Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1 . BÖLÜM

@sessizkiz22

keyifli okumalar dilerim herkese lütfen vote ve yorum yapmayı unutmayın hepinize kucak dolusu sevgiler gönderiyorum balımlar ❤️

 

 

 

İNSTAGRAM : @RAZİYE_MLL22

 

 

 

KİTABIN ŞARKISI : NURETTİN RENÇBER :SÖYLE SUNAM...

 

 

 

❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️

 

 

 

Arkama bakmadan tekrardan kaçtım,

 

Yediğim dayaklar artık canıma tak etmişti " gülçiçek kaçma kız" diyen Erkut abimin sesi ile dahada hızlandım. Nereye gittiğimi kime gittiğimi bilmiyordum ama artık burada kalamazdım, sırf para uğruna beni istemediğim bir adam ile evlendirmek istemleri artık son damla olmuştu.

 

 

 

Hızla kasabanın sokaklarından çıktım ve doğruca ormana gittim, ormanın derinliklerine girdiğim de artık ayaklarım beni taşıyamaz hale geldi ama durmadım Biraz daha koştuğum da .

 

 

 

Dizlerim artık bir süre beni taşımayacak hale geldi ve kendimi bir ağacın gölgesine attım. Koşmaktan yeteri kadar yorulmuştum ama duramazdım eğer peşimden geliyor ise beni bulmaları an meselesiydi , nefesimi düzene soktum ve sonra tekrar koşmaya başladım .

 

 

 

Duramazdım, kalamazdım burada bu topraklarda. Ormanın derinliklerinden çıkıp kendimi ana yola attığımda yolda tek bir araba dahi yoktu " lütfen lütfen tek bir kişi Allah rızası için" diye yalvardığım sırada arkada bir el silah sesi duydum . Korkuyla arkama baktım, beni bulmuşlardı acele etmem gerekiyordu ve o ara aklıma gelen şeyi yapmak zorundaydım ve aklıma gelen şeyi yaptım hızla kendimi yola attım, yola kendimi attığım da en son hatırladığım şey ise bir arabanın lastiklerin asfaltta çıkardığı kulak tırmalayıcı sesleriydi.

 

 

 

💛💛

 

 

 

Belli belirsiz sesler dönüyordu kafamın içinde " korkulacak bir şey yok sadece vücudu bitkin düşmüş hepsi bu onun dışında kırık yada bir doku zedelenmesi yok" diyordu, bu ses bir doktora aitti sanırsam. İçimi yiyip bitiren tek bir şey vardı beni bulmuşlar mıydı?

 

 

 

Bir süre sonra doktorun açıklama yaptığı kişi " peki doktor bey teşekkür ederim" dedi tok bir erkek sesi. Sesin sahibi tanıdık değildi demek ki beni bulmamışlardı. Ama beni onlar bulmamış ise kim bulmuştu?

 

 

 

Doktor " ailesine haber verilmesi gerekiyor birazdan hastane polisi gelicek tir" dediğinde diğer adam

 

" gerek yok ben kendisini tanıyorum zaten gerekir ise ben ailesine haber veririm" dedi. Beni bulan adam beni tanıyormuydu iyide nasıl olur? Kimdi bu adam benim tanımadığım ama beni tanıyan.

 

 

 

Doktor " peki o zaman bir süre sonra tekrar gelirim tekrar geçmiş olsun" dedikten sonra adım sesleri ve kapı kapanma sesi duydum anlaşılan doktor çıkmıştı, peki o çıkmışmıydı?

 

 

 

Bir süre sonra yan tarafımda sandalye çekilme sesi ile hafif gözlerimi araladım, başımı yavaşça ondan tarafa çevirdiğimde yaprak sarısı gözleri ile karşılaştım " uyandın demek ha" dedi sakin bir şekilde, bakışlarımı ondan kaçırdım. O ise öne doğru eğilerek dizlerine dirseklerini koydu " beni tanımadın değil mi gülçiçek" dediğinde bakışlarımı tekrar ona çevirdim. Adımı biliyordu beni biliyordu.

 

 

 

" tanıyamadım" dedim çekingen bir ses tonum ile, bir eli ile çenesinde ki sakalları kaşıdıktan sonra anlıyormuş gibi başını salladı " gerçi haklısın bunca zaman sonra bende seni zor tanıdım" eli ile boynumu işaret etti

 

" boynunda ki güle benzeyen doğum leken olmasaydı" dediğinde yattığım yerden doğruldum " kimsin sen" diye sordum.

 

 

 

O ise arkasına yaslanıp koltukta yayıldı " hiç bir fikrin yok değil mi gülçiçek" dediğinde onu süzdüm, esmer tenli, kirli bir sakala ve sivri çeneye sahipti, elmacık kemikleri ise hafif belirgindi ve tenine zıt yaprak sarısı gözleri ise çok güzeldi " kimsin sen" diye tekrar sorduğumda nefesini bezgince dışarı verdi " geçmişimi iade etmek için yıllar sonra topraklarıma dönmüş bir adamım" dediği sırada aklımda şimşekler çaktı " sen o sun" dedim şaşırmış bir şekilde " nasıl olur sen yıllar sonra bu topraklara" dediğim de öne doğru eğildi ve tekrardan dirseklerini dizlerine koyup gözlerini kısarak " Ben ya gülçiçek yıllar sonra tekrar buradayım sahi kaç sene oldu 10 yada 20 hangisi sence" dediğinde neredeyse küçük dilimi yutacaktım

 

 

 

Benden bir cevap alamayınca "10 sene kos koca 10 sene oldu gülçiçek" dedi kendi sorusunu cevaplayarak. Bu anı bir çok kez kurmuştum ama böyle değil bu şekilde değil " sen beni nasıl buldun" diye sorduğumda arkasına yaslanıp

 

" önüne atladığın arabanın sahibiyim" dedi

 

 

 

Bakışlarımı pencereden dışarı çevirdim, akşam olmak üzereydi ve beni abimler büyük ihtimalle arıyorlardı " merak etme hallettim ben" dediğinde bakışlarımı ona çevirdim " nasıl yani" diye sorduğumda omuz silkti " boş ver sen onu sen onlardan mı kaçıyordun" diye sordu

 

Evet anlamında başımı salladım.

 

 

 

Bezgince nefesini dışarı verip

 

" değişmemişler hiç" diye mırıldandı

 

Bir süre ikimizde konuşmadık, aramızda ki sessizlik uzadığında sessizliği bozan ben oldum " boran sen bu topraklara ailenin intikamı için mi döndün gerçekten" diye sordum çekinerek, boran nefesini dışarı verip

 

" evet onun için döndüm ve vazgeçmeye niyetim yok" dedi kararlı bir ses ile

 

 

 

" peki neden niye bunca sene sonra" diye sordum, boran soruma karşılık ayağa kalktı ve pencerenin önüne gidip arkasını bana döndükten sonra elleri ile saçlarını karıştırdı ve ellerini ensesinde birleştirdi

 

" sorma bana hiç bir şey" dedi

 

 

 

Ses tonundan belliydi öfkelenmişti

 

" boran" dedim sakin ses tonum ile, boran ona seslenmem ile arkasını hızla bana döndü " sakın gülçiçek sakın senin karşında o boran yok o küçük boran yok" dediğinde " niye?" diye sorduktan sonra hemen arkasından ekledim " sen kabul etsende etmesende benim için hayla boran sın"

 

 

 

Boran derin bir nefes alıp verdikten sonra gözlerini kapattı, bir süre öyle kaldıktan sonra gözlerini geri açtı, gözlerine baktığımda sarıya çalan gözleri artık eskisi gibi değil bambaşka biri gibi bakıyordu. Boran bir adım ile yatağım ile arasını kapattıktan sonra ellerini yatağın kenarına koyarak üzerime doğru eğildiğinde istemsizce başımı geri çektim. Boranın kokusu burnuma dolduğunda eski kokusu gibi değildi başkaydı hatta o kadar başkaydı ki bu kokusundan nefret ettim.

 

 

 

Dili ile dudaklarını ıslatıp " artık o boran yok Azer var Azer boysal" dedi ve bir süre dudaklarıma baktıktan sonra tekrar gözlerini gözlerime çevirdi " Ve bundan sonra bana boran demeyi bırak olur mu gülçiçek çünkü ben artık boran değilim azerim, hayatımı karartanların adımın anlamı gibi hayatlarını yakmaya geldim ve bu yolda durmaya niyetim yok. Kimseyi de dinlemeye de niyetim yok, o yüzden sana tavsiyem bu yolda yoluma çıkma olur mu çünkü Azer olan ben istemediğim şeyler yapacak türden " boran konuşup bitirdikten sonra yutkundum çünkü boran cidden sandığımdan da değişmişti.

 

 

 

Dudaklarımı aralayıp bir şey diyeceğim sırada boran hızla benden uzaklaştı ve

 

" dinlen ben çıkıyorum birazdan bir adamım gelecek seni evine götürecek " dedi ve koltuğun üstünde ki ceketini alıp giydikten sonra kapıya gitti. Kapıyı açmadan ve bana dönmeden

 

" dediklerimi unutma gülçiçek bu yolda karşıma çıkma ve senden ricam bana boran demeyi bırak artık ben azerim ve Azer olarak kalacağım " dedikten sonra kapıyı açtı ve hızla dışarı çıktığında arkasından kapı Aralık kaldı.

 

 

 

Ben ise şaşkın gözler ile öylece kapıya baka kaldım çünkü boran cidden bu kadar değişmiş olamazdı benim tanıdığım boran boysal bu olamazdı. Aklıma bir ara boranın dediği geldiğin de yutkundum bir keresinde " eğer ben bir gün Azer boysal olur isem adımın anlamı gibi herkesi yakıp küle çevirim ve arkamda ki enkazı ve insanları düşünmeden çeker giderim demişti" Ve şimdi boran Azer boysal olmuştu.

 

 

 

Bu topraklardan gider iken boran boysal olan adam bu topraklara geri döndüğün de ise Azer boysal olmuştu.

 

 

 

😔😇

 

 

 

1 hafta sonra...

 

 

 

Elimde ki fotoğrafa uzun uzun baktım, yüzü gülen iki çocuk vardı. Biri kız biri erkek, ikiside çok mutluydu diğer fotoğrafı yatağın üzerinden aldım, bir adam vardı yabancı herşeyi ile yabancı bir adam, yaprak sarısı gözleri soğuk sonbaharı andırıyordu, yüzünde ise gülümsemenin en ufak bir kırıntısı bile yoktu, yüz hattı gergindi dudakları ise sanki mühürlenmiş gibiydi.

 

 

 

ilk fotoğraftaki çocuğu tanır iken son fotoğrafta ki kişiyi tanıyamıyordum, çocukluk fotoğrafında ki kişi bana yabancı gelmez iken genç adam hali bana her şeyi ile yabancıydı. Bakışı, yüzü kısacası kendi yabancıydı.

 

 

 

Kapının tıklanması ile panikle fotoğrafları yastığın altına sakladım, soğuk kanlı bir şekilde " evet" dediğimde evin hizmetlisi " gülçiçek hanım abiniz Erdal bey sizi çağırıyor hemen gelsin dedi" dediğinde nefesimi dışarı verdim. Abim beni neden çağırıyor du ki yoksa yine evlendirme mevzusu mu? Sanmam mümkün değil boran abimlere her ne dedi ise eve geri geldiğimde hiç bir şey dememişler di.

 

 

 

Kapıda ki hizmetçiye " geliyorum" diye bağırdım, hizmetlinin bir süre sonra ayak seslerini duyduğum da yataktan kalktım. Üstümü başımı düzeltim ve odadan dışarı çıktım, aşağıya inen merdivenlere yöneldiğim sırada

 

" buraya gel gül çiçek" diyen Erdal abinin sesi ile yukarı ya tırmandım.

 

 

 

Yukarıya çıktığım da Erdal abim eli ile tekli kahve köpüğü koltuğu işaret etti

 

"otur konuşacaklarımız var" demesi üzere Erdal abimi ikiletmeden gösterdiği yere oturdum. Erdal abi arkasına yaslanıp Babamdan kalan tespihi çekmeye başladı ben ise gergin bir şekilde abimin ağzından çıkacak kelimeleri bekliyordum.

 

 

 

Abim nefesini dışarı verip " konuyu geveleyip gevelemeden direk gireceğim ama senden ricam düşünmen gülçiçek kardeşim" dediğinde başımı salladım

 

" peki abi"

 

 

 

Abim yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarını kaşıktan sonra " bir Talibin var gülçiçek" ağzımı açıp tam bir şey diyeceğim sırada abim elini kaldırıp susturdu " dinle Talibin iyi biri tanıdık biri hatta, uzun yıllar sonra bu topraklara geri dönen biri" dediğinde

 

Aklıma tek bir kişi geldi.

 

 

 

Olabilir miydi? Bana yoluma çıkma diyen adam ola bilir miydi?

 

 

 

" kim peki?" diye sorduğumda abim

 

" Azer boysal eğer istersen çağıralım gelsinler" dedi, abimi umursamadan hızla ayağa kalktım ve geldiğim gibi merdivenlerden aşağıya indim. Abim ise arkamdan ne kadar gülçiçek desede duymazdan gelip hızla Konaktan dışarı çıktım.

 

 

 

Hem bana bu yolda yoluma çıkma demişti hemde beni abilerimden istetmişti sebep? Neden? niye?

 

 

 

Hızla ara sokaklardan geçtim, kaç gece bu sokaklardan arkama bakmadan kaçmıştım yada kaç gece bu sokaklar acılarıma dayak yiyişime şahit olmuştu. Boranın konağının önüne nihayet geldiğimde kapıda ki korumalardan biri " kimsin bacım ne istiyorsun" dediğinde nefes nefese

 

" boran boysal ile görüşmek istiyorum evde mi kendisi" dedim boran demem ile korumalar bir birine baktı ve sonra bana dönüp " boran diye biri yok burda" dediğinde bir adım geri attım.

 

 

 

Çenemi kaldırıp " boran ağa çık dışarı evdesin biliyorum çık dışarı" diye bağırdım. Korumalar benim bağırmam ile kapıdan ayrılıp bana doğru bir adım attığın da kapı açıldı ve dışarı boran çıktı " sakın dokunayım demeyin" diye korumaları uyardı. Az önce ki bana cevap veren koruma " Azer bey kusura bakmayın bağırınca" dediğinde boran

 

" neyse ne geçin yerinize" demesi üzere korumalar kapıya yerlerine geçtiler.

 

 

 

Boran ise kapıda durmayıp yanıma geldi " ne oluyor gülçiçek" dedi. Sanki hiç bir şeyden haberi yokmuş gibi.

 

Boranın sorusuna karşılık güldüm

 

" cidden birde utanmadan soruyor musun boran ne oldu diye" boran soruma karşılık nefesini dışarı verdi

 

" evet gülçiçek ne oldu" demesi üzere öfkeyle göğüsünden ittirdim. Boran benim ittirmem ile bir adım geri sendeledi. Korumalar ise bana doğru adım atacağı sırada boran " sakın yerinizden kıpırdamayın sakın" diye uyardı. Boranın uyarısı ile korumalar oldukları yere çivilenmiş gibi kaldılar.

 

 

 

" anlaşılan haber gelmiş sana" dediğinde hırsla bağırdım " sen ne istiyorsun boran. İntikam için yemin etmiş Bir adam beni eş diye neden ister" diye bağırdıktan sonra elimi saçıma attım ve yüzümün önüne düşen saçı kulağımın arkasına sıkıştırdım sonra da Borana sakin bir şekilde

 

" bu yolda yoluma çıkma diyen sen değilmiydin boran boysal Şimdi ne değişti" diye sordum.

 

 

 

Boran umursamaz bir şekilde kollarını göğsünün üzerinde birleştirdi, bu hali ile tehlikeli gözüküyordu. Üzerinde ki siyah yakalı tişörtü ve siyah kot pantolon ve siyah botları ile nefes kesici gözüktüğü yetmezmiş gibi çevresine korkutucu bir hava salıyordu. " abinler rahat durmadı kulağıma bir şeyler geldi yine seni başka birine vereceklermiş ve bu adam iki eşli kısacası kuma olarak verecekler" başımı inanmıyormuş gibi salladım " hayır abimler yapmaz yani Erdal abim yapmaz" dediğimde boran yanıma gelip kollarını çözdü ve ellerini omzuma koydu " ister inan ister inanma ama cidden yapacaklar bunu gülçiçek senin için aldım bu kararı" dedi.

 

 

 

Boranın ellerini omzumdan ittirdim ve hırsla " madem onlar beni kuma vericek sen peki sen boran" boranın sonbaharı andıran bakışları kısıldı sanki bir duygusunu saklamak ister miş gibi.

 

 

 

" sen intikam için yemin etmiş Bir adamsın yarının belli değil iki gün sonra çekip gidecek bir adamsın şimdi kalkmış beni istemişsin onca şeye rağmen" dediğimde boran benim aksime sakin bir şekilde " gitsem bile senin ile giderim gül çiçek seni bırakmam gerçek karı koca olmayız ama hiç değil ise eskisi gibi" dediğinde keyiften uzak güldüm " cidden mi ya sence eskisi gibi ola bilir miyiz" Boran ile aramızda ki mesafeyi kapattım ve dibine girip işaret parmağımı kaldırdım sonra da karanın kalbinin üzerine bastırdım " bizim eskisi gibi olmamız için bana eski boran gibi bakman lazım ama gel gör ki sen eski boran gibi bakmıyorsun bana"

 

 

 

Boran başını bana doğru eğdiğinde istemsizce başımı geriye kaçırdım

 

" sence ailesi sevdileri alınmış bir adam nasıl bakacak gülçiçek bana söyler misin? Herşeyi geçtim bu hayatta tek başına bırakılmış bir adam nasıl bakması lazım gülçiçek" dediğinde yutkundum.

 

 

 

Allah kahretsin boran haklıydı, karşımda ki adam ailesini gözlerinin önünde katletmişlerdi ve kim olsa onun yerinde öyle bakardı.

 

 

 

Boranın sorusuna karşılık " Ben sadece" dediğimde boran sözümü kesti

 

" her neyse gülçiçek şunu unutma ben bu yola çıktım evet bu yoldan dönmeyeceğim evet ama seni de bu yolun içine sokmayacağım aksine sana çizdiğim yollar benim kendime çizdiğim yollardan daha güzel olacak." dedikten sonra derin bir nefes alıp verdi " düşün gülçiçek karar senin ha dersin ben evlenmem senin ile " konağın kapısını işaret etti" bu kapı sana her türlü açık ben sadece dedikodu falan olsun istemiyorum o yüzden şimdi düşün taşın kararını ver ben burdayım "dedikten sonra arkasını döndü ve korumalara" gülçiçek hanımı evine kadar bırakın " diye emir verdi.

 

 

 

Kapıda ki korumalar boranı başı ile onayladılar, boran Konaktan içeri girmeden arkasından" peki neden boran tek dert dedikodu olması mı?" diye sordum. Boran sorum ile kapının eşiğinde durdu ve bana dönmeden

 

 

 

" insan bazen söz geçiremiyor bazı şeylere gülçiçek ve bende söz geçiremedim " dediğinde" kime söz geçiremedin boran " diye sordum.

 

 

 

Boran başını çevirip" boşver bazen bende anlamıyorum kime söz geçiremediğmi " dedikten sonra önüne döndü ve hızla içeri girdi.

 

 

 

Boran tam olarak neyi kast etmişti hiç bir şey anlamamıştım tek anladığım bu hikayede yanan yine boran ile biz olacaktık....

 

 

 

🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍

 

 

 

( ayyyy boran için aşırı heyecanlandım, boran gibi bir adamı yazmak biraz zor olacak gibi ama hiç değil ise denemiş olacağım onu neyse nasıl buldunuz bakalım ilk bölümü inşallah beğenmişsinizdir. Henüz buna bir gün ayarlayamadım maalesef ki anlaşılan bölüm yazdıkça atacağım neyse diğer bölümde görüşmek üzere kendinize cici bakın balımlar ❤️)

 

 

 

Loading...
0%