@sessizbiri_w
|
Yazarın Bakış Açısından
Sevdiğiniz biri acı çekse ne hissederdiniz? Korkar mıydınız, üzülür müydünüz? Yada onla birlikte acı mı çekerdiniz?
Salonda oturan dört genç nasıl tanışmış olabilir dersiniz? Onlar aslında kimdi?
Onlar yalandan oluşan doğrulardı. Belki çoğu şeyi yalandı ama onların birbirine olan bağı; yalan olamayacak derece güçlüydü.
Birine bir şey olsa diğerinin canı yanardı; acısını kendinde hissederdi. O dört kişi yabancı mıydı peki?
Belki evet, belki hayır.
Mahir'e sarılı olan genç kadın sayıklamaya başlayınca hepsi gerilmişlerdi. Çünkü bilirlerdi; biricik Lenaları ilaçla uyurdu, onla sakinleşirdi. Bu onlara acı versede yapacakları hiç bir şey yoktu.
Ona iyi gelen şeyi acı çektirme pahasına alamazlardı..
Genç kadının küçük bedeni titremeye başlayınca üçü de paniklemiş sanki ölecekmiş gibi davranmaya başlamışlardı.
Onlar kan bağı olmayan kardeşlerdi. Kardeş olmak için illa kan bağı mı olması lazımdı? Peki kan bağı lazımsa onlar neydi?
Özgür kalktığı gibi sanki elinde kırılacak bir porselen bebek taşır misali genç kadını alınca kapıya yöneldi.
" Sakin ol Özgür, sakin ol adam akıllı davran. Onu sevdiğini biliyoruz, bizde sevmiyor muyuz lan onu? Anahtar çekmecede al onu."
Özgür kucağında minicik kalan bedene baktı. Titremeleri artmış, terlemeye başlamıştı.
" Kahretsin! Adam akıllı düşünemiyorum kahretsin!"
Mahir ,kendini toparlamak için sirkelenip kapıya doğru koşunca ortam daha da hareketlenmişti.
Çekmeceden anahtarı alıp arabaya hızlı bir şekilde yöneldiler..
*
Yol Özgür'ün öfkesi, Mahir'in telaşı, Ünal'ın sakinleştirme çabaları ile bitmiş, hastaneye varmışlardı.
Genç kadın hızlıca bir odaya alınmış, gerekli işlemler başlatılmıştı.
" İlaçlarını almadı değil mi bugün?" Özgür'ün bakışları küçük kadının bulunduğu odadayken cevap verdi.
" Üç seçenek var; bir, ilacı bitmiştir. İki; ilacını almamıştır. Üç; o saçma ilaçları içmiş ama yetersiz gelmiştir."
" İlacın dozu zaten yüksek değil mi? Neden yetersiz gelsin ki?" Lena'yla konuşurken söylemişti; eğer ilaçların dozu daha fazla yükselirse durumu daha da kötüye gidiyor olacağını..
Hemen aklından gelen düşünceyi def etti Mahir kardeşine bir şey olmazdı. Onun kadar keçi inadına sahip birini tanımamıştı.
Ünal yere bakıyordu. Lena'nın dediklerini içinden tekrarlıyordu. " Güçsüz gözükmek ağlamak değildir. Kalbinde biriken acılardır gözyaşları. Bırak gitsin o acıları, ne gerek var biriktirmeye oğlum, kumbara mı senin kalbin?" Bu sözünü unutmazdı asla. Her canı acıyıp ağlamak istediğinde aklına hep o sözler gelirdi.
Özgür, küçük kadının kapısına bakıyordu. Uyanacağını biliyordu, ama içindeki garip hisse de engel olamıyordu.
Lena.. o Özgür'ün herşeyiydi. Özgür' e sorsalar dünya ne demek diye; Özgür'ün cevabı zaten belli değil miydi? Dünya; saçlarını gecenin karasından alan ela gözlü o kadındı..
Onlar düşüncelere dalmışken bir yandan da akıllarında başka soru vardı; Lena uzun zaman sonra tekrardan kriz geçirmişti. Nedeni yoktu, neden olmuş olabilirdi?
Onlar bunlara cevap ararken doktoru odasından çıkmış onlara doğru dönmüştü.
" Lena Bozkurt'un yakınları?" Mahir hiç bekletmeden " Abisiyiz. Noldu birden, iyi mi?"
" Sakin olun. Lena hanım şuan iyi. Fakat son zamanlarda dikkatinizi çeken bir durum oldu mu kendisinde?"
" Ne gibi?" Diye sordu Özgür. Ne olmuş olabilirdi ki.
" İlaçtan önce zehirlenip zehirlenmediğine de baktık. Düşündüğümüz gibi hem ilaç hem de midesi yüzünden böyle olmuş. Fakat midesini yıkamak için açtığımızda, karnında ve göğüs kısmında yaralar mevcuttu. Bakın bunu sormak istemezdim fakat Lena hanım şiddet mi görüyor?"
O an onlar için dünya tekrar yıkılmıştı...
🥂
yorum ve oylarınızı lütfen eksik etmeyin. iyi okumalar ve güzel yıldızlı geceler dilerim..🍷 |
0% |