Yeni Üyelik
19.
Bölüm

Seni seviyorum

@sevda.h


Keyifli okumalar

Ayna karşısında kendisini izliyordu Cihan Güzeli. Her genç kızın hayali olan beyaz gelinlik içinde kendisini prenses gibi his ediyordu. O hiç bir zaman prenses olmamıştı. Kendisini kül kedisi diye tarif edebilirdi. Bu yaşına kadar hep itilip kakılan o olmuştu. Sonrasında sanki masalda olduğu gibi peri gelmiş ve ona sihirli değneğini değilmiş hayatı bir anda değişmişti. Başta Mihra hanımın ona yaptığı kötülük kalbini bin bir parçaya bölmüş ama Her şerde bir hayır vardır diyen Rab onun karşısına Afran'ı çıkartıp kaderini farklı yazmıştı sanki. Mihra Cihanli ömründe ilk kez Ceylan'a hayatının iyiliğini yapmıştı. Başlarda Afran'a karşı bir şey his etmeyen Ceylan, adamı tanıdıkça sanki her şey normal serinde ilerliyormuş gibi devam etmişti. Bugün ise çok beklenen düğün günüydü. Dün farklı bir gelinlik giymiş çekim yapılmıştı. Bugün ise uzeridne kendine özel dikilmiş gelinlik ile onu almaya gelecek olan beyaz atlı prensini bekliyordu. Yanındaki kızlarda kendisine ne kadar güzel olduğunu söylerlerken dışarıdan gelen korne sesleri Barzan aşiretinin geldiğini haber veriyordu. Kalbi küt küt atıyordu Ceylan'ın. Mirza ağabeyi ve Hozan amcası yanına gelmiş önce amcası sarılmış vedalaşmıştı kendisi ile sonrasında elinde kırmızı kuşak ile ağabeyi gelmiş belini etrafında 2 kere bağlar gibi yaptığı kırmızı kuşağı üçüncüde bağlamış alnını öpüp geri çekilmişti. Damat tarafın geldiğini haber vern davul zurna sesleri ile kapıya doğru giden Berfin kapıyı kapatmıştı. Afran yanında erkek kalabalığı ile gelmiş kapalı kapıyı tıklattı gelini almak için. Kapıyı açmadan "kapı açılmıyor enişte" diye konuşan Berfin'e Afran "anahtari bende baldız" diye cevap vermişti. Kapı arasından bir deste 200 lük uzatan Afran'a "Yok yok yalnış anahtar enişte" demiş daha çok istemişti. "Limitsiz kredi kartımı vereyim kökünden çözelim olmaz mı Berfin?" Diye soran Afran'ın teklifini kabul etmiş ciddi ciddi almıştı kartını. Kapıyı açıp erkek tarafını içeri buyur eden Berfin ile diğerleri dışarıda kalmış sadece Afran girmişti odaya. Karşısında gördüğü ile kalbi duracak gibi olmuştu. Yer yüzünde böyle güzel gelin olamaz diye düşündü bir an. Yanına gidib önce alnından öpmüş kızın elinden nazikçe tutup çıkmışlardı evden. Başındaki kırmızı örtü ile arabadan inen gelinin eline içi para ve şeker dolu testi verilmiş gelin hanım onu yere atarak tek seferde parçalamıştı. Alkış ve zılgıt sesleri ile konağın kapısından içeri giremeden önce adet gereği gelinin eli bala batırılıp üç kere kapı kulpuna sürülmüştü. Sağ ayak ile "Bismillah" diyerek adım atmıştı konağa Ceylan. Konak kapısında kesilen kurban ve attığı adımlarına serpilen para ve şeker ile odasına doğru çıkartılmıştı. İlk defa girdiği ve bundan sonraki ömrünün geçeceği odaya girdiğinde içinde bir şeyler koptuğunu his etti Ceylan. Bundan sonra her şeyi ile Afran'a ait olacak onun ile bir ömür hayat geçicerecekti. Kırmızı güller ile süslenen yatak, komodin ve makyaj masası üzerinde duran kokulu mumlar, odada çeşitli yerlere asılan süsler ile tam bir yeni gelin odası olmuştu. Yanında onun ile birlikte gelen Azra ve Nazlı yengesi kalmış diğerleri çıkmıştı dışarıya. Biraz sonra Helin gelmiş Ceylan'a "hoş geldin" demiş onlara tepside yemek getirmişti. Heyecandan gözü yemek görmeyen Ceylan bir şey yiyememişti tabiiki. Bir kaç dakika sonra Gülnaz hanım Ceylan ile konuşmak için gelmiş Nazlı ile Azra konağı gezecez bahanesi ile onları yalnız bırakmışlardı. Ceylan'ın elinden tutup odadaki üclü koltuğa oturtan Gülnaz hanım elini sıkı sıkı tuttuğü kıza "Öncelik ile evine hoş geldin güzel kızım. Bu gece ile ilgili konuşub sıkmayacam seni. Afran'ım benim ilk gözağrım. Onu mutsuz etme demem. Onunla mutsuz olma. Sana çok değer veriyor. Eminimki sende öylesin. Artık hayatı bu odayı bu yatağı birlikte paylaşacaksınız. Sen ne kadar mutlu olursan o daha çok mutlu olmanı ister. Sen ona ne kadar yakın davranırsan o seni başında taç eder. Sen ona ne kadar saygı duyarsan o seni kimseye ezdirmez. Sen onu seversen o seni daha çok sever. Ben, Helin, Fırat her zaman koruyup kollarız seni. Bundan hiç bur zaman şüphen olmasın. Ailemize Hoş geldin güzel kızım". diye uzun uzun konuşmuştu. Kaynanasının söylediklerine gözleri dolan Ceylan sımsıkı sarıldı karşısındaki yüreği güzel kadına. Ellerini öpüp teşekkür etti. Tam o sırada kapı açıldı içeri Afran girdi. Gülnaz hanım oğluna da sarılıp "Allah mesut etsin yavrum" dedikten sonra çıkmıştı odadan. Baş başa kaldıklarında Afran hiç beklemeden gidib dudaklarına yapıştı kızın. Uzunca bir öpüşme sonrası ayrıldı dudakları. Anında cilve pozisyonu alan Ceylan nazlı nazlı "birisi gelecek" diye konuştu. "Bizim odamız güzelim bizden izinsiz kimse giremeze" diye konuşan adama hayran hayran bakan Ceylan "bizim odamız" dediği cümlesinde kocaman gülümsemişti. Tam yine dudakları birleşecekken kapı tıklatıldı:) Gözlerini kapatıp sinirle konuştu Afran "Sabr oğlum sabr. 3-5 saat kaldı zaten. Sonrası vuslat" Yanakları kızaran Ceylan "Afran çekilsene ya" diye çekkirirken gidib kapıyı açmıştı. Karşısında imalı imalı bakan Nazlı yengesi ve Azra daha beter kızarmasına sebeb olmuştu. Afran elleri cebinde onlara bakarken Ceylan sanki demin öpüştüklerini görmüşler gibi utanıyordu. Sessiz bir şekilde Ceylan'a "ne yaptığınızı biliyoruz" diye söyleyen Nazlı'ya gözleri kocaman açılan Ceylan hayretle baktı.

"Birazdan salona geçilecekmiş Afran enişte biz Ceylan'ın makyajını tazeliyelim" diyen Azra'ya onay veren Afran dışarı çıkmıştı. Anında kahkaha atan Nazlı ve Azra'ya anlamaz gözler ile bakan Ceylan "Ne oluyor be" diye söylendi. "Asıl sana ne oluyor? Ne bu halin?" Diye cevap verdi Azra. "Biraz rahatla güzelim evlenen her kes böyle şeyler yapıyorlar bunu her kes biliyor yani. Böyle durumlara alış bence aniden basılabilirsiniz." Diye gülen Nazlı'ya yastık fırlattı Ceylan.

Nihayet düğün başlamış Afran ve Ceylan ilk dansını yapmış sonrasında diğer çiftlerde onlara eşlik etmişlerdi. Azra'yı dansa kaldıran Fırat "Bugünde ayrı bir güzelsin çilli" diye iltifat ederken gülümsedi Azra. Mirza karısı Nazlı ile dans ediyor ama gözlerini Ceylan'dan çekemiyordu. Kocasının bugünkü hüznünü anlayan Nazlı "Mirza yeter artık hayatım kız emin ellerde biliyorsun" diye rahatlatmaya çalıştı kocasını. "Elimde değil Nazlı'm. Üzülmesini istemiyorum. Afran ile mutlu olur değil mi?" Diye sordu Mirza. "Mutlu olacak canım. Mutluluğu her kesten çok hakediyor o!"Barzan ve Cihanli aşireti yıllar sonra ilk defa bu kadar iç içe olmuşlardı. Halaylar çekilmiş takı merasimi yapılmış düğün son bulmuştu. Cihanlı'lar ile vedalaşan Ceylan Afran'ın kullandığı arabaya binmiş eve doğru gittiklerini sanarken farklı bir yola sapan Afran'a anlamaz gözler ile baktı. "Afran yalnış gitmiyormusun" diye sorarken neler olduğunu anlamıyordu. "Eve gitmiyoruz güzelim" diye cevaplayan Afran'a "Nereye gidiyoruz" diye sordu. "Balayına gidiyoruz küçüğüm". Şaşırıp kalan Ceylan "Balayına mı? Ama nasıl olur? Yani şey" daha cümlesini tamamlamadan cevapladı Afran "Sormak istediğin çarşaf zırvalığı ise öyle bir şey olmayacak Ceylan. Ben karım ile özelimi başkalarına göstermem. Senin namusunu kimseye isbatlayacak değilim." Diye sertçe cevapladı. Bu kadarını beklemeyen Ceylan kafasını sallarken "Nereye gidiyoruz peki" diye sordu gülümseyerek. "Sürpriz olsun gidince görürsün".

Yolda gelirken girdikleri benzinlikte gelinliğini çıkarıp elbise giydiğine inanamıyordu Ceylan. Heleki o Helin cadısı ce Nazlı yengesinin arkasından iş çevirdigine hiç inanamıyordu. Balayına gideceklerinden haberleri olupda kendisine söylemedikleri için geri döndüğünde bir güzel kavga edecekti onlarla. Afran ikisi ile iş birliği yapmış birde çanta hazırlatmıştı onlara. İki çanta hazırlayanlar birinin üzerine kocaman "özel" diye yazıda yapmışlardı. O özel olanda neler olduğunu tahmin edebiliyordu Ceylan. Afran ona sürpriz yapmış çok istediği İstanbul'a getirmişti onu. Başta uçağa binmeye korkan Ceylan Afran'ın omuzuna başını koymuş uçak inene kadar uyumustu. Uçaktan inip havalimani otoparkında kendilerini bekleyen araca binip deniz kenarına gelmişlerdi. Karşısında gördügü kocaman yata bakan Ceylan "Yaa Afran sana inanıyorum" diye sarıldı kocasına. "Nasıl teşekkür edeceğini biliyorsun güzelim" diye söyleyen adam gülen Ceylan aralarında geçen diaoluğu hatırladı.

(Balık yemeye gittiklerinde Afran'ın "en güzel Balık İstanbulda deniz kenarında yediğin ekmek arası balıktır valla" diye konuşmasına gülümseyen Ceylan "Ben hiç İstanbula gitmediğim için buradaki ile idare ediyorum artık" diye cevaplamıştı. Sonrasında devam eden Ceylan "Küçükken dizilerde tekne turu yapanları görür bunlar korkmuyorlar mı suyun üzerinde o tenekeyle diye söylenirdim. Şimdi ise keşke o tenekeye binip uzaklaşsam buralardan diye düşünüyorum" diye söylemişti.)

Kendilerini karşılayan adam Afran ile tokalaşırken kendisine baş selamı vermişti. Afran'a anahtarı uzatıp kendisi oradan ayrılırken beraber yata bindiler. Hayran hayran ortamı inceleyen Ceylan deniz manzarasından gözlerini alamıyordu. En üst kata çıkan Afran'ın peşinden gittiğinde bir kaç düğmeye basıp yatı çalıştıran Afran'a hayran kaldı. Yanına gidip "böyle bir yeteneğiniz olduğunu bilmiyordum Afran bey" diye konuştu. Kendisine gülümseyerek göz kırpan adamın gamzesine öpücük konduran Ceylan hem denizi hem Afran'ı izliyordu. Ne kadar süre geçti bilmiyordu ama sahilden yeteri kadar uzaklaştıklarını anlayan Afran motoru kapatmış Ceylan'ın elinden tutarak küçük mutfağa götürmüştü. "Kaç saatir bor şey yemedin açsındır" diye konuşan Afran'a hayır anlamında kafa salladı. Kendisine yaklaşan adam "canım bir şey istemiyor" diye konuşan Ceylan "Sen açsan hazırlayayım bir şeyler" diye devam etti. Aynı şekilde hayır cevabı aldı karşısındaki adamdan. Kendisine koyulaşmış gözler ile bakan adama ne diyeceğini bilemeden "Ben çantaları şey yapayım" diye çıkmıştı mutfaktan. Yan tarafta kalan odaya kendini attığında arkasını kapıya yasladı. Elini kalbine atan Ceylan hızlı hızlı atan kalbini eş geçerek "Aptal Ceylan. Adam senin için o kadar şey hazırlamış sen ondan kaçıyorsun. Sakin olmam lazım" diye bir kaç kez tekrarladı. Kapı tıklatılıp "Ceylan geleyim mi güzelim" diye sakinleştirici ses tonu ile konuşan Afran'a hiç bekletmeden kapıyı açtı. Odaya giren Afran ile uzun uzun bakıştılar. Yüzünü avuçlayan adam "Seni seviyorum" diye dudaklarını öpmeye başladı.

Loading...
0%