@sessizkiz22
|
Evet ikinci kurgum ile tekrar geldim karşınıza inşallah buda sonsuz sevda gibi tutar :) bismillahirahmanirahim diyip ikinci kurgu için başlıyoruz :) lütfen vote ve yorum yapmayı unutmayın hepinize kucak dolusu sevgiler gönderiyorum 🤍
************************************
İnsan kaçar, insan bazen yeri geldiğin de bile sevdiklerinden kaçar, kimi başka bir şehire, ülkeye kimi de kendine başka bir alışkanlıklar edinerek. Fiziken kaçmasa da ruhen kaçmayı başarır. Bende fiziken kaçamadım ama ruhen kaça bildim. Dans ederek. Kendimi bildim bileli dans ederdim,küçükken hevesle başladığım dans bana tutku ve kaçış sağlamıştı.
" evet çok güzel aydancım bugünlük bu kadar yeter" dans hocam dediğinde dans etmeyi bıraktım, nefes nefese kalmıştım ama değerdi her ne olursa olsun dans etmek benim için huzurdu " peki hocam siz nasıl isterseniz" dans hocam gülümsedi ve kenarda duran suyunu aldıktan sonra salondan çıktı.
Hoca gittiğin de bende daha fazla beklemedim ve salondan çıktım, soyunma odasına gidip, üzerimde ki terli kıyafetlerden kurtuldum ve doğruca duşa girdim , duşumu aldıktan sonra temiz kıyafetlerimi giydim, terli kıyafetlerimi ise çantama içine tıkıştırıp salondan çıktım.
Dışarı çıktığım da hava kararmak üzereydi ve ben yine geç kalmıştım, hızla binanın önünde ki merdivenlerden indim ve doğruca evin yoluna koyuldum. Dansa olan tutkum böyleydi işte, zaman hızlı geçiyordu ve ben dans eder iken hiç olmadığım kadar özgür hissediyordum.
Adımlarımı hızlandırdım, Adımlarımı hızlandırmam ile arkam da adım sesleri işittim.
Allah kahretmesin.....
Bir bu eksikti, panikle ne yapacağımı bilmeden cadde boyunca yürüdüm. İçimden " belki beni takip etmiyordur" diyerek kendimi rahatlatmaya çalıştım ve soğuk kanlılığımı korudum. caddenin üzerinde ki ara sokağa geldiğimde hiç düşünmeden sokağa girdim. Sokağa girdiğim sırada Çaktırmadan omzumun üzerinden arkama bakış attım, kimse yoktu.
Rahatlamış bir şekilde önüme döndüğüm sırada " hey" diyen tok bir erkek sesi işittim. Erkeğin sesi ile hızla yerden taş aldım ve hiç düşünmeden taşı fırlattım, fırlattığım taş adamın kafasına gelmesi ile adam acıyla inledi. Ben ise hızla önüme dönüp koşmaya başladım. Koştum, koştum. Ola bildiğince ordan uzaklaştım.
Bir süre sonra nefes nefese kalınca daha fazla koşmayı bıraktım ve kendimi bir duvarın dibine atıp nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Az önce ki yaşadığım olay yüzünden bacaklarım titriyordu resmen az önce bir sapık bir adam tarafından takip edilmiştim.
Nefesim düzene girince, koşmaktan dağılan üstümü başımı düzelttim ve tekrar hızlı adımlarla evimin yolunu tuttum. Sokaktan çıkıp başka bir sokağa gireceğim Zaman ben daha ne olduğunu anlamadan bir el ağzımı kapattı, ben daha çırpınmadan sırtımı duvara yasladı ve kaçmamı engelledi.
İşte şimdi bitmiştim, demek ki beni takip etmiş ve ben şuan koskoca sokakta bir yabancı adam ileydim.
Korku ile kapattığım gözlerimi açtım, gözlerimi açtığım da beni ilk karşılayan gecenin rengi gözleri ardından ise insanı kıskandıracak kadar olan uzun gür kirpikleri ama onun yanında güven ve huzur veren bakışları. " ağzını açacağım ama sakın bağırma tamam mı?" dediğinde başımı salladım. Ben başımı salladıktan sonra elini ağzımdan çekti.
" ne istiyorsun benden" diye sordum, adam benden bir adım geri gittiğin de Artık yüzünü tamamen göre biliyordum, tahmini 30 yaşındaydı, yada daha küçük " merak etme amacım sana zarar vermek değil" dedi sakin bir ses tonu ile. Ben onun aksine panik dolu bir ses tonumla " ne istiyorsun peki" diye sordum.
Adam elini arkasına atması ile " lütfen beni öldürme" dediğimde adam şaşırdı " seni öldürmeceğim ki sadece" arka cebinden bir şey çıkardı ve havaya kaldırdı " cüzdanınızı düşür müşsünüz" dedi.
Şaşkın gözler ile adamın elinde ki cüzdana baktım, gerçekten benim cüzdanımdı, kenarında ki ablamın ve abimin doğum günüm için bana özel yaptırdıkları anahtarlıktan tanımıştım.
Uzanıp elinden cüzdanımı alacağım sırada havaya kaldırdı " cüzdan benim cidden, teşekkür ederim lütfen cüzdanımı ala bilir miyim" demem üzere güldü " hatırlatırım kafama taş attın " dediğinde " ne yapayım başta sapık sandım, gece yarısı bir kadını takip eden adam ne denir" diye kendimi savundum.
Başını salladıktan sonra elini indirdi ve cüzdanımı elime teslim etti " haklısınız özür dilerim hata benim" cüzdanımı çantama atıp ona baktım, sanki onu tanıyor gibiydim ama bir türlü hatırlayamıyordum.
" kusura bakmayın, ama başka çarem de yoktu, inşallah kanamıyordu diyeceğim de" elim ile başını işaret ettim "kanıyor sanırım" demem üzere panikle elini kafasına attı, kafasından elini çekip eline baktı, bir bana, bir eline baktıktan sonra " beni kan tutar" dedi ve Bülent ersoy bayılması gibi anında yere bayıldı.
Çok güzel bana cüzdanımı verecek kadar alçak gönüllü olan adamı kan tutuyormuş.
Koskoca sokakta ben ve yerde baygın yatan adam vardı, bir süre ne yapacağımı bilmeden öyle bekledim ve en sonunda yere diz çöküp, baygın yatan adamın yanağına hafif vurdum " beyfendi uyanın lütfen" dedim ama adamdan gram ayılma belirtisi yoktu.
Çaresizçe etrafa bakındım, bir Allahın kulu da yoktu, bakışlarımı tekrar yerde yatan adama çevirdim, yüzü çok tanıdıktı ama bir türlü nerden tanıdığımı anlayamamıştım.
Bir süre sonra " ağam" diyen bir ses duymam ile başımı yerde yatan adamdan kaldırdım ve sokağın çıkışına baktım, bize doğru bir adam geliyordu.
Bir dakika ya o ağam mı demişti ben mi yanlış duymuştum?
Adam yanımıza geldiğin de telaşla yere diz çöktü v " ağam kendinize gelesin" dedi bozuk Türkçesi ile, Bakışlarını yerde yatan adamdan çekti ve bana baktı " bacım ne olduğu ağama"
İşte şimdi sıçmışıke...
Adamın sorusunu duymazdan geldim " bu adam ağa mı" diye sordum, adam soruma şaşırsada panikle " ne sanasan ağa tabi, atasoy aşiretinin ağasıdır"
Sıçtığım yetmezmiş gibi bide üzerine tüy dikmişke!
" ne oldu ağama bacım" dedi az önce ki sorusunu tekrar ederek, tedirginlikle yutkundum, ne demeliydim ki ağanı sapık sandım kafasına taş attım, kafası yarıldı üstüne üstlük kan tuttuğunu bilmeden kafası kanıyor dedim ve sonuç bu mu diyecektim.
" ee ağamın kafasi kaniyi" dedikten sonra şüpheyle bana baktı " ağama bir şey mi yaptın yoksa" dediğinde " ne münasebet canım" diye yüksekseldim " sadece bilmeden taş attım kafasına" diye kısık sesle mırıldandım.
Adam bana kötü bir bakış attı tekrar yerde yatan adama " ağam kendinize gelin" dedi ama adamın ayılacağı yoktu " acaba hastaneye mi götürsek" diye öneride bulundum. Adamdan hızla ayağa kalktı " öyle olacak zaten" eli ile yerdeki adamı işaret etti " başında bekle ağamın" dediğinde başımı salladım.
Adam şüphe ile bana baktı bir süre beni inceledikten sonra arkasını döndü ve sokaktan çıktı, adam sokaktan çıktığında bende yerde yatan adamın baş ucuna tekrar eğildim " lütfen uyandıktan sonra benim canımı okuma yaa nerden bileyim senin ağa olduğunu bilsem atar mıydım" diye söylendim
Ben öylece adamın tepesinde bekler iken, sokağın başında bir araba belirdi, anlaşılan az önce ki adamdı. Hızla yanımıza geldiğin de durdu ve içinden adam indi. Arabayı dolanıp arka kapıyı açtı, kapıyı açıktan sonra yanımıza gelip " arabaya sende bin ağamın başını tutasan" dediğinde " gerek var mı ya" diye mırıldandım.
Adam yerde yatan adamın koltuk altlarından tutarak gövdesini kaldırdı " bacım yardım edesen" dediğinde, daldığım düşüncelerden çıktım.
Baygın olan adamın ayaklarının tutup kaldırdığım da neredeyse belim çıkacaktı, zar zor olsada bir şekilde adamı arabaya taşıdık, taşındıktan sonra diğer tarafa dolandım ve bende yanına bindim. Başını dizime koyduğum da elime kan bulaştı.
Bide ben bayılsam nasıl olur acaba?
Şoför olduğunu tahmin ettiğim adamda arabaya bindi, torpidodan bir tane havlu çıkarıp bana uzattı " kanamasının olduğu yere bastır" dedi, havluyu adamdan aldım ve baygın yatan adamın kanamasının olduğu yere bastırdım. Şoför olan adam ise hızla kontağı çevirip arabayı çalıştırdıktan sonra doğruca hastanenin yoluna koyulduk.
*********************************** Bir insan kendini ne kadar rezil ede bilir ki? Yada daha ne kadar bata bilir? Karşımda öldürücü bakışlar atan adam ile göz göze gelmemek için baya güç sarf ediyordum. Ona bakmak yerine acilde ki bütün yerlere bakıyordum, sedye üzerinde yatan hastalara, doktorlara, yerdeki fayanslara, pencereye, küçük doktor masasına kısacası acilin içerisinde ne kadar şey var ise bakışlarım oradaydı.
Bir süre sonra " ağam doktor çıka bilirsiniz dedi" diyen Salih bey ile ayağa kalktım, benim kalkmam ile " Salih" dediğinde anın da "ağam" dedi. Yanda duran ceketini aldı ve ayağa kalktı, ayağa kalktıktan sonra ceketini giydi.
Bende ayağa kalktığım sırada bana döndü, ceketinin yakalarını düzeltip " kan davası var artık aramızda kanımı akıttınız" dediğinde " ne kan davası bee" diye çıkıştım, o ise rahat bir şekilde ellerini cebine soktu, bir süre yüzüme öylece baktıktan sonra güldü.
Hayvan herif benim ile dalga geçiyordu!!!!
" gülme ulan" dediğimde gülmesini bastırdı " tamam kızma şaka yaptım" anında ciddileşti " ama bu kafamı yarma sebebiniz bir karşılığı olacak" ellerimi kaldırıp yalvarır gibi " Ay lütfen yapmayın çok korkarım ben" dedim yalandan, o ise sadece buna gülmüştü.
" cidden kim olduğumu duydun sanıyordum" Salih denen adama baktı " Salih söylemedin mi hanım efendiye kim olduğumu" diye sorduğunda " söyledim behram ağam, hem sizi bilmeyen mi var bu şehir de" dedi
Demek ismi behram mış behram atasoy!!!!! Memnun oldum diyemeyeceğim :)
Behram dönüp bana baktı " güç kudret Allaha husustur, sadece kim olduğumu bil istedim sonra" elini kaldırdı ve işaret parmağı ile bir daire çizdi " çevre de sapık diye adımı çıkarma" dediğinde ona bir adım attım. Benden bir tık uzundu, gözleri ise gecenin siyahı gibi kapkaraydı.
Meydan okurcasına Çenemi yukarı kaldırdım " inan umurumda değil senin kim olduğundan, sapıkta demem ayrıca ad çıkaracak biri değilim ben" behram ise sadece gözlerimin içine baktı, bakışlarını ne o kaçırdı ne ben.
Bir süre sonra ise nefesini dışarı verdikten sonra " peki tamam" dedi sonra da elini çıkışa doğru uzattı " madem sorun yok bende iyiyim çıka biliriz" dediğinde başımı salladım.
Ona sırtımı döndüm ve hızla çıkışa yöneldim, bakışlarını sırtım da hissediyordum ama dönüp ona bakmadım.
Acilden dışarı çıktığım da behram da dışarı çıkmıştı, behram dışarı çıkar çıkmaz " behram ağam" diyen bir kadının sesi ile bakışlarımızı oraya çevirdik, kadın mahcup ifade ile behrama bakıyordu " Allah sizden razı olsun behram ağam sizin sayenizde karnımız doyuyor" elini arkaya attı, bir süre sonra elinde minik bir el belirdi, ardından da minik elin sahibi kız çocuğu çıktı.
"sizin sayenizde çocuklarım üşümüyor artık" diye minnetlerini sıralar iken behram " estağfurullah abla sana demiştim" uzanıp küçük kızın yanağını okşadı " sen ablamsın, çocukların ise yeğenlerim," kadına baktı " size bakmayacağım da kime bakacağım" dediğinde kadın mahcup bir şekilde gülümsedi " Allah razı olsun" dedikten sonra bakışları beni buldu, bir süre bana baktı, tekrar behrama döndü " kaçırma kızı" dediğinde behram başını çevirip bana baktı, bana bakarak " kaçırmam abla" dediğinde gözlerimi devirdim. Behram ise göz devirmeme gülüp tekrar kadına döndü. Kadın ile bir süre daha sohbet ettikten sonra kadın yanımızdan ayrıldı.
Kadın gider gitmez " ne dedin sen kadına" diye sordum, behram çapkınca güldü " boş ver" dediğinde behramın arabası gelmişti. Behram eli ile arabayı işaret etti " gideceğiniz yere kadar bırakalım ister misiniz" dedi.
" teşekkür ederim ben kendim giderim" diyerek teklifini geri çevirdim, behram omuz silkip " peki tamam o zaman hoşçakalın" dedikten sonra yanımdan ayrıldı, arabaya binmek üzere iken " behram bey özür dilerim tekrardan" behram gülümsedi " önemli değil, sizin açtığınız yara can yakmaz Aydan hanım" dedi ve arabaya bindi. O biner binmez araba hareket etti ve hızla hastanenin önünden ayrıldılar.
Behram gittiğin de etrafıma baktım, hava giderek kararmıştı ailem beni merak etmiş olmalıydı, dahası bu saatte burada nasıl taksi bulacaktım.
Hastaneden çıkacağım zaman arkamdan " Aydan hanım" diyen bir ses duymam ile bakışlarımı sesin sahibine çevirdim, sesin sahibi göbekli tonton bir abiydi, adam " behram ağamın emri ile buradayım sizi eve bırakmam için" dediğinde şaşırdım. Behram ne ara halletmişti ki bunu.
Adama " cidden behram ağa mı söyledi size" dediğim de adam " evet" eli ile taksiyi işaret etti " taksi burda buyurun" dedi.
Bu behram kimdi? Daha doğrusu onu neden herkes bu kadar çok seviyordu, 26 yıldır Mardin de yaşıyordum hadi 20 diyelim bu adamı hiç ne görmüştüm nede duymuştum.
Adam " gidelim mi" dediğinde daldığım düşüncelerden çıktım, ilk başta tereddüt etsem de " gidelim" dedikten sonra taksiye yöneldim, taksiye geldiğim de adam kapımı açtı, bu hareket ile şaşırsamda belli etmedim. Kapımın açılması ile arkaya yerleştim, adam kapımı kapatıp kendi kapısını açtı ve koltuğuna yerleşti, emniyet kemerini bağladıktan sonra kontağı çevirdi ve arabayı çalıştırdıktan sonra hastanenin önünden ayrıldık.
************************************
Çok şükür sonunda ilk bölümü ata bildim, uzun zamandır yazmaya çalışıyordum ve yazdım da, evet nasıl buldunuz bakalım ilk bölümü behram sizce nasıl biri? Peki Aydan?
İnşallah buda sonsuz sevda gibi sevilir :) diğer bölümde görüşmek üzere kendinize cici bakın 💜
 |
0% |