@sevda.h
|
Oturduğu siyah altın sarısı işlemeli lüks koltukta misafirini bekliyordu genç adam. Zar zor ikna ettiği kızı şehrin ileri gelen zengin kesimlerin gittiği aşırı abartılı bir restorana davet etmiş birlikte öğle yemeği yiyeceklerdi. Kolundaki hem maddi hem manevi değeri olan saate baktığında bula saatine 5 dakika kaldığını gördü. İçinden 30 dan başlayarak geri sayım yaparken 8 - 9 cu sayıda kapıdan giren güzeli görünce sırıttı. Bu seferde yanılmamıştı. Genelde buluşmaya geç kaldığını bilinen kadı lar kendisi ile buluşmaya hep 5 dakika erkenden gelirlerdi. Ayağı kalkarak gelen kıza doğru hamle yapan Fırat Barzan kibarca Azra'nın elini sıkmış ve yerine oturması için yardımcı olmuştu. Gözlerini Fırat'tan alamayan Azra hiç çekinmeden süzüyordu adamı. "Geç kalmadım değilmi" diye soran kıza çapkın bir gülümseme gönderen Fırat.. "Öyle bir şansın yok güzelim" diye göz kırptı. Adamın söylediklerine anlam veremeyen Azra "Nasıl yani" diye sorarken "Genelde bekletilen değil beklenen taraf olurum" diye yanıtladı. "Hmm.. çok bekelyeniniz var herhalde paşam" diye sordu Azra. Adamın itiraz etmesini beklerken "Hemde nasıl" diye aldığı ukala cevap ile kalakaldı. Fırat Barzan tahmin ettiğinden daha zor adamdı. Yemek eşliğinde sohbet edilmiş biraz olsun bir birlerini tanımışlardı. Masada Azra'ya doğru eğilerek sanki kimsenin duymasını istemiyormuş gibi kısık ses ile "Eee biz artık sevgilimiyiz" diye soran Fırat'a kahkaha atan Azra "Ben böyle bir teklif almadım Fırat" diye cevap verdi. "Cevabını bildiğim soruları sormaktan hoşlanmıyorum ama hadi gönlün olsun. Sevgilim olurmusun Azra hanım" diye sordu. Kıkırdayan Azra "E olalım madem" diye cevaplarken bu kadar kolay olacağını hiç tahmin etmiyordu. ******** Geldikleri Avm'de iki saattir dolaşan Afran ile.Ceylan Helin'e alacakları hediyeye bir türlü karar verememişlerdi. Daha doğrusu Ceylan hiç bir şey beğenmiyor daha özenli bir hediye olsun istiyordu. Şirketten çıkarken "Helin'e hediye seçelim" diye ısrar eden Afran şu an kendine küfür ediyordu. Bu kadar uzun süreceğini bilseydi kendisi gider bir kuyumcudan bir şey alır verirdi. Ama Ceylan hanım ne arıyorsa 2 saatir aradığını bulamamış Afran'ı canından bezdirmişti. Allah aşkına yeter artık güzelim bak akşam oldu birazdan dükkanlar kapanacak hadi seç bir şeylerde gidelim artık. Bıkkın ses tonu ile konuşan Afran'a ters bakış atan Ceylan "Ağa değilmisin açtırırsın tüm kapıları Afran Ağa" diye söylendi. Kahkaha atan Afran kolunu Ceylan'ın belinden geçirerek kızı kendine doğru çekerken "Ben kalbinin kapısını açayım yeter" diye fısıldadı. "Açılmıştır belki" diye fısıldayan kıza "Açılmazsa ayıp eder" diye konuştu adam. Gözlerini kaçıran Ceylan köşede bir dükkan kapısında "Hayallerini gerçekleştir" yazısını görünce aklına gelen ile gülümsedi. Aklındaki fikri Afran'a anlatan Ceylan kırtasiyeye gidib güzel bir zarf aldılar. İçine jel kalem ile not yazan Ceylan zarfı Afran'a uzattı. Helin'e bundan daha güzel hediye alamazlardı doğrusu. ******* Üzerine giydiği kırmızı elbise ile ışıldıyordu genç kız. Bugün tam 21 yaşına girecekti. Hayatının baharını yaşayan Helin burada doğub büyüyen çoğu kızdan daha şanslıyım çünkü onu çok seven koruyup kollayan düşünceli 2 ağabeyi ve merhametini kimseden esirgemeyen annesi vardı. Buruk yanı babasının olmamasıydı lakin ağabeyleri ona babalık görevini laiki ile yapıyorlardı. Kapısı tıklatıldıktan sonra açıldı. Fırat ağabeyi kapıdan içeri kafasını sokmuş "hazırmış fıstığım" diye sordu. Etrafında dönüp "nasıl olmuşum" diye sorduğunda "çirkin ördek yavrusu" diye söylenen ağabeyine kahkaha atan Helin "iltifatınız için teşekkürler beyfendi" diye cevap verdi. Birlikte arabaya bildiklerinde Gülnaz hanım önden gelmiş ön koltukta onları bekliyordu. "Ağabeyin nerede oğlum" diye sorduğunda "yengemi almaya gitti ana" diye cevapladı Fırat. Çocuk gibi ellerini çırparak sevinen Helin "Ay yengemde geliyor. Bu benim en mutlu doğum günüm olsa gerek" diye bülbül gibi şakıyordu. Kızının haline gülen Gülnaz hanım "ne zaman büyüyecek bu kız" diye oğluna sorarken "Büyümesin ana kalsın böyle dizimin dibinde" diye bir cevap aldı. Göz bebekleri olan Helin'i kimseyle paylaşamayan ağabeyleri evlenirken ne yapacaklardı çok merak konusuydu. Parti başlamış her kes halinden memnun çok eğleniyordu. Fırat yarım saat önce "birazdan geliyorum" diyerek çıkmış Hala ortalıkta yoktu. Ceylan Gülnaz hanım ile koyu sohbete dalmış Afran'ı unutmuştu bile. Annesi ile Ceylan'ın iyi anlaştıklarını gören Afran mutluydu. Yanlarına gidib "Kıskanıyorum ama Gülnaz hanım gelinin daha eve gelmeden pabucumuz dama atılmış gibi" diye hayıflandı. Kahkaha attı gelin kaynana. Gülnaz "kıskanma deli oğlan ben hepinizi severim" diye oğlunun saçlarını okşadı. Anne sevgisi nedir bilmeyen Ceylan buruk tebessüm ile ikisini izlerken onu fark eden Afran "gelsene güzelim" diyerek onuda kolunun altına çekmiş hem annesine hem sevdiği kadına aynı anda sarılmıştı. Sohbet arası Gülnaz hanımın Ceylan'a "kızım sen gelinlik baktın mı? Ne de olsa düğüne az bir zaman kaldı" diye sorusuna Ceylan'ın "daha bakmadım anne" diye cevap vermesi Afran'ı şaşırmıştı. Aniden "Ne dedin sen" diye sorarken anlamaz gözler ile kendisine bakan kız tedirginlik ile "daha bakmadım dedim" diye cevapladı. Kızın yalnış anladığını anlayan Afran etraftaki kalabalığı umursamadan Ceylan'ın belinden kendisine çekmiş kulağına "Sen benim kıymetlim olan anneme anne mi dedin" diye can alıcı ses tonu ile konuştu. Gözlerinin içine bakarak kızaran yanakları ile "Afran her kes bize bakıyor" diye söylendi. Şakağına öpücük bırakan Afran "Ölürüm sana can" diye içinden geçenleri söyledi. İkisini dolu gözler ile izleyen Gülnaz hanım ise mutluydu. Biraz sonra Fırat yanında Azra ile yanlarına gelmişti. Gülnaz hanım isteme günü gördüğü kızı tanımıştı hemen lakin oğlunun yanında ne işi olduğunu bilmiyordu. Soran gözler ile oğluna bakarken yanındaki Helin'in "bunun ne işi var be benim doğum günüm de" diye söylenmesini duydu. Ayıplar şekilde kızına bakan Gülnaz hanım sus işareti yaparken Azra her kese kısa bir selam vermiş Helin'in yanına gelerek hediyesini vermişti. Samimiyetten uzak bir "teşekkür" bildiren Helin hiç merak etmiyordu doğrusu hediyeyi. İsteme günü tanıştığı kıza biraz ısınmıştı ama piknik günü bu kızda hiç olmadığı kadar iticilik his etti. Ondan sonra hiç oralı olmuyordu zaten. Annesin yanına gidib kulağına "Azra görüştüğüm kız daye" diye söyleyen Fırat ile ne diyeceğini bilemedi Gülnaz hanım. Cevap vermeden Ceylan'ın "ee hadi Helin'e hediyeleri vermiycekmiyiz" diye sorarken ilk hediye ağabeyi Fırat'dan gelmişti. Helin'e uzattığı küçük kutuya burun kıvırarak bakan Helin "cimrilik yapıp küçücük bir şey almış" diye söyleniyordu.Kahkaha atan Fırat "açtığın zaman bir daha düşün" diye cevapladı.Paketi açan Helin gördüğü ile ağzı açık kalırken "Dolge Gabbana" markalı gözlük olduğunu gördü. "Geçen gün İnternetten araştırdığını gördüm. Bu gözlük her türlü bana girecekti bende dedim bari doğum gününde alayımda mutlu olsun". diye söylenen Fırat her kesi güldürmüştü. Gülnaz hanım ise kızına Helin'in doğduğu gün kocasının kendisine aldığı kolyeyi hediye etti. Manevi değeri çok büyük olan bu hediye Helin'i ağlatırken "beni en çok bu mutlu etti annem" diye sarılmıştı. Sıra Afran'a geldiğinde süslü bir Zarfı Helin'e uzatınca merak ile Zarfı alan Helin içini açıp yazılan notu görünce sevincinden çığlık atmıştı. Afran'a sarılan Helin "teşekkür ederken" "yengenin fikriydi fıstığım" diye cevapladı onu Afran. Yengesinede sarılıp teşekkür eden Helin Ceylan'ın kendisine uzattığı paketi açarken "ne gerek vardı güzeller güzeli yengem" diye öpücük atmıştı. Kar tanesi bir kolye alan Ceylan "Son anda öğrenince pek vaktim olmadı hediye seçmek için inşallah beğenmişsindir" diye konuştu. "Sen alırsında ben beğenmem mi yengem" diyen Helin kolyeyi hemen boynuna takmıştı. Köşede kendisine bakan Azra'ya ayıp olmasın diye onunda hediyesini açan Helin günlük defter olduğunu gördü. Azra'ın "bir arkadaşım bana hediye alırken sana seni hediye ediyorum bu defter artık senin iç sesin diye hediye etmişti. Bende sana öyle düşündüm Helin" diye açıklaması Helin'e çok yapmacık gelmişti. Yinede nezaketen teşekkür eden Helin "Hepinize teşekkür ederim. Beni çok mutlu ettiniz." dedi. Yanına gelen Fırat Helin'in elinden Afran'ın verdiği Zarfı alırken "valla ne yazdığını çok merak ettim" diye sesli okudu içinde yazanları. "Bir hayalini gerçekleştirmek istiyorum küçüğüm" *********** Odasında günün yorgunluğunu atmak için uzanıyordu genç kız. Çalan telefon sesi ile ekranda yazan ismi görünce hemen cevapladı. Karşıdan gelen tok ses "aşağıya in" diye emir verirken hiç ikiletmeden indi aşağıya. Üç katlı apartman olan evlerinin arka tarafına geçince tanıdık siyah arabayı gördü hemen. Adımlarını hızlandırıp arabaya binince başındaki siyah yazma olan kadının bakışları kendisine döndü hemen. "İyice sızmışsın aralarına, tavlamışsın küçük oğlanı" diye konuşan Mihra Hanım'a kahkaha atarak cevap verdi Azra. " Yapamayacağım bir şey değil bunu çok iyi biliyorsun Mihra hanım". Kafasını aşağı yukarı sallayan kadın "Bur evrak varmış şirkette. Yeni başladıkları bir projenin evrakı. Çok değerli. Onu bana getireceksin" diye yeni görevini söylüyordu kötü kadın. "Hal ederiz" diye cevaplayan kıza gülen Mihra hanım "Sağ kolumsun Azra. İsteklerimi yap paranı al. Ha bu arada Ceylan kahpesinin ipini çekecez yakında." diye konuştu. Kafasını aşağı yukarı sallayan Azra'ya planını anlatan Mihra hanım taş kalpli olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı. Azra'ya hayatının hatasını yaptıracak olan kadın "Yerini sağlama alman lazım Azra. En yakın zamanda yatacaksın Fırat ile. Ne yap ne et koynuna gir gebe kal."!
|
0% |