@sevcat
|
"Tekrar soruyorum,Ellen nerede?" "Cidden çok üzgünüm Amaris." "Söyle artık!" "Ellen öldü." "Ne?" Ne demek Ellen öldü,Ellen ölmüş olamaz. "Çok üzgünüm Amaris onu kaybettik zaten annenide zor kurtardık." "Peki şuan nerede?" "Bilmiyorum." "Ne demek bilmiyorum? İllaki bir yerlerde saklıyor olmanız gerekiyor." "Savaş anında onu da yanımıza alamadık Amaris,Nova'nın da dediği gibi zaten anneni zor kurtarmışken onu da alamazdık." Duyduklarım çok ağır gelmişti biraz nefes almak için dışarı çıktım.Halen daha inanmakta güçlük çekiyordum.Hem annemi hem de Ellen'ı kaybetmiştim.Kimsesiz kalmıştım. Yeraltında kendi başıma nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum.Bazen karşıma tanıdık yüzler çıkıyordu ama kimseyle konuşmuyor kimseye selam dahi vermiyordum. Kimsenin olmadığı bir köşeye geçip oturdum.Annem ölmek ve yaşamak arasındaydı,Ellen ölmüştü.Kimsem yokken burada kalmanın da benim için bir anlamı yoktu belki de en başından Thoması dinleseydim böyle olmazdı. Biraz daha oturduktan sonra kalktım kendime bir süpürge bir de asa bulmam gerekiyordu fakat anladığım kadarıyla süpürge ve asalar sadece şifacılar ve dışarı çıkan cadılarda vardı. "Nereden süpürge bulabilirim?" "Süpürgeyi ne yapacaksın?" "Dışarı çıkacağım." Dışarı giden cadılardan bir tanesiyle karşılaşmış ve ona süpürgeyi nerede bulabileceğimi sormuştum. "Dışarı çıkamazsın." "Sebep?" "Çünkü dışarı sadece biz çıkabiliriz siz ise yeraltında kalıp buradakilere yardım etmelisiniz.Gücümüzü ne kadar hızlı toplarsak o kadar iyi." "Hayır ben dışarı çıkacağım." "Sen beni anlamıyor musun? Dışarısı güvenli değil işte nereden ne çıkacağı belli olmuyor bu yüzden de sana çıkamazsın diyorum hala ısrar ediyorsun." "Asıl sen beni anlamıyorsun dışarıda yapmam gerekenler var çıkmam gerek işte işimi zorlaştırmak yerine bana bir asa ve bir süpürge versen belki size bile yardımcı olabilirim." " Ne cadısısın sen?" "Ateş cadısıyım,eğitimimi daha tam tamamlayamadım ama yeteri kadar ilerledim." "Kaptanla konuşmam gerek bir gün kadar sabret." "Peki bu bir günün sonunda çıkabilecek miyim?" "Bilmiyorum." Cadıyla konuşmam bittikten sonra annemin yanına geri dönmek için yola çıktım.Anladığım kadarıyla burada olup bitenden haberi olan kimse yoktu sadece şu dışarı çıkabilen cadılar biliyordu onlarda ya anlatmıyor ya da yalan yanlış anlatıyordu. "Annem nasıl?" "Hala aynı muhtemelen bir süre de böyle olmaya devam edecek." Fazla üstelemedim yine aynı şeyleri tekrarlayacaktı çünkü.Hiç uyumadan sabırla sabah olmasını bekledim.'Umarım o asa ve süpürge elime geçer buradan da çıkarım' demekten başka bir şey yapmadım. Burası yeraltı olduğu için güneşin doğması gibi bir olay yoktu.Sabah olduğunu buranın meydanı olarak belirledikleri yerdeki çana vurdukları zaman anlıyordun. Çana vurulan güçlü darbelerle yerimde sıçradım.Bir dakika bile beklemeden hızlı adımlarla dışarı çıktım dün konuştuğum cadıyı aramaya başladım. Dün ki cadıyı ararken biriyle çarpıştım. "Pardon kusura bakmayın." Çarpıştığım kişinin pelerini ve yüzü kapalıydı.Bana cevap vermeden yürümeye devam etti aldırmadım ben de cadıyı aramaya devam ettim. "Hah ben de seni arıyordum." "Sonunda,keşke dün bir buluşma yeri ayarlasaymışız." "Keşke." "Eee konuştun mu kaptanla?" "Ben de seni tam bunun için arıyordum." . . 💞 Off ben niye yeni kitaba başlayamıyorum. Bölümü umarım beğenmişsinizdir yorum ve oylarınızı bekliyorum🤍 |
0% |