Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@serifeuzun

11/02/2017


Kucağımda ki bebeği görmesiyle bayılan annemle yardımcımız nurgül abla telaşla bağırarak anneme doğru koştu


"Havva hanım kendinize gelin hikmet bey " diye bağırdı içeri doğru bakarak yavaş adımlarla içeri girsemde anneme yaklaşmadım yaklaşamadım kadın beni nasıl yollamıştı nasıl geri gelmiştim bayılması normaldi. Gözlerim dolu dolu bakmakla yetindim anneme babam nurgül abla'nın telaşlı bağırmasıyla koşturarak yanına gidip annem' i kolları'nın arasına aldı beni fark etmemişti


"Ne oldu nurgül ? Neden bayıldı havva?" Diye sordu gözleri hala annem'in üstünde yanaklarına hafif hafif vuruyordu nurgül abla'nın bakışları bana dönüp ağzı'nın içinde birşeyler geveleyince babam'ın bakışları önce nurgül ablayı sonra onun baktığı yere yani bana döndü.


"Zeynep?" Dedi şaşkınlıkla bir bana birde kucağıma bakıyordu şaşkın bakışları  yerini yavaş yavaş sinir'e bırakmıştı.


"Ne bu hal zeynep ?" Diye kalın sesiyle sordu babam konuşamıyordum boğazım düğüm düğüm olmuştu  ağzımdan tek kelime cıkmıyordu.


"Ba....Baba" diyebildim sadece babam sesimle adeta kükredi


"Zeynep bu ne hal biz seni böyle gelesin  diye mi okuttuk?" Diye bağırdı haklıydı onlar beni ne hayallerle okutmuşlardı ama yapacak birşeyim yoktu benden başka kimsesi  olmayan bir çocuğu  kimsesiz bırakamazdım. Babam sessiz kalışımla daha fazla sinir olurken annem yavaş yavaş kendine geliyordu.


"Bu çocuk benim deme zeynep" dedi Nurgül abla yumuşacık sesiyle uyarıyordu benim deme yakma kendini diye ama artık herşey için geçti.


"Benim abla oğlum özğür" dedim bakışlarımı kucağımda masum masum uyuyan bebeğe çevirip bakarken


"Ne?" Dedi annem kendine gelmiş ayağa kalkmıştı ama yinede Nurgül ablaya tutunuyordu.


"Benim bebeğim anne" dedim dolu gözlerle tekrar ona bakarken babam sinirle yanıma gelip elini kaldırarak tokat attı başım tokat'ın etkisiyle yana dönerken babam sinirle kolumdan tutarak söylenerek beni yukarı cıkarmaya başladı.


"Senin gibi bir kızım yok artık benim zeynep adında bir kızım yok"


Bir zamanlar benim olan oda'nın kapısına gelince kapıyı açarak beni itti kucağımda bebekle düşmekten son anda kurtulurken inanamaz gözlerle babam' a bakıyordum benim babam bu adam değildi benim babam dinlemeden yargılamaz tek bir kez bile bana vurmazdı


"Bu odadan bir daha cıkmayacaksın " diye bağırdı özgür babamın sesiyle yüzünü buruştursada ağlamamışti onu iki yana sallayıp babama bakıp cevap verecektim ki babam bana doğru gelip dalgınlığımla kucağımdan özgür' ü almasıyla öylece kalakaldım


"Bu bebek bu evde kalmayacak " diyerek dışarı cıkıyordu ki ona doğru atılarak özgür'ü almaya çalıştım


"Hayır baba o benim oğlum benimle kalacak ver bana oğlumu" dedim korkuyla onu benden ayıramazdı. Beni sert bir hamleyle kendinden uzaklaştırıp yere fırlatırken odadan dışarı çıkıp kapıyı kilitledi hızla ayağa kalkarak bağırmaya başladım.


"baba oğlumu getir " dedim


kapıyı açmaya çalışırken


"Onu yurda götüreceğim "diye bağırdı babam kapının arkasından yurt mu demişti o hayır götüremezdi.


"Hayır baba oğlumu götürme" diye bağırdım kapıdan ümidi kesip


"O bu evde yaşayamaz


onun bu evde yeri yok" diye gürledi  babam oğlum babam'ın bağırmasıyla içi geçercesine ağlamaya başladı


"Babaa ağlıyor beni istiyor annesini ver oğlumu" diye bağırdım yaşlarım gözlerimden yanaklarıma akarken  


"Kapa çeneni olacakları bu piçle bu eve gelmeden önce düşünecektin" diye kalın sesiyle yanıtladı beni düşünmüştüm ama bunu yapacağını


düşünmezdim beni oğlumdan ayırmazdı ayıramazdı 


"Baba oğlumu ayırma benden " dedim


yere çökerken hıckırarak


"Sana bu dünya da  çekeceğin en büyük cezayı veriyorum evlat acısı ölmeyecek ama nerede yaşıyor ?öldü mü? kaldı mı? bilmeyeceksin"diyerek uzaklaşmaya başladı


"BABAAA Götürme onu babaaaa"


Babam uzaklaşmıştı kapıdan sesini duyamıyordum ama oğlum öyle


çok ağlıyordu ki uzaklaşsa bile sesi


kulaklarımdaydı.


"Oğluuuuuum "diye çığlık attım


hıçkırırken benim kanımdan değildi ama oğlumdu ona bir haftada bağlanmıştım  


" Yalvarırım Götürmeyin onu"


ne kadar duymayacağını bilsemde yine de seslendim.


"Anne sen duy sesimi oğlumu verin bana anneee lütfen"   


Hava kararmış akşam olmuştu babam oğlumu götürdüğünden beri kapı'nın önünde oturmuş ağlıyordum hıckırıklarımı bağırışlarımı duysalarda ne gelen vardı  ne de giden kaç saat geçti bilmiyorum oglum'un sesini de duymuyordum oğlum diyorum değil mi? Oglumdu bunu burada kilitli kaldığım saatlerce düşünmüştüm o benim oglumdu onunla bu yola çıkmıştık ben bu yıla çıkarken çoktan onun benim oğlum olduğunu kabullenmiştim.


"Oğlum nerdesin? Nereye götürdüler seni ?" Dedim kısık sesimle gözlerim ağlamaktan şişmiş ve kızarmıştır kesin ama umrumda değildi umrumda olan tek şey oğlumdu benim olmayan benim oğlum


"Zeynep?" Diye bir ses geldi çok kısıkta olsa bu sesin sahibini tanımıştım nurgül ablaydı.


"Nurgül abla " dedim neşeyle


"Şttt sessiz ol benim şimdi kapıyı açacağım kapının yakınındaysan uzaklaş diye seslendim" dedi yavaşça ayağa kalksamda


"Oğlum nerede?" Dedim allah'ım ne olur babam onu götürmemiş olsun.


"Yanımda sen şimdi çekil kapıdan " dedi ben biraz uzaklaşınca ilk kilit sesi geldi sonrada yavaşça açıldı kapı önde Nurgül abla ardından kucağında oğlumla annem girdi içeri koşarak annem'in yanına giderek kucağından özgür'ü alarak sımsıkı sarıldım.


"Oğlummm" dedim kokusunu içime cekerken bir iki saat ayrı kalsak bile özlemiştim kokusunu ömür boyu nasıl ayrı kalırdım ki annem ve nurgül abla dolu gözlerle ilk birbirlerine bakmış ardından dolu gözlerini bana cevirmişlerdi.


"Oğlunda aynı senin gibi " dedi annem titreyen sesiyle bakışlarımı ona çevirince


"Susturmaya çalıştık ama bir türlü susmadı en son Nurgül senin bir kazağını üstüne örttü sustu kökünü icine cekince derin bir uykuya daldı " dedi gözlerim doldu bakışlarım tekrar özgür'ü buldu o da bana bağlanmıştı ben onsuz yapamazken oda bensiz yapamıyordu.   


"Zeynep " dedi annem ona baktığımda bana yaklaşmıştı


"Gidin kızım " dedi ağlarken sessiz sesiyle


"Ne?" Dedim şaşırmıştım


"Gidin babanı sabah' a kadar zor ikna ettim sabah bu sabiyi ya yurda bırakır yada sokaklara seni de bir tanıdığın oğlu ile evlendirmeyi düşünüyor oğlanla konuştu seninle evlenmeye razı oldu ama bebeği istemiyor bugün senin cıgliklarindan anladım sen çok güzel bir anne olmuşsun ve oğlundan ayıramam seni onun için gidin kızım nurgül ile sana küçük bir çanta hazırladık içinde çocuğun senin için kıyafetler var ne kadar erkek çocuğu olsada senin küçüklükten kalan ona uyan bir kaç kıyafet' i de koydum ve birazda para iki üç ay seni idare eder arka bahceden kaçın salih ve baban ön bahçe de oturuyorlar " dedi gözlerimde ki yaşlarla anneme ozgür'ün izin verdiği kadarıyla sarıldım


"Teşekkür ederim annem " dedim


"Hadi kızım baban içeri girmeden arka bahçeye çık " dedi onu başımla onaylayip çantayı sırtıma takıp odadan çıktım merdivenlerden aşağıya indiğimde  etrafa bakarak arka bahçeye çıktığımda beni murat karşıladı murat salih abi'nin ve nurgul teyze'nin oğluydu benden bir


yaş büyük olsada ona ismi ile hitap ederdim daha doğrusu o böyle istemişti ben ona korkuyla bakarken o eliyle sus işareti yaparak


"Herşeyden haberim var bu durumun hoşuma gitmezse bir anneyle bebeği'nin ayrılmasına müsade edemem ben babam ve hikmet amcayı oyalarken arka kapıdan çık eğer görürlerse yakalamak için bende koşarım ama onlar görmeden yakalarsam bırakırım ama görürlerse bırakamam hadi " dedi ve babamgile doğru gitti. Derin bir nefes alarak sessiz adımlarla arka kapıya doğru gidiyor bir taraftan da Babamgili kontrol ediyordum arka kapıya gelince yavaşça açıp dışarı çıkarken evin arka tarafındaki salon'un penceresinden annem'i gördüm bana ağlayarak el sallıyor veda ediyordu vurunca gülümseyerek özgür'ü düşürmemeye dikkat ederek elimi kaldırarak bende ona veda ettim tam arkamı dönüyordum ki bana doğru koşan babamla dışarı çıkarak koşmaya başladım.


"Zeynep kaçıyor salih murat yakalayın" diye bağırmıştı arkamdan arkama bakmadan koşmaya başladım yakalanırsam hem oğlumdan olacaktım hem zorla evlendirilecektim. Ne kadar koştum bilmiyorum caddeye çıktığımda sokak lambasının altında duran arabadan başka bir araba yoktu


"Zeynep gel buraya " diye bağıran babam'ın sesiyle arabayı arkama alarak koşmaya başladım arkamı kısa bir şekilde kontrol edince babam salih abi ve murat arkamdaydı daha hızlı koşmaya başladım yakalanamazdım hızımi biraz daha arttırırken kucağımda herşeyden habersiz uyayan bebeği daha sıkı sıkı tutarak koşmaya devam ediyordum ki yanımda duran araba ile olduğum yerde kala kaldım bu o sokak lambası'nin altında ki arabaydı sürücü ön kapıyı açıp bana baktı.


"Bin " dedi ben ona hala öylece bakarken daha yüksek sesle bağırıp beni kendime getirdi.


"Bin yoksa yakalanacaksın" onun sesiyle hemen ön koltuğa binip kapıyı kapattım benim binmemle gaza bastı arkama baktığımda babamgil olduğu yerde kalıp arabaya bakıyorlardı


Loading...
0%