Yeni Üyelik
23.
Bölüm

23. BÖLÜM

@sessizkiz22

Mutluluk ; benim için uzak iken şimdi tek bir insan sayesinde tek bir hareketi ile yüzümde güller aça biliyordu. Babam mutluluğumu görsün diye onun ile evlendiğim adam şimdi baştan aşağı hayatım olmuştu, yalan ile başlayan hikayemiz şimdi gerçeğe dönüşmüştü.

 

Şimdi kendi kanımızdan olmasada bir kızımız vardı, Karan ile ikimizde biliyorduk ki kendi hayatımızdan fazla badenin üzerine düşücektik. Yaşadığı hayattan bir nebze olsada onu yaşadığı durumları unutturmak için .

 

Sabah uyandığımda yanımda Bade vardı, Karan ise çoktan uyanmış ve odadan dışarı çıkmıştı. Badeyi rahatsız etmeden bende çarşafı üzerimden attım, ayaklarımı yataktan sarkıtıp bir süre yatakta esnedikten sonra yataktan çıktım ve banyoya gidip işlerimi halletim.

 

Banyoda işlerimi bitirdikten sonra odaya geri gittim, Bade hayla uyuyordu. Badeyi uyandırmamak için sessiz bir şekilde gardıropdan kıyafetlerimi aldım ve banyoya gidip pijamalarımı çıkardım ve ardında kısa kollu yarım olan beyaz tişörtümü giydim, beyaz tişörtümü giydikten sonra yüksek bel pantolonumu giydikten sonra pijamalarımı katlayıp banyodan çıktım.

 

Yine aynı şekilde sessiz bir şekilde aynanın karşısına geçip saçımı taradım ve yüzüme güneş kremi sürdükten sonra odada dan dışarı çıktım. Dışarı çıktığımda birine çarpmam ile geri sendelediğim sırada bir el belime dolandı ve beni kendine çekti.

 

Bakışlarımı göğüs kafesinde yüzüne tırmandığında beni tutanın Karan olduğunu anladım. Karan yüzünde ki gülümseme ile bana bakıyordu

 

" ne olacak bu sakar hallerin Kadem" diye sordu. Kolumu kaldırıp karanın boyuna doladım ve yüzüme arsız bir ifade takınıp

 

" benim için sıkıntı yok Karan ağa nasıl olsa senin gibi bir kocam var beni her zaman tuta bilecek kaslı kollara sahip" dediğimde karanın dudağının kenarı kıvrıldı.

 

" her zaman tutarım ben seni, zaten bu kaslı kollarım niye var sanıyorsun seni tuta bilmek için" gülümsedim ve parmak uçlarımda yükselip karanın dudaklarına kısa bir mesafe kalana kadar yaklaştım.

 

Artık hiç bir şey umurumda değildi bu karşımda ki adamı herşeyi ile seviyordum, bizden bir geçmiş çalmışlardı ama geleceğimizi çalamadılar ve artık bundan sonra kimsenin bizden bir şey almasına izin vermeyecektim çünkü ben bu karşımda ki adama her zerremle aşık olmuştum.

 

Karan dudaklarıma masum bir öpücük kondurup geri çekildi ve gözümün önüne düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdıktan sonra Avucuna bir tutam saçımı alıp baş parmağı ile okşadı ve koklayıp öptü.

 

" saçının her teline hayranım " dudaklarıma baktı " dudaklarına" sonra da burnuma " burnuna" ondan sonra ise gözlerime " gözlerine kısacası Kadem ben sana hayranım bu hayranlık bitmiyor, bitmezde çünkü bende ki anlamın o kadar büyük ki"

 

baş parmağı ile dudağımın kenarını okşadı " Kadem sen bana geç kalmış en güzel mutluluklardan birisin, varlığım senin ile anlam buldu sonsuzluğum ise senin ile bitsin istiyorum" derin bir nefes alıp verdi " kısacası Kadem bizim aşkımız sonsuz sevda olsun, Kadem ile karanın aşkı değilde Kadem ile karanın sonsuz sevdası olsun istiyorum"

 

İçimde ki his artık çok başkaydı hani derler ya filmler de sanki midem de kelebekler uçuşuyor tıpkı onun gibiydi, resmen ayaklarım yere basmıyor gibi hissediyordum ve bana bu şekilde hissettiren kişide tam karşımdaydı.

 

Karan alp Akay diye yazılır aşk adamı diye okunur belki de hayatım mı demeliyim yoksa yaşama sebebim bence nefesim demelimiyim bilemedim.

 

En iyisi aklımdan geçeni söylemekti

 

" Karan biz bir birimize aşık olmayalım olur mu? Biz bir birimize sonsuz olalım sonsuz olalım ki ölsek bile içimizde bu sevda bizde kalsın olur mu cennet bahçem" Karan gülümsedi ve başını salladı " olur cennet bahçem ama bir daha ölüm deme olur mu yani şimdilik çünkü bizim önümüz de uzun zaman olsun istiyorum torunlarımızı sevelim istiyorum" güldü " ağzımızda diş olmadığın da bile iki buruşuk nine ile dede olduğumuz da kavga edelim istiyorum hatta ben gözlüklerim boynumda olduğunu fark etmeyip sana sorduğumda bana - boynunda ya bunak herif çok bunadın sen boşayacağım seni artık yeter - dediğinde bende sana kızıp " boşar isen boşa bunca yıl dedin bir şey yapmadın 80 yaşından sonra boşasan ne olacak . Diye çıkışırım sana" güldüm benim gülmem ile karanda güldü.

 

Hayali bile güzeldi yaşlı dede, nine Karan alp Akay ile Kadem Akay.

 

" baston savaşı yapar mıyız peki" diye sordum. Karan gülümseyip başı ile onayladı beni " yaparız tabi ama ben sana yenilirim ki tıpkı aşkta yenildiğim gibi" dediğinde

 

" yiaa Karan" demiştim ki alkış sesi ile ıslık sesi koptu.

 

Karan ile bir birimizden uzaklaşıp seslerin sahiplerine baktık, tabi ki de Samet ile tahir di. İkiside yanımıza geldiler ve tahir " sabah sabah çok şükür aşka doyduk be neydi öyle " dediğinde samet

 

" tabi ikizim abime boşa mı diyoruz hanımcılığın kitabını yaz diye" utandığım için bakışlarımı kaçırdım Karan ise " çeneniz açılmış sizin düşün önüme hayvan pazarına gidiyoruz" dediğinde bakışlarımı karana çevirdim

 

" neden ki?" diye sordum.

 

Karan ağzını açıp bir şey diğeceği sırada Samet " Abim ile karı kız keseceğiz yenge anlıycan piyasa yapacağız" dediğinde Karan Samete kolunu attı ve tutup kendine çekti.

 

Kolunu Sametin boynuna doladığın da Samet debelendi " ikizim ölüyorum yardım et" diye Tahir den yardım istedi. Tahir ise duymazdan gelip " bugün de hava mis gibi" dedi

 

Samet " hain ikiz" dedikten sonra karana " tamam abi özür dilerim" dedi. Karan Sameti bıraktı ve bana bakıp " Bade için Adak adamıştım güzelim onu almaya gidiyoruz o yüzden" dediğinde başımı salladım " anladım canım peki dikkat edin kendinize" dedim.

 

Karan yaklaşıp anlıma masum bir öpücük kondurduktan sonra ikizlere " hadi gidiyoruz"dedi İkizler bana el salladıktan sonra merdivenlere yöneldiler. Karan son kez yanağıma hızlıca öpücük bıraktıktan sonra ikizlerin peşinden oda gitti.

 

❤️🤍

 

Karan alp Akay...

 

" abi bence şu koyun daha iyi bunu alalım" dedi tahir eli ile içeride ki en uç yerde takılı olan koyunu işaret ederek . Samet ise " oğlum o koyun sanki biraz manyak gibi başımıza iş almayalım" dediğinde

 

" Samet haklı sanki koyun pek iyi durmuyor ve hepsi salık iken takılı olan da o sadece " tahir yanıma geldi ve kolunu omzuma koyup " bana güven abi kesin iyi koyun hem adaklık değil mi bu baksana baya etli de gözüküyor yani 10 kişiye yetecek et olacak iken 20 kişiye yetecek koyun eti olacak" dediğinde kolunu omzumdan ittirdim.

 

" zaten 30 koyun alacağız yani herkese yeteceklik kadar tahir, bir koyun değil alacağımız" dedim. Samet az ileride ki koyunu işaret edip " abi bence şu daha iyi gibi baksana sakin duruyor bir de etli" bakışlarımı Sametin işaret ettiği yere çevirdim dediği gibi sakin ve etli gözüküyordu.

 

" aynen oda olur" dediğimde tahir

 

"abi gel inat etme işte alalım o koyunu. Almaz isek yere yatar yuvarlanırım çocuk gibi" bezgince nefesimi dışarı verdim, ne zaman inat etse her zaman böyle yapardı.

 

"tamam başımı belası git çöz gel hadi alalım onuda" dediğimde tahir

 

"işte bu be aslan abim" dedikten sonra koyunların içerisine girdi.

 

Bende Samete " hadi dışarı çıkalım getirir tahir onu bakalım Rüstem abi ne yapmış" dedim Samet beni başı ile onayladıktan sonra çadırdan dışarı çıktık. Dışarı çıktığımız da mezbaha gitmesi gereken koyunlar tek tek kamyona yükleniyordu.

 

Bir süre sonra çadırın içinden tahirin" lan lan tutun koyun kaçıyor "diye bağırdığını duyduk. Arkama dönüp baktığımda çadırın içinden hızla koyun çıktı ve önümüzden geçip gitti. Bir süre sonra ise Koyunun peşinden de nefes nefese de tahir çıktı.

 

Eli ile koyunun gittiği yönü işaret etti ve nefes nefese " abi koyun kaçtı " dediğinde " görüyorum çok uslu dediğin koyun" dedikten sonra

 

" yürüyün yakalayalım şunu uzaklaşmadan" Samet ikizine bakıp

 

" helal olsun sana ikizim baya koyundan anlıyormuşsun" diye dalga geçti.

 

Tahir ise " Ben de farkındayım ikizim koyundan bir bok anlamıyorum" dediğinde " lan sonra eğlenirsiniz koyun uzaklaşmadan yakalayalım şunu" dedi.

 

ikiside susup önden koyunun gittiği yöne doğru gider iken ben ise Rüstem abiye gidip koyunların bir an önce mezbaha gitmesini söyledikten sonra ikizlerin peşinden bende gittim.

 

Karış karış gezmediğimiz sokak kalmamıştı ama koyun hayla ortalıkta yoktu, Samet nefes nefese

 

" yeter artık ya neredeyse öğlen oldu biz hayla koyun arıyoruz" diye mızmızlandı. Tahir ise " pes etme ikizim kıvırcığı bulmak zorundayız" dediğinde ona anlamsız bir bakış attım " cidden mi tahir ne ara koyun ile bu kadar kaynaştınız" diye sordum. Tahir derin bir nefes alıp göğüsünü şişirdi " abi koyundan anlamam ama dilinden çok iyi anlarım" dediğinde başımı iki yana salladım.

 

Cidden şuan karımın yanında olmak var iken onun peşinde dolanmak var iken bir koyunun peşinden koşuyorduk.

 

Elimi ile diğer sokağı işaret ettim

 

" bide buraya bakalım, orada da yoksa döneriz geri" dediğimde ikiside başlarını salladılar. Sokağa doğru girdiğimizde kaçırdığımız koyun yolun sonunda bizi bekliyordu, tahir hevesle " bulduk abi ama bir sıkıntı var bu koyun neden tek ayağı ile yeri kazıyor" diye sordu. tahire baktım " ne bileyim oğlum ben müneccim miyim ben, sensin koyun profesörü sen söyle" Samet ise bir adım geri adıp " galiba ben biliyorum abi" dediğinde " ne" diye sordum.

 

Samet " abi kaçın" başımı çevirip koyuna baktım, koyun hızla bize doğru geliyordu. Tahire kaç demek için baktığım da çoktan yanımızdan topuklamıştı, Samet ile bizde daha fazla beklemeyip koşmaya başladık. Biz kaçtıkça koyun bizi kovaladı, bir süre sonra sokağın başında tahir bizi bekliyordu.

 

" ulan tahir senin seçtiğin koyunun ben, seninde amına koyayım" diye bağırdım Samet ise " lan keşke anne rahminde iken seni yeseydim de gelmeseydin lan dünyaya satıcı ikiz" diye bağırdı. Tahir ise olduğu yerden " lan bu kadar sevginizi belli etmeyin" dedikten sonra olduğu yerden koşmaya başladı.

 

Arkamı dönüp baktığım da koyunun hayla peşimizde olduğunu fark ettim, bakışlarımı önüme çevirip koşmaya devam ettik. Tahir önde, Samet bir adım ilerimde, ben en arkada, benim arkamda ise tahirin sakin, etli dediği koyun pardon kıvırcık.

 

Hem bir yandan koşup hem bir yandanda tahire saydırıyordum " ulan seni bana müjdeleyenin ta gelmişini geçmişini tahir" diye bağırdım. Tahir ise " götüme konuşun götüme" samet ise " senin götüne çoban kazığı girsin tahir" diye bağırdı.

 

Arkamı dönüp tekrar baktığım da koyun hayla bizi kovalıyordu " lan bir hayvan bu kadar nasıl kovalar resmen 10 sokak oldu neredeyse ama hayla peşimizde" dedim. Tahir sokaktan sağa saptığında peşinden bizde saptık. Bir süre sonra tahir kapısı açık bahçeden içeri girdiğinde bizde peşinden girdik.

 

Bizim girmemiz ile tahir kapıyı hemen kapattı, nefes nefese tahire

 

" ulan senin seçtiğin koyunun ben şu halimize bak 10 sokak kovaladı bizi koyun" dediğimde Samet " abi" dedi. Sameti duymazdan gelip, tahire saydırmaya devam ettim. Tahir ise gülerek " abi senin yüzünden namusum kalmadı dahası benim kuma olmaya niyetim yok önce yenge mi boşa ondan sonra gel evlenelim" dediğinde tahirin yakasına yapıştım " ulan gevşek herif" dediğim de Samet tekrar "abi" dediğinde tahirin yakasını bıraktım ve Samete dönüm

 

" ne var oğlum abi, abi, abin olduğumu mu öğrenmeye çalışıyorsun" dediğim de Samet çenesi ile baktığı yeri işaret etti.

 

Sametin işaret ettiği yere baktığım da " siktir" dedim çünkü bize ağzından salyalar akıtarak bakan bir köpek vardı.

 

" sakın tahir sakın kaçayım deme bu koyuna benzemez ırzımıza geçer bu köpek" dediğimde tahir " abi ölmüş numarası yapsak gider mi" gözlerimi kapadım ve başımı çeviri baktım " lan bu ayı mı ölmüş numarası yapacak " Samet bir adım geri attı ve yanıma geldi.

 

Bakışlarımızı köpekten çekmeden

 

" ne yapacağız abi şimdi kaçar isek bu köpek kovalar" diye söylediğinde tahire " tahir dediğimi unutma koşma koşar isen senin ben" demiştim ki Tahir kapıyı açtı ve hızla kendini sokağa attığın da köpek havladı.

 

Köpeğin havlaması ile bizde kendimizi sokağa attık, köpek peşimizden gelmeye başladığın da önde koşan tahire " lan senin ben gelmişini geçmişini sikeyim tahir lan senin gireceğin, seçtiğin koyunun da bahçeninde" diye bir yandan tahire saydırır iken bir yanda köpekten kaçıyorduk.

 

" ulan senin ben o olmayan beynine sıçayım tahir" dediğimde neredeyse arabaya gelmiştik. Başımı çevirip arkama baktığım da köpek peşimizde yoktu ve biz de araba gelmiştik, nefesimi düzene sokmak için ellerimi dizlerime koydum ve derin derin nefes alıp verdim.

 

Samet ile tahir de aynı şekilde benim ile nefes nefese iken doğruldum ve tahire " ne oldu koyundan anlayan kardeşim" dediğim de tahir nefes alış verişlerinin arasından " ne olmuş ki spor yaptık işte" diye dalga geçtiğin de " ya ne demezsin lan başımıza gelmeyen kalmadı, koyundan kaçtığımız yetmezmiş gibi köpekten de kaçtık" dedim. Tahir gülerek

 

" bizim için güzel bir anı olarak kaldı işte abi" tahire sinirli bir bakış atıp başım ile arabayı işaret ettim " bin lan arabaya zevzek herif" dediğim de tahir beni ikiletmeden arabaya bindi. Samete de başım ile aynı şekilde arabayı gösterdim. Oda tahir gibi ikiletmeden arabaya bindiğinde sokakta tek başıma kalmıştım. Tek başıma kaldığım da gülmeden edemedim.

 

cidden bu yaşadıklarımızı birine anlatsak bize kesin gülerlerdi gülmekte kalmazlar inanmazlardı. Bende daha fazla beklemedim ve kendi yerime dolanıp arabaya bindim ve kemerimi taktım. Kemeri mi taktıktan sonra kontağı çevirip motoru çalıştırdım ve gaza basıp olduğumuz yerden ayrıldık.

 

Yol boyunca İkizler bir birleri didişir iken ben bir an önce eve gitme telaşındayım, evde beni bekleyen bir kadın vardı. Beni seven, beni bir gün sevecek mi? Umudu ile yaşadığım kadının yıllar sonra beni sevmesini beklediğim kadının beni evde beklemesi.

 

Yolun kenarında ki çiçekciyi görünce arabayı sağa çekip durdurdum. Kademin en sevdiği çiçeği bulmak umudu ile arabadan indim ve çiçekçiden içeri girdim. İçeriye girdiğimde benden büyük olduğunu tahmin ettiğim kadın gülümseyerek

 

" hoşgeldiniz nasıl yardımcı olabilirim size" dediğinde " Ben gardenya çiçeği alıcaktım da acaba bulunur mu sizde" kadın başını olumsuz bir şekilde iki yana salladı.

 

" maalesef efendim" dediğinde kadına teşekkür ettim ve çiçekçiden çıkıp arabaya bindim.

 

Tahir " hayırdır abi bana çiçek mi alacaktın ettiğin küfürler için" dedi

 

Tahire aynadan bir bakış attıktan sonra kontağı çevirdim ve moturu çalıştırdıktan sonra çiçekcinin önünden ayrıldık.

 

" bazen cidden sabrımı çok fazla sınıyorsun tahir" dediğimde tahir kafasını koltuğun arasından çıkardı

 

" Ben ne dedim ki şimdi sadece bana mı çiçek alacaksın dedim" Samet tahirin ensesinden tuttu ve geri çekti " birde utanmadan dalga geçiyorsun ikizim dikkat et abim bu sefer gerçekten yolda bırakacak koşarak dönersin eve" dediğinde güldüm " ikizin ne kadar haklı Tahirim"

 

Tahir " Abim kıyamaz bana kolay kolay" tahir tekrar koltuğun arasından kafasını çıkardı " değil mi abi" diye sorduğunda güldüm ve elimi kaldırıp tahirin saçını karıştırdım " evet abisinin gülü sana size ne kadar kızsamda ikinizde canım ciğerimsiniz" dedim

 

Tahir geri çekilip eli ile dağılan saçlarını düzeltmeye çalıştı.

 

" abi sevgini belli et de saçımı karıştırarak yapma bari" dediğinde aynadan bir gülerek bir bakış attım. Samet de aynı yaptığım gibi tahirin saçını karıştırmaya başladığın da yine ikisi didişmeye başladı.

 

Kademin sevdiği çiçeği almak için ne kadar çiçekçi dolaşacak isem dolaşacaktım çünkü onun yüzünde açan tek bir gülümseme benim için gül bahçeleri ile eş değerdi.

 

2 saat sonra...

 

Bu girdiğim 10. Çiçekçiydi ama hayla çiçeği bulamamıştım, tahir

 

" abi az ilerde başka bir çiçekçi var ona mı sorsan acaba" dediğinde başımı salladım " öyle yapacağım onda da yoksa maalesef ki eve eli boş döneceğim" dedim.

 

Bir süre sonra tahirin söylediği çiçekçiye geldiğim de kemerimi çözdüm ve arabadan inip çiçekçiden içeri girdim. İçeri girdiğim de benden büyük 40 yaşlarında bir adam " hoşgeldin delikanlı hangi güzel bayan için hangi çiçeği istiyorsun" dediğinde gülümsedim " eşimin sevdiği çiçeği arıyorum sizde var mı acaba" adam gözünde ki gözlüğü çıkardı " söyle bakalım hangi çiçek" dediğinde " gardenya çiçeği" adam gülerek başını salladı.

 

" var, var güzel çiçektir ve kolay kolay bulunmaz böyle bir yerde" dediğinde gülümsedim " evet öyle tıpkı eşim gibi" adam oturduğu sandalyeden kalktı ve arkaya gitti. Bir süre sonra elinde saksıda ki çiçek ile döndü. Çiçeği masaya bırakıp saksıyı paketler iken " kadınlar çiçek gibidir, ilgi isterler sen onlara ne kadar ilgi verir isen onlar o kadar güzel olur ve o kadar güzel çiçek açarlar" dediğinde başımı salladım. Adam çiçeği paketledikten sonra bana uzattı

 

Adamdan çiçeği almadan cebimden parayı çıkardım ve masanın üzerine bıraktıktan sonra çiçeği elinden aldım " teşekkür ederim" dediğim de adam gülümsedi " rica ederim delikanlı biz kadınları mutlu etmek için açtık çiçekciyi" gülümsedim ve tekrar teşekkür ettikten sonra elimde ki çiçek ile dışarı çıktım ve arabaya yönelip kapımı mı açtım ve koltuğuma oturdum.

 

Koltuğa oturduktan sonra çiçeği yan koltuğa bıraktım, tahir koltuğun arasından kafasını tekrar uzattı "ve operasyon bitmiştir" dediğinde samet "kazanan abim oluyor ve ödül olarak yengemin kalbini kazandı" dedi.

 

İkizlere gülümseyip kemerimi taktım ve kontağı çevirip motoru çalıştırdıktan sonra çiçekçinin önünden ayrıldık.

 

Yol boyunca İkizler ile sohbet eşliğinde eve geldik, bazen öyle bir oluyorlardı ki sanki yaşlarından büyük hareket ediyorlardı ama bazen oldumu küçük çocuktan bile çocuk oluyorlardı. Eve geldiğimizde içimde bir heyecan vardı, Kademi görmek için yanıp tutuşuyordum sanki onsuz saatler değilde yıllar geçmiş gibi gelmişti bana.

 

Yan koltuktan çiçeği aldım ve arabadan indim, İkizler de arabadan indikten sonra arabayı kilitledim ve İkizler önde ben arkalarında Konaktan içeri girdim.. İçeri girdiğimizde olduğum yerde öylece kala kaldım, tahir ile samet ise

 

" Allaaaah işte gerçek eğlence" dediklerinde dudaklarımdan tek bir cümle çıktı.

 

" hassiktir büyük sıçtım" oldu

Loading...
0%