Yeni Üyelik
31.
Bölüm

Kıskançlık Time:)

@sevda.h


Keyifli okumalar

Havalar iyice soğumuş artık Aralık ayının son günleri yaşanıyordu. Tüm kötü günler geride kalmış her kes mutlu bir şekilde hayat sürüyordu.

Fırat Defne ile günden güne daha çok yakinlaşırken her gün daha fazla tanıdığı kızı sevmeye başladığını bile düşünmüştü. Önceden olsa aşk meşk umrunda olmayan adam ağabeyinin yengesine olan aşkına tanık oldukça kendiside aşık olası geliyordu. Hemde ki Azra'dan sonra hiç bir kıza güvenmiyor sadece ihtiyaçlarını gidermek için kullanıyordu.

Mutfakta çay saati gelin görümce Ceylan hararetli şekilde bir şeyler anlatıyor Helin ise onu dinliyordu lakin aklı başka bir şeylerde olduğu aşikardı.

"Beni duyuyormusun kız? Helin!" Doye cırlayın Ceylan'a "ha" diye bakış atan Helin sonrasında toparlanmış "Kusura bakma yenge dalmışım" diye gözlerini kucağında birleştirdiği ellerine indirdi. Kaç gündür görümcesinde olan tuhaflığı anlayan Ceylan ellerini tutarak "Neyin var gülüm? Kaç gündür solgun yüzün" diye sordu. Yengesinin şefkat dolu sesine dayanamayan Helin kaç gündür içine attıkları ile dolu göz pınarları akıtmaya başladı. Helin'in ağladığını gören Ceylan telaş yaparken "Kötü bir şey mi oldu Helin?" Diye sorarken kafasını iki yanasallayan Helin "biri var gönlümde yenge ama hiç olmayacak biri" diye itiraf etmişti.

Helin'in göz yaşlarını silen Ceylan "Kim o gülüm de hele bana. Olmayacak birisini Allah verir mi hiç gönlüne" diye yumuşak ses tonu ile konuştu. İçine kaçmış sesiyle "Yusuf" diye cevaplayan Helin'e şaşkın bit şekilde bakan Ceylan "Yusuf?" Diye tekrarladı. "Ağabeyin arkadaşı olan Yusuf mu?" Diye sorarken kafa sallayan Helin'e açık kalan ağzını eli ile kapatarak baktı Ceylan. Afran'ın arkadaşı olan Yusuf evlenmiş ve karısı 3 sene önce vefat etmişti. Ne diyeceğini bilemeden Helin'in saçlarını okşayan Ceylan "Üzülme canım vardır bundada bir hayır" diye teselli verirken göz yaşlarını silen Helin "Başkasına evleneceksin yenge anası kız bakıyormuş" diye konuşmuştu. Helin'in haline üzülen Ceylan "bizde seni veririz o zaman hı olmaz mı?" Diye konuştu.

Yengesinin söylediklerine acı bir gülüş sunan Helin "Ağabeyim verirmi sence yenge? Duyarsa yüzüme bakmaz diye korkuyorum. Ondandır sevdamı içime atışım" diye cevapladı. Ah bilselerdi ne denli sevdiğini. Aşk bu senden sormazki kimi seçersin diye. Sevdasını yine kalbine görecekti. Ailesi için bunu yapmaya mecburdu. (Yusuf'un yeri dedik dedik alın size Yusuf!)

Helin ile konuştuktan sonra odasına çıkan Ceylan telefonun eline aldığında ekrandaki tarihi gördü. Aklına gelen ile banyoya koşarak çekmeceden stok yaptığı hamilelik testinden bir tane çıkartarak testi yapamaya başladı. Bir kaç aydır her günü yaklaştığında yapıyor sonrasında gördüğü tek çizgi ile saatlerce oturup ağlıyordu.

Testi yaparak beklemeye başladı. Bir kaç dakika sonra gördüğü tek çizgi ile yine ağlamaya başladı. Odaya geri dönüp yatağa cenin pozisyonunda yatarken eli karnına gitmiş öyle ağlayarak uyuya kalmıştı.

Kaç saat uyudu bilmiyordu lakin kapısı bir kaç kez tıklatılmış Helin içeri girmişti. Elindeki telefonu yengesine uzatırken "Ağabeyim" demeyide ihmal etmedi. Telefonu kulağına götürerek "efendim" diye cevaplarken karşıdan "Neredesin sen? Kaç saatdir ulaşamıyorum sana" diye söylenen Afran'ın sinirli sesini duydu.

Dudağını ısırıp "uyuya kalmışım Afran" diye cevaplarken "Allah aşkına kapat şu telefonu" diye gürleyen Afran kle tekrardan ağlamaya başladı.

Yengesinin yanına oturan Helin "Ne oluyor ya?" Diye sordu. Omuz silken Ceylan "öküz dağ ayısı ağa bozuntusu ağabeyin uyuya kaldığım için kızdı bana" diye cevapladı. Kahaka atan Helin "vay be ağabeyimi çok romantik bilirdim, meğersem ormantikmiş" diye konuşunca Ceylan'da gülmüş "Çok ormatik" diye eklemişti.

Aklına gelen ile "Hadi çarşıya çıkıp gezelim biraz hem ikimizede iyi gelir" diye teklif sunarken "Olur valla" diye cevaplayan Helin üzerini giyinmek için odasına gitti. Kendiside giyinme odasına giderek krem rengi ayak bilekerinin bir karış üstünde biten midi boy triko elbise giyerken krem rengi hafif topuklu bilek boy boyunda ayağına geçirdi. Üzerine elbisesi ile aynı boy olan siyah kaban giyerek önünü bağladı. Hafif makyaj yaparak saçlarını salık bıraktıktan sonra hazırdı. Siyah çantasının içine cüzdan ve telefonunu koyarken Afran'ın kendisine çıkartıldığı kredi kartının cüzdana olduğuna emin olduktan sonra komodin çekmecesinde duran nakit parayı almayıda ihmal etmedi. Ee ne demiş yazar üzgünken en iyi gelen şey koca parası harcamaktır:)

Helin'in hazırlanmasını beklerken kaynanasının odasına uğrayan Ceylan Gülnaz hanımada kendileri ile gelmeyi teklif etmiş ama hava soğuk olduğu için ayakları ağrıyan Gülnaz hanım evde kalmayı tercih etmişti. Nihayet Helin de hazırlanmış ve korumalardan birine söylerek kapıda duran arabalardan birine binerek çıkmışlardı yola. Arabada giderken "Defne'yide çağıralım mi?" Diye soran Helin'e kafa sallayan Ceylan "birde soruyormusun ara kız" diye konuşmuştu Ceylan. Bir kaç çalış sonrası açılan telefonda kızın uykulu sesi duyulurken "Defne kalk kuşum kız kıza eğlence yapacaz" diye cırlayan Helin'e "Ne eğlencesi ya uykum var akşam nöbete gidecem" diye cevap veren kız en son ikna olmuştu.

Kız kıza çarşıda tüm mağazaların altını üstüne getirdikten sonra acıktıklarını his ettiler. Elleri kolları dolu bir şekilde ne yesek diye düşünürken "ağabeylerimin sürekli gittiği bir restoran var şu tarafta. Hadi oraya gidelim" diye konuşması ile oraya doğru gittiler. İçeri girdiklerinde Afran ile bir kaç kez geldiğini hatırladı Ceylan. Kapıda kendisini tanıyan bir kaç çalışan "hoş geldin yenge" diye karşılarken Helin ve Defne "bak sen" bakışları atmıştı kendisine. Ellerindeki alışverış çantalarını girişteki çalışan alırken yanlarına gelen işletme müdürü olduğunu bildiği adam "Hoş geldiniz Ceylan Hanım Afran beyde içerdeler" diye konuşunca "Ya öylemi biz o zaman onun masasına bir bakalım" diye cevapladı. "Tabi efendim bu taraftan" diye eli ile yönlendiren adamın gösterdiği tarafa giderken mekanın en güzel köşesi olan cam kenarında oturan Afran'ı gördü. Ama beyfendimiz tek değildi. Yanında iki tane takım elbiseli adam ve iki tanede sarı saçlı mini etekli kırmızı rujlu yellozlar vardı. Helin ve Defne'ye bakış atarken Fırat'ında orada olduğunu ve kadınlar ile gülerek konuştuğunu gören Defne "yaktım çıranı Fırat" diye tıslamıştı. Helin ise sinsi bir şekilde gülümserken birazdan çöm eğleneceğini düşünüyordu:)

Masaya doğru giderlerken onları ilk fark eden Fırat oldu. Ağabeyine kaş göz yaparken arkasını dönen Afran salına salına gelen karısını görerek kaşları havalandı. Ayağı kalkarak yanına gelen karısını her zamanki gibi belinden çekerek şakağını öptü. "Alışverişe çıkmıştık yemek yemek için girdik sizinde burada olduğunuzu söylediler bizde bir bakalım dedik" diye açıklama yapan karısına "iyi yapmışsınız güzelim" diye cevapladı. Gözlerini direk masadaki kadınlara dikmiş kötü kötü bakan karısına gülmemek için zor tutuyordu kendisini Afran.

Fırat'da Defne'nin yanına gitmiş "gözlerin ile öldürmeye mi çalışıyorsun kadınları" diye masadakilere belli etmeden gülümseyerek konuştu. "Silahım nerede benim?" Diye aynı şekilde gülümseyerek cevap veren Defne "kesecem şeyini Fırat" diye tehdit etmişti Fırat'ı. Kahkaha atmamak için dudaklarını ısıran Fırat "o daha lazım güzelim" diye cevaplayınca masadaki adamlardan birinin sesi ile onlara döndü.

"Bu güzel bayanlar ile tanıştırmayacakmısınız bizi?" Diye konuşan lavuğun ağzını yüzünü dağıtmak isteyen Barzan kardeşler sakin kalmak için derin nefes almış şimdilik! güzeller lafını duymazdan gelerek Ceylan'ı "Karım Ceylan" diye vurgulayarak tanıtan Afran ve Defne'yi ve Helin'ide "Nişanlım! Defne ve kardeşim Helin" diye tanıtmıştı Fırat. Ortamdaki her kes bir birini kıskanırken adamlardan biri memnun oldum diye kibarca konuşurken diğeri ayağı kalkmış ve ilk önce Ceylan'a doğru "Bende Sarp" diyerek elini uzatmıştı. Kaşları çatılan Afran tam konuşacakken kocasının sinirlendiğini anlayan Ceylan ondan önce davranmış ve kuru bir "Memnun oldum" diyerek adamın elini havada asılı kalmasına sebeb olmuştu. Karısının yaptığı ile rahatlayan Afran o adamın elini bir taraflarına montelemek istiyordu. Sarp bozuntuya vermeden elini Defne'ye uzatırken "Memnun oldum" diyerek adamın elini sıktı Defne. Burnunun dibinde adamın elini tutan kadına dönen Fırat korkutucu derecede bakıyordu şu an Defne'ye. Bir an yaptığından pişman olan Defne elini hemen geri çekereken artık çok geç olduğunu biliyordu. Masadaki kadınlardan birisi "evli olduğunu bilmiyordum Afran" diye konuşunca kocasına sinirli bir şekilde bakan Ceylan "Afran" diye tekrarlamıştı. Yine Afran'dan önce davranarak "parmağında yüzük var ama" diye konuşurken ortamın gerginliğinde tek eğlenen Helin'di doğrusu.

Bozulan kadın boğazını temizlerken "Söylemeye gerek duymadıysa" duye konuşmuştu. Kaşları havalanan Ceylan "Sizde nasıl bilmem ama benim kocam özelini paylaşmayı sevmez" diye falı sokmuştu. Sarp denen adam "Şimdi evliyim demekte zod değil yani Ceylan hanım. Ben olsam direk söylerim yani hemde sizin gibi güzel bir bayan ile evli olsam" diye ağzını yaya yaya konuşunca sinirden çene kasları seğiren Afran adama öldürücü bakışlar atarken "Bir daha karıma güzel dersen sikecem belanı" diye sadece adamın duyacağı şekilde dişlerini sıkarak konuştu. Masadaki kibar olan adam hanımları yemeğe buyur ederken hiç gitmek istemesede kendisine gözlerini dikmiş bakan adamın yanında daha fazla durmak istemeyen Ceylan burada kalırsa Afran'ın adamın ümüğünü sıkacağından emindi. Hafif tebessümle "biz gidelim o zaman size afiyet olsun" diyerek kızlara çıkışı işaret ederken parmak uçlarında yükselmiş Afran'ın yanağını öperek "15 dakikan var Afran Barzan. 15 dakika sonra gelmezsen akşam kanepede yatarsın" diye kulağına fısıldamıştı. Kaşları havalanan Afran "Emrin başım gözüm üstüne hatun" diye cevaplarken kızları geçirmek için Fırat'da çıkmıştı dışarıya. Arabaya geldiklerinde Ceylan sinirli bir şekilde binip kapıyı kapatırken "Barzan'ların kapı nefreti nereden geliyor ya" diye söylenen Defne'ye "O kapı sanada çarpacak bekle sen" diye tıslayan Fırat "1 saat sonra yanındayım güzelim" diye tehditkar bir şekilde konuşarak gülümsedi. Dişleri ile dudaklarını ezen Defne " o kadar acele etme ya işini bitir sen" diye konuşunca "en önemli işim sensin canım unuttun mu?" Diye cevapladı Fırat. "Hesaplaşacaz" diye son kez konuşan Fırat araksını dönüp gitmeden önce Defne'yi öpmüş korumaya bir şeyler tembih ettikten sonra içeri girmişti.

Arabadaki kızların aklından türlü türlü şeyler geçerken az sonra olacakları düşünüyorlardı. Ava giderken avlanan taraf kim olacaktı acaba?

 

Heyyo. Ben geldim. Erken bölüm isteyenlere gelsin. Finale son 2. Sonrası Cihan Güzeline veda ediyoruz. Yeni bölümde görüşenedek sağlıcakla kalın:)

 

Loading...
0%