@serifeuzun
|
Burakın odadan bir anda çıkmasıyla ne yapacağımı bilemedim aliden gelen mesajı çok yanlış anlamıştı zaten hayatımda ne doğruydu ki bu doğru olacaktı. Bakışlarım yatakta mışıl mışıl uyuyan özgüre kaydı yaşadığım herşeyi bu minik prens için katlanıyordum.... Sabah yanımdan gelen seslerle açtım gözlerimi yan tarafa baktığımda burak özgürü dikkatli bir şekilde kucağına almış yüzünü şekilden şekile sokup onu seviyordu gülümsedim gercekten komik oluyordu. Yataktan hafifce kalkıp seslendim ben uyuyorum diye kısık sesle seviyordu. "Günaydın sesli sevebilirsin "dedim sesimle bana baksada cevap vermeden özgürü öperek odadan cıkmıştı arkasında beni şaşkın bir şekilde bırakıp onun bu tavrının dün akşamdan kaynaklandığını biliyordum bir şekilde onunla konuşacaktım ve herşeyi anlatacaktım daha fazla yalana ve yanlış anlamlara gerek yoktu.İlk banyoya girip kısa bir duş aldım daha sonra odaya girip dolaptan siyah bir kot üzerine de gözlerimin renginde yeşil bir kazak alıp hızla giyindim özgürün de üzerini değiştirip odadan çıktım. Aşağıya indiğimde herkes masada kahvaltı yapıyorlardı gülümseyip burakın yanında ki boş sandalyeye oturdum. "Günaydın afiyet olsun" dedim burak yanına oturmamla ayağa kalktı onun ayağa kalkmasıyla hepimiz ona baktık "Size afiyet olsun benim dışarda biraz işim var" diyerek evden cıkmıştı ki hemen arkasında kucağımda özgürle çıkıp ona seslendim sırf dün akşam ki mesele için benimle aynı ortamlarda olmak istemiyordu. "Burak dur" diye arkasından bağırdım tam arabasına binerken sesimle durdu hızlı adımlarla yanına giderek kaşlarımı çatıp ona bakmaya başladım. "Ne oldu birşey diyeceksen de çocuk üşümesin daha fazla" dedi katı bir sesle derin bir nefes alıp konuşmaya başladım. "Bu ne şimdi bir mesaj geldi diye yanımda durmamalar "dedim benimde sesim onun gibi katı çıkmıştı benim sözlerimle kaşları daha fazla çatılırken konuşmaya başladı. "Sorun bir mesajın gelmesi mi sanıyorsun"dedi tıslar bir tonda sorunun bir mesaj olmadığını onun kadar bende gayet iyi biliyordum ama bilmiyormuş gibi davranacaktım şimdilik "Mesaj değilse ne o zaman " dedim benim cevabımla gözlerini yumarak derin bir nefesi dışarı verdi. "Sorun mesaj değil onu atan kişi zeynep o mesajı atan kişinin özgürün babası olduğunu biliyorum " dedi böyle anladığını tahmin etmiştim tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki sözümü keserek tekrar konuşmaya başladı burak "Ne diyeceksen deme zeynep deme sadece şunu bil sadece özgüre yakın olmak için bu evliliği yapacağım ama sadece altı ay sürecek o altı ay boyunca o adamla konuşmanı istemiyorum sahte de olsa benim eşim olacaksın benim nikahımdayken başka bir adamla konuşmanı istemem boşandıktan sonra ne yaparsın bilemem ama altı ay konuşma bende o altı ay boyunca özgürle olayım "dedi beni çok yanlış tanımış yada daha tanıyamamış bende tanıtmasını iyi bilirdim. "Dediklerine dikkat et burak ben senin sandığın diğer kadınlar gibi değilim birinin yanındayken başka adamla konuşacak beni bekle herşeyi anlatacağım "dedim ondan bir cevap beklemeden içeri girip özgürü gamze ablaya bırakıp üstüme bir çeket alıp dışarı çıktım. Burak dediğim gibi beni arabanın içinde bekliyordu. Hızlı adımlarla ona doğru ilerleyip kapıyı açıp arabaya bindim. o bana meraklı bir şekilde bakarken ona kısa bir bakış atıp önüme dönüp konuşmaya başladım. "Beni rahat konuşacağımız bir yere götür " dedim başını sallayarak arabayı çalıştırdı yol boyu ne o konuştu ne de ben arabada resmen ölüm sessizliği vardı. Geleceğimiz yere gelmiş olmalıyız ki arabayı durdurur durdurmaz indi arabadan burak bende derin bir nefes verip arkasından inerek takip ettim onu geldiğimiz yer kayalık bir yerdi ve deniz hemen karşımızdaydı ben büyülenmiş bir şekilde bakarken burak konuşmaya başladı. "Civra "dedi ona anlamaz bir şekilde bakınca "Burasının adı beni tek sakinleştiren yer sen konuşacağımız bir yere götür değince aklıma burası geldi" dedi gülümsedim gerçekten de sakin bir ortamdı benden bir cevap gelmeyeceğini anlamış olacak ki bir kayanın yanına giderek üstüne oturdu bende yavaş adımlarla yanında ki kayaya oturdum. En zor ana gelmiştik nasıl anlatacaktım yaşadıklarımı özgürün hikayesini ben kendi kendime düşünürken burak bana dönerek konuşmaya başladı. "Buraya sessiz kalmak için getirtmedin ne konuşacaksın" dedi konuya bodozlama dalmak daha iyi diyerek hemen konuya girdim. "Özgür benim oğlum değil" dedim ve sustum bakışları denizde olan burak cümlemle başını hızla bana döndü şaşırdığı belliydi. "Ne "dedi sesinden bile belliydi şaşırdığı derin bir nefes alıp devam ettim anlatmaya "Özgür benim arkadaşımın oğlu arkadaşım ona hamile olunca sevinçle bu güzel haberi sevdiği adama vermek için evden cıktı ama bir kaç saat sonra ağlayarak geldi adam haberi alınca onu terk etmiş ali ile adamın evine gittik ona hesap sorduk ama bizi takmadı bile bizde eve geri döndük arkadaşım bu olaydan sonra bebekten vazgeçmişti ama onu doğurması için ikna ettim neyse bebek doğdu arkadaşım onu hiç kucağına almadı hep benimle yatıyordu annesinden çok ben ona annelik ediyordum bir hafta geçmişti bir gün sabah kalktım arkadaşımın odaya bir girdim arkadaşım yok yatakta bir mektup var mektupta gittiğini bebeği bana bıraktığını istersem onu bir yurda bırakabileceğimi söylüyordu bırakamadım" dedim göz yaşlarımla elimle yaşları silip devam ettim anlatmaya "Ali ile beraber özgürü üstüme aldım adını özgür koydum özgür bir çocuk olsun diye kimlikte babası ali gözükse de özgür benim soyadımı aldı neyse daha fazla o evde kalamadım ve baba evime dönmeye karar verdim ve döndüm beni kapıda kucağımda bebekle görünce annem fenalaştı babam bebeği alarak beni bir odaya kapattı özgürü yurda bırakacak beni de tanımadığım biriyle evlendirecekti annem ve evimizin yardımcısı beni gizlice odadan cıkarttılar oğlumu kuçağıma verip kaç dediler sonrasını biliyorsun" dedim bakışlarımı buraka cevirip ilk gözlerinden akan yaşları silip gülümseyerek bana baktı gözlerinde farklı bir duygu vardı. Hayranlık mıydı? Gurur mıydı? Bu gözlerinde gördüğüm duygu ben ona öylece bakarken beni bir anda kendine çekip sarıldı ben onun bu hareketiyle kalakalırken o konuşmaya başladı. " senin ne kadar güzel bir kalbin var zeynep sen normal bir anne değilsin sen hiçbir anneye benzemiyorsun ve iyiki o kadın özgür'ü sana bırakmış senin gibi bir annesi olduğu için çok şanslı seninle gurur duydum" dedi bense hala kaskatı kesilmiş bir şekilde burak'ın kollarının arasında duruyordum istemsiz bir şekilde kollarımı beline sardım ve kokusunu içime çektim bunu isteyerek yaptım kollarının arasında olmak iyi hissetmemi sağlamıştı ama yanlıştı aklım başıma gelince kendimi ondan uzaklaştırarak bakışlarımı tekrar karadenizin sularına çevirdim. "Teşekkür ederim" dedim sessizce duyduğunu biliyordum. "Teşekkür et diye demedim" dedi ama cevap vermedim ne kadar daha orada oturduk bilmiyorum hava yavaştan esmeye başlayınca burak' a baktım "Kalkalım mı hem üşüdüm hemde oğlumu özledim" dedim gülümseyerek ayağa kalktı elini kalkmam için uzatsa da tutmadim arabaya gectiğimizde ikimizde sessizdik burak arabayı çalıştırıp ardından klimayı açtığında kısa da olsa ona bir bakış atıp pencereden dışarıya bakmaya başladım yol boyunca burak yola bende pencereden dışarı bakmıştık eve geldiğimizde burak arabayı park edince arabadan inerek evin kapısına gelerek zil' e bastım ben açılmasını beklerken burakta yanıma gelmişti kapı o tam yanıma geldiğinde açıldığında açana bakmadan içeri girip koltuğa yatırılmış olan oğlumun yanına gidip kucağıma aldım bir iki saatte olsa ozlemistim onu ben özgur'ün kokusunu icime çekerken burak yanıma gelmiş elini bana uzatıyordu onun ne demek istediğini anlayınca gülümseyerek özgür'ü onun kucağına verdim oda ben gibi kokusunu icine cekince yüzümde ki gülümseme daha da artmıştı sanki ona baktığımı hissetmiş gibi burak'ta bakışlarını bana çevirince yüzümde ki gülümseme olduğu yerde dursa da utanmıştim çok utanan bir kız değildim ama burak'ın bana her bakışında utanıyordum burak'ta benim gülümsememe gülümsemeyle cevap vermiş oda bana gülümsemişti o anda yan taraftan gelen bir cıkırt sesiyle ikimizde kendimize gelip bakışlarımızi sesin geldiği yere çevirdik gamze abla elinde ki telefon'a bakıp gülümsüyordu "Ay çok güzel çıktınız ya" dedi telefonu bize doğru çevirirken bizim resmimizi çekmişti ilk resimde burak özgür'ü koklarken ben gülümseyerek burak'a bakıyordum ikincisinde ise burakla göz gozeydik ve birbirimize gülümsüyorduk gerçektende güzel çıkmıştık. Biz bir şey demeden resimlere tekrar bakarken içeri saliha teyze girdi gamze abla kayinvalidesinin girdiğini görünce elimden telefonu hızlı bir hamle ile alıp hemen yanına gitti. 'Ana bak şunlara ne guzelde cıktilar" dedi resimleri saliha teyzeye göstererek o da ilk telefona bakıp ardından bize bakarak gülümsedi. "Oy benum guzularım de kadarda guzel film işler maşallah size" dedi ben utanıp bakışlarımı burak 'a çevirince onun yüzü tuhaf bir haldeydi gülmek ve üzülmek arasında gidip geliyordu... 1 ay sonra ... O günün üzerinden neredeyse bir ay geçmiş özgür bir aylık olmuş burakla aramız iyiydi ama yinede mesafeliydik bu gün nikah günümüzdü ben ve burak hariç diğerleri oldukça heyecanlıydı. "Gel" dedim kapı açılıp burak başını içeriye uzatınca ona baktım o da bana bakıyordu ama gözlerime değil ayak parmak ucumdan başlayarak beni inceliyordu onun incelemesi beni rahatsız edince hafifçe kıbırdandim o benim hareketimle bakışlarını gözlerime çevirdi "Memur geldi hazırsan inelim aşağıya " dedi onu başımla onayladim "Hazırım inelim" dedim nikahı evin bahçesinde istemiştim ne kadar saliha teyze ve gamze abla itiraz etsede ben ısrar edince bir şey diyememişlerdi burak koluna girmem için kolunu bükünce itiraz etmeden koluna girdim onunla beraber odadan çıkıp merdivenlerden inerken derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Sana söylemem gereken bir şey var " dedi sesi sıkıntı doluydu. "Söyle" dedim merdivenlerden yavaş yavaş inerken "Bugünden sonra aynı odada aynı yatakta yatacağız ama asla gerçek karı koca olmayacağız " dedi onun bu sözleriyle gözlerimi devirdim " oradan bakınca seninle karı koca olmaya meraklı biri gibi mi duruyorum bilmiyorum ama seninle sadece özgür için evlendiğimi bil" dedim başını salladı. "Birde odamda esra' nın fotoğrafları dolu onları asla kaldırmam " dedi bu sözüyle şok olmuş bir şekilde ona baktım "Bak tamam esrayı seviyorsun ama benimle kalacağın odada eski karının fotoğrafları olmasını istemiyorum o odada bende kalacağım ve ne kadar sahte de olsa kocam olacaksın ve kocamın eski karısının fotoğraflarına bakıp uyumak istemiyorum"dedim merdivenleri inmiştik cümlem bitince o ise dediklerime kısa bir cevap verdi ve biz bahçe ye çıktık "Senin isteyip istememen umrumda değil" dedi Kırıldım ama yansıtmadım yansıtamadım nikah masasına büyük alkışlarla giderken ikimizinde yüzünde sahte gülücükler vardı ama kimse bu gülücüklerin sahteliğini anlamadı bakışlarım dedesinin kucağındaki özgür'ü buldu üzerinde küçük bir takım vardı senin için dedim içimden her şeye senin için katlaniyorum masaya gelince yerlerimize oturduk bakışlarımız nikah memurunda nikah memuru derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Buraya bu harika çiftin nikahını kıymaya mutluluklarına şahitlik etmeye geldik siz oğuz burak aslantaş kimsenin baskısı altın da kalmadan kendi hür iradenizle zeynep koksuyu eşiniz olarak kabul ediyor musunuz? "Siz zeynep koksu hanım kimsenin baskısı altın da kalmadan kendi hür iradenizle oğuz burak aslantaş'ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Dedi Derin bir nefes aldım bakışlarım tekrardan burak' ı buldu gözlerimde ne anladı bilmiyordum ama burukca gülümsedi bakışlarımı ondan çektim ve bana bakan kalabalığa baktım hepsi vereceğim cevabı bekliyordu gözlerim ozgür' ü buldu "Evet" dedim benim cevabımla biraz önceki alkış tufanı yeniden koptu ama benim bakışlarım oglumdan hiç cekilmedi içimden tekrarladım cevabımı ama kimse duymadı... "Evet başkasını seven ölmüş olsada sevmeye devam eden bir adamı eşim olarak kabul ediyorum beni eski karısı'nin fotoğraflarıyla dolu bir odada yatmaya zorlaya bir adamı oğlum için eşim olarak kabul ediyorum" |
0% |