Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@sessizhikayelerim

2. Bölüm

İnsanların neler yapabileceğine hiç kimsenin aklı ermiyor. Beklenmedikler hayatın parçası peki ya değişimler?

Gizem bana doğru yürüyordu. Ancak bana değil Hürkan'ın yanına yanaştı.

"Hürkan, Ömer çağırıyor bu geceki yemek için. Geliyorsun dimi?”

"Neyden bahsediyorsun Gizem?"

"Bu geceki ya nasıl unuttun mu?"

Neyden bahsediyorlardı bilmiyordum. Ama bildiğim tek şeyin Gizemden nefret ettiğim. Nasıl bu kadar hızlı olmuştu bu küslük anlımıyordum. Ancak olan o ki Gizemde yaptığından pişman değildi. Hürkan'a döndüm. Diyeceğini merak etmiştim.

"Ben gelmiyorum ne yemeği?"

" Hadi ama gelmelisin"

Bunlar konuşulurken sadece Hürkan'a bakıyordum. Birden Gizem bir bakış attı bana. Anın yürümeye başladım. Ne Hürkan ne de Gizem arkasını döndü. Bu benim umurumda olmamalıydı. Çok geçmeden unuttum. Gün sonunda hiç bir şey olamamış gibi devam ettim. Eve geldiğimde her zamanki gibi kitap okudum yemek yedim derken uykuya dalmışım.

Bir dakikalığına telefonum çaldı. Bakmak istemedim, ama telefonun zil sesine dayanamadım. Açtığımda hiç kimse konuşmadı ve kapattım. Anında kapım çaldı. Saate baktığımda üç buçuk olduğunu gördüm. Kim bu saatte kapı çalardı ki. Yataktan doğrulurken aynı numaranın tekrar tekrar aradığını gördüm. Neler oluyor diye haykırdım. Dışardan çıt çıkmıyodu. Yataktan çıkamadım. Aynı numaranın tekrar tekrar aradığını görünce iyice gerildim. Cesaretimi toplayıp yataktan indim. Merdivenlerden aşağıya indim. Kapı ben inerken iki üç kere tekrar çaldı. Bunun bir şaka olduğunu düşünüp kapıya kadar gelecek cesareti topladım. Kapıdan artık ses gelmiyordu kapıyı araladığımda ise hiç kimse yoktu. Ne oluyor ya kim bana neden böyle bir şaka yapmak ister ki. Evde tek olduğum için iyice gerildim. Ne yapacağımı bilemedim kapıyı kapattım ve kilitledim(çok işe yarıyacakmış gibi)

Bir az bekledim televizyonu açıp. Kulağıma sesler çınlıyordu. Belki de bana öyle geliyordur diye çok umursamadım. Fakat on beş dakika içinde on beş kere aynı sestonun da aynı kişiymiş gibi bağırışmalar duymaya başladım. Artık emindim biri veya birileri bağırıyor hatta çığlık atıyordu. Polisi aramak geldi içimden. Ama daha ne olduğunun kimin veya kimlerin bağırdığını bilmiyordum. Belki de kimse konuşmuyordu bile. Beklemeye karar verdim. Bir az daha bekleyince artık her kimse beni kurtarın çığlıkları atıyordu. Hem de neredeyse tüm mahalleyi ayağa kaldıracak kadar. Dayanamadım tekrardan cesaretimi toplayıp elime beyzbol sopasını hissederk dışarı çıktım. Sesin nereden geldiğini çözmeye çalışıyordum. Ses bizim çok yakın bir komşumuzun arka bahçesinden geliyordu. Bahçe sessiz ve basık bir his uyandırıyordu. Sessiz adımlarım susturarak kapıya ulaştım. Kapıyı çaldım. Evde değillerdi. Belki uyuyorlardır dedim. Cama bir kaç kez taş attım. Ama ne bir ses nede hareket vardı.

Ne yapacağımı bilemedim. Yapacak bir şey yoktu o an da tek çare çığlıkların olduğu tarafa doğru yöneldim. Elimdeki sopayı kaldırdım havaya. Titriyen ellerimden kayıp gidecekmiş gibi hissediyordum. Bu his beni daha güçlü kıldı. Titriyen elimle değişik renk tonlarına boyamış olduğum sopamı tutum. Sesler artık çok yakında idi. Bir ağacın arkasından gelen sesler beni kendine çekiyordu. Ve orda

Loading...
0%