Yeni Üyelik
1.
Bölüm
@sevcat

Her cadının kendine has güçleri olur.Anne karnındayken bir elementle eşleşir ve onun güçleriyle kutsanır.Güçlerin hangi elementten geldiğini 15 yaşına geldiğimizde öğreniriz.18 yaşına gelene kadar türlü şekillerde elementimize yatkın şekilde eğitiliriz.

Ben de eğitimini tamamlamış yetişkin bir cadıyım.Annemin karnındayken ateş beni seçmiş.Annem bir rüzgar cadısıydı ateş cadısı olduğumu duyduğunda üzülmedi diyemem onun gibi güçlü bir rüzgar cadısı olmamı istiyordu ama herkes bilir ki ateş en güçlüsüdür,tabi bu konuda yeterince gelişirsen,bense sadece 20 yaşındayım annem beni eğitmesi için bir ateş cadısıyla anlaştı.Gücümüzü nasıl kullanacağımızı çok iyi biliyordu.Ondan bir kaç havalı hareket öğrendim.Annem artık onlarla beraber ava çıkabileceğimi söyledi.

.

.

Okuduğum kitabı kenara bıraktım annem yeni yaptığı şifa iksirini şişelere doldurmakla meşguldu.

"Anne Kanlı Ay ne demek?"

Annem elindeki işi bıraktı,bana döndü.

"Kanlı Ay çok özel bir gündür Amaris.Çok nadir görülür.O gün tanrıdan bir güç daha istersin ve bir gücün daha olur"

"Çok güzelmiş.Senin var mı anne ikinci bir gücün?"

"Var bebeğim."

"Senin ki nedir?"

"Şimşek,esas gücüm rüzgar olduğu için ona uyumlu olmasını istemiştim."

"Seni şimşek gücünü kullanırken hiç görmedim."

"Senin yanında kullanmadım çünkü"

Diyerek burnumun sıktı sonra gülerek işine devam etti.Şifa iksirleri hazırlamasının sebebi yakın zamanda cadı avcılarının bir kaç cadıya zarar vermesiydi.İksirlerle işi bittikten sonra onları ihtiyacı olanlara vermem için bana verdi ben de süpürgeme binerek dağıtmaya başladım.

İksirleri dağıtmayı bitirdikten sonra biraz dolaşmak istedim,normalde sadece ormanın bize ait olan kısmında dolaşmamıza izin verirlerdi fakat bugün ilk defa kuralları çiğneyecektim ve diğer tarafa geçecektim.İnsanlara ait olan kısımda çok güzel bir göl olduğunu söylerlerdi hep merak etmiştim.Onu görmek istemiştim bu yüzden süpürgemle insanlara ait olan alana doğru yol aldım.

Sınıra yaklaştığım zaman süpürgemden indim onu bize ait olan kısımda bıraktım.Elbiselerimi düzelttim,sonuç olarak insanlar gibi davranırsam kimse benim bir cadı olduğumu anlamazdı.

Sınırı geçip sakince yürümeye devam ettim.Gölün ne tarafta olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu buraya da daha önce hiç gelmemiştim.Yaklaşık yarım saat kadar yürüdükten sonra pes etmiştim.Tam süpürgemi çağıracaktım ki arkamda bir ses duydum.

"Hey!"

Korkmuştum çünkü bu saatte buradaysa muhtemelen o bir cadı avcısıydı ama belli etmemem gerekiyordu sakince arkama döndüm.

"Efendim."

"Sen de kimsin ve bu saatte burada ne yapıyorsun?"

Herhangi bir bahane bulmak için etrafa bakınıyordum ki gözüme avcının arkasında kalan böğürtlen çalıları takıldı.

"Ben.. Böğürtlen topluyordum bayım"

Sanırım pek iyi bir fikir değildi çünkü elimde sepet falan yoktu.

"Böğürtlen toplamak için neden ormanın bu kadar derinliğine geldin ki?"

"Çünkü..En güzelini bulmak istedim."

"İyi peki burası tehlikelidir.Gel seni kasabaya evine götüreyim."

Teklifine hayır diyemezdim çünkü zaten benden şüpheleniyordu ve eğer gelmek istemezsem daha çok şüphelenecekti.

"Peki bayım,teşekkür ederim."

Onunla gelmem için eliyle bir işarette bulunmuştu bende onu takip etmiştim.Yol boyunca sohbet etmiştik. Benimle aynı yaşta,sarı saçlı bir çocuktu.İsmi Thomas'mış.Ben de benim hakkımda sorduğu kadarını söylemiştim.Aile kısmına geldiğimizde ise ailemin olmadığını hepsinin öldüğünü ve tek başıma yaşadığımı söylemiştim.

Kasabaya vardığımız zaman oldukça şaşırmıştım hiç te bizim yaşadığımız gibi bir yer değildi.Çok güzel bir yerdi.

"Evin ne tarafta?"

Thomasın konuşmasıyla kendime gelmiştim.

"Eee... Bana eşlik ettiğin için teşekkür ederim,buradan gerisini kendim gidebilirim."

"Saat çok geç oldu,seninle geleyim."

"Cidden teşekkür ederim Thomas.Ben tek gidebilirim."

"Emin misin?"

"Evet evet hadi iyi geceler görüşürüz." diyerek ona el salladım ve nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım.

Yeteri kadar uzaklaştığımı düşünerek etrafıma bakındım kimsecikler görünmüyordu hem evlerde iyice azalmıştı.Burada yalnız olduğuma emin olduktan sonra süpürgemi çağırdım ondan çok uzaklaştığım için gelmesi uzun sürmüştü.Süpürgem geldiğinde etrafıma tekrardan bakındım sonra süpürgeme bindim ve eve doğru sürmeye başladım.Havada hızla giderken Thomasın ormana geri döndüğünü gördüm ve tahmin ettiğim gibi o bir cadı avcısıydı elinde kocaman bir silah vardı ve bir kaç kişiyle beraber yürüyordu.

Eve vardığım zaman annem çok sinirlenmişti.

"AMARİS!"

"Efendim anne"

"Bunca saat neredeydin,ne kadar endişelendim haberin var mı?"

"Haklısın anne,sana haber vermedim ama sadece biraz yürüyüşe çıkmıştım."

"Nerede yürüyüş yaptın?"

"Ormanda"

"Ormana baktım ama seni göremedim."

"Anneeeee"

diyerek odama kaçmıştım.O ise arkamdan seslenmişti

"Bu yanınıza kalmayacak Amaris hanım."

Böyle söylemesine rağmen o bana kıyamazdı biliyordum.Gülerek yatağıma uzandım normalde Ateş Cadısının bana verdiği kitabı okumam gerekiyordu ama bu akşam okumamıştım çünkü bu akşam aklım başka yerdeydi,tüm bu olanları düşünüyordum.

Bir de Thomas'ı.

.

.

💞

Thomas karakteri için rol modelimiz Thomas Brodie Sangster.

Umarım kitabımı beğenirsiniz 💜

 

Loading...
0%