Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@serifeuzun

13.02.2017


Güne gözlerimi açtım diyerek başlamayacaktım çünkü özgür gece bir türlü uyumamış beni de uyutmamıştı burak ise ne kadar uyu dememe rağmen uyumamış sabah' a kadar benimle beraber özgürle ilgilenmişti gitmemize bir saat kala özgür susmuş ve uykuya dalmıştı onu yatağa yatırırken burak' ı da zorla ikna edip uyumasını sağlamıştım ben ise uyumamış kısa bir duşa girmiştim şimdi ise yola çıkmıştık orada beni ve oğlumu neler bekliyordu bilmiyordum ama hersey'in iyi olması için dua ediyordum.


"Ailenle ne zamandır konuşmuyorsun?"  Diye sordum ona bakarken


"Neredeyse üç sene olacak esra'nın cenazesinden beri " dedi anladım anlamında başımı salladim


"Peki bizim bu yalanımıza inanırlar mı? Sonuçta esra'yı öyle çok sevmişsin ki başkasını sevdiğine inanmaya bilirler " dedim


"İnanacaklar çünkü onlar benim kendimi toparlamış bir şekilde görecekler " dedi yanıt vermedim


Şehir'e çoktan girmiştik özgür bir kere uyanmış maması'nı yedikten sonra geri uyumuştu araba onu uyutuyordu.


"Ne kadar yolumuz kaldı?" Diye sordum sessizliğide bölerek ben birşey sormadıkca konuşmuyordu ve bu oldukça sıkıcıydı.


"Yarım saat' e evde oluruz " dedi bir fotoğrafcı'nın önünde dururken


"Neden durduk?" Diye sordum bu seferde


"Çok soru soruyorsun" dedi sitemle tabi soracaktım


"Tabi soracağım ve sende cevaplayacaksın" dedim bana gözlerini devirip konuşmaya başladı


"Ailem çocuğumuz olduğu halde hiç fotografımız olmamasına inanmayacaktır  onun için bir kaç fotoğraf cektireceğiz " diyerek arabadan indi bende kendi tarafı mı özgür' e dikkat ederek açıp indiğimde


"Aynı kıyafetlerimizle cekildiğimiz fotoğraflara ne kadar inanırlar bilmiyorum" dedim arkasından ilerleyip fotoğrafcıya girdiğimde


"Olanlardan aklımıza gelmediğini "söyleyeceğim" diye yanıtladı beni dükkan'ın içine girdiğimiz için karşımızdaki beyaz tahtadan yapılmış masada olan biri bize bakarak


"Buyrun ?" Dedi burak elimi elinin içine alınca ilk ellerimize sonra ona baksamda kendime gelip zorraki bir gülümsemeyle tekrar adama baktım.


"Merhabalar eşim ve oğlumla hiç fotoğrafımız yokta fotoğraf çekilmek için geldik " dedi burak adam ilk burak'a sonra bana bakarak gülümsedi.


"Tabi efendim sizi şöyle stüdyomuza alalım " dedi bizi içeriye doğru yönlendirirken biz adam'ın dediği yere geçince oda kamerasını hazırlayıp bize baktı.


"Şimdi abi sen yenge'ye yenge'de bebeğe baksın " dedi dediğini yaptık bakışlarım özgür de iken istem dışı gülümsüyordum.


"Çok güzel şimdi yenge'ye biraz yaklaş ve sarıl abi ikinizde gülümseyerek kameraya bakın" dedi burak dediğini yaparak bana yaklaştı kolunu belime sarıp beni kendine çekince kaşlarımı çatarak ona baktım adam sarıl dedi ama bu kadar değildi...


"Ne yapıyorsun ?" Dedim kaşlarımı çatabildiğim kadar çatarak o ise normal birşey yapıyormuş gibi bana baktı.


"Adam' ın dediğini sarıl dedi sarılıyorum" dedi bu yaptığını sarılmakmı sanıyordu.


"Bu sarılmak değil yapışmak" dedim omuz silkti adam tekrar bize baktığında dediği pozları verdik ama güzel olmamış olacak ki tekrar tekrar  çekti ne kadar çekildik bilmiyordum ama burak sinir olmaya başlamıştı...


   


Sonunda burak'ın ailesi'nin evine gelmiştik iki katlı şirin bir evdi burak arabadan inince bende indim özgür uyansada sessizdi. Burak eşyaları alıp yanıma geldiğinde derin bir nefes alarak eve doğru ilerledik kapıya vardığımızda burak zaman kaybetmeden zile bastı. Içimde korkulu bir heyecan vardı ve bu hiç iyi değildi.


Kapı bir beş dakika sonra açılınca bakışlarımız kapıyı açan siyah saçlı kahverengi gözlu kadını buldu kadın' ın gözleri buraktaydı.


"Yengem?" Dedi kadın dolu dolu gözleriyle burak' ı karşısında görmeyi beklemiyordu.


"Yenge" dedi burak gülümseyip ona sarılırken kadın onun sarılmasıyla kendine gelip kollarını onun boynuna sardı                           


"Oy deli uşak gelmiş hoş geldun yengem" dedi sarılmaya devam ederken burak gülümseyerek


"Hoşbuldum yenge" dedi ve ondan ayrıldı kadın burak'ın ondan ayrılmasıyla kaşlarını çatarak


"Nerelerdesun ula ne aran ne soran " dedi sesi kızgın çıkıyordu


"Boşver yenge geldum da artık " dedi kadın onun bu cümlesiyle gülerken beni fark etti şaşkın bir şekilde bir bana birde kucağımda bebeğe bakıp


"Ula bu kiz kimdur birde kucağunda  uşağı ile " dedi bakışlarını burak'a çevirince burak aynı gülümsemeyle bana yaklaşıp beni kendine doğru cekerken yanıtladı yengesini


"Karım ve oğlum yenge " dedi ve kadın şaşkınlıkla öylece kalakaldı.


"Ka...karın ve oğlun mu?" Diye bir ses geldi kadın'ın  arkasından bakışlarımız sesin sahibine kaydiğında elli atmış yaşlarında yüzünde az kırışığı olan tombul bir kadındı. Burak yengesini umursamadan içeri girip kadın' ın elini öptü


"Anam " dedi. Demekki annesi bu tatlı kadındı  bende onun arkasından içeri girip kadının yanına ilerledim yanına gittiğımde gülümseyerek elini tutup öptüm.


"Merhaba efendim ben Zeynep" dedim kadın biraz önce ki şaşkınlığı üstünden atıp bana ve burak'a bakarak


"Salon'a geçin baban ve abin içeri de burak orada konuşalım " dedi. Burak annesini başıyla onaylayınca annesi önde o arkasında salon' a doğru ilerlediler burak benim gelmediğimi görünce arkasını dönerek bana baktı


"Zeynep gel sene neden orada duruyorsun?" Diye sordu


"Siz ailecek konuşursunuz diye düşündüm" diye ona yanıt verdim burak ağzını açtı ama  ondan önce annesi davranarak konuşmaya başladı.


"Olur mu öyle şey buraya geldiysen sende ailemizdensin kızım hadi gel içeri " dedi gülümseyerek yanlarına ilerleyerek içeri girdik.


Içeri girdiğimizde pencere'nin önünde ki koltukta oturan atmış atmış beş yaslarında orta kiloda bir adam onun hemen sol tarafında tekli koltukta oturan otuz otuz beş yaşında bir adam vardı ikisi de burak'ı görmeleriyle gülümseyerek ayağa kalktılar


"Oğlum " dedi babası oğlum demesinden birde aynı burak' a benzemesinden babası olduğunu anlamıştım


"Baba "dedi burak ayrılıp elini öperken


"Hoş geldun sefa geturdun  oğlum " dedi burak'tan bir adım uzaklaşırken 


"Hoşbuldum baba" diyerek abisine sarıldı burak babası beni fark etmiş olacak ki bana baktı.


"Sende hoşgeldun kizum " dedi gülümseyerek yanına giderek elini öptüm


"Hoşbuldum efendim" dedim ben ondan ayrılmıştım ki burak'a baktı babası


"Kimdur oğlum bu kız?" Diye sordu burak derin bir nefes alarak yanıma geldi elini belime koyarken gülümsedi ve babasına


"Karım kucağında ki de oğlum " dedi babası duyduklarıyla bir bana bir kucağımda ki  bebeğe bakıyordu.


"Ne dedun?" Dedi abisi kendine yeni gelmiş olacak ki


"Karım ve oğlum" dedi burak tekrardan hiç kimse tek kelime etmiyordu.


"Yengem sen esra'yı..." demişti ki yengesi burak onun sözünü keserek konuşmaya devam etti.


"Esra'yı seviyordun nasıl onu unuttunda başka biri ile evlendin hatta çocuğun oldu diyecektin değil mi yenge ?" Dedi yengesi onu başıyla onaylayınca


"Esra'yı kaybettiğimde kendimden vazgeçtim hayatım sadece işim ve ev arasıydı ne biriyle konuşuyordum ne de kendimle eve gel yat uyu işe git saatlerce çalıştı hayatım sonra bir güneş doğdu hayatıma adı zeynepti " dedi bakışlarını bana çevirirken


"Öyle bir girdi ki hayatıma aldi çıkardı beni o dipsiz kuyudan bak hayat devam ediyor hayatını yaşa dedi o anda anladım ben esra'yı sevmemişim" dedi sözleri yalan da olsa içime işlemişti biz öylece birbirimize bakmaya devam ederken küçük bir ses bizi kendimize getirdi.


"Amcam gelmiiiiş " diyerek koşarak biri girdi içeri ve burak'ın bacaklarına sarıldı


"Amcam " dedi burak sevgi ile onu kucağına alırken


"Amca şimdiye kadar niye gelmedun" dedi şirin şirin


"Geldum amcam buradayum ya" dedi onu yanaklarını öperken kız kahkahalarınin arasından beni fark edince burak"a baktı


"Amca dur da bu abla kim?" Diye sordu bana bakmaya devam ederken


"O abla benim eşim kucağında ki de oğlumuz " dedi kız şaşkın bakışlarla amcası'na bakıp kucağından indi benim yanıma geldiğinde özgür'ün izin verdiği kadarıyla onun boyuna eğildim.


"Merhaba " dedim gülümseyerek çok tatlı bir kızdı


"Merhaba " dedi çekinerek gözleri kucağımda ki bebekteyken


"Sevmek ister misin?" Diye sordum bakışları çok tatlıydı. Bakışlarını bana cevirdiğinde resmen gel beni öp diyordu.


"Sevmek istiyrum ama kizarsun" dedi


Neden kızayım ki hele böyle tatlı bir kıza burak'a baktıktan sonra tekrar minik prensese bakıp gülümsedim.


"Kızmam sevebilirsin bak oda senin sevmeni bekliyor" dedim özgür'ü göstererek özgür ise herşeyden habersiz öylece bakıyordu. Gizem gülümseyerek elini özgür'ün yanağına koydu ve sevmeye başladı özgür onun ellerinin verdiği rahatlıkla gözlerini kapatınca kıkırdadım gizem merakla bana baktığında


"Seni sevdi bak dokunuşların onu uyuttu " dedim oda kıkırdadı


"Adı nedur?" Diye sordu ona bakmaya devam ederken


"Özgür" dedim oğlumun ismini söylemek bile cok güzeldi.


"Peki senin adın" dedi çekinecekine çok utangaç bir kızdı


"Zeynep sende prenses gizem olmalısın" dedim gülümseyerek başını salladı


"Hadi oturun şöyle de konuşalum" dedi babası dediği yere geçip oturduğumuzda onlarda karşımıza oturmuş anlatmamızı bekliyordu.


"Anlat bakalum uşağum  bu kız bu bebek nedur?" Diyen annesi ile burak anlatmaya başladı.


"Zeynep'le gittiğim bir seminerde tanıştık bir süre konuştuk ve birbirimizi sevdiğimizi anladık daha sonra aramızda birşeyler geçince zeynep hamile kaldı o arada ben ondan saçma bir nedenden dolayı ayrılmıştım o ayrı kaldığım sürede zeynep' i ne kadar çok sevdiğimi anladım neyse zeynep bu ayrılık döneminde  cocuğu gizlice dogurdu çocuk doğunca  mecburen ailesi'nin yanına gitmiş ailesi çocuğu görünce zeynepten ayırmaya kalktı ben bir şekilde onun ailesinin adresini bulup onları kaçırıp buraya getirdim" dedi söyledikleri yalan da olsa inanılır bir hikayeydi


"Oy benum talihsiz kizum biz sana anne baba oluruz" dedi annesi yanıma gelip beni kolları'nın arasına cekerken


"Biraz zaman gecsun  gider kizun ailesi ile konuşuruz da böyle olmaz " dedi babası


"Şimdilik biraz durun baba ortalık biraz sakinleşsin " dedi burak babası kucağıma bakıp gülümsedi.


"Ver bakayum torunumu  seveyum" dedi kollarını bana doğru uzatırken gülümseyerek ayağa kalktım özgür'ü kucağına bıraktım


"maşallah  maşallah uşağa "dedi severken abisi babasına doğru dönüp bebeğe bakarken onun yüzünde de bir gülümseme oluşmuştu.


"Bu uşak aynı sen da " dedi burak'a bakıp tekrar özgür'ü severken bu söz burak'ın hoşuna gitmiş olacak ki kahkaha atarak


"Sonuçta benim oğlum ya abi " dedi bende güldüm gizem yanıma gelip kucağıma oturdu.


"Zeynepciğim ücünüzün hiç fotoğrafı yok mu ?" Diye sordu


"Var canım " dedim çantadan fotoğrafları çıkartırken konuşmaya devam ettim


"O kargaşada pek bir fotoğraf cekilemedik burak ısrar edince gelirken  bir kaç tane çektirdik" dedim gizem elimdeki fotoğraflara bakıp babannesine veriyordu bakması için eline aldığı son fotoğrafla gülümsedi ve bana baktı.


  


   "Bu fotoğrafta çok tatlı çıkmışsın zeynepciğim " diyen kıza bakıp gülümsedim burak'ın dediği gibi çok şirin ve akıllı bir kızdı yiğeni. Gözlerim fotoğrafı bulunca çekilirken yaşadıklarımız gözlerimin önüne geldi


"Kızım gülsene azıcık ne duruyon bostan korkuluğu gibi " diyen burak'la şaşkınca ona bakıp


"Ne gibi ?" Dedim şaşkınca


"Bostan korkuluğu gibi tam gel beni bostan'ına koy benden iyi korkuluk olur diyorsun" dedi gözlerimi devirdim


"Gözlerini devurma bana bezdum da yettu bu kadar fotoğraf bir gülde çeksun adam " dedi güldüm karadeniz şivesi yakışmıştı ağzına gülerek fotoğrafciya baktım burakta gülüyor olacak ki fotoğrafçı bir kaç tane daha fotoğrafımızı  çekip çıkartıp elimize verdi fotoğrafa baktığımda mutlu bir aile duruyordu kucağımda  özgür yanımda burak ikimizin yüzünde de muhteşem bir gülümseme biz bir aileyiz der gibiydik bakışlarımı burak'a cevirdiğimde oda aynı şeyi düşünmüş olacak ki


"Aynı bir aile gibi görünüyoruz " dedi başımı salladim


"Aynı bir aile gibi ailen bu fotoğrafı görünce inanırmi? " dedim başını sallayarak fotoğrafı elimden aldı arkamda ki çantama koydu


"Inanır" dedi. İnanmışlardı...


  


Loading...
0%