Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5.Bölüm

@sessizkiz22

Zaman kum gibi akıp gitmişti, ne zaman nişan gününe geldik bilemedim. Aynada kendime baktım üstümde ki kırmızı elbisem bana çok yakışmıştı tek bir farkla yüzümde ki solgun halim. Gerçekleri öğrendiğim günden beridir bir türlü kendimi toparlayamadım.

 

Kapımın çaldığını duyduğum da ayna da kendime bakmayı bıraktım.

 

" gel" dediğimde babam içeri girdi. Babam beni baştan aşağı süzdüğünde gözleri doldu.

 

" çok güzel olmuşsun miniğim" dedi babam ne kadar üzüntüsünü sesine yansıtmamaya çalışsada beceremedi. Yanıma gelip elimi tuttu " küçükken olduğun gibi premses olmuşsun" dediğinde gülümsedim. Küçükken prenses diyemezdim, babam bana her elbise aldığın da premses oldum baba diye söylerdim.

 

" Senin premses kızınım baba her zaman da öyle kalacağım değil mi?" başını salladı, babam eğer biraz daha konuşur ise ağlayacak gibiydi.

 

Anlıma öpücük kondurdu ve geri çekildi " öyle kalacaksın hep, sen ne kadar bu evden gitsende benim tek premses kızım olucaksın canım kızım " dediğinde babama sarıldım. Göğüsüne başımı yasladım, her zaman ki gibi kalbi bana huzur veriyordu.

 

" kalbinin sesi bana hep huzur veriyor biliyor musun baba ne zaman kalbinin sesini dinleseme işte o zaman kendimi bir o kadar güvende ve mutlu hissediyorum" diye mırıldandım. Babam başımın üstüne öpücük kondurdu ve kollarını daha sıkı sardı.

 

" sevdiğin bir insanın kalbi sana hep huzur verir kızım, ona sarıldığında kollarının arasında güvende hissedersin." beni kollarının arasından çıkardı ve yüzüme baktı " ilk önce kalbinin sesini dinle olur mu kızım kalbin asla seni yanlış yöne çekmez " başımı salladım konuşacak halimde yoktu çünkü konuşur isem kesin çok ağlardım.

 

" ve en önemlisi sevdiğin adamın kalbinin sesini dinle o kalp sana her şeyi söyler. Birde gözlerinin içine bak çünkü gözler asla yalan söylemez" dediğinde yine başımı salladım " konuşsan ağlarsın bu yüzden susuyorsun biliyorum" başımı eğdim. Babam ise elini çeneme koyup ona bakmamı sağladı "ve gözlerini kaçırma benden küçükken dediğim gibi düştüğünde ben seni kaldıracağım. Ağlar isen ilk ben göreyim o göz yaşlarını çünkü o göz yaşların yere düşmesine izin vermem silerim hemen" dediğinde kollarının arasına tekrar girdim.

 

Babam bana kollarını doladı ve başımın üstüne bir öpücük kondurdu. Babam ile sarılır bir vaziyette durduğumuzda dışarıdan müzik sesi geldi. Müziğe kulak verdiğimde dedublüman = rüya gibi şarkısı olduğunu anladım.

 

Babam beni kollarının arasından çıkardı ve yüzüme baktı " vakit geldi git bak hadi kapıya" dediğinde derin bir nefes aldım ve yüzüme gülümseme takınıp odadan dışarı çıktım ve kapıya gittim.

 

Kapıyı açtığımda yüzüme mavi ve pembe fişeklerin ışıkları vurdu. Gelen misafirlerin elinde fişekler vardı. Hayalim gerçekleşmişti, hep istediğim şey olmuştu.

 

Gözlerim karanı aradığında fişekleri tutan kişilerin - tahminen İkizler di - onların ortalarında elinde orkide ile olduğunu gördüm. Üstüne siyah takım giymişti, saçları geçen gün ki gibi dağınık değildi aksine derli topluydu. Sakallarını ise kesmemişti.

 

" Davut yıldız kızını almaya geldik izniniz var ise kızınızı kızımız yapalım istiyoruz" babam arkamdan seslenen hemen hemen 23 yaşında karana zıt bir şekilde esmer olan çocuğa gülerek " ya vermek istemez isem" diye sorduğunda karanın sol tarafında duran esmer olan " kaçırırız amca" dedi ve karana baktı " bizim oğlan sevdalanmış"

 

Babam " bak sevda dedin beni can evimden vurdun deli kanlı sevdanın önünde dağ olsa bile duramazmış" dedi ve kapıdan kenara çekildi " evim evinizdir kızım ise bakarız duruma göre" dediğinde herkes güldü.

 

Kemal amca ve nergiz yengenin ellerini öptükten sonra içeri girdiler misafirlerde içeriye girdiğinde geriye Karan ve İkizler tabi birde kenarda yan yana duran kızlar kalmıştı. Karan yanıma geldi ve beni memnuniyetle baştan aşağıya süzdüğünde gülümsedi.

 

"benden iltifat kalmak zordur ama çok güzel olmuşsun" dediğinde yanaklarıma ateş bastı. Zar zor olsada " teşekkür ederim" dedim karanın iki yanına İkizler geldi.

 

Sol tarafında duran elini bana doğru uzattı " merhaba müstakbel yengecim ben Tahir " dediğinde karanın sağ tarafında ki " bende Samet" dedi ilk hangisinin elini sıkacağımı şaşırdım.

 

Tahir " aldırış etme yengecim ikizim benim ile hareket etmeyi sever" dedi ve Samete baktı, Samet tahire dilini çıkardıktan sonra bana baktı " asıl sen tahirin kusuruna bakma yengecim Tahir patavatsız ve kendini beğenmiş ikizim" dedi Tahir ile Samet enselerine şaplak yediğinde acı ile inlediler.

 

Tahir " ya begüm abla ne yapıyorsun sen ya"diye mızmızlandı, adının begüm olduğunu öğrendiğim kız ikisinede kınayan gözler ile baktı " Boş boş konuşup durdunuz yine bırakın karan abinizi "dedi Samet sırıttı " yalnız begüm abla Karan abim elimize düştü düşmüş iken bizde azucuk eğlenelim dedik ne var bunda " Karan Samete kaşlarını çatıp baktı " dua edin bugün nişanım var yoksa ikinizi de pestile çevirirdim " Samet ile Tahir teslim oluryormuş gibi ellerini havaya kaldırdı ve aynı anda " teslim oluyoruz abicim "dediler ve bana baktılar" yengecim içeride görüşürüz " dediler ve içeri girdiler.

 

İkizler girdikten sonra diğer kardeşleri ile de tanıştım, Karan ile yaşıt gibi duran begüm, İkizler ile yaşıt olan beste, Karan dan iki yaş küçük olan ise Sahra. Karanın kardeşleri içeri girdiğinde kapıda sadece Karan ile biz kaldık.

 

Karan elinde ki orkideyi bana uzattı,orkideyi karadan aldım "teşekkür ederim" dedim. Karan gülümsedi " rica ederim bu gece senin yanında sönük kalıcak ama yinede sana sözüm olsun başka bir zaman sana daha güzelini alırım" dediğinde başımı yere eğdim utanmıştım Karan " ne oldu" diye sorduğunda başımı yerden kaldırdım zar zor olsada gözlerinin içine baktım " yok bir şey" konuyu değiştirmek için " kardeşlerin sana benzemiyor bir tek Sahra benziyor" diye söyledim Karan ellerini cebine soktu " İkizler, begüm ve beste öz kardeşlerim değil evlatlık üçü de, öz kardeşim Sahra" başımı salladım.

 

" geçelim hadi içeri bizi bekliyorlar" Karan elini cebinden çıkardı ve içeriyi işaret etti " önden bayanlar" nezaketenine gülümsedim ve içeri girdiğimde karanda peşimden içeri girdi.

 

Oturma odasına girdiğimizde babam karşı koltukta, kemal amca ise babamın çaprazında ki koltukta oturuyordu annemler ise yan yanaydı ve koyu bir sohbete dalmışlar gibiydi. İkizler ve kızlar boştaki sandalyelere oturmuştu.

 

Elimde ki orkideyi masaya bıraktım. Karanda ona ayrılan yere oturdu bende oturmak için hareket ettiğimde annem " hadi kızım sen kahveleri yap" dedi başım ile onaylayıp oturma odasından çıktım.

 

Mutfağa girip kahveleri yaptığımda Sahra yanıma geldi " yengecim yardıma ihtiyacın var mı?" gülümsedim " iyi olur kahveleri iki tepsi yaptım" tezgahın üstünde ki karanın kahvesini gösterdim " abinin al bunu sen ona ver" dediğimde Sahra annemlerin kahve tepsisini aldı " olmaz yengecin sen ver abime ben veririm annemlere" dedi ve mutfaktan çıktı.

 

Bende mutfaktan çıktığımda Tahir ile karşılaştım, Tahir " abimin kahvesi değil mi yenge" diye sorduğunda başım ile onayladım. Tahir gülümsedi ve cebinden bir bütün limon çıkardı " abimin kahvesine az tat gelsin değil mi?" dedi ve mutfağa gidip limonu kestikten sonra yanıma geldi " izninle müstakbel yengecim" dedi ve elinde ki bütün limonu kahvenin içine sıktı " abim çok sever limonu bayılır hatta"

 

" alerjisi mi var yoksa" Tahir güldü

 

" hayır yok yenge sadece abim pek limon yiyemez yada limonata içemez ondan" dedi

 

" madem içemiyor neden sıktın Tahir içine" Tahir omuz silkti " bir şey olmaz yenge belli bile olmaz. Neyse hadi ben kaçtım" dedi ve umursamaz bir şekilde gitti. Kahveye baktım inşallah bir şey olmaz diyerek içeri girdim, içeri girdiğimde Sahra büyüklerin kahvelerini dağıtıyordu.

 

Sahra annemlere kahveleri dağıtır iken bende karana kahvesini verdim ve karanın yanına oturdum Karan başını bana yaklaştırıp kısık sesle " tuz yok değil mi bunun içinde yada başka bir şey" diye sordu ikizlere baktım. İkizler karana sırıtarak bakıyordu.

 

Herkes kahvelerini içer iken Tahir.

 

" abicim iç hadi kahveni bak yoksa kızı vermezler" dedi Karan başını salladı ve kahvesinden büyük bir yudum aldığı gibi yüzünün şeklinin değişmesi bir oldu. Tahir ile Samet ellerine çak yaptığında Karan zar zor olsada kahveyi yuttu. Karan kahvesini yuttuğun da "anam" demesi üzereHerkes karana baktı

 

Tahir ayağa kalktı ve karanın yanına gelip sehpanın üzerinde ki suyu karana uzattı ve bana kınayan bakışlar attı " yengecim çok ayıp hiç abimin kahvesinin İçine limon sıkılırım mı abim limon yiyemiyor" tam Tahire cevap vereceğim sırada Karan

 

" seni bana müjdeleyeni" diyip sustuğunda Tahir sırıttı " eee abi ne olmuş ona" Karan başını salladı ve kısık sesle " Senin ile sonra görüşücez kardeşim" Tahir karanın söylediklerini gülüp umursamazdan geldi ve gidip yerine oturdu.

 

Karan kalan kahvesini de tek içişte içip suyunu da bitirdiğinde kemal amca

 

" ee davut kahveleri içtik gelelim sebebi ziyaretimize" diyip Karan ile bize baktı ve sonra da babama döndü " Allahın emri peygamberimizin kavli ile kızın kademi oğlum karana istiyoruz" babam bana baktı, sonra da karana baktıktan sonra kemal amcaya döndü.

 

" ne diyeyim kemal verdik öneceden bir söz sonu hayırlı olur inşallah verdim gitti" dediğinde herkes alkışladı annem " e hadi öpün bakalım çocuklar ellerimizi" Karan ile bir birimize baktık ve ayağa kalkıp ellerini tek tek öptük.

 

Herkesten hayırlı olsunu aldıktan sonra geri yerimize oturmayıp Karan ile yan yana durduk. benim solumda kemal amca karanın sağında ise babam vardı. İkizler ve kızlar ise tam karşımızda

 

Nergiz yenge sahra ya " hadi kızım getir yüzükleri" Sahra başını salladı ve masanın üstünden yüzük tepsisini alıp kemal amcanın yanında durdu.

 

Kemal amca babama " sen tak istiyor isen davut" dediğinde babam " ne fark edecek kemal sende babasısın tak işte çocukların yüzünü" dedi kemal amca " peki madem" tepsiden yüzükleri aldı.

 

İlk benim parmağıma sonra da karanın parmağına taktı. Makası da eline aldı. Kurdeleyi kesmeden.

 

" bundan sonra ikinizin hayatı bir olduğu gibi kalpleriniz de bir" ve beni işaret etti " Karan senin kalbin kademde" ve bana dönüp karanı işaret etti " karanın kalbi de sende kızım. Bir birinizin kalplerini kırar iken ona göre kırın Allah utandırmasın sonunuzu hayırlısı kılsın " dedi ve " bismillahirahmanirahim" diye besmele çektikten sonra kurdeleyi kesti.

 

İşte şimdi hikayemiz yeni başlıyordu. Kadem yıldız ve Karan alp Akayın hikayesi bakalım aldığımız bu karar bize ne getirecekti.

Loading...
0%