16. Bölüm

16. Bölüm

Güler
sevimlikiz

Karakoldan ekip arkadaşlarımla hızla çıktık. Zırhlı araçlar yerine sessizliği tercih etmiştik; Alaz Demirkan'ın, şehrin göbeğindeki o lanetli kalesine gidiyorduk. Suçlama: Tecavüz ve Gasp. Bu sefer kaçamayacaktı.

Villa kapısına geldiğimizde, o kalın enseli korumalar hemen önümüze dikildi. Korumaların şefi bize kükrerken, öfkem damarlarıma pompalanıyordu. Hiç duraksamadan arabadan indim.

"Çekil önümden! Resmi polis operasyonu yürütüyorum! Alaz Demirkan çık dışarı! Korkak gibi evinde saklanma!"

Sesim, o soğuk havada bir kırbaç gibi şakladı. Korkaklık... bu kelime ona ne kadar da yakışıyordu, oysa ben onu hep cesur sanmıştım.

Kapı yavaşça aralandı. Ve işte oradaydı. O pislik. Siyah, pahalı kıyafetleri içinde, yüzünde o arsız, küstah sırıtışla bana bakıyordu. Midem kalktı. Bir zamanlar boğulduğum o mavi gözler, şimdi bana alaycı birer bıçak gibi saplanıyordu. Ben bu adama nasıl aşık olmuşum? Nasıl inanmışım? Yüzüne çakmamak için bütün profesyonelliğimi ve beş yıllık nefretimi zor tuttum.

"Oooo, Aşkın Ezel... Sen buralara kadar gelir miydin? Yoksa beni çok mu özledin?"

Alaycı sesi, içimdeki öfke ateşini daha da körükledi.

"Geldim, lan şerefsiz! Senin kirli ipini çekmeye geldim! Seni ait olduğun yere, hak ettiğin zindana tıkmaya geldim!"

Onun yüzündeki iğrenç ifade bir an bile bozulmadı.

"Senin gibi güzel ve kararlı bir kadına yakışıyor mu böyle laflar? Ağzına yakıştıramadım. Bak, biber sürerim şimdi..."

Gözlerimden alev fışkırıyordu.

"Kes lan sesini! Karşındaki Başkomiser Aşkın Ezel. Tutuklusun!"

Yine o tiyatrosu! Şaşkınlık taklidi yapıyordu.

"Yine ne yaptım, Aşkın Başkomiser? Hangi kağıt parçasını yanlış imzaladım?"

"Tecavüz, Alaz! Tecavüz! Masum bir kadına yaptığın iğrençlik için geldik! Artık sadece bir katil değil, aynı zamanda bir tecavüzcüsün!"

Alaz'ın yüzü kısa bir şok yaşadı ama hemen sertleşti.

"Tecavüz mü? Sen beni neyle suçluyorsun, lan! Ben öyle bir pislik değilim!"

Yalan söylüyordu. O kıza bunu yapmıştı. Eliz'in gözlerindeki travma yalan söylemiyordu.

"Tutuklayın! Zincirleyin bu pisliği!" diye emrettim.

Adamlarım ona doğru hamle yaparken, villanın korumaları silahlarını bize doğrulttu. O anki gerilim, nefesimi kesti. Bir çatışma çıkarsa, bütün operasyon mahvolacaktı. Silahımı hızla çekip Alaz'a doğrulttum.

Alaz, tam ortada durdu. O, kontrolü seven adamdı. Gözleri, benimkilere kenetlenmişti. Yavaşça, sakin bir hareketle ellerini havaya kaldırdı. Bu, teslimiyet değil, beni kışkırtma hamlesiydi.

"Tamam. Sakin olun beyler. Silahları indirin. Misafiriz sonuçta."

Korumaları silahlarını indirdi. Adamlarım, Alaz'ın ellerine kelepçeleri taktı. Klik. Kelepçelerin sesi, beş yıllık intikamımın ilk melodisiydi.

Alaz, kelepçeli bileklerini bana doğru salladı, yüzünde hala o şeytani gülümseme vardı.

"Nasılsa çıkacağım, Aşkın. Peki, beni kim şikayet etmiş? Yoksa sen mi bir oyun oynuyorsun?"

"Orasını sana söylemiyoruz. Kim olduğunu biliyorsun, değil mi?" diye tısladım.

"Biliyorum, biliyorum. Neyse, gidelim o zaman. Seni karakolunda ziyaret etmeyi özlemiştim."

Gözlerim dönmüştü. Sadece o iğrenç adamın gözümün önünden gitmesini istiyordum.

"Götürün şu pisliği. Hızlı olun!" diye emrettim.

Alaz, götürülürken son iğnesini batırdı:

"Eski sevgiline pislik demek yakışıyor mu, Komiser Hanım?"

"Çok konuşma!" diye bağırdım, sesimdeki öfke, altta yatan acıyı gizlemeye çalışıyordu.

Alaz, kelepçelerle araca bindirilirken, son ve en can yakıcı sözünü söyledi:

"Hala beni seviyorsun, Aşkın. O yüzden bu kadar sinirlisin."

O an, bütün vücudum titredi. Yalan! Yalan söylüyordu! Sadece nefretti bu!

"Götürün şunu artık!" diye haykırdım, Alaz'ın gittiği yöne doğru.

Alaz'ın arabası uzaklaşırken, silahımı indirdim. Avımı yakalamıştım, ama kalbimde bir boşluk vardı. O, tek bir cümleyle, intikamımın üzerine aşkın gölgesini düşürmüştü. Benim tek isteğim adaletti, ama Alaz, beni hala o geçmişteki karmaşık aşka hapsediyordu.

Bölüm : 02.12.2024 13:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...