@sevda.h
|
Yazım hataları olduysa affola. Geçen 1 haftanın ardından düğüne 5 gün kalmıştı. Bu süreçte Ceylan ve Afran tüm eksiklerini tamamlamış gelinlik bile seçilmişti. Nikah işlemlerini başlatmışlar bu akşam dini nikahları yarın ise resmi nikahları kıyılacaktı. 5 gün sonra ise düğünü vardı. Ceylan kına istememiş, fotoğraf çekimi istemişti. Afran her şey eksiksiz olsun istemiş lakin Ceylan "kınayı yakarken ağlayacak annem yok benim Afran. Lütfen anla beni. Kına olsun istemiyorum" diye red etmişti. Mutfakta yengesi ile akşam yemeği için yardım eden Ceylan çalışanlar ile sohbet ediyordu. Evin çalışanı aynı zamanda 3 aylık yeni gelin olan Ayşe Ceylan'a sataşıyordu. Eee Ceylan kız, az kaldı düğüne. "Hee Ayşe abla az kaldı" diye cevapladı Ceylan. Kıs kıs gülen Ayşe Nazlı'ya göz kırparak "düğünden sonra napacaniz bilirsin değil mi?" diye sorarken Ceylan'ın tabak almak için dolaba uzattığı eli havada asılı kalmıştı. "Ya Ayşe abla birde onun stresine sokma beni" diye hayıflandı. Ceylan söylediklerine kahkaha attı kadınlar. "Ne stresi kız düğünden sonrada soracak sana stresmiymiş değilmiymiş" diye hala laf sokuyordu Ayşe. Düşünce ile sandalyeye oturan Ceylan utana sıkıla konuştu. Siz gülüyorsunuz ama ben gerçekten korkuyorum. Ne yapacağım ben? Ceylan'ın haline daha çok güldüler. En son Nazlı kendisini toparlamış "Sen stres yapma yengem her bekar kız böyle olur zaten. Biz bir ara konuşalım istersen" diye konuştu. Kafasını iki yana sallayan Ceylan "Yok yenge istemem. Daha çok stres olurum ben." diye geçiştirdi. Zaten utangaç olan yapısı yengesi ile ilk geceyi konuşacak değildi. Bu bir haftalık süreçte Afran ile daha yakın olmuşlardı. Adam kızı kendine alıştırmak için elinden gelenin fazlasını yapıyordu. Akşamları konağın dibine geliyor bazen arabayı bırakıp beraber yürüyorlar bazende araba içinde Afran'ın getirdiği çikolata, pasta yiyorlardı. O anlar aklına gelince gülümsedi Ceylan. Dıştan görüntüsü tam bir ağır abi olan adam kendisinin yanında yaramaz oğlan çocuğuna dönüşüyordu. Heliki Ceylan'ı boş bulduğu yerde sıkıştırması yanaklarının kızarmasına sebeb oldu. Saat 4 de gelirken amcası ve Mirza ağabeyi işten gelmiş hep birlikte avluda sohbet ediyorlardı. Nikah için hocayı Afran'mı getirecek Mirza? Hozan ağanın sorusunu "Evet baba akşam namazından sonra gelecekler" diye cevapladı Mirza. Mihra hanım ellerini göğsünde birleştirmiş gözünü kırpmadan Ceylanı izliyordu. Sinin her şeyin tamam mı kızım bir eksiğin varsa yengene söyle birlikte tamamlayın. Hozan ağanın Ceylan'a söylediklerini kızdan önce cevap verdi Mihra hanım Her şeyi tamdır Ağam. Düğünden bir gün önce gidecek çeyizi. Millet çeyiz görsün de Cihanlıların kim olduklarını daha iyi anlasınlar. Yalandı. Külliyen yalandı. Kızın çeyizi en bir iğne dahi almamıştı kendisi. Ne eksiği varsa Nazlı yengesi Mirza'nın kendisine çıkardığı kredi kartından almış çeyiz yapmıştı kıza. Zaten Afran ile gittikleri her alışverişde ödemeyi Afran yapmıştı. Adam yinede eşyaları kendi evine değil de Ceylan'ın evine göndermiş çeyizi ile birlikte gelir diye düşünceli davranmıştı. Hozan ağa Mirza'ya "Ceylan kızıma kredi kartı çıkarsamıydık Mirza. Afran düşünceli adamdı boş koymaz bilirim lakin ne olur ne olmaz yanında bulunsun" diye konuştu. Mirza babasının söylediklerine kafasını hayır anlamında sallarken aynı anda konuşmaya başladı. Bence gerek yoktur baba. Afran böyle bir şeyi kabul etmez. Sende dersin boş bırakmaz diye. Yarın birgun öğrenirse Ceylan'a sorun olmasin" Mihra hanım sinirden yerinde duramıyordu şu an. Ne Ceylan mış derdi bitmiyor diye düşünürken kocası yanlarında olduğu için içindeki ni daha uygun dille anlattı. Aaa ağam öyle şey olur. Koskoca aşireti hanımağa olarak gidiyor. Amca evinden para götürmek olur hiç? Bakışları Ceylana dönerken "Vallah şanslısın ha. Boşuna dememişler Allah çirkin şansı versin diye. Afran kim sen kim yat kalk dua et" diye imalı imalı konuştu. Mirza "Ana" diye uyanrırken Ceylan hiç oralı olmamış kale almamıştı. Akşam saati gelmiş Afran yanında kardeşi Fırat ve hoca ile konağa gelmiş nikah kıyılmıştı. Hocanın nikah anında "Mehir olarak ne istersin" diye sorusuna Ceylan'dan önce davranan Afran kabul ederse üzerimdeki "Tüm mal varlığım onundur" diye cevap vermesi her kesi şaşırtmıştı. Nikahtan sonra hoca uğurlanmış Afran ve Fırat Hozan ağanın ısrarı üzerine yemeğe kalmışlardı. Ceylan Azra'yıda aramış hem soracak hesabı olduğundan hemde yarınki nikahta kendisine şahitlik edeceği için bu gece yatılı kalmasını istediğinden onuda çağırmıştı. Lavaboya gitmek için izin isteyen Afran Ceylan'a "lavaboyu tarif edermisin" diye sorusuna "Buyur ağam" diye yolu gösteren Ceylan lavabo kapısına geldiğinde "burası" diye kapıyı göstermiş tam dönüp gidecekken hangi ara kolundan çekilib içeriye sokuluğuna anlam veremedi. Şuan Afran ile kapı arasında kalanCeylan kafasını kaldırıp Afean'ın gözüne bakamıyordu. "Ağam demek yoktu" diye kısık ses ile konuşan adama bir anlık bakan Ceylan koyulaşmış gözer ile karşılaştı. Afran'ın gözleri sürekli Ceylan'ın dudaklarına kayarken sabrının son demlerindeydi. Kuruyan dudaklarını dilile ile ıslatan kıza "Ssebebim olacaksın kadın" diye söylendi. Hiç bir şey anlamayan kıza en basit yoldan anlatmayı uygun gören Afran dudaklarına kapanmıştı kızın. Anında karşılık veren Ceylan'ın elleri farkında olmadan Afran'ın saçlarına gitmiş çekiştirmeye başlamıştı. Kızın ıslak dudakları adama aklını kayb eettiriken kızı kucağına aldığı gibi mermerin üzerine oturttu. Bacaklarını iki yana açıp Afran'a iyice yer veren Ceylan şu an ne yaptıklarını düşünmek istemiyordu. Dudaklarını bırakan adam boynuna indiğinde küçük ısırık bırakan adamın ismini söyleyib inledi Ceylan. Son bir kez öpüb geri çekilen Afran "Çıkmamız lazım karıcığım yoksa çok farklı şeyler olacak" diye nefes nefese konuşması Ceylan'ı kendine getirmiş ve koşarak çıkmasına sebeb olmuştu. Giden kızın ardından soğuk su ile elini yüzünü yıkayan adam düğüne kaç gün kaldığını hesaplıyordu.(kuduruk ağa) Yemekten sonra dağıtılan çaylar edilen ikramlar derken saat geç olmuş Afran kalkmak için musade istemişti. Giden kardeşlerin ardından ortalığı toparlayan kızlar yarın erken kalkacaz bahanesi ile odalarına çekilmişti. "Söyle bakalım tatlı cadı kaynım ile aranızda ne var" diye konuşan Ceylan'a gülen Azra trk seferde "sevgiliyiz" diye cevap verdi. "Oha" diye tepki veren Berfin'e, "ben anlamıştım zaten" bakışı atan Ceylan'a "yani geçen gün yemeğe çıkardı beni, orada teklif ettiğinde kabul ettim. 1 hafta falan oldu yeni yani" diye açıklama yaptı Azra. Nazlı kahkaha atarak "bu Barzan kardaşler çok hizlılar ayol" diye söyleniyordu. Ertesi sabah saat 11 de kıyılacak resmi nikah için erkenden hazırlandı kızlar. Ceylan uzun beyaz tülden oluşan bir elbise giymiş saçınada beyaz papatya taç takmıştı. Nikah için sade ama şık bir gelin olmuştu. Afran ise Ceylan'ın israrına dayanamamış krem rengi takım giymişti. Afran'ı hep koyu renklerde görmeye alışık olan Fırat "Abi krem nedir ya" "İyice hanımköylü oldu bu adam ha" diye söylenib duruyor Afran'ın iyice sinirlenmesine sebeb oluyordu. Arabada arka koltukta kıs kıs gülen Helin'e dikiz aynasından bakış atan Afran "Ulan Cihan Güzeli senin yüzünden çoluğun çocuğun maskarası oldum, ben şans yapacağımı bilirim" diye söyleniyordu. İkisini birden "susmazsanız arabadan atarım ikinizide" diye uyaran Afran aynı anda ağzına fermuar çeken kardeşlerine sırıttı. Gülnaz hanım her ne kadar "çok yakıştı bu renk sana" desede inandıramamıştı. Nihayet nikahın kıyılacağı salona geldiklerinde Annesi ve kardeşlerini bırakıp kendisi Ceylan'ı kuaförden almaya gitti. Kapıda beklerken süzülerek kendisine doğru gelen peri kızını gördüğünde nutku tutuldu. Hiç beklemeden gidib her zaman yaptığı gibi belinden tutup kendisine çekmiş alnına öpücük kondurmuştu. "Dünyanın 7 harikasıda neymiş. Benim ilk ve tek harikam sensin" diye iltifat ederken kızın gülümsemesine neden olmuştu. Beraber salona doğru giden çifti kapıda Fırat ve Azra karşılamıştı. Azra Afran'a hitaben "Selam enişte nasılsın" diye konuşurken Afran'ın "selam baldız yoksa gelinhanım mı demeliyim" diye göz kırptı. Birlikte içeriye girdiklerinde nikah memuru gelmiş onları bekliyorlardı. Yerlerine geçenlerken nikah şahitleri olan Azra ve Mirhan Ali'ye gelmiş ve nikah başlamıştı. Nikah memurun sorduğu sorulara "Evet" diyen ikili imzayı atmış Ceylan Afran'ın ayağına basmıştı. Alkışlar eşliğinde ayağı kalkan karı koca nikah memurunun Ceylan'a uzattığı nikah cüzdanı ile mutluluklar dilemiş Afran'a ise "geçmiş olsun evladım" diye şakada yapmıştı. Ardından "gelini öpe bilirsin" o klasik cümleyi söylemişti. Ceylan'a taraf dönen Afran yüzünü avucunun içine almış "Evime, Ömrüme, Gönlüme hoş geldin Karım Kadınım" demiş alnını uzunca öpmüştü. Anında gözleri kapanan Ceylan fısıltı ile "Çok hoş buldum" diyerek cevaplaıştı.
Eveetttt... nikahıda kıydığımıza göre sıra düğünde. Yarın düğünümüz var a dostlar. Ondan sonrası halvet. Ama geçsem mi yazsam mı bilemedim. Sizin fikriniz? Yorumlarda buluşalım.
|
0% |