@sevda.h
|
Gözlerinin kahvesinden koy Ömrüme, Kırk yılın hatırına Sen kalayım... Kan ter içinde uyandı genç adam uykusundan. Eliyle yüzünü sıvazladı bir kaç kere. Yatağından kalkıp ilerledi odasındaki balkona doğru. Bir sigara yaktı hemen. Gördüğü kabusda neydi öyle. Günlerdir Rüyalarını süsleyen, onu Cennet bahçelerinde gibi his ettiren kız bu sefer çok kötü bir kabus yaşatmıştı ona. Elindeki. Bıçağı kalbine saplamış ağlayarak "Bunu ben istemedim" diye tekrarlıyordu. Neydi bu rüyanın alameti? Neden böyle bir kabus görmüstü anlam veremedi. Kız o kadar benliğine işlemiştiki aklını fikrini esir etmişdi. Hep onu düşunür her gün o güzeli görmek isterdi. Şimdilik bu mümkün değildi. Biraz daha beklemesi lazımdı. Elindeki biten sigarasını son kez içine çekerken izmaritini kül tablasına bastırdı. Güneş doğmak üzereydi. Gidip bir duş alıp hazırlanması lazımdı ki bugün o çok çalıştıkları toplantı günüydü. 1 saatin sonunda Afran hazırlanmış üzerinde jilet gibi oturan siyah takımı, elinde dosya ve laptop çantası ile şirkete giriş yapıyordu. Fırat ağabeyinden yarım saat önce gelmiş toplantı odasında son detayları inceliyordu. Ve nihayet toplantı başlamış Afran Barzan duvarda asılı olan sunum ekranından çizimler ve örnek resimler gösteriyor aynı zamanda mükemmel ve profesyonelce yapacakları işi anlatıyordu. Afran anlatıyor İranlılar hayret onu dinliyordu. Afran Barzan ile çalışmayı kendileride istiyorlardı namını çok duymuşlardı lakin bu kadarını beklemiyorlardı. İranlı ortaklarının Türkiyedeki avukatı Esma Yılmaz karşısındaki adamı hayranlıkla izliyordu. Gözünün içine bakıyor adam ile göz göze gelmekten hiç çekinmiyordu. 27 yaşındaki genç bir iş adamı olan Afran Barzan anlatılanlardan çok daha fazlasıydı ve kesinlikle iş konusunda kimseye taviz vermiyordu. Toplantı sona ermiş anlaşma yapılmış her iki tarafda hallerinden memnun bir şekilde el sıkışmışlardı. O sırada av. Esma hanım bir yemek teklifinde bulunmuş anlaşma imzalarında yemekte atmayı önermişti. Barzan kardeşlerde teklifi geri çevirmemiş güzel bir restoranda yemek yiyorlardı. İranlı iş ortağı Ahmad El Âktaş söze başladı. Açıkçası size hayran kalmamak elde değil Afran bey. Hayat hikayeniz ve Başarı öykünüzü sosyal medya ve haberlerden takip ediyorduk ama bu kadar ileri derecede bir çalışma şekli beklemiyorduk. Bzi çok şaşırttınız Güzel görüşleriniz için teşekkür ederim Ahmad bey lakin bu Başarı sadece benim değil tüm ekip çalışanlarımızın. Durumu fırsat bilen Esma hanım Afran ile sohbet edebilmek için lafa atladı hemen Elbetteki öyle lakin bu kadar genç yaşta bu kadar mükemmel bir kariyer ve böyle otorite nasıl oluştu acaba? Dedemin kurduğu şirketi, babamın çok çabalayarak bu günlere kadar getirdiği işleri ben sadece doğru bir şekilde yürütüyorum Esma hanım Hep böyle mütevazimisiniz? Ağabeyim hep böyledir. Kendisini övülmesinden hiç hoşlanmaz. Ama bugünde gördüğünüz gibi okuduğu 2 üniversiteninde derece ile mezun olmanın hakkını veriyor kendisi. En baştan beri Esma cadısının ağabeyine bakışlarını anlayan Fırat ateşe bodoslama körükle gidiyordu:) Esma hanım kariyer yapmış guzel bir kızdı. Anasına ne güzel gelin olurdu işte. Fırat'ın ağabeyine hitaben kullandığı sözlere gülesi geldi Afran'ın. İlk okulda çocuğunu yere göğe sığdıramayan anneler gibi konuşmuştu şu an. Tabiiki bunu belli etmedi. Eyvallah dercesine kafa salladı kardeşine. Hep iş hayatınızı konuştuk Afran bey birazda özele girsek olmaz mı? Mesela iş dışında ki Afran Barzan nasıl bir insan? Hee başlıyorlar dı işte. Fırat Barzan düşüncelerinde yine haklı çıkmıştı. Esma Yılmaz ağabeyine yürümüyor freni patlamış kamyon gibi geliyordu. Biraz eğlenmenin zararı olmazdı değil mi? Kesinlikle çok kibar ve romantik bir beyefendidir kendisi diye cevapladı hemen. Ağabeyine göz kırparak. Fırat'ın ne yapmaya çalıştığını anlayan Afran bittin sen bakışları atıyordu şu an. Yaa bende öyle düşünmüştüm aslında. Hayatınız da olan kadın çok şanlı o zaman. Tabii varsa birisi? Hem iltifat etmiş hemde alttan alttan sevgilin varmı diye soruyordu hanımefendi kıvranarak. Masada kuşkusuz en eğlenen taraf Firat' tı şu an. Ağabeyinin vereceği cevabı beklerken dudakları kıvrılmıştı iki yana doğru. Ağabeyi asla yalan konuşan biri değil di ama şu an bu kadınada "hayatımda birisi yok hatta anam düğünde kız bakacak" da demezdi herhalde. Ahmad El Âktaş bile iş düşünmeyi bırakmış Afran ile Esma arasındaki sohbeti dinliyordu merak ile. Afran'ın arkasına yaslanarak rahat bir şekilde verdiği cevap bomba gibi düşmüstü. Var. Dedi hiç beklemeden. Var bir kalp çarpıntımız. Yemek son bulmuş hep birlikte ayaklanmışlardı çıkışa doğru. Kapı önünde Ahmad El Âktaş el sıkışan Afran karşıdan karşıya geçen kıza takıldı gözleri. Hemen acele ile vedalaşırken kardeşine "akşam Yusuf'n yerine git bekle beni" diyerek gitmişti kızın peşinden. Günlerdir takip ettiği güzel şimdi iki metre önünde ilerliyordu kütüphaneye doğru. Hiç düşünmeden girdi kızın arkasından kütüphaneye. Kitap rafları arasında gezerken gözü sürekli kıvırcık saçlı kızdaydı. Ne kadarda yakışmıştı giydiği sarı çiçekli elbisesi. Hele o saçına taktığı aksesuar. Kız biraz kitapları inceledikten sonra aradığını bulmanın sevinci ile kocaman gülümsedi ve yanağında o ölünesi çukurlar belirtmişti. Afran o gülüşte kayb olurken gözünü kırpmadan izliyordu kızı. Cebindeki telefon titrerken arayan kız kardeşi Helin'di. Kıza hiç belli etmeden ayrıldı hemen ordan. Efendim Ağabey neredesin? İşim vardı biraz. Bir şeymi oldu Helin? Yok. Bir şey olmadı. Fırat ağabeyim evde. Sen gelmeyince dayem merak etti. O arattırdı. Öylemi? Siz yine bir şeyler karıştırıyorsunuz ama hayırlısı. Oldu ağabey iyi günler. Öpüyorum diyerek kapattı Hemen telefonu Helin. Fırat ağabeyinin var birisi gönlümde lafına takılmıştı hala. Eve gelmiş Helin'e ağabeyini aratmış nerde olduğunu öğrenmek istemiş. Belkide birisi ile buluşmaya gitmiştir diye düşündü ama umduğunu bulamadı. Ayy ağabey ya ben dedim sana aramayalım diye bak anladı işte. Sus kız bir şey olmaz merak etme. Acaba kim o kız? Helin! Ağzında bakla ıslat biraz. Hele birinden duyarsam dilini keserim valla. He he kesersin. Ağabeyim de seni keser. Bunlar burda tartışa dursun Cihanlı konaği 1 haftadır yine ölüm sessizliğine bürünmüştü. O gün Mihraa hanım ile konuştuktan sonra iyice içine kapanan Ceylan ne yapacağını bilmiyordu. Gidip her şeyi amcasına anlatsa bir çözüm olurmuydu? Ne demişti yengesi amcan yada ağabeylerinden biri ölürse vicdanın kabul edecekmi? Vefa borcunu öde demişti. Ondan çıkarmıyordu sesini. Kimsesiz kalmışken amcası ağabeyleri yuva olmuşlardı ona. Göz göre göre nasıl ölmelerini isterdiki? İki gün önce Berfin evde canım sıkıldı diye zorla çarşıya çıkarmış orda o adam ile karşılaşmıştı. İlk defa yakından gördü adamı. 1.85 boylarında esmer bal rengi gözleri vardı. Yengesi Afran Barzan demişti değilmi ismini? Afran diye tekrarladı içinden. İsmini söylemek biraz tuhaf hisettirdi. Yapabilecekmiydi sahiden? Amcası için kendinden vazgeçecekmiydi? Mihra hanım ise halinden gayet memnunum. Planı gayet düzgün bir şekilde ilerliyordu. Gerçi kendisi şimdilik pek bir şey yapmıyordu ama yinede tedbiri elden bırakmıyordu. Elbetteki Afran Barzan'ın Ceylan'dan etkilendiğini anlamıştı. Adı gibi biliyorduki Afran Ağa Ceylanı araştırıb bulacak ve hatta evine kadar takip edecekti. Öylede olmuştu. Afran'dan önce davranıp evinin etrafına 3-5 adam koymuş yabancı birisini yada yabancı bir araba gördüklerinde kendisine söylemelerini tembihlemişti. O gün adamlarından haber gelince kızı Berfin'e Ceylan ile dışarı çıkın diye izin vermişti. Kan davasını kendisi başlatmış şimdide oğulları için kendisi sonlandıracaktı. ****** Kurdukları rakı sofrasında Barzan kardeşlerden çıt çıkmıyordu şuan. Bir saat önce Afran Fırat'ı aramış Yusuf'un yerine gel demişti. Fırat anlamışti o an. Ağabeyi onu kolay kolay oraya çağırmazdı. Anlaşılan mevze derindi. Yarım saattir oturdukları masada Afran sadece rakı içiyor Fırat ağabeyinin konuşmasını bekliyordu. Nihayetinde döküldü Afran'ın dudaklarından kelimeler. Birisi var! Elindeki rakıyı yudumlarken cevapladı ağabeyini Fırat. Onu anladık zaten Afran Ağa? Sedede gelsen artık. Kim? Ceylan Cihanlı İçkisi boğazına kaçmıştı bir an Fırat'ın. Ne demişti ağabeyi Cihanlı! Cıhanlı mi? Kafasını salladı Afran evet anlamında. Bunu yaparken hiç tereddüt etmedide. Yok yok ya kendisi 1 kadeh rakıda sarhoş olmuştu yada ağabeyi. Görüşüyormusunuz? Yani sevgilimi oldunuz? Saçma sapan bir cümle kurmuştu ama sorduğu soruda pek bir mantıklıydı. Ne görüşmesi lan kızın haberi bile yok. Vay be koskoca Barzan aşireti ağası Afran Barzan platonik aşk yaşıyor. Kahkaha atti Fırat. Tamam sevmek güzel birşeydi. Ağabeyinin kutkuluğunu her kesten çok kendisi isterdi ama bir Cihanlı ile nasıl olurdu? Gönlünü kaptırdığı kız kan davalı oldukları aşiretdendi. İmkansız gibi bir şey bu söylediğin ağabey biliyorsun değilmi? İmkansız diye bir şey yoktur Fırat. Ben o kızı istiyorum. Ne olur diye biliyordu, nede Vazgeç. İkilemde kalmıştı Fırat. Ağabeyi bu zamana kadar ilk defa bir kızı anlatıyordu ona. Demekki Afran Barzan gerçekten aşık olmuştu. Ne yapmayı düşünüyorsün peki? Evlenecem Vermezlerse kaçıracam dede tam olsun diye dalga geçti. Kız bir bakışı var Fırat. Ben Afran Barzan kızın bakışlarında eriyorum. ********* Ayna karşısında kendini izliyordu şu an genç kız. Yengesi kesin bir dille düğüne gideceklerini söylemiş hazırlanması için kendisine kırmızı bir elbise göndermişti. Hazılranıb avluya çıktı. Yengesi Nazlı daha kırkı çıkmamış Naze bebeği gezdiriyordu kucağında. Hayran hayran izledi onları. Nazlı yengesi çok güzel alımlı bir kadındı. Kendisi Mardini değildi. Mirza ağabeyi İzmire iş içini gittiğinde Nazlı yengesini çalıştığı bir mağazada görmüştü. Başta hoşlantı ile başlayan ilişki zamanla büyük aşka dönüşmüş Mirza ağabeyi evlenme teklifi etmişti. Mihra yengesi başta karşı çıkmış ama Mirza ağabeyi "çeker giderim buralardan" diye rest çekince susup yerine oturmuştu. Ve sonuç mutlu bir evliliklerinin meyvesi Naze bebek olmuştu. Ah kendiside yaşarmıydı böyle bir hayatı? Nazlı yengesi kadar sevilirmiydi birisi tarafından Ceylan'ım! Nerelere daldın yine canım? Yengesinin sesiyle sildi aklındakileri hemen. Yok bir şey yengem. Yok bir şey deme gülüm. Kaç gündür görüyorum halini. Ne oldu anlat. Annem mi bir şey yaptı yoksa? Sessiz kaldı Ceylan. Yengesinin sorusunu geçiştirmiş "yine uyumadı herhalde minik cadı" ddiyerek Naze bebeğin yanağını okşamıştı. Babası evde olmayınca anlıyor bu kız ya uyumuyor baksana. Şimdiden elimden aldı kocamı Güldü Ceylan yengesinin dediklerine. Çok güzelsin Ceylan'ım Allah bahtınız güzel etsin inşallah Sende yengem. Sende çok güzelsin. Düğün başlamış Gülnaz hanım kadınlara ayrılan bölümün baş köşesinde bir tarafında kız kardeşi diğer tarafında kızı Helin ile oturmuş kadınlar ile sohbet ediyordu. Yanına ara sıra kadınlar geliyor kimisi yeğenini gösteriyordu Afran araya eş diye kimisi kızını. Haber salmak ile iyi mi ettin kötümü ettin bilemedim valla abla. Niyetimiz belli ya kız anaları sıraya girmiş gibi baksana. Bende öyle düşünüyorum Gülşen. Uydum bir akılsızın lafına yaptım böyle bir hata. Baksana bir rahat bırakmadılar geldiğimizden bu yana. Daye bence sen hiç girme bu işlere. Bırak ağabeyim kendisi sevsin alsın bir kızı. Bende çok isterim kızım ama baksana oğlan hiç oralı olmuyor. Bir sevdiğim varda demiyor. Kaç kız gösterdik yok istemiyor. Bende böyle bir şey yapayım belki hayırlı bir kısmet bulurum dedim. O sırada Afran Ağa Fırat ve yanındaki bir kaç Ağa ile düğünü alanının dışında sigara içip sohbet ediyorlardı. İki araba geçti yanlarından ve biraz ilerde durdu. Arabadan inenlere göz gezdirdiğinde Cihanlı'lar olduklarını gördü. Her kes tek tek inerken en sonda Ceylan inmişti. Etrafa heyecanlı bakışlar atıyordu sevdiği. Giydiği kırmızı elbise o kadar yakışmıştiki güzelliğine güzellik katmıştı. Onlar düğün alanına ilerlerken kendiside girmişti peşi sıra. Erkeklerin Ceylan'a aç köpek gibi bakışlarını fark eden Afran yumruklarını sıktı. Bugün katil olmadan bu düğün biterse hayırlısı ile eve gidince konuşacaktı annesi ile. Aklına gelen ile annesini aradı gözleri. Kadınların tarafa baktığında göz göze geldi kız kardeşi Helin ile. Hemen cebinden telefonu çıkartıp bir şeyler yazıp gönderdikten sonra Heline işaret verdi telefona bak diye. Ağabeyinin yazdığı mesajı kocaman gülümseme ile okuyan Helin dayesine döndü hemen. Daye ağabeyimin sana bir mesajı var diye gösterdi yazılan mesajı. Gülnaz ve Gülşen hanım içleri kıpır kıpır olurken. Utanmasalar mutluluktan halay çekeceklerdi Daye'me söyle. Ben gelinimi seçtim.
|
0% |