@sessizokurmeftun
|
Sabah ezanı o gür huzur veren sesiyle okunmaya başladı ağlamaktan şişmiş ve kızarmış gözlerimi sildim. Lavaboya gidip aynada kendime baktım dün ki Mehpare ve şimdiki Mehpare arasında o kadar fark vardı ama bunlar fiziksel olduğu kadar ruhsaldı daha düne kadar gülen içinde bir kişiye daha umut olmak için çabalayan doktor Mehpare şimdi aynanın karşısında töreye kurban edilmek üzere olan Mehpare vardı. Aynadan gözlerimi çekip abdestimi aldım çünkü beni en çok anlayana gidicektim , namaz kıyafetlerimi giyip seccademi serdim sabah namazımı kıldıktan sonra ellerimi Rabbime açtım; -Rabbim ,ben sana geldim her zamanki gibi ellerimi sana içimi sana açtım sen beni benden iyi bilirsin . Korkuyorum Allah'ım sonumdan, sonumdan kaçtığımda olacaklardan sen bana bir çıkış yolu göster . Duâm'a göz yaşlarım eşlik etti. Seccade de duâ ederken uyuya kalmışım, uyandığımda dışarıdan normalinden fazla ses geliyordu kalkıp seccademi topladım ve pencereden dışarıya baktım , elli yaşlarında, beyaz saçlı , bir kadınla konuşuyordu annem . Yanlarında genç güzel bir kız vardı sanırım bu Dinçer' in evleneceği kızdı . Kapıdan girenlere odaklandım ellerinde sandıklar, bohçalar ve tepsiler taşıyorlardı . Bunlar babamın sözlerinin ciddiyetini göz önüne seriyordu. Pencereden çekilip elimi anlıma koyarak endişeyle; -Ben bir şey yapmalıyım ,evlenemezdim ben bunun için buraya gelmedim bir kere yaptım tekrar yapabilirim burdan bir çıkış yolu olmalıydı. Kendi kendime söylenirken kapının kilidi açıldı içeriye annem girdi . - Ay parçam ,Mehpare'm - Anne bir şey yap ben evlenemem Diyerek koşarak anneme sarıldım . Annem de benimle birlikte ağlamaya başladı. Beni kendinden çekerek kapının dışına bakarak kapıyı kapattı beni tutup yatağa oturttu yanıma oturdu . - Bu gece buradan gideceksin. - Ya sen ne olacaksın anne ? Babam seni bu sefer affetmez sana bunu yapamam. Bunun üstüne annem gözyaşlarımı sildi saçlarımı okşadı. -Mehpare'm beni düşünme baban bana zarar veremez ama ben seni bu töreye kurban etmiycem gidiceksin buradan . Kapı açıldı içeriye babam girdi öfkeden deliye dönmüş şekilde bağırmaya başladı - Ben sana benim iznim olmadan bu kapı açılmayacak demedim mi ? Çık dışarı! Annem bunun üzerine dışarıya çıktı arkasından babam da çıktı kapıyı tekrar kilitledi. Annem babam gelmeden cebime koyduğu kağıda ve anahtara baktım kağıtta; "Ay parçam bu anahtarla sabah ezanıyla birlikte kapıyı açıp arkana bile bakmadan gideceksin uçağın saat 8' de " Annem'in notu ile ağlamaya tekrar başladım ama gitmeliydim buradan kalamazdım tanımadığım ,sevmediğim ve zorla bir adamla evlenemezdim . Çantamı hazırlamaya başladım kimliğimi ve İstanbul'da ki evimin anahtarımı aldım . Telefonum ve bilgisayarım almışlardı. Ben onları hazırlarken kapının kilidinin açılma sesi geldi hemen hazırladığım çantayı yatağın altına attım. - Hanım 'ım ,ağam sizi yemeğe çağırıyor. Gelen yardımcıya kafamı sallayıp ne kadar istemesem de gitmeliydim dikkat çekmemeliydim. Aşağıya inip masaya oturdum. Herkes masaya oturmuştu babam ben odaya girdiğimde gözlerini bana çevirdi başıyla masayı işaret etti - Otur Onaylamamı beklemeden adamlardan biri sandalyemi çekti oturmam için. Herkes yemek yemeye başladı. Gözlerimi Dinçer'e çevirip onu incelemeye başladım hiç bir şey olmamış gibi yemeğini yiyordu ona baktığımı hissetmiş gibi gözlerini bana çevirdi mahcup bir şekilde elindeki kaşığı yere bırakıp başını önüne eğdi. - Kendini aç bırakarak bize ceza verdiğini mi sanıyorsun ? Babam'ın sözüyle ona baktım; - Ben sana ceza vermek istemedim sadece sana güvendim bunca zaman sonra sana güvendim . İçimdeki babasına aşık bir Mehpare'ydi sana güvenen . Bu sözlerimin üstüne babam yemeğini bırakıp ayağa kalktı arkasını dönüp yürümeye başladı bunun üzerine öfkem'e yenilerek bende ayağa kalkarak ona bağırmaya başladım - Sen beni hiç bir zaman sevmedin demi baba kız çocuğundan bir şey olmaz dedin hep ama bak ben seni dinlemedim duymadım ve doktor oldum . Bu sözlerimin üstüne babam yönünü bana dönüp yanıma geldi elini bana vurmak için yukarıya kaldırdı ve durdu - Vur ,vur ama bana bunu yapma baba ! - Mehpare ! Yeter Barlas Çakırbeyli ile evleneceksin. Adamlar koluma girip beni odama götürdüler . Sinirden tekrar ağlamaya başladım hiç mi sevmedi beni tanımadığım biriyle evlenmeme nasıl müsade eder. Gidicektim ve uyuyamazdım ya uyuyup burada kalmak zorunda kalırsam . Sabah ezanı okunmaya başlamıştı annemin bana verdiği anahtarı alıp kapıyı açtım etrafa baktım kimse yoktu hazırladığı çantayı alıp sessiz bir şekilde evden çıktım. Aklıma annem gelmişti ama arkama bakamazdım bakarsam gidemezdim dış kapı açıktı normalde kilitli olurdu demek ki annem açmıştı kapıdan çıkıp beni bekleyen taksiye binmeden son kez eve baktığımda pencerede bana bakan annem'i gördüm ağlıyordu bana gülümseyip el salladı bende ona el sallayıp taksiye bindim Mardin havalimanına gitmek istediğimi söyleyip kafamı cama yasladım ağladığımı gören taksi şoförü peçete uzattı teşekkür edip peçeteyi aldım. Gene ağlayarak gidiyordum ne hevesle geldiğim yerden tekrar ağlayarak gidiyordum elim kolum bağlıydı anneme ya bir şey yaparsa düşüncesi vardı aklımda aklımı kemiren bir sürü düşünceyle etrafa bakıyordum. -Abla geldik. Taksi şoförü'nün sesiyle düşüncelerimi bir kenarıya bırakıp ona döndüm. -Borcum ne kadar? -255 sen 250 versen yeter abla Adamın sözüyle borcumu ödeyip taksiden indim. Havalimanına girdiğimde kimliğimi verip biletimi öğrendim ve oturup anons edilmesini beklemeye başladım. Acaba öğrenmişler miydi ? Anneme bir şey yapmış mıydı aramak istiyordum ama bulurlardı. Aklımdaki düşünceyi uçağımın anons edilmesiyle ayağa kalktım yürümeye başladım tam güvenlik noktasından geçerken bileğimi tutup biri beni kendine çevirdi; kumral , sakallı, takım elbiseli ve 29 yaşlarında bir adam vardı karşımda. - Sen kimsin de benim bileğimi tutuyorsun ? Bileğimi tutan elinden kurtulmaya çalıştım gözlerinde öfke vardı sert bir yapısı vardı - Kim mi oluyorum Mehpare Demir? Gözlerimi cevap vermesi için gözlerine diktim. -Barlas ,Barlas Çakırbeyli...
|
0% |