@sessizkiz22
|
Elimde ki tabağı bıraktığım da Karan da çoktan uyanıp elinde gömlek ile yanıma gelmişti " Günaydın kadem hanım" dedi gülümseyerek. Şimdi fark ediyordum da Karan geçen gün ki o kadına gülümsediği gibi gülümsemiyordu, aksine bana sıcacık insanın içini kıpır kıpır ede bilecek türden gülümsüyordu.
" Günaydın Karan ağa" dediğim de karan yüzünü buruşturdu " sen bari yapma ya ben ağa falan değilim aşiretim de yok" dedikten sonra yerine oturdu. Bende yerime oturduktan sonra " neden ki herkes sana öyle diyor Karan ağa diye" Karan ağzına bir peynir lokması atıp çiğnedikten sonra yuttu " topraklarımız çok diye herkes ağa diyor ama aşiretimiz falan yok yani"
Gülerek " olsun ağzım alıştı sana ağa demek hoşuma gidiyor" dediğim de karan muzip bir şekilde gülümsedi ve alt dudağını dişlerinin arasına alarak bana doğru eğildi ve şuh bir şekilde fısıldayarak " benim de sen konusunda neler hoşuma gidiyor bir bilsen Kadem hanımım" dediğinde boğazımı temizledim.
Karan gülerek arkasına yaslandı, ben ise öylece karana baka kaldım. Bir süre sonra Saliha abla mutfaktan çıktığın da Karan " Saliha abla sana zahmet olmazsa şu gömleğimin düğmesini diker misin" diye rica bulundu.
Saliha abla " diğer yardımcı kadına söyleyeyim o yapsın olur mu Karan oğlum" dediğinde Karan gülümsedi
" olur abla sıkıntı değil" dedi. Kendime geldiğim de " ister isen ben dikeyim elimden gelir" Karan bana bakıp " şüphem yokda az önce dediğim şeyden sonra gele bildin mi kendine" diye dalga geçti. Karana ters bir bakış atıp " iyi kendin dik o zaman Karan ağa" ağa kelimesini öyle bir vurgu yaptım ki karanın gülmesine sebep oldum.
" peki tamam kızma hemen çattın kaşları dik madem Kadem hanımım" dediğinde kollarımı göğsümde birleştirdim " ne oldu şimdi kendin dik dediğim için mi böyle oldu" Karan nefesini dışarı verip " özür dilerim ama bugün bu gömleği giymek zorundayım toplantım var Kadem rica etsem diker misin" diye rica da bulundu.
Karanın naif sesine karşılık gülümsedim " peki tamam yaparım birazdan olur mu" dediğim de karan güldü " olur"
Karan ile kahvaltımızı yapmaya başladığımız da tahir de gelip yerine oturdu " Günaydın abicim" dediğinde Karan " hayırdır ne isteyeceksin yine" tahir ağzına zeytin atıp " sadece bir miktar para diyecektim" Karan elinde ki çayı yerine koydu " ne kadar" diye sordu
Tahir " iki bin" dediğinde Karan telefonunu eline aldı ve bir süre bir şeyler ile uğraştıktan sonra geri bıraktı.
Tahirin telefonuna bildirim sesi gelmesi ile cebinden çıkarıp baktı, anlaşılan Karan parayı gönder mişti. Tahir ayağa kalkıp abisine sarıldı " teşekkür ederim aslan abim" dediğinde Karan güldü
" bazen beni deli etseniz de sizi ne kadar çok sevdiğimi biliyorsunuz zaten, siz isteyin gerekir ise ben dünyayı yakarım" dedi.
Tahir çekilip abisine baktı
" sağol abi yerin asla dolmaz Öz annemiz babamızdan fazla babalık annelik yapan sensin" dediğinde Karan elini kardeşinin omzuna koyup sıktı " bazen bencilce gelecek biliyorum ama iyi ki almamışlar sizi. Almış olsalardı ben şuan böyle aslan gibi kardeşlere sahip olamazdım diyorum" tahir başını yere eğip " eyvallah abi beni bizi Öz kardeşin olarak gördüğün için" Karan nefesini dışarı verdi ve tahirin omzunu sıkarak " öz kardeşimsiniz zaten siz benim aksini iddia eden mi var oğlum" tahir başını kaldırıp gülümsedi
" sağol abi" Karan tahirin omzundan elini çekti ve gülümsedi
"hadi otur artık yeter sabah sabah dram" dedi ve arkasından " hem Samet uyanmadı mı" diye sordu.
Tahir sırıtarak çenesi ile odalarını işaret etti " geliyor nur yüzlü ikizim" dediğinde bakışlarımızı oraya çevirdik. Samet üzerinde ki kuzu desenli pijamaları ile ayağında ki inek pondifleri ve gözü kapalı bir şekilde yanımıza doğru geliyordu.
Tahir " topla gel ikizim" dediğinde samet sağa saptı, tahir gülerek
" yok lan sol yap gel" Karan " yapma bak geçen sefer ki gibi duvara çarpacak yarım saat söylenecek tahir" diye uyardı. Tahir gülerek
" ikizim sağa sap düz bastı gel" dediğinde samet duvara çarpmak üzereydi.
Karan " Samet karşında duvar var çarpacaksın şimdi" diye bağırdığında Samet uyandı ve duvar ile burun buruna geldi. Samet ağzında bir şeyler geveleyip ikizine baktı " hain ikiz her defasında aynı numara" tahir gülerek yerine oturdu " sende her defasında yeme madem" dediğinde samet çoktan yanımıza gelip yerine oturmuştu.
Samet gözlerini kapatıp oturduğu yerde uyumaya başladığın da tahir Sameti sarstı, Samet " ikizim kaşınma kaşınma ayar oluyorum" dediğinde tahir " I am sorry güzelim siye ne oliyi" dedi ve eli ile
" düdüdüdüri herkes kahvaltıyı götüriyi" dediğinde samet gözlerini açtı.
İkizine bakıp " bende seni götüreceğim düdüdüdüri" dedi. Karan " bende ikinizi götüreceğim düdüdüdüri" dediğinde tahir " abi bizi okula bıraka bilir misin düdüdüdüri" Karan bezgince nefesini dışarı verip " iki dakika ya iki dakika adam gibi durun ya sabah sabah" uyuklayan Samete baktı " sende uyan Samet" dedikten sonra bana baktı " sözde biri avukat olacak diğeri savcı bunlar nasıl olacak çok merak ediyorum tiplere bak adamlar da ciddiyet yok" dediğinde ikizlere baktım.
Cidden de öyleydi, tahir peçetenin ucunu kıvırmış Sametin burnuna sokuyordu, Samet ise eli ile burnunu kaşıyıp duruyordu. Karan
" tahir yeter uyandır Sameti" Samete baktı " uyan sende Samet yeter tahire malzeme verme" dediğinde samet gözlerini tekrar açtı " o peçeteyi senin" dediğinde Karan sözünü kesti " devamını getirme istiyorsan samet" Samet bana bakıp gülümsedi "canım yengem sabah şerifleriniz hayırlı olsun inşallah nasılsınız çoluk çocuk nasıl, eşiniz nasıl? Amcanız nasıl?" diye sorduğunda Karan " eben Samet o nasıl iyi mi?" Samet abisine bakıp
" iyi iyi abicim senin eben nasıl iyi mi?" tahir ikisine bakıp " lan ben geri kaldım abi banada sor "
Karan eli ile masayı işaret etti
" hadi yapın kahvaltınız daha fazla uzatmayın toplantım var erken çıkacağım sizide okula bırakacağım hadi "dediğinde İkizler kendine gelip kahvaltılarını yapmaya başladı. Bir süre sonra herkes kahvaltısını yapıp bitirdikten sonra karanın siyah gömleğini elime aldım" dikip geliyorum hemen " Karan beni başı ile onayladıktan sonra yanlarından ayrıldım.
Bir süre sonra tekrar yanlarına döndüğüm de karan yoktu. İkizlere
" abiniz nerede " diye sordum, tahir telefondan kafasını kaldırıp bana baktı, tam ağzını açıp bir şey diyeceği sırada arkadan " geldim geldim" diyen karanın sesini duymam ile arkamı döndüm.
Arkamı döndüğüm de karanın üstünde siyah sıfır kol atlet vardı ve saçları derli topluydu, altına giydiği siyah pantolonu aksine beyaz spor ayakkabısı ile oldukça çekici gözüküyordu.
Karan yanıma geldi ve " teşekkür ederim diktin mi?" diye sordu karanın sorusu ile kendime geldim ve gömleği karana uzattım " evet bir tanesi daha kopmak üzereymiş onuda hallettim" Karan gülümseyip elimden gömleği aldı ve üzerine giydi, tek tek düğmelerini ilikledikten sonra gömleğinin uçlarını pantolonunun içine kattı.
Karan şuan bir kadının nefesini kese bilecek kadar yakışıklı olmuştu.
Tahir ıslık çaldıktan sonra " abim yakıyorsun valla şu yakışıklılığa bak bugün ki toplantıya geleceklerin içinde kadın var ise net etkilenir senden" dediğinde kalbim sıkıştı. Ne yani şimdi bir kadın karandan mı etkilenecek olacak şey değil değil mi? Hem Karan bakmaz kadına, bakmaz her halde...
Karan gülerek " abartma tahir sadece 3 kadın 4 erkek olacak toplantıda" demesi üzere " ne" diye bağırdım. Benim bağırmam ile bütün bakışlar beni buldu.
Karan " ne oldu güzelim iyi misin" içimde ki duyguyu belli etmeden " yok bir şey sadece o kadar kalabalık mı oluyor toplantılar yani nasıl desem neden o kadar çok insan geliyor ki yani 4 erkek gele bilir değil mi neden hepsi kadın"
Karan " iş bu Kadem ne diyeyim kadın gelmesin erkek mi gelsin diyim etik kaçar mı sence" içimde ki adını koyamadığım duyguyu bastırıp " haklısın özür dilerim" diye mırıldandım. Karan bir süre sonra elini omuzlarıma koydu
" sorun değil kaldır başını eğme yere" karanın dediğini yapıp başımı kaldırdım.
Karan bana her zaman ki gibi sıcacık içimi ısıtan bakışları ile bana baktığında istemsizce gülümsedim, benim gülümsemem ile karanda gülümsedi. Karan elini çekip " o zaman akşam görüşürüz karıcım" ikizlere baktı " hadi gençler çıkıyoruz" demesi üzere İkizler ayağa kalktı ve " görüşürüz yengecim" dedikten sonra konaktan çıktı.
Karan " canın sıkılır ise dışarı çık dolaş tamam mı eve kapanma dahası yanında kapıda ki korumaların birini al şu tehtit etmek için eve gelen adamlar hayla serbest" dediğinde başımı salladım.
Karan ise gülümsedi " o zaman akşam görüşürüz Kadem hanım" Karana gülümsedim " kolay gelsin sana da Karan bey" dediğimde Karan son kez gülümsedikten sonra konaktan çıktı.
❤️❤️
Boynumu kaldırıp şirkete baktım, büyük olduğunu tahmin etmiştim ama bu kadar değildi, elimde ki poşeti daha sıkı kavradım ve derin bir nefes alıp verdikten sonra içeri girdim. İçeri girdiğimde dışarısı kadar içerisi de sade ve şıktı. Hemen sizi karşıda büyük bir danışma masası karşılıyordu, danışma masasının her iki tarafında büyük yapay bitkiler vardı.
Karan anlaşılan her yerde aynıydı ne eksik ne fazla
Karşıda ki danışma masasında ki kadının yanına gidip yüzüme sıcak bir gülümseme takındıktan sonra " merhaba" dedim kadın başını kaldırıp bana baktı ve oda sıcacık bir şekilde gülümseyip " merhaba" dedi
" Ben karana gelmiştim şirkette mi kendisi acaba" diye sordum. Kadın ilk başta şaşırsada kendini toparlayıp. " Karan beyin nesi oluyorsunuz"
çenemi kaldırıp " Ben Kadem Akay Karan beyin eşi oluyorum" kadın bu sefer ki şaşkınlığını gizleyemeyip " nasıl yani şimdi siz Karan beyin karısı mısınız" dediğinde başımı salladım
" evet bunda garip olan ne Karan insan değil mi evlenemez mi yani" kadın başını iki yana sallayıp " kusura bakmayın Karan bey şirkette, çıkmadı kendisinin toplantısı vardı" dediğinde gülümsedim
" peki teşekkür ederim" dedim ve danışmada ki kadının yanından ayrılıp asansörlerin olduğu yere gittim, asansörün düğmesine basıp gelmesini bekledim. Bir süre sonra asansör geldiğinde kapısı açıldı ve içerisine girdim, kapı kapandıktan sonra karanın geçen gün ki söylediği 10. kat numarasına bastım.
Asansör hareket ettiğinde içim de bir his oluştu, son zamanlarda içimde oluşan bu hissin adını bir türlü adını koyamıyordum ama bu hisse sebep olan şey ise karandı. Evlendiğimizde Karana böyle hissedemez iken şimdi hissetmeye başlamıştım.
Asansör durduğunda daldığım düşüncelerden çıktım, asansörün kapısı açıldığında derin bir nefes alıp verdikten sonra dışarı çıktım. Dışarı çıktığım da kalabalık bir ofis ve oraya buraya koşturan insanlar vardı. Ofisinin içine göz gezdirdiğimde az ileride kapının üstünde büyük harfler ile " KARAN ALP AKAY" yazıyordu onun üstünde ise patron yazısı
Daha fazla olduğum yerde beklemeyip karanın odasına doğru adım attığım sırada bir kadının bana çarpması ile dengemi kaybedip yere düştüm, kadın ise " Dikkat etsene sakar şey" dediğinde başımı kaldırıp kadına baktım. Kadın umursamaz bir şekilde nefretle bana bakıyordu.
Sanki canını aldık!!
Bir süre sonra yanıma biri eğilmesi ile bakışlarımı ona çevirdim, gelen kişiyi görmem ile kalbim kısa süreliğine teklesede kendine geldi
" Kadem iyimisin güzelim" diye sorduğunda başımı salladım " evet iyiyim bir şeyim yok endişelenme" Karan kollarını belime dolayıp " hadi kalkalım yerden" dedikten sonra yavaşça ayağa kalktık.
Ayağa kalktığımızda üstümü elim ile sildim, Karan ise az önce ki bana çarpan kadına " sen az önce benim karıma ne dedin arzu" arzu kollarını göğsünün üzerinde birleştirip " bir şey demedim" dedi
Arzuyu baştan aşağıya inceledim
Upuzun siyah saçları vardı, gözleri ise sanırsam açık kahverengiydi ve yüzünün oranına göre küçük bir burnu ve dolgun biçimli dudaklara sahipti, üzerine giydiği mavi derin göğüs dekolteli elbise ise vücudunu sardığı için çok daha fazla çekici göstermişti
Karan " arzu duydum sağır değilim ve gördüm de bilerek çarptın amacını biliyorum ama buna izin vermem" dediğinde arzu kollarını çözdü " ne yani şimdi suçlu ben miyim? karın çarptı bana ben değil" Karan gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra verdi ve gözlerini açtı " arzu gördüm dedim değil mi yalan söylemeyi bırak" arzu bezgince nefesini dışarı verdi
" Ben çarpmadım diyorum değil mi?"
Karan ağzını açıp bir şey diyeceği sırada " tamam Karan boş ver sorun değil" karanın bakışları beni bulduğunda sorun yok gibisinden gülümsedim, Karan bezgince nefesini dışarı verip " peki tamam sen ne istersen o olsun" dedi pes etmiş gibi arzu ise " Ben gidiyorum" dedi ve hızla yanımızdan ayrıldı.
Arzu gittiğinde yere düşen paketimi aldım ve içini açtım, içini açmam ile " hayır ya gitti bütün emeklerim" diye hayıflandım. Karan da poşetin içine baktıktan sonra " sorun yok güzelim seni düşünmen yeterli" dediğinde " Ben emek çektim senin için sevdiğin yemekleri yaptım yetmedi getirdim buraya kadar şimdi de biri yüzünden telef oldu nasıl üzülmeyeyim" Karan ellerini yanaklarıma koyup gülümsedi.
Yine bana yeşilin en can alıcı şekilde bakıyordu sıcacık, masum ve şevkatli " asma suratını yine yaparsın istedikten sonra hem ben yemiş kadar oldum zaten hatta" dili ile kuruyan dudaklarını ıslatıp tekrar gülümsedi "senin buraya emek çekip getirmen bile benim için yeterli varsın ben yemeği yemeğim senin beni düşünüp getirmen ile ben yeteri kadar doymuş oldum" dedikten sonra ellerini çekti ve gülerek göbeğini okşadı " çok kilo aldım ya baksana göbeğime, getirdiğin yemekler sayesinde göbeğim çıktı ne güzel fit vücudum vardı" dediğinde gülmeden edemedim.
Benim gülmem ile Karan " hah şöyle asma güzel suratını benim dünyalar güzeli karıma gülmek daha çok yakışıyor" demesi ile daha da güldüm " tamam Karan yeter artık abarttın iyice" dediğimde Karan bana kınayıcı bir bakış atıp
" ne abartması ben abartmadım ki
Sen karıştırdın ben karımı övüyorum yaptığı yemekleri hatta getirdiği yemeği" dedikten sonra güldüm " Hım yani sen şimdi diyorsun ki sadece karımı övdüm öyle mi" Karan beni başı ile onayladı " aynen" dediğinde " pekii öyle olsun ama sana söz akşam yapacağım sevdiğin yemekleri"
Karan gülerek " başka bir zaman yaparsın sevdiğim yemeği akşam seni ile bir yere gideceğiz" dediğinde merakla " nereye" diye sordum. Karan " akşam arkadaşlarım ile yemek yiyeceğiz" başını bana doğru eğip " Ve güzel karım ile tanışmak istediler" dediğinde yutkundum.
Ne yani karanın arkadaşları benim ile tanışmak mı istiyor muş iyide neden?
Karana bir şey diyeceğim sırada arkadan cilveli bir ses " Karan beyciğim" demesi ile bakışlarımızı sesin geldiği yöne çevirdik, sesin sahibi geçen gün ki saçını Yolduğum kadındı. Karan bana bakıp " şey karıcım" dediği sırada elimi kaldırıp karanı susturdum. Kadın aramızda ki mesafeyi kapattığında bakışları ilk beni buldu.
Kadının yüzünde ki gülümseme düşsede bunu belli etmedi ve beni görmezden gelip karana sarıldı.
Karan " bade hanımcım"
Cım mı? Karan kadına bade hanımcım mı dedi yoksa ben mi yanlış duydum. Eğer Karan gerçekten Cım dedi ise canını okurdum...
Kadın gülerek karanın koluna dokundu, bu kadın karanın bir tarafına dokunmadan duramıyordu anlaşılan ama bende Kadem isem buna güzel bir ders vere bilirdim.
Hemen elimde ki poşeti yere koyup karanın yanına geçtim ve koluna girip yüzüme sahte bir gülümseme takındıktan sonra kadına elimi uzattım " merhabalar ben Kadem Akay" dedim ve karanın koluna daha sıkı dolandım " Karan alp Akayın eşi olurum" kadın bir bana bir elime baktıktan sonra elini uzatıp soğuk bir şekilde tokalaştık
" biliyorum merak etmeyin tanıştık sizin ile" dediğinde " ah evet değil mi geçen gece saçınızı" demiştim ki Karan öksürerek araya girdi, bade
Elini benden çektikten sonra karana baktı " bir an önce toplantıya başlasak iyi olur Karan bey"
Karan başını sallayarak " tabi" dedikten sonra yoldan çekildi ve elini uzatarak toplantı odasını gösterdi " buyurun lütfen" bade karanın nezaketenine gülümseyip yanından geçti ve karanın gösterdiği toplantı odasına gitti.
Karan ile baş başa kaldığımızda
" amacın ne Kadem çok merak ediyorum geçen geceyi neden durduk yere andın şimdi" diye sordu. Karanın sorusuna karşılık ellerimi arkamda birleştirdim ve omuzlarımı sağa sola çocuk gibi
Salladım " Ben bir şey yapmadım kadın ile tanıştım sadece"
Karan bezgince nefesini dışarı verdi " Kadem bak geçen gece yaşandı bitti ben kadını ikna etmek için akla karayı seçtim şimdi de sen kalkıp kadına geçen gün saçınızı yolan benim demek üzereydi" umursamaz bir şekilde " e yani ben onu söyleyince yanlış oluyor da o kadının seni öpmesi ve dokunması suç değil öyle mi?" dediğim de karanın yüzünde muzip bir gülümseme oluştu " ne yani şimdi sen beni kıskandın mı" diye sorması ile büyük bir bozguna uğradım " ne alakası var be hem biz gerçekte evli olmasak bile karı kocayız değil mi Karan ağa " dedim ve bir adım attım ve karanın önünde durup gözlerinin içine baktım ve işaret parmağıma ona sallayarak
" ayağını denk al Karan ağa benim sinirli halim herkesi yakar ve inan bana o yönüm ile tanışmak istemezsin. Bil diye söylüyorum ne sana acırım ne ona ikinizide yakarım" dediğim de karanın dudağının kenarı kıvrıldı
" eyvallah Kadem hanım ama sanada bil diye söylüyorum sen beni yakalı çok oldu"
Demesi üzere dudaklarımdan " ha" nidası çıktı, Karan ise güldü. Bir süre sonra " Karan bey bade hanım sizi bekliyor efendim" diyen asistan kızın sesi aramıza girdi, Karan bana bakarak " geliyorum Ayşegül" dedi ve sonra da " akşama hazırlan güzel karım malum bir yemeğe çıkacağız" dedi ve arkasını dönüp gitti.
Ben ise karanın söylediği son şeyin etkisi ile öylece kala kaldım.
Karan. Ne demişti öyle ya? Hem sen beni yakalı çok oldu da ne demek? Cidden bazen karanı anlayamıyordum.
🤭🤭
" Derin bir nefes al Kadem her şey çok güzel olacak, hayır en fazla ne olabilir ki alt tarafı karanın arkadaşları ile tanışacaksın " diyerek kendi kendime ayna da konuşur iken kapı çaldı " Kadem hazır isen çıkalım mı?" diyen karanın sesi ile kendime aynada bakmayı bıraktım ve yatağın üstünden çantamı alıp kapıya gittim ve açtım.
Kapıyı açmam ile Karan bir adım geri gidip beni baştan aşağı süzdü, ilk yüzümü inceledikten sonra siyah çokda derin olmayan göğüs dekolteli, ince askılı siyah elbisemi inceledikten sonra yüzüne memnuniyetli bir ifade takındıktan sonra " çok güzel olmuşsun" karanın iltifatı ile utandığım için başımı yere eğtim "teşekkür ederim" diye mırıldandım.
Karan bana bir adım atıp önümde durdu ve elini çeneme koyup başımı kaldırdı ve yeşilin cennetine bakmama izin verdi " utanınca bile o kadar masum ve güzel oluyorsun ki Kadem bazen diyorum ne iltifat etsem diye düşünüyorum ve bir şey bulduğum da bile yetersiz kalıyor" dediğinde bakışlarımı karandan kaçırdım. O ise gülerek " tamam tamam bir şey demiyeceğim çünkü böyle gider isen sen utançtan kıp kırmızı olacaksın ve bana yarım saat söylemeceksin" dedikten sonra elini çenemden çekti ve ellerini beyaz pantolonun ceblerine kattı.
Dışarı çıktığım da beridir karanı inceleme fırsatım olmamıştı, bende karanı incelediğim de, üstüne dar vücut yapısını ortaya çıkaran siyah keten bir gömlek giymişti, altına ise siyaha inat beyaz bir pantolon ve ayakkabı. Karan ne giyerse giysin ona yakışan bir adamdı ve bu yeteri kadar benim canımı sıkıyordu, kim bilir belki şuan gittiğimiz yerde karanın eski sevgilisi vardı ve belki de yıllar sonra karşılaşırlardı.
" hadi gidelim geç kaldık zaten" diyen karanın sesi ile daldığım düşüncelerden çıktım ve benim için açtığı koluna girip beraber merdivenlerden aşağıya indik. Aşağıya indiğimiz de bütün kardeşeler yan yanaydı ve bizi gördüklerinde yüzlerinde ki gülümseme ile bizi baştan aşağıya süzdüler.
İçlerinden konuşan ilk Beste oldu
" çok güzel olmuşsunuz abicim ve yengecim" dediğinde Karan " sağol abisinin prensesi" dedi, Beste den sonra Sahra da " cidden diyorum böyle bir yakışan çift görmedim" dediğinde onu destekleyen Begüm oldu " cidden bende aynı düşünceye sahipim baya yakışmışsınız" Karan gülümseyerek " teşekkür ederim" dedikten sonra ikizlere baktı. İkizler den tahir " edi ile büdü gibi olmuşsunuz" diye iltifat eder iken Samet " yok lan aşık ile maşuk bence" dediklerinde Begüm enselerine bir tane vurdu. Begümün vurması ile İkizler " biz ne dedik ya iltifat ettik işte" dediğinde Begüm " dengesiz sığırlarım benim iltifat dediğiniz bu şekilde mi olur" dedi.
Samet ile tahir aynı ayna " dengesiziz ama sığır değiliz aplaaa" dediğinde Begüm " gidin abla demeyi öğrenin önce" İkizler sırıttı ve tahir " abla demeyi biliyoruz her halde ama sana apla demek işimize geliyor sinir etmeye bayılıyoruz da seni azıcık" begüm bezgince nefesini dışarı verdi " Sizin ile yarışılmaz, zaten sizin ile yarışa giren kaybeder net" dedi
Karan "neyse siz atışmaya devam edin bende güzel karım ile yemeğe gidiyoruz iyi akşamlar" dedikten sonra bende "iyi geceler, ikizlerim emanet mutfakta" demem üzere tahir "yenge neden şimdi söyledin bunu ya" dedi ve ayağa kalkıp koşarak mutfa girdi Samette peşinden gittiğin de karan " neyse geç kalmayalım daha fazla" dediğinde başım ile onayladım ve son kez iyi geceler dedikten sonra evden çıktık.
Evden çıktığımız da Karan benden önce davrandı ve gidip kapımı açtı
Karana gülümseyip " teşekkür ederim Karan ağa" dedim karan başı ile selam verdi ve " her zaman Kadem hanımım yeter ki siz isteyin sizin için her şeyimi feda edeyim" dedikten sonra gülümsedi.
Aklımdan çıkan şey tekrar hafızamda canladığın da karana baktım, karan ise bakışlarını benden yine kaçırdı. Bu bakışlarını kaçırma olayını artık çok sık yapar olmuştu sebebi her ne ise
Bu gece dedim kendi kendime bu gece Karan mutluydu ve ben onu bozmak istemiyordum, hiç bir şey olmamış gibi gülümsedim " teşekkür ederim çok naziksiniz" dedikten sonra arabaya bindim. Karan kapımı kapatıp kendi tarafına dolandı ve oda kapısını açıp koltuğuna oturdu. Yerine oturduktan sonra kontağı çevirdi ve motoru çalıştırdıktan sonra yola koyulduk.
Yol boyu ikimizde konuşmadık ben pencerenden dışarıyı izler iken Karan ise yola odaklanmış bir şekildeydi, bir süre sonra bir mekanın önünde durduğumuz da Karan " geldik güzelim" dediğinde karana baktım. Bakışları bir kez olsun benden ayırmamıştı sanki yüzümü ezberlemek ister miş cesine bakışları ilk bakır rengi saçlarım da dolandı sonra da gözlerim ve en son dudaklarım da.
Dudaklarıma o kadar uzun süre baktı ki istemsizce dilim ile kuruyan dudaklarımı ıslattım, dudaklarımı ıslatmam ile Karan bakışlarını benden çekti ve " inelim hadi" dedikten sonra arabadan indi. Bende karanın peşinden indiğimde Karan yanıma gelip tekrar kolunu açmak yerine elimi sıkı sıkı tuttu.
Karan bana bakıp " kendin ol tamam mı kimin ne dediği benim için önemli değil senin açından Kadem onlar seni tanımıyor tanımazlar da ben seni tanıyorum ve eğer benim tanıdığım Kadem gibi olmaz isen bil diye söylüyorum çok fena bozuşuruz Kadem hanım" dediğinde " Allah Allah bak sen şu işe siz beni tehtit mi ediyorsunuz beyefendi" tehtitkar bir şekilde gülümsedim " Dikkat et edin sizi kocama söylerim sizin iyi pek iyi şeyler olmaz çünkü eğer karısını üzenleri oda üzer sizin için söylüyorum" Karan söylediklerime karşılık büyük bir kahkaha attı.
Gülüşünün ardından " bak sen şu işe eşinizden korkmam lazım o zaman" dediğinde başımı salladım
" aynen yoksa sizin için iyi şeyler olmaz hem kocam elini kana bulasın istemiyorum" dedi Karan tekrar güldü ve " peki tamam o zaman ayağımı denk aldım Kadem hanım" dedikten sonra boşdaki eli ile mekanı işaret etti " o zaman gidelim Kadem hanım" gülümsedim ve başım ile onayladım.
Karan mekana doğru hareket ettiğin de içimde bir his oluştu, bu his bambaşkaydı sanki kötü bir şey olacak mış hissi. İçimde ki hisse kulak asmadım ve yerine tek bir dileğim vardı oda bu gecenin güzel bitmesi.
Mekandan içeri girdiğimzde mekan kalabalık değildi, tek tük insanlar vardı kimisi baş başa yemek yer iken kimisi ailecek yiyordu.
Yanımıza beyaz önlüklü bir garson geldiğin de karan " biz Koray taşkının misafirleyiz kendileri nerede acaba" diye sordu. Garson eli terası işaret etti " Koray bey terasta efendim" Karan gülümsedi ve " teşekkür ederim" dedikten sonra terasa yöneldik.
İçimde ki hiç giderek arttığında neredeyse nefes alamayacak hale gelmiştim, karana belli etmenden derin bir nefes alıp verdim ve içimde ki hissi bastırmaya çalıştım.
Karan ile terasa çıktığımızda terasta tek bir uzun masa vardı ve bu koskoca uzun masa karanın arkadaşlarından ibaretti. İçlerinden birinin bizi görmesi ile
" geldi bay bayan akay çifti" dediğinde Karan gülümsedi. Adam ayağa kalkıp yanımaza geldi ve Karan ile uzun uzun kucaklaştıktan sonra geri çekildi.
Kuçaklaşıp bitirdikten sonra Karan elini belime doladı " tanıştırayım eşim Kadem" sonra da bana baktı
" güzelim buda Koray" dediğinde elimi uzattım, Koray da elini uzatıp tokalaştık " memnun oldum" dedikten sonra karana " Vay be kardeşim kaç sene oldu görüşmeyeli" Karan gülerek " baya oldu en son görüştüğümüzde 18 dik değil mi" koray başı ile onayladı
" o kadardık valla neredeyse 7 sene falan" dediğinde karanda başı ile onayladı.
Koray geri çekildi ve eli ile masayı işaret etti " hadi geçelim" dedikten sonra arkasını döndü ve masaya ilerledi, bizde Karan ile masaya geldiğimizde Karan herkes ile kucaklaşıp hasret giderdikten sonra benide tanıştırdı, bende herkes ile tek tek tanıştıktan sonra bize ayrılan yere oturduk.
Karan ile oturmamız ile kızlar arasında fısıldaşmalar başladı, özellikle sabah bana bilerek çarptığı halde üstte çıkmaya çalışan arzuyla. Bir süre herkes havadan sudan sohbet eder iken Koray " vay be kardeşim bize lafını edip durduğun kız ile evlendin ha" dediğinde Karan " Koray ister isen açma konuyu şuan yeri ve zamanı değil" diyerek uyardı.
Ben ise karanın duya bileceği şekilde " hani kimseye aşık olmamıştın Karan ağa bana yalan mı söyledin" diye fısıldadım. Karan bana bir anda dönmesi ile dudaklarımızın arasında kısa bir mesafe kalmıştı ve şuan ikimizin nefesi de bir birine karşıyordu.
Karan dudaklarıma bakıp " yok zaten olmadı da" diyerek fısıldadı.
" peki korayın bahsettiği kim" diye sorduğumda arzunun sesi aramıza girdi " Karan senin iş ne oldu tedavi için ülke dışına gidicektin" dediğinde Karan geri çekildi ve arzuya " seni ilgilendirmez arzu işine bak" diye tersledi.
Arzu karanın terslemesine aldırış etmeden dirseklerini masaya koydu ellerini kentleyi çenesini ellerinin üzerine koyduktan sonra " neden karın yoksa bilmiyor mu gerçekleri" bakışlarımı arzundan çekip karana baktım " Karan arzunun bilip benim bilmediğim hastalığın mı var" diye hayal kırıklığı ile fısıldadım.
Karan bana bakıp " söz sana anlatıcam ama şimdi değil Kadem lütfen" dediğinde bakışlarımı arzuya çevirdim. Arzu bana sinsi bir gülümseme attıktan sonra tekrar karana baktı " hadi ama Karan cidden söylemedin mi çok yazık" dediğinde Karan elini sertçe masaya vurdu, karanın masaya vurması ile masanın üzerinde ki bardak ve tabaklardan şıngırdadı.
Karan dişlerinin arasından " arzu kapa çeneni artık, özel hayatıma burnunu sokma" dese de arzu arkasına yaslanıp kollarını göğsünün üzerinde birleştirdi ve karanın kötü bakışına aldırış etmeden.
" karına neden söylemedin ki bipolar hastası olduğunu" dedi ve yalandan şaşırıyormuş gibi yaparak
" tüh bak ben söylemiş oldum şimdi" dediğinde Karan hızla ayağa kalktı ve " kapa çeneni artık arzu" diye bağırdı
Ben ise karanın bipolar hastası olduğunu öğrenme şokunu üstümden atamadığım için öylece kala kaldım, korayın " Karan sakin ol lütfen, Kademi de al git konuşun halledin" dediğinde bakışlarımı karana çevirdim.
Karan burnundan derin nefesler alıyordu ve yüzü öfkeden kıp kırmızı hale gelmişti. Karan ile bakışlarımız kesiştiğinde karanın yeşil cennetine bir hüzün çöktüğünde Karan yanıma gelip yan tarafıma diz çöktü ve kucağım da ki elimi tutup.
" Kadem yalvarıyorum bana öyle bakma diğer insanların baktığı gibi bakma ben öyle bir adam değilim Kadem. yalvarıyorum inan bana ben o karan değilim asla o karan olmadım, ben sana gösterdiğim karanı kimseye göstermedim.
Kadem sende eğer bana öyle bakar isen ben yaşamam " dediğinde bir şey fark ettim.
Karan o çocuktu Karan yıllar önce sırf beni görmek için sokağıma kadar gelen o küçük çocuktu ve dahası yıllar sonra genç delikanlı bir çocuk iken hastaneden kaçıp kaçıp benim ile parkta buluşup saatlerce bir birimize hayallerimizi anlattığım delikanlıydı.
Herşey yerli yerine oturduğunda elimi karanın elinden çektim ve hızla ayağa kalktım, karanda benim ile ayağa kalktığın da bakışlarımız tekrar buluştu ve bu sefer de ikimizin de gözleri dolu doluydu.
Karanın gözlerinde korku benim gözlerimde ise pişmanlık. |
0% |