadar koşmuştum ki kalbimin atış sesini duyuyordum adamlar geçip gidince derin bir nefes alıp ters yöne koşacaktım ki arkamdan sert bir darbe alınca acıyla yere yığıldım son gördüğüm peşimden gelen adamlardan biri olduğuydu
"Ne koşturdun peşinden küçük hanım ağam " Dı en son duyduğum söz hanım ağana başlatma diyecekken bilincim kapandı...
Gözlerimi taştan duvarları olan bir odada açtım kendime gelebilmek için biraz durunca aklıma olaylar geldi yakalanmıştım
"Allah kahretsin " Dedim içimden sonra aklıma bizimkinlerin gelmesiyle hızlıca ayağa kalktım başım biraz dönse de umursamadan kapıyı açmaya calıştım tahmin ettiğim gibi kilitliydi olan güçümle vurmaya başladım biri elbet sesi duyup gelecekti. Biraz sonra adım sesleri duyunca biraz geri gidip kapının acılmasını beklemeye başladım. Kapı acılınca içeriye giren kişi yaşlı bir kadındı.
"Uyandın demek gelin hanım" Diyen kadın büyük bir ihtimal derman beyin karısı olmalıydı. Ona yanıt vermediğimi görünce ilk kaşlarını çatsada ardından aklına gelenle
"Ay bir an unuttum sen dilsizdin değil mi? " Demiş gülmüştü.
"Ümran seni söyleyince ilk istememiştim ama sonra dilsiz ne yapsan etsen sesini çıkarmaz işine yarar değince olur dedim" Demesiyle ben ona kaşlarımı çalarak anlamak ister gibi baktım Ümran da kimdi? Kadın sanki ne demek istediğimi anlamış gibi daha çok gülümsedi.
"Ümran kor yani orhan dayının karısı seni bize söyleyen yengen yani benim en yakın arkadaşım olur" Dedi ay arkadaşlığınız batsın demek vardı şimdi aklıma bizimkinler gelince sağa sola bakarak kalem kağıt aradım ama yoktu kadın anlamsızca bana bakarken işaret dili bilmediğini tahmin etsemde işaret diliyle anlatmaya başladım.
"Sen veya o Ümran cadısı umrumda değil ailem nerde benim annem babam abilerim kardeşim " Dedim tahmin ettiğim gibi kadın işaret dili bilmiyordu bunu suratıma mal gibi bakmasından anlamıştım.
"Ne diyorsun be dilsiz" Dedi çatık kaşlarla
"Ailesini soruyor " Diyen sesle kapıdan giren kadını buldu gözlerim
"Nerden anladın öyle dediğini durdu " Diyen kadınla adının durdu olduğunu öğrendiğim kadın elindeki yemek dolu tepsiyi yatağın yanındaki sehpaya koyup onu yanıtladı.
"İşaret dili biliyorum ya huri kızı anlıyorum" Dedi bu karşımdaki kadının adı mı huriydi adıyla hiçbir alakası yoktu kadının
"Aman senin gereksiz öğrenme merakın en azından bir işe yaradı" Dedi ona surat buruşturup ardından bana bakıp devam etti konuşmasına
"Ailenle ne yazıkki bir süre görüşemeyeceksin yarın düğünden sonra az bir süre görüşebilirsin" Dedi ve gülerek odadan çıktı ben sinirle yatağa bir tekme atarken adının durdu olduğunu öğrendiğim kadın yumuşacık bakışlarıyla bana bakıyordu.
"Gel otur kızım birşeyler ye " Dedi tepsiyi gösterirken onu başımı sağa sola sallayarak yanıtladım. Kadın gülümseyip beni kolumdan tutarak yavaşca yatağa oturttu.
"Ben durdu kızım derman ağanın ilk eşiyim" Dedi ben ona şaşkınca bakarken o bana gülümseyerek bakıyordu ellerimi hareket ettirerek
"Ben o cadolozu eşi sandım tencere kapak bulmuşlar birbirlerini diye düşünmüştüm" Dedim benim dediğimde güldü
"Oda eşi yani benim kumam birazda haklı olabilirsin benziyorlar" Dedi kumamı dedi o
"Nasıl kuman " Diye sordum bu sefer işaret diliyle bana buruk bir gülümseme yolladı
"Ben dermanla evlendiğimde senin kadar birşeydim babalar uygun görüp evlendirdi bizi zamanla sevmeye başladım ben onu ama o beni hiç sevmedi belki bunda cocuğumun olmamasının da katkısı vardı bilemiyorum evlendikten iki üç sene sonra başladı herkes derman ağa kısır demeye bu baktı olmayacak bir kadın daha aldı yani huriyi huriden üç oğlu oldu biri savaş biri oktay senin evleneceğin yani en küçüğü de oğuz huriden üç oğlu olunca beni görmeyen gözü iyice görmez oldu bunu bilen huride onu bana karşı doldurdukca doldurdu sonunda böyle acımasız bir adam oldu " Dedi üzülmüştüm
"Peki oğlanlar onlarda mı sana kötü davranıyor" Dedim işaret diliyle
"Yok Allah'a şükür hepsi beni de anne yerine koydular zaten hepsini büyüten de benim ya huri istediği hanım ağalığa ulaşınca çocuklarını bile görmez oldu savaş beni annesi bıdı ardında oktay doğdu oda öyle hele oğuz kendi annesine göstermediği saygıyı bana gösterir " Dedi gülümsedim aklım ailemdeydi.
"Peki ailem nerde ben bu düğün işini istemiyorum babam ve abilerim beni kurtarmak için uğraşıyorlar " Dedim durdu teyze ellerimi tutup bana baktı.
"Onları düğüne engel olmasınlar diye bir yere gönderip kapattırdı ama neresi olduğunu bilmiyorum savaş yarına kadar onları bulmaya calışıyor savaş ve oktayda istemiyor bu düğünü savaş evli ikizleri var biri alin diğeri aren biri kız biri erkek kardeşinin böyle bir evlilik yapmasını istemiyor " Dedi başımı salladım ama ailem için özellikle de kendim için endişeleniyordum
"Bu düğün olmamalı benim bir sevdiğim var zaten ailemi hemen bulmam gerekiyor " Dedim
"Bulacağız yavrum ama o zamana kadar yemeklerini ye cok göze batma " Dedi başımı salladım sonra aklıma gelenle tekrar ellerimi kaldırarak
"Peki erkanın kacırdığı kız sizin kızınız mı yoksa huri cadısının mı? " Diye sordum durdu teyze buruk bir gülümseme daha yolladı bana
"Oktay'dan bir ay küçük huriyle aynı zamanlarda hamile kaldım o kadar sevinmiştim ki nasıl olmuştu anlamadım huri erkek doğurursam yerini kapacağımı düşünerek kaç kere bebeğimin düşürmeye calıştı ama kızım düşmedi bana daha çok tutundu doğunca kız olduğunu öğrendiğinde rahatladı tabi kız doğurmam yine battı derman ağaya onun için hep erkek cocuğu olmalıydı ilk başlarda hiç kucağına almadı biliyormusun serenimi seren ilk baba deyince sevdi ona cünkü iki oğlu da ilk önce anne demişti kızının kaçmasını konduramadı kendine kızını ve kaçtıgı çocuğu öldürmeye gitti ama senin yengen böyle bir teklif edince kabul etti huri kızımı zaten sevmezdi onun oğlu berdele kurban gidince iyice düşman oldu kızıma ve gelecek kıza yani sana yengen konuşamadığını söyleyince nasıl sevindi onun gözlerindeki kötülüğü fark ettim merak etme ondan seni korurum " Dedi bana güven vermek ister gibi elimi tutarken elimi ondan çekip
"Onunla kendim de baş edebilirim ama buna gerek kalmayacak cünkü bu düğün olmayacak " Dedşm işaret diliyle durdu teyze bana bakıp
"İnşallah kuzum inşallah ne senin ne de oktayımın başı yanmadan bu iş cözülür " Dedi...
Ailemden haber yoktu savaş abi babasının onları götürebileceği her yere bakmıştı ama gittiği her yerden boş dönüyordu. Durdu teyze her seferinde bulacak bu düğün olmayacak dese de eli boş geldiği saatler umudum bitiyordu düğün olacağı sabahtaydık savaş abi her yerde ailemi ararken ben odada bir dolu insanla gelinlik provasındaydım nikah akşam olacakmış ardından da imam nikahı oktay abi bile perişandı sevdiği ile bu hayalleri kurarken sevmediği üstelik kendinden yaşca küçük biriyle evleniyordu siz şimdi imza işi nasıl oldu da nikah kıyılacak diyorsunuz değil mi dede bey imza atmış nasıl becerdiyse pek inanmadım ama yapabileceğim birşey yoktu kacıp gitmeyi denesem nereye gidecektim tanımadığım bir şehirdeydim ailem yanımda değildi telefonumu da beni odaya kilitlemeden önce almışlar karan abime ve pusata da haber verememiştim acaba haberleri olmuşmuydu haberleri varsa pusat ne yapmıştı
"Gelin hanımda pek sessiz " Diyen bir kadınla hepsi kahkaha attı biliyorlardı konuşamadığımı ve onlar bunun bir dalga konusu olduğunu düşünüyorlardı durdu teyze onların bu kahkahasına sinir olmuş olacak ki
"Sizin gibi gereksiz konuşmaktansa hiç konuşmadığı daha iyi " Dedi kadınlar onun sözleriyle suspus olurken huri cadısı
"Kes çeneni durdu ağama bu yaptığın dengesizliği anlatayımda bir gör " Dedi bu kadın günün sonunda elimde kalmazsa iyi durdu teyze onu hiç takmadı bile bu tabi huri cadısını iyice sinir etmiş bir anda odadan çıkmıştı...
O kara akşama gelmiştik üstümde gelinlik diye giydirdikleri bir gelinlik ama benim kefenim vardı neymiş damat gelip gelini cıkartacakmış odadan saçma salak şeylerdi ben gözlerimde ki yaşlarla odadayken odanın kapısı acıldı içeriye giren savaş abiydi elinde sabah benden aldığı kimlik vardı
"Buyur kardeşim kimliğini " Dedi ellerim titreyerek aldım benim halimi görüp üzüntüyle agzını acmıştı ki odaya giren yüzü kapalı bir kadınla agzını geri kapattı ilk bana ardından kapıdan giren kadına bakıp kapıya doğru gitti kadına kısa bir bakış atıp odadan cıktığı an kadın yanıma gelerek başımdaki duvagı çıkarttı. Ben ona şaşkınca bakarken o yüzünü actı bu yıldızdı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun " Dedi kısık konuşsa da sesi keskindi elimde yada odada bir kagıt olmayınca suratına bakmaktan başka birşey yapamıyordum o ise hala sinirli haliyle bana bakıyordu.
"Sen nasıl benim sevdiğim adamla evlenmeye kalkarsın " Dedi demesiyle şokla ona baktım o oktay abiyi mi seviyordu lâ bu kız geçen bize geldiğinde talha ya yanaşmaya calışmıyormuydu? Ben sessiz kalınca içine sakladığı kalem ve kagıdı cıkarıp bana verdi. Yazmaya başladığımda sinirle soluk alıp verip benim yazmamı bekliyordu.
"Bende evlenmeye meraklı değilim senin annen yüzünden burdayım senin yerine beni kurban etti " Dedim yıldız elimden kağıdı alıp okuduğunda şaşkınlıkla bana baktı.
"Annem mi? " Dedi başımı evet anlamında sallayıp tekrar yazmaya başladım.
"Evet annen yüzünden berdel diye bir sacmalığın içindeyim " Dedim yıldız okuduklarıyla
"Of anne off " Dedi ben tekrar elinden kağıdı ve kalemi alarak yazmaya başladım.
"Bu olayları biliyorsan niye önceden çıkıp oktay abiyi sevdiğini söylemedin orhan dayıma söylesen bir çaresini bulurdu" Yazdım yıldız okuduklarıyla bana baktı.
"Daha bu gün öğrendim bir arkadaşım iş için beni Almanya'ya cağırdı ordaydım ne olduysa ben ordayken olmuş orda telefonumu caldırınca kimse ulaşamamış bugün geldiğimde annem anlattı ama kendini hiç karmadı erkanın kız kacırdığını berdel istediklerini kız olarakta seni istediklerini dedemin de kan çıkmasın diye verdiğini söyledi" Onu dinlerken daha ne kadar şaşırabilirim diye düşünüyordum
"Orhan dayıma sorsaydın ya anlatırdı" Diye yazıp ona verdim
"Onu bulmaya bile uğraşmadım ki ailen kayıpmış annemin dediğine göre seni verip sıra kadem basmışlar babamda onlara hesap sormak için onları arıyormuş " Dedi artık şok olmaktan yüzüm tutulup kalacaktı kadın ayaklı yalan makinesi çıktı
"Hayır babamgil karşı çıktılar ama derman bey nereye götürdüyse onları bir yere kapattı savaş abi her yere baktı ama bulamadı " Diye yazdım okuyup birşey diyecekti ki gelen ayak sesleriyle dolabın içine saklandı hayır saklanmasına ne gerek vardı ki kapı acıldığında gelen kişi oktay abiydi yüzü her zamanki gibi sertti yani bana karşı kapıyı kapatıp yanıma geldiğinde bir anda kolumu tutup sıkmaya başladı. Ben ona ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bakarken o kolumu daha çok sıkıp
"Seninle bir hayatım olmayacak anladın mı seni hiç sevmeyeceğim " Dedi ordan bakılınca benim onu seveceğimi mi sanıyordu
"Anladın mı benim kalbimde sadece yıldız olacak ben sadece onu seveceğim" Dedi
O anda dolabın kapısıyla odanın kapısı aynı anda acıldı
"Yıldız " Dedi oktay abi
"Oktay" Dedi yıldız
" Tam vaktinde " Dedi savaş abi bense şaşkınca bu ortama bakıyordum...
Pusattan...
Lalisa ailesiyle İzmir'e gidince burası bana acayip sıkıcı geliyordu
Oğlum o yok diye kendi evinde bile sıkılıyon sen izin verseler burdan hiç çıkmayacaksın diyen iç sesime hak verdim demir abi o kadar emindi ki elifin babasının kızını hemen vereceğinden eksikleri yapalım diye bizi on kere tembih ederek gitmişti bizde onlar gider gitmez işlere koyulmuştuk daha doğrusu ben ve üçüzler maşallah rana ve karan abi sohbet muhabbet etmekten iş bile yapamıyorlardı ki hayır sohbet etmeyi geç birbirlerine bakacam diye herşeyi yıkıp döküyorlardı bunlarda vardı birşey ama yakında çıkardı kokusu şimdi hep beraber demir abigilin evlenınce oturacakları evde mobilyaları yerleştiriyorduk
"Oldu mu sizce " Dedi karan abi koltukları yerleştirme işi bitmişti
"Olmuş ya " Dedi rana mutfaktan çıkıp kendini koltuğa atarken bütün mutfağın temizliği yerleştirmesi ona kalmıştı bizde yorgunlukla kendimizi koltuğa atarken
"Demirgille konuşan varmı ben lal'ı aradım ama bakmadı" Diyen karan abiyle
"Bende aradım lal'ı bana da bakmadı " Diyen ranayı bende onayladım
"Benim mesajlarıma da dönmedi" Dedim karan abi kaşlarını çatmıştı
"Allah allah birşey mi oldu ki" Dedi telefonunu cebinden çıkartırken
"Aman ne olacak demir abiye elif ablayı vermediler oda sinirle telefona bakmıyordur lalde onun yanındayaa oda ondan bakmıyordur" Diyen tufanla olabilir der gibi başımı salladım
"Öyle olsa bile lalisa elbet döner ya mesaj atar ya arar " Dedi bunu da onayladım
"Kimi arıyorsun" Dedi rana karan abi telefonla rehbere giriyordu.
"Demiri arayayım bakayım bir neler oldu diye " Dedi biz onu başımızla onaylarken o daha aramadan telefonu çaldı.
"Aha demir arıyor " Dedi karan abi ardından telefonu acıp yanıtladı.
"Oğlum neden telefonlara bakmıyorsunuz meraktan öldük burda " Dedi
........
Karşı taraf ne dediyse yüzü git gide kırmızılaştı bir anda ayağa kalktı.
"Başlatmasınlar berdelinden o kız kaç yaşında farkındalar mı bunun " Dedi ne berdeli kim berdel yapıyordu.
......
Karşı taraf ne dediyse karan abi hiddetle konuşmaya başladı.
"Başlarım ona da kızına da siz niye karşı çıkmıyorsunuz oğlum" Dedi
......
"Ne sizi bir yere mi kapattılar tamam hemen geliyoruz o düğünü başlarına yıkmazsam karan değilim" Diyerek telefonu kapattı hepimiz ona merakla bakarken
"Kalkın diyarbakıra gidiyoruz" Dedi hepimiz bir anda ayağa kalkıp
"Diyarbakır mı niye? " Dedik anlaşsak aynı anda diyemezdik
"Erkan diye biri kız kacırmış " Dedi erkandan bananeydi ister kacırır ister kacırmazdı onun için ta diyarbakıra gidemezdim.
"Erkan lalisa'nin kuzeni de bize ne kız kacırdıysa onun için kılımı kıbırdatmam " Diyen rana ya üçüzlerde başını sallayarak onayladı karan abi sıkıntıyla nefes alıp bana baktı ve bombayı patlattı...
"Erkan için değil lalisa için gidiyoruz erkan yüzünden berdele kurban gidecek kız zorla evlendirme peşindelermiş...
Ne ara hazırlandık evden çıktık uçak bileti ne ara uzağa binip diyarbakıra geldik anlamamıştık karan abi kimler neciler bir araştırmayla bulmuş bük aşiretinin ağası derman ağadan sonra ağa olacak oğlu savaş bükle görüşmüştük adam olanları anlattığında sinirden küplere binmiştim
"Nikah akşam olacak o zamana kadar bir kacımız kızın ailesini ararken diğerleri de düğünü durdurmaya çalışsın iki gencinde hayatı kararmasın " Dedi
"Bu olmayacak kimse benim kardeşimi zorla evlendiremez " Diyen karan abimle adam başını sallayarak
"Ben bakabildiğim yerlere baktım tek şehir cıkışındaki yerler kaldı iki gruba ayrılıp nikah saatinden iki üç saat önce onları bulmalı ardından nikah olmadan oraya gitmeliyiz" Dedi hepimiz onu onaylayıp iki gruba ayrıldık savaş abinin bize verdiği adrese giderken aklımda hep lalisa vardı onu başkasıyla duymak bile içimi böyle sıkıyorsa görmek dahi istemiyordum...
Saatlerce olabilecekleri her adrese baktık ama yoklardı allahın cezaları bunları nereye götürmüştü. Sinirle önümdeki cöpe bir tekme attım bu depoda boştu.
"Nerede bunlar nerede " Diyen tufanla sinirle
"Yok yok yok " Dedim onları bulamamak beni lalisadan daha çok uzaklaşıyormuş gibi hissettiriyordu Telefonumun çalmasıyla hemen cebimden çıkartıp arayana baktım ranaydı arayan açma tuşuna basıp daha birşey duymadan konuşmaya başladım.
"Alo rana ne oldu buldunuz mu ne nolur bulduk de " Dedim cünkü nikaha bir saat kalmıştı savaş abinin bize verdiği adrese gitmemiz neredeyse bir saatlik yoldu.
"Bulduk pusat bulduk biz karakola gidiyoruz siz hemen çıkıp nikahı durdurun bizim gelmemiz uzun sürebilir biz gelene kadar engel olun oyalamaya calışın " Dedi
"Tamam hemen gidiyoruz " Diyerek telefonu kapatmış tufan ve tuğrul bakıp gülümseyerek
"Bulmuşlar onlar karakola gidiyorlar bizim hemen çıkıp nikahı durdurmamız lazım " Dedim onlarda sevinçle birbirlerine sarılıp hemen arabalara doluştuk arabayı öyle hızlı kullanıyordum ki ölme olasılığım bile olsa umrumda değildi.
"Oğlum yavaşlasana öleceğiz nikaha yetişemeden " Diyen tufan'a kısa bir bakış atıp sürmeye devam ettim
"Tufan'a katılıyorum pusat nikaha ölürsek ne anlamı var lalisayı kurtarmanın" Diyen tuğrulla ona da baktım
"Birazdan cadde içine gırerım o zaman az yavaşlarım ama çok değil sevdiğim başkasına yar olacak oğlum ölmek umrumda değil" Dedim onlar başını sallarken şehir trafiğine geldiğimde biraz yavaşladım aklım lalisadaydı kırmızı işıklara bile küfür etmiştim neredeyse az bir mesafe kaldığı an trafik tıkanmasıyla ağzımdan çıkan küfürler beni bile şaşırtmıştı.
"Ne yapcaz pusat bu trafik acılacak gibi değil " Diyen tufanla arabadan inmemle onlarda indi.
"Koşacağız " Dedim ikisi de duyduklarıyla şaşkınca bana bakıp
"Ne " Dediler
"Koşacağız bu trafik acılana kadar lalisayı başkasına verirler tabana kuvvet koşun" Diyerek koşmaya başladım
"Siz koşun ben acıldığı an arabayla size yetişirim ordan kaçarken de koşacak değiliz " Diyen tuğrulla birley demeden koşmaya devam ettim arkamdan tufanda geliyordu onun geldiğini
"Oğlum adam aşkından yolları aşınladı bizi de peşine taktı " Diyen sesinden anlamıştım. Soluk soluğa kalsamda sonunda nikahın olacağı mekana geldiğimde kapıdaki görevliler beni durdurdu.
"Davetiyeniz varmı efendim" Diyen görevliyle sinirlerim yine tavan yaptı.
"Ne davetiyesi lan içerde sevdiğim kadını zorla evlendiriyorlar bide davetiyem mi olacaktı çekil şurdan " Diyerek geçmeye çalışsamda görevli sanki dediklerimi duymamış gibi
"Davetiyesiz içeri alamam efendim kusura bakmayın" Dedi
"Lan başlayacam davetiyene çekil önümden " Diyerek geçmeye calışırken adam hala önümde durup girmeme engel oluyordu arkamdan duyduğum sesle yana çekildim.
"Onlar sözden anlamazlar bak bundan anlarlar diyerek benş kenara çekip adama yumruk atan tufana şaşkınlıkla bakarken diyer görevli de tufana doğru giderken tufan bana baktı.
" Sen git ben hallederim bunları " Dedi emin misin der gibi bakınca
"Oyalanma hadi " Dedi ona baş sallayarak içeriye daldım ama duymak istediğim söz
"Bende sizi karı koca ilan ediyorum gelini öpebilirsiniz " Diyen elindeki nikah cüzdanını gelinin eline veren nikah memurunun sözü değildi.
|
0% |