Yeni Üyelik
11.
Bölüm
@sevim_svim

~Sezin Ateş

 

Düğün mekanına girdiğimizde sürekli bir yerlere hareket eden ışıklar karşıladı bizi. Kolumu Atlas'ın koluna geçirip beraber bizim için ayrılan masaya oturduk. Etrafta kim var kim yok diye bakarken gözüme çarpan iki kişi, paparazzilerin cirit attığı düğün salonunda tüm tebessümümün münasip yerime kaçmasına sebep oldu.

 

Dirseğimi Atlas'ın canını acıtmayacak kadar ona çarptırdığımda yüzüme baktı.

 

"Ne oldu?"

 

"Baksana, bize bakıyorlar." Dedim Oğuz ve Tuğçe'yi işaret ederek.

 

"Daha samimi ol." Dediğinde kocaman sırıttım ve Atlas'ın dudaklarına bakarak sanki heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyormuş gibi yaptım. O da bana gülümseyerek: "Gözlerin çok güzel." Dedi.

Bu sahneyi bi yerden hatırlıyordum sanki...

 

***Geçmişe bakış***

 

Elindeki midyeyi bana uzattığında kibarca "Teşekkür ederim." Dedim.

 

"Yanımda bu kadar kibar olmanı gerektirecek bir durum yok. Sevgiliyiz biz Sezin."

 

"Yine de..." dedim midye dolmasını bir anda ağzıma tıkarak dolu dolu: "Bence iyi bir çiftiz. Değil mi?"

 

"Tabi ki de iyi bir çiftiz."

 

Elimi Oğuz'un elinin üzerine koyup gözlerine baktım. Teni soğuktu ama samimiydi.

 

"Seni seviyorum." Dedi yüzünü bana yaklaştırıp. Sigara kokusunu bastırması için çiğnediği naneli sakızın ferah kokusu ciğerlerime dolarken gözleri gözlerime değip gülümsedi: "Gözlerin çok güzel."

 

Bir elimi onun yanağına koyup yüzüme yaklaştırdım...

 

***Geçmişe bakış son***

 

"Sanırım gözlerin kahvenin en güzel tonu."

 

"Onun yerine her şeyin sen tonunu tercih ederim Sezin."

 

Saçımı savurarak başımı ondan diğer tarafa doğru bakarken koluma dokunan kişi yutkunmama neden oldu.

 

"Selam," dedi her zamanki vıcık tavrıyla. Normalde şiddet eğilimim olmasa da elimden gelse bir kaşık suda boğardım onu. Dünya ise oyunculuk yeteneği olmayan, mimikten yoksun bir kadından kurtulurdu.

  

Cevap vermeyecektim ona ama vermem gerektiğini hissettim.

 

"Selam." Dedim ben de ona. Etrafta daha müzik sesi olmadığından seslerimiz birbirimize rahatça duyulabiliyordu.

 

"Nasılsın Sezin?" Dedi burnu havada bir tavırla. "Hâlâ geceleri seni birileri boğuyor mu?"

 

Elbisesini baştan aşağı süzdüm. Şimdi Tuğçe'yi öldür (keşke), hakkını yeme. Güzel giyinmişti ama ben daha güzel giyinmiştim.

 

"Dikkat et Tuğçe'cim," dedim yapmacık samimiyetimle: "Canını yakmasınlar."

 

Tek kaşını kaldırıp bir şeyler söyleyecek gibi oldu ama, Oğuz onu kolundan kendine çekip benden uzağa götürdü. Bacak bacak üstüne atıp etrafı izlerken elimi Atlas'ın dizine koyup gözlerine baktım. Kahverenginin en güzel tonu.

 

•••

 

~Atlas Yıldırım

 

İçimden söylediğim şarkıyı bırakarak dizime koyulan elle daldığım yerden elin sahibine baktığımda göz göze geldik.

 

Konuşmak için ağzını açacak gibi oldu ama sustu. Yüzüme yaklaşıp eliyle saçlarımı sevdi, gözlerini kapattı ve öptü. Ani öpüşüyle irkildim ama belli etmdim. Dudaklarımız birbirinden ayrıldığında nane şekerli nefesi yüzüme çarptı.

 

"H...Herkes, bize bakıyor." Dedim sessizce.

 

"Baksınlar."

 

Elimi onun beline sarıp bundan sonra çıkacak haberleri düşünmeye başlamıştım. Bu öpüşle bir yalandan ibaret olan aşkımız belgelenmişti bile.

 

Loading...
0%