@sessizzyazarr._
|
5. Bölüm " Elimden ne gelir ki?" Annem ilk kez korkulu görünüyordu o gün. Ayça Yıldırım. O da biliyordu. Büyük miktarda geliri olan babamın düşmanları olduğunu. Ama bilmiyor ki bende onlardandım. Biz ağabeyimle oynarken, annem kitap okurken başladı her şey. Camlar patladı, kapı kırıldı. Korkudan sıçramıştım. Ağabeyim annemi haykırırken aşağıdan annemin bağırışları geliyordu. Bir adam gelip beni ve ağabeyimin kolundan çekiştire çekiştire aşağıya sürüklemişti. Korkudan yerinden fırlayacak kalbim, annemin korku dolu çığlıklarıyla bütünleşip benliğimi kaybetmeye sürüklüyordu beni. Anneme silahla vurdular. Ağabeyimi de. Bana sıra gelmeden siyah saçlı uzun boylu soluk göz rengine sahip bir adam annemin kafasına dayadı silahını. "Nerede?" diye kükredi. "Ney nerede ne istiyorsunuz?" diye çıkışan ağlamaklı sesli annem korku akıyordu gözlerinden. " Hadi ama Ayça. Biliyorsun, sen bize istediğimizi ver biz senin canını kurtaralım ne dersin." neydi acaba istedikleri. Annem anlamaz gözlerle soluk gözlü adama bakıyordu. Sanki aralarında bir meseleleri vardı. Hatta bundan emindim. Ama neydi? Tam o sırada ağlamaya başlayan annem cam gözlerini bulatıyordu. Ağabeyim dayanamadı. "Annemi rahat bırakın ben size istediğinizi veririm canını yakmayın!" çok geçti cam gözlü annem. Hep mutluluktan ağlamasını istediğim insan şimdi Ölümden ağlıyordu. Soluk gözlü adamın gözlerinin içine baktım. Boş bomboş ve boştu. 🕙︎ Askılıklara bakılı kaldım birden Gizem'i sakinleştirmiştim. Ömer'in koynunda uzanıyordu. Odama çıkıp üstümü değiştirdim. Elime telefonumu alıp aşağıya indim. Merve uyuyordu. O an Ömer'in ne kadar huzurlu olduğunu gördüm. Gülümsedim birden. Sebepsiz, mutluluktan belki de. Çok yorgundum. Tek istediğim okula dönüm saçma sapan ne varsa son son yapıp gitmek istiyordum. Ama eskisi gibi olabileceğini düşünmüyordum. Sonuçta en yakın arkadaşım ne yapabilirdim. O benim kardeşim gibiydi ne olmuştu ki? Koltuğuma sinerken Bora geldi aklıma, Hürkan ile bir işleri olduğunu söyleyip çıkıp gitmişlerdi. Bu ikilinin son günlerde nereye kaybolduklarını merak ediyordum. Kafamı kaldırıp Ömer ve Gizem'e baktım. İkisinin de uyuduğunu gördüm. Yan yana. Gizem huysuz bir şekilde yerinde gözleri kapalıyken Ömer tam tersi çok mutlu, huzurlu sanki sanki halinden hoşnuttu. Saate gözümü kaydırdırm. Saat dokuz buçuk olmuştu. Telefonu elime aldım. Bora'nın söylediği numarayı notlarımdan bakıp aradım. beklediğim gibi "Aradığınız kişi şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz." sesini duyduktan sonra aramalardan çıkıp mesajlara girdim. Aynı numaraya mesaj attım. Mesajda uyuduğumuzu, anahtarın kapının önündeki paspasın altında olduğunu söyledim. MAŞALLAH EVE İSTİYEN GİRİP ÇIKIYOR MÜKEMMEL. Telefonu kapatıp yukarı çıktım. Havanın sıcak olması bana hem iyi hem kötü yönde etkiliyordu. İyi yönü ev sıcak olduğu için doğal gaz vs açmak zorunda değildim. Kötü yönü de maalesef evde klima yok. Annemlerin odasından bir pike kapıp merdivenlerden aşağıya atladım. Ömer ve Gizem ikilisinin üstünü örtüp kapıma kadar yürüdüm. Ardımdan kapadığım sesi ile yatağa atlamam bir oldu. |
0% |