Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Tanıtım

@sessizkiz22

İkinci kurguma hoş geldiniz inşallah bunu da sonsuz sevda gibi beğenmenizi diliyorum ❤️

 

 

 

Başlama tarihlerinizi alayım

 

lütfen 😇

 

 

 

Kitabın şarkısı : Nurettin rençber söyle sunam ( şarkıyı ilerde çok duyacaksınız kitapda 🤭)

 

 

 

❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️

 

 

 

Dizlerim artık bir süre beni taşımayacak hale geldiğin de kendimi bir ağacın gölgesine attım. Koşmaktan yeteri kadar yorulmuştum ama duramazdım eğer kaçtığımı anlamışlar ise beni her yerde arıyor olmalılardı, nefesimi düzene soktum ve sonra tekrar koşmaya başladım .

 

 

 

Duramazdım, kalamazdım burada bu topraklarda. Ormanın derinliklerinden çıkıp kendimi ana yola attığımda yolda tek bir araba dahi yoktu " lütfen lütfen tek bir kişi Allah rızası için" diye yalvardığım sırada arkada bir el silah sesi duydum . Korkuyla arkama baktım, beni bulmuşlardı acele etmem gerekiyordu ve o ara aklıma gelen şeyi yapmak zorundaydım ve aklıma gelen şeyi yaptım hızla kendimi yola attım, yola kendimi attığım da en son hatırladığım şey ise bir arabanın lastiklerin asfaltta çıkardığı kulak tırmalayıcı sesleriydi.

 

 

 

💛💛

 

 

 

Belli belirsiz sesler dönüyordu kafamın içinde " korkulacak bir şey yok sadece vücudu bitkin düşmüş hepsi bu onun dışında kırık yada bir doku zedelenmesi yok" diyordu, bu ses bir doktora aitti sanırsam. İçimi yiyip bitiren tek bir şey vardı beni bulmuşlar mıydı?

 

 

 

Bir süre sonra doktorun açıklama yaptığı kişi " peki doktor bey teşekkür ederim" dedi tok bir erkek sesi. Sesin sahibi tanıdık değildi demek ki beni bulmamışlardı. Ama beni onlar bulmamış ise kim bulmuştu?

 

 

 

Doktor " ailesine haber verilmesi gerekiyor birazdan hastane polisi gelicek tir" dediğinde diğer adam

 

" gerek yok ben kendisini tanıyorum zaten gerekir ise ben ailesine haber veririm" dedi. Beni bulan adam beni tanıyormuydu iyide nasıl olur? Kimdi bu adam benim tanımadığım ama beni tanıyan.

 

 

 

Doktor " peki o zaman bir süre sonra tekrar gelirim tekrar geçmiş olsun" dedikten sonra adım sesleri ve kapı kapanma sesi duydum anlaşılan doktor çıkmıştı, peki o çıkmışmıydı?

 

 

 

Bir süre sonra yan tarafımda sandalye çekilme sesi ile hafif gözlerimi araladım, başımı yavaşça ondan tarafa çevirdiğimde yaprak sarısı gözleri ile karşılaştım " uyandın demek ha" dedi sakin bir şekilde, bakışlarımı ondan kaçırdım. O ise öne doğru eğilerek dizlerine dirseklerini koydu " beni tanımadın değil mi gülçiçek" dediğinde bakışlarımı tekrar ona çevirdim. Adımı biliyordu beni biliyordu.

 

 

 

" tanıyamadım" dedim çekingen bir ses tonum ile, bir eli ile çenesinde ki sakalları kaşıdıktan sonra anlıyormuş gibi başını salladı " gerçi haklısın bunca zaman sonra bende seni zor tanıdım" eli ile boynumu işaret etti

 

" boynunda ki güle benzeyen doğum leken olmasaydı" dediğinde yattığım yerden doğruldum " kimsin sen" diye sordum.

 

 

 

O ise arkasına yaslanıp koltukta yayıldı " hiç bir fikrin yok değil mi gülçiçek" dediğinde onu süzdüm, esmer tenli, kirli bir sakala ve sivri çeneye sahipti, elmacık kemikleri ise hafif belirgindi ve tenine zıt yaprak sarısı gözleri ise çok güzeldi " kimsin sen" diye tekrar sorduğumda nefesini bezgince dışarı verdi " geçmişimi iade etmek için yıllar sonra topraklarıma dönmüş bir adamım" dediği sırada aklımda şimşekler çaktı " sen o sun" dedim şaşırmış bir şekilde " nasıl olur sen yıllar sonra bu topraklara" dediğim de öne doğru eğildi ve tekrardan dirseklerini dizlerine koyup gözlerini kısarak " Ben ya gülçiçek yıllar sonra tekrar buradayım sahi kaç sene oldu 10 yada 20 hangisi sence" dediğinde neredeyse küçük dilimi yutacaktım

 

 

 

Benden bir cevap alamayınca "10 sene kos koca 10 sene oldu gülçiçek" dedi kendi sorusunu cevaplayarak. Bu anı bir çok kez kurmuştum ama böyle değil bu şekilde değil " sen beni nasıl buldun" diye sorduğumda arkasına yaslanıp

 

" önüne atladığın arabanın sahibiyim" dedi

 

 

 

Bakışlarımı pencereden dışarı çevirdim, akşam olmak üzereydi ve beni abimler büyük ihtimalle arıyorlardı " merak etme hallettim ben" dediğinde bakışlarımı ona çevirdim " nasıl yani" diye sorduğumda omuz silkti " boş ver sen onu sen onlardan mı kaçıyordun" diye sordu

 

Evet anlamında başımı salladım.

 

 

 

Bezgince nefesini dışarı verip

 

" değişmemişler hiç" diye mırıldandı

 

Bir süre ikimizde konuşmadık, aramızda ki sessizlik uzadığında sessizliği bozan ben oldum " boran sen bu topraklara ailenin intikamı için mi döndün gerçekten" diye sordum çekinerek, boran nefesini dışarı verip

 

" evet onun için döndüm ve vazgeçmeye niyetim yok" dedi kararlı bir ses ile

 

 

 

" peki neden niye bunca sene sonra" diye sordum, boran soruma karşılık ayağa kalktı ve pencerenin önüne gidip arkasını bana döndükten sonra elleri ile saçlarını karıştırdı ve ellerini ensesinde birleştirdi

 

" sorma bana hiç bir şey" dedi

 

 

 

Ses tonundan belliydi öfkelenmişti

 

" boran" dedim sakin ses tonum ile, boran ona seslenmem ile arkasını hızla bana döndü " sakın gülçiçek sakın senin karşında o boran yok o küçük boran yok" dediğinde " niye?" diye sorduktan sonra hemen arkasından ekledim " sen kabul etsende etmesende benim için hayla boran sın"

 

 

 

Boran derin bir nefes alıp verdikten sonra gözlerini kapattı, bir süre öyle kaldıktan sonra gözlerini geri açtı, gözlerine baktığımda sarıya çalan gözleri artık eskisi gibi değil bambaşka biri gibi bakıyordu. Boran bir adım ile yatağım ile arasını kapattıktan sonra ellerini yatağın kenarına koyarak üzerime doğru eğildiğinde istemsizce başımı geri çektim. Boranın kokusu burnuma dolduğunda eski kokusu gibi değildi başkaydı hatta o kadar başkaydı ki bu kokusundan nefret ettim.

 

 

 

Dili ile dudaklarını ıslatıp " artık o boran yok Azer var Azer boysal" dedi ve bir süre dudaklarıma baktıktan sonra tekrar gözlerini gözlerime çevirdi " Ve bundan sonra bana boran demeyi bırak olur mu gülçiçek çünkü ben artık boran değilim azerim, hayatımı karartanların adımın anlamı gibi hayatlarını yakmaya geldim ve bu yolda durmaya niyetim yok. Kimseyi de dinlemeye de niyetim yok, o yüzden sana tavsiyem bu yolda yoluma çıkma olur mu çünkü Azer olan ben istemediğim şeyler yapacak türden " boran konuşup bitirdikten sonra yutkundum çünkü boran cidden sandığımdan da değişmişti.

 

 

 

Dudaklarımı aralayıp bir şey diyeceğim sırada boran hızla benden uzaklaştı ve

 

" dinlen ben çıkıyorum birazdan bir adamım gelecek seni evine götürecek " dedi ve koltuğun üstünde ki ceketini alıp giydikten sonra kapıya gitti. Kapıyı açmadan ve bana dönmeden

 

" dediklerimi unutma gülçiçek bu yolda karşıma çıkma ve senden ricam bana boran demeyi bırak artık ben azerim ve Azer olarak kalacağım " dedikten sonra kapıyı açtı ve hızla dışarı çıktığında arkasından kapı Aralık kaldı.

 

 

 

Ben ise şaşkın gözler ile öylece kapıya baka kaldım çünkü boran cidden bu kadar değişmiş olamazdı benim tanıdığım boran boysal bu olamazdı. Aklıma bir ara boranın dediği geldiğin de yutkundum bir keresinde " eğer ben bir gün Azer boysal olur isem adımın anlamı gibi herkesi yakıp küle çevirim ve arkamda ki enkazı ve insanları düşünmeden çeker giderim demişti" Ve şimdi boran Azer boysal olmuştu.

 

 

 

Bu topraklardan gider iken boran boysal olan adam bu topraklara geri döndüğün de ise Azer boysal olmuştu.

 

 

 

🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋

 

 

 

Boran Azer boysalı nasıl buldunuz?

 

 

 

 

 

( ayyyy yeni bir karakterler ve yeni bir kurgu ile geldim karşınıza inşallah buda sevilir diğer kitabım gibi :) neyse en kısa zamanda ilk bölümü yayınlayacağım o zamana kadar kendinize cici bakın balımlar hepinize kucak dolusu sevgiler gönderiyorum ❤️)

Loading...
0%