@serifeuzun
|
13/02/2017 Özgür kucaktan kuçağa giderken bizde oturup sohbet ediyorduk burak'ın ailesi iyi ve sıcak kanlıydılar özgür evin göz bebeği olmuştu kendi ailemden görmediğim tepkileri görüyordum burada kendi torunu olduğunu sansalarda kötü karşılamamışlardı benim ailem gibi derin düşüncelerimden burak'ın bana seslenmesiyle çıktım "Efendim?" Dedim birşey demişti ama duymamıştım. "İyi misin?" Diye sordu gülümsedim "İyiyim biraz dalmışım birşey mi diyordun?" Diye yanıt verince derin bir nefes verdi "Annemler yemeğe geçelim dediler seni bekliyoruz" deyince bakışlarım diğerlerini buldu hepsi bana bakıyordu utanarak "Sizi beklettiğim için özür dilerim " dedim sözlerimle hepsi gülümseyerek ayağa kalktılar "Önemli değul kizum haydi sofraya geçelum " dedi annesi sımsıcak gülümsemesiyle hepimiz ayağa kalkarken yengesi kucağında mışıl mışıl uyuyan oğlumla yanıma gelip "Uyudu başa istersen oni gizem'in odasına yatırayum" dedi kucağında ki uyuyan oğluma kısaca bakıp "Çok iyi olur teşekkür ederim " dedim bana gülümseyerek oğlumla yanımızdan ayrıldığında bizde yemek masasına geçtik "Haydi oturun şöyle uzat tabağını bakayum kizum" diyen burak'ın annesiyle olumsuz anlamında başımı salladım "Olur mu öyle şey size yardım edeyim" diye yanına ilerlemiştim ki omuzlarımdan tutarak geri yerime oturttu. "Otur bakayum sen ileride çok hazurlayacağuzun zaten " dedi gülümsedim karadeniz şivesi çok hoşuma gitmişti. Burak'ın yengesi de masaya oturunca herkes yemeğe başladı masaya gelmeyen bir kişiyi bile beklemeleri hoşuma gitmişti bizim evde kimin oturup oturmadığı önemli olmazdı. Burak'ın babası hafifçe öksürünce bakışlarımız ona döndü birşey söyleyeceği her halinden belliydi. "Siz nikahı falan kıydunuz mu uşagum?" Diye sordu burak'a bakarken burak ilk bana baktı ne diyeyim der gibi bende de bir çözüm bulamayınca tekrar babasına bakıp yanıtladı sorusunu "Yok baba olanlardan fırsat olmadı kıymaya ortalık düzelsin kıyarız nikahı" dedi bende onu onaylar gibi başımı aşağı yukarı salladım burak'ın cevabı annesi'nin hoşuna gitmemiş olacak ki konuşmaya başladı. " uyy olirmi öyle şey ele güne karşi zaliha'nın uşağı nikahsız bir kadınla duruyor dedirtmem"dedi burak annesi'nin bu sözüne sinirlenmişte olsa sesini sakin tutarak konuşmaya başladı. " Elin ne dediği bizi ilgilendirmez ana ben ne zaman kıymak istersem o zaman gider kıyarız" diyerek yemeğine devam etti ama zaliha teyze' susmaya niyeti gibiydi. "ama uşağum ortada çocuk vardur üzerine almayacakmisun uşağunu" demesiyle burak'ın ayağa kalkarak mutfaktan çıkması bir oldu ben ilk arkasından baksamda sonra ayağa kalkarak arkasından gittim merdivenlerden çıkarak en başta ki odaya girdiğini görünce derin bir nefes alarak bende odaya girip düşünmeden konuya girdim düşünseydim söyleyemezdim. "Evlenelim" dedim burak söylediğim ile bana döndü "Ne?" Dedi şaşırdığı belliydi kapıyı kapatarak yanına ilerledim. "Ailene bir yalan attık devamını getirmeliyiz" dedim bir yalan söylediysek devamı gelmek zorundaydı. "Hayır " dedi net bir sesle "Ne yapalım evlenmeyecegiz mi diyelim?" Dedim bir yalan söylemiştik bu da o yalan'ın cezasıydı "Seninle evlenmem esra'ya ihanet etmem" dedi sinirle allah için ordan bakılınca bu evliliği çok istiyor gibi mi görünüyordum? "Merak etme bende seninle evlenmeye meraklı değilim " dedim aynı sinirle kaşlarımı çatarken onunla evlenmeyi bende istemiyordum "Ama buna mecburuz " dedi çaresizce kabulleniyordu başımı sallayarak onayladım onu "Mecburuz" dedim "Mecburuz" dedi Odadan çıktığımızda ikimizde birbirimize bakıyorduk ne kadar bu evliliği istemesekte evlenecektik. "sadece özgür için" dedi gözlerimi devirdim "tabi ki de sadece özgür için" dedim ikimizde derin bir nefesi içimize çekerek aşağıya inmeye başladık. Yemek masası toplanmış sadece bana ve buraka tabak konulmuş şekilde başka bir masa kurulmuştu. Bizim geldiğimizi gören zaliha teyze hemen konuşmaya başladı. "uşağum benim yaşluluğuma ver siz ne zaman istiyseniz o zaman yaparuk nikahı" dedi gülümsedim oğlunun mutluluğu için birşeyleri düzeltmeye çalışıyordu kendince "haklıydın ana nikahı yapalım biz yarın zeyneple gider nikah tarihi alırız" diyerek annesine sarıldı zaliha teyze duydukları ile neşelenmişti. "yapalum ya nikahta karamet var derler bakarsun nikahtan sonra gelinimun ailesiyle görüşür tanışırız" dedi burak ile göz göze geldik annesinden ayrılıp annesinin gözlerine baktı. "onun için daha erken ana zamana bırakalım" dedi zaliha teyze uzatmadan başını sallayarak "haklisun uşağum neyse hadi siz yemeğinizi yiyin bende bir torunuma bakayum" diyerek odadan cıktı... yemeğimizi yemiş sohbetlerimizi etmiştik özgür uyanmış mamasını yerken herkes ona bakıyordu zaliha teyze niye emzirmediğimi sorunca olanlardan dolayı sütümün kesildiğini söyleyince burakı iyi bir azarlamıştı onu sorumlu tutuyordu sütümün kesilmesinden ama olanları bilse ne olur ne derdi bilmiyorum buraktan da bazı gerçekleri saklıyordum ama saklamak zorundaydım gerçeği öğrenince özgürü benden alıp yurda verebilirdi ben düşüncelerin içinde kaybolurken birinin dürtmesiyle kendime gelip dürten kişiye baktım burak ın yengesi gamze ablaydı. "buyur abla kusura bakma dalmışım bir şey mi diyecektin" dedim yüzünde ki sevecen gülümsemesiyle bana bakmaya devam ederken konuşmaya başladı. "yok kuzum ne kusuru olacakmış ben odanı hazurladum oni diyecegudum hadi yat sabah baya işiniz vardur bizim uşakla yorulursun" dedi bir an unutmuştum yarın nikah için gün alacağımızı özgürü hayatıma alırken bu olanları yaşayacağımı bilmiyordum bilsemde yine de kimsesiz bir çocuğu öylece ortada bırakamazdım onu başımla onaylayıp kucağımda ki özgürle ayağa kalktım "Çok sagol abla ben yatsam iyi olacak yarın yorucu bir gün olacak rica etsem biz nikah için cıktığımızda özgüre bakabilir misin" diye sordum başını yana eğerek kaşlarını çattı. " o nasul söz kız tabi bakacağum paşama siz işlerinizi hallederken bende paşama bakarum dert etmeyesun sen oni" dedi ona gülümserken diğerlerine bakarak "hayırlı geceler efendim "dedim burak ın annesine ve babasına beni gülümseyerek yanıtladılar "iyi geceler kizim " dedi babası "iyi geceler kizim bizim uşakla bir kaç gün ayrı yatacağunuz ama artık sabrediverin" dedi zaliha teyze ben utanırken burak kaşlarını catarak annesine baktı ben hiç bir şey demeden gamze ablanın arkasından odaya cıkarken burak annesine kızıyordu tek duyduğum "anne utandırma zeynebimi" demesiydi annesinin bir şey anlamaması için sahiplenme eki getirmişti cümlesine ama bir tek ben anlamıştım sesinde ki hoşnutsuzluğu gamze ablanın arkasında burakın odasının yanındaki odaya girdim "bir kaç gün burada yatacaguzun kuzum nikahtan sonra size bir yatak odası takımı alıruz artuk burayı da uşagunuza oda yaparsunuz" dedi "sağol abla sizi de rahatsız ettik ama" demiştimki hemen sözümü kesti " O nasul bir söz kız duymayayum bir daha ne rahatsuzluğu başımızın üstünde yerunuz var burası sizin de eviniz" dedi başımla onayladım onlar ne kadar bilmesede burası hiç bir zaman benim ve oğlumun evi olmayacaktı. Gamze abla odadan cıkınca özgürü yaatağa yatırıp benden önce odaya gelen cantamdan gecelik cıkartarak giyindim oğlumun yanına yatıp kokusunu içime çektim öyle güzel bir kokusu vardı ki koklamadan duramıyordum "kokuna kurban olurum senin" dedim mışıl mışıl uyuyan oğluma bakarak "birazda ben kurban olabilir miyim" diyen sesle hemen arkamı döndüm gelen ses tabi ki burak ın sesiydi. "kapıyı tıklatabilirdin" dedim kaşlarım çatık ona bakarken o ise hiç bana bakmadan yatağın öbür ucuna giderek oturdu. "kapıyı tıklatsaydım gelen sesle sen korkar özgür ise uyanır ve ağlamaya başlardı" dedi haklıydı ama yine de tıklatması gerekiyordu. "Haklı olabilirsin ama yine de tıklatman gerekirdi giyiniyor olabilirdim" dedim benim bu cümlemle haklı olduğumu bildiği için bakışlarını oğlumdan çekip bana baktı. "haklısın ben onu dişinemedim uyumadan önce özgürü görmek istedim ve bir anda kendimi odanın içinde buldum kusura bakma "dedi hiçbir şey demedim oda bir şey dememi beklemedi dahada kimse konuşmadı ikimizde yatakta oturup mışıl mışıl uyuyan özgürü izliyorduk "İnşallah onun geleceği kızım gibi olmaz onuda kaybedemem " diyerek sessizliği burak bozdu bakışlarımı oğlumdan ona cevirdim "Kızın için bende üzgünüm ama ölüm allahtan gelen birşey verende allah alanda o vakte kadar onu iyi ve güzel büyütecegiz" dedim başını salladı "öyle neyse ben gideyim yarın yorucu bir gün olacak sende dinlen" dedi ve ayağa kalktı "iyi geceler" dedim gülümsedi ama buruktu "iyimi geceler" diye sordu derin bir nefes verdim " sen iyi düşün burak iyi düşün ki iyi olsun" dedim sözümle bir kez daha gülümsedi bu sefer ki gercekciydi. " o zaman iyi geceler " dedi gülümsedüm bir kez daha "iyi geceler "dedim kapıya doğru gidiyordu ki bir anda durup tekrar bana baktı. "iyiki o sokaktaydım ve iyiki o sokakta karşıma çıktınız acımı dindiriyorsunuz" dedi ve odadan cıktı öylece kalakaldım... sabah iki kişinin sesiyle gözlerimi açtım gizem ve buraktı seslerin sahipleri ikisi de yatağa oturup özgüre bakıyorlardı uyandığımdan ikisininde haberi yoktu ki konuşmalarına devam ediyorlardı. "amca bu çok küçük ne zaman büyüyüp benumle oynayacak"diyen gizemle burak özgürde ki bakışlarını yigenine cevirdi. "onun büyümesine daha çok var amcam o zamana kadar ben seninle oynarum da olmazmi" dedi gizem amcasına gülümsedi "olur ama zeynep kızabilir" dedi istemsizce kaşlarımı çattım neden kızayım o onun amcasıydı tabi ki de yiğeniyle oynayacaktı. "kızmaz neden kızsın" dedi burak onunda kaşları çatılmıştı "hani esra kızaydı ya zeynepte kızıp seni bizden alır" dedi bu cümle nasıl bir cümleydi esra yiğeniyle oynamasına kızıyormuydu bu nasıl bir soru zeynep kızıyormuş ki gizem esranın burakı onlardan aldığını sanıyor dedi içimde ki ses burak içine bir nefes cekerek gizeme baktı. "bak gizemcim esra bazı şeylerde bencildi ama beni sizden almadı" dedi bir nevi esrayı koruyordu yada ben öyle düşünüyordum "ama bizden gittun ve uzun bir süre gelmedun " dedi gizem haklıydı nedeni ne olursa olsun o bu aileden uzaklaşmıştı. "bak geldim ve gitmeye hiç niyetim yok zeynep iyi bir kız ne özgürü sevmene kızar nede beni sizden ayırır bence o seni çok sevdi" dedi evet sevmiştim ve onları ayırmak gibi bir dişincem yoktu. "gercekten mi" diye sordu gizem yüzünde sevimli bir gülümsemeyle burak onu başıyla onaylasa da ben yattığım yerden kalkıp gizemi belinden tutp yattığım yere yatırdırken yanıtladım. "gerçekten seni çok sevdim ve asla amcanı sizden senden ayırmam " dedim diğer taraftan onu gıdıklarken burak özgürü kucağına alıp gülerek bizi izliyordu gizem kahkahalarının arasından "bende seni sevdum zeynep" dedi bende onun gibi sesimi inceltip "gerçekten mi" dedim benim sesimle burak kahkaha atarken gizem yanıt veriyordu. " gerçekten" dedi gülerek onu bıraktım bırakmamla ayağa kalktığı gibi koşarak odadan cıktı "nereye gitti o" diye sordum yüzümde kendini koruyan gülümsememle buraka bakarak o da aynı gülümsemeyle bana bakıyordu. "annesine senin onu sevdiğini ve gıdıkladığını söylemeye" dedi kıkırdadım "erkencisin" dedim güldü "ben hep erken kalkarım sen biraz gecikicisin"dedi bende güldüm " saat kaç ve neler yapacağız"dedim elimle özgürü bana vermesini işaret ederken özgürü kucağıma verip yanıtladı "saat dokuz bucuk herkes yeni kalktı ilk kahvaltı yapar cıkarız nikah tarihi alırız yüzüklere bakarız" dedi yüzüge gerek yoktu bence "yüzüge bakmaya gerek varmı " diye sordum başını olumlu anlamında aşagı yukarı sallayarak " annemgilin inanması için gerek var hem ne kadar gerçekte karım olmayacaksan da soyadımı taşıdığın sürece parmağında yüzük olmalı" dedi gözlerimi devirdim "peki sende olacak mı yüzük"dedim "annemgilin olduğu zamanlar evet diğer yerlerde olmayacak" dedi omuz silkip "o zaman benimde ailenin olmadığı yerlerde yüzük takmama gerek yok " dedim "o niye" diye sordu " sen nasıl ailenin olmadığı yerlerde takmama gibi bir nedenin varsa benimde o niyette nedenim var sonuçta soyadını aldığım adamın parmağında yüzük olmalı" dedim onu onun lafıyla vurudğumu anlayınca sabır çekerek güldü. "seninle işimiz var zeynep aslantaş" dedi kendi soyadıyla hitap ederek "benimle işin var burak aslantaş" dedim. odadan kuçağımda özgür yanımda burakla cıktım aşagıya indiğimde bulmayı beklediğim burakın boynuna atlayan bir kız değildi ben kıza kısa bir bakış atıp gamze ablanın yanına giderken kız konuşmaya başladı. "burak gelmiş hiç haber vermiysın zaliha teyze" dedi kız burakın boynundan kollarını cekerek zaliha teyze kıza gülümseyerek yanıt verdi. "evet geldi sonunda uşagum" dedi kız hala burak a bakarken gamze ablaya biraz yaklaşıp konuşmaya başladım "abla bu kız kim" dedim bakışlarım kızda ve buraktaydı kız ne kadar gülümsüyorsa burak bir o kadar somurtuyordu. "bu kız yosun bizim uşaga aşık ama bizim uşak hiç yüz vermiyor get kurtar kocanı bu kızdan önceden de hiç sevmiydim bu kızı şimdi de sevmiyrim elti olarakta istemiydim şimdi de istemiyrım hele seni gördükten sonra hiç" dedi onu takmadan buraka baktım o anda göz göze geldik ona somurturken bana gülümseyerek bakıyordu kız onun bir yere baktığını fark edince onun gözlerini takip ederek bana döndü beni gördüğüne memnun olmamış olacak ki gözlerini benden zaliha teyzeye cevirdi. "bu kimdur zaliha teyzecugum" dedi tekrar bana bakarak zaliha teyze bana bakıp yüzünde sinsi gülümsemeyle kıza döndü burakımın karısı gelinum zeynep" dedi kız duydukları ile şaşkınca buraka baktı "s....sen tekrar mı evlendun" dedi burak onu hiç takmadan yanıma gelip yanagıma bir öpücük kondurdu ben hemen utanırken "evet evlendum kucagında ki de uşağımız" dedi kız bu sefer kucağıma baktı "ha...hayurlu olsun ben gideyum anam bekler " diyerek evden cıktı ardından ben öylece bakarken diğerleri gülüyordu "iyi oldu ona bir daha uşagımın etrafında olmaz " dedi gamze abla zaliha teyze de onu onayladı. "diyrim ben ona uşağım seni istemiyi diye ama anlamıyor" dedi "Neyse haydi oturalım artık şu masaya" dedi burak konuyu kapatmak için hepimiz onu onaylayarak masaya oturduk gamze abla cayları katıp yerine oturunca " bir dahakine bana da haber et abla böyle olmuyor" dedim gülümseyerek başını salladı " olur tabi kuzum valla seni ilk gördüğümde rahmetli esra gibi sandım ama değilsin " dedi ben onun cümlesi ile meraklansamda bakışlarımı buraka cevirdim ama o hiç duymamış gibi kahvaltı yapmaya devam ediyordu bende cok düşünmeden kahvaltıya başladım.Burak tavada adını bilmediğim şeye ekmek batırarak bana uzattı bakışlarım ilk elinde ki ekmeği daha sonra onu buldu "bu nedir" dedim burak sorumla gülümsedi ekmeği ağzımın içine koyup konuşmaya başladı. " bu kuymak biz karadenizlilerin vazgeçilmez şeyi" dedi ağzımda ki lokmayı ciğnedikçe gözlerim beğeni ile acılıyordu gercektende harika birşeydi. " gerçektende harika bir şey" dedim lokmayı yuttuktan sonra burak ın sözlerimle gülümsemesi daha bir artmıştı istemsizce bende gülümsedim bakışlarımı diğerlerine çevirdiğimde hepsi bize yüzlerinde hınzır bir gülücükle bakıyordu utanıp başımı yere eğmiştim ki burak ın dediği ile hızlıca ona baktım. "utandurmayun bakayum benum karumu" dedi gülümsemesiyle ben ona şaşkınca bakarken diğerleri kahkaha atıyorlardı... neredeyse bir saatin sonunda özgürü gamze ablaya bırakıp burakla evden çıkabilmiştik ilk işimiz nikah tarihi almaktı ardından ne kadar gamze abla ve zaliha teyze gelinlik deselerde ben mavi sade bir elbise alacaktım burakta takım bakacaktı kendine ve oğluma tarihi ne zamana vereceklerini bilmesekte herşey önceden hazır olmasını istiyorduk nikah tarihi almak için belediyeye geldiğimizde bizi hemen görevli kişiye aktardılar "Buyrun " dedi görevli bizi karşısında iki tekli koltuğu göstererek burak görevli'nin gösterdiği yere oturunca bende karşısına oturdum görevli bize bakmaya devam ederken burak konuşmaya başladı. "Biz nikah tarihi almak için geldik " dedi görevli başını sallayıp önünde ki bilgisayara baktı bir kaç tuşa bastıktan sonra bakışlarını bize çevirdi "Önümüzde ki ayın 25i boş uygunmudur" dedi burak ilk bana bakıp ardından görevliye baktığında "Biraz daha erken'e verir misiniz?" Dedi görevli bilgisayara baksa da başını olumsuz anlamında iki yana salladı. "Tek boş gün o gün beyfendi" dedi burak başını sallayıp ayağa kalkınca bende onunla beraber kalktım "Tamam o güne olur gereken belgeler nelerdir?" Dedi görevli gereken belgeleri söyledikten sonra belediyeden çıkarak gereken belgeleri hazırladık eve geldiğimizde neredeyse akşam olmuştu oğlum dedesi bildiği mehmet amca'nin kucağindaydi mehmet amca geldiğimizi görünce oğlu mi bana verip konuşmaya başladı. "Aldunuz mu uşagım günu" dedi burak oğlumun kokusunu içime çektikten sonra babasına bakarak yanıtladı soruyu "Evet baba önümüzde ki ayın 25'ine verdiler " dedi mehmet amca onu başıyla onayladı geri kalan zamanda ise yemek yenmiş hepimiz yatmak için odalarımıza cekilmiştik ben özgür'ün karnını doğurup altını temizlerken kapı tıklatıldı gelenin kim olduğunu bildiğim için gülümsedim bu saatte ancak burak gelirdi. "Gel burak" dedim benim sesimle kapı açılıp içeri burak girdi "Benim olduğumu nasıl anladın " dedi yatağa oturup özgür'ün kokusunu içine cekerken "Bu saatte anca sen gelirsin odaya " dedim başını onaylar gibi sarıldı "Özgür'ün kimliğini de bana verir misin nikahtan sonra onu üzerime kayıt ettirmek için " dedi birşey demeden basımla onaylayip çantadan kimliği çıkarıp ona uzattım kimliği eline aldığında ilk sorduğu soru "Babası'nın adı mı ali?" Dedi ilk ne dediğini anlamasamda sonradan anlayınca başımı evet anlamında aşağı yukarı salladım "Evet " dedim ne kadar öyle olmasa da hiç birşey demeden kimliği cüzdanına koyarken telefonumdan ses geldi biri mesaj atmıştı telefonum burak'ın olduğu kısımda olunca bana uzatmak için eline aldı bana vermek için uzattığı an ekranda ki mesajı görmüş olacak ki kaşları çatıldı ardından telefonu atar gibi elime tutuşturup odadan çıktı bakışlarım giden burak'ın ardından telefonu buldu gelen mesaj alidendi. Gönderen ali kuşum Yazmıştı ali burak ali diye birinin özgür'ün babası sanıyordu bu mesajı çok yanlış anlamıştı... Yorum oy ve takip yaparsanız sevinirim |
0% |