35. Bölüm

35. Bölüm

Güler
sevimlikiz

Güvenli evde, Eliz'in yanından ayrılma vakti gelmişti. Masumiyetinin son kırıntılarını koruyan bu kıza karşı tarifsiz bir sorumluluk hissediyordum.

"Bebeğim, şimdi benim gitmem lazım, tamam mı?" dedim, sesimi olabildiğince yumuşak tutarak.

Eliz, hemen elimi tuttu. Gözleri korkuyla doluydu.

"Gitme, Aşkın Abla."

"Ama işim var, biliyorsun. Seni korumak için gitmeliyim."

"Korkuyorum." diye fısıldadı, sesi titriyordu.

Onu kıramazdım.

"Tamam. Sen uyuyana kadar yanında kalayım, olur mu? Söz, sonra gideceğim."

Eliz gülümsedi ve başını salladı. Mutfaktan atıştırmalık bir şeyler hazırladım ve beraber yedik. Ardından Eliz, elimden tuttu ve beni odaya götürdü.

"Uykun mu geldi? Daha erkendi."

"Benimle uyu. Lütfen."

"Tamam, güzelim."

Onu kıramıyordum, o kadar tatlıydı ki. Yatağa uzandım. Eliz de yanıma yattı, kafasını göğsüme koydu ve gözünü kapattı. Kalbimdeki bütün sertlik eriyordu.

"İyi geceler, güzel surat." diye fısıldadım, saçını öperek.

"İyi geceler, kahramanım."

Evet, ben Eliz'e göre kahramandım. Onu o cehennemden kurtarmıştım ve bana koşulsuz bir şekilde bağlıydı. Saçını bir kez daha öptüm.

Eliz, derin bir uykuya daldıktan sonra, yavaşça ve dikkatle kalktım. Alnını öpüp odadan çıktım. Dışarıdaki gözetim görevlisine, eski polis arkadaşım Sinem'e, son talimatları verdim.

"Sinem, ben gidiyorum. Eliz sana emanet. İlaçlarını içmeyi unutmasın. Çok dikkatli olun. Kimseye kapıyı açmayın."

"Tamam, Başkomiserim. Gözüm üstünde olacak."

Arabama atladım ve şehre geri döndüm. Eve geldiğimde, kapım çaldı. Kapıda, elinde büyük, gösterişli bir kutuyla bir kurye duruyordu.

"Bu ne?"

"Aşkın Ezel siz misiniz?"

"Evet, benim."

"Sizin için efendim. Lütfen şurayı imzalayın."

Ne olduğunu anlamamıştım. İmzamı attım, kutuyu aldım ve içeri girdim. Merakla kutuyu açtım. İçinden, zarif, ipekten yapılmış, kısa siyah bir elbise, ona uygun yüksek topuklu ayakkabılar ve küçük bir abiye çanta çıktı. Lüks ve pahalı olduğu her halinden belliydi.

"Bu ne için şimdi ya?" diye mırıldandım, kaşlarım çatılmıştı.

Telefonum çalmaya başladı. Kara. Sanki ne zaman arayacağını biliyormuş gibiydi. Telefonu açtım. Bir "merhaba" bile demeden konuya girdi.

"Güzelim, sana bir kutu gönderdim. Geldi mi?" Sesi, kendinden emin bir tını taşıyordu.

"Evet, geldi. Ne oluyor, Kara? Hiçbir şeyden haberim yok, hemen lafa giriyorsun."

"Üzgünüm. Söylemem lazımdı. O kutuyu... bu akşam için giymeni istiyorum."

"Ne?! Ne partisi? Benim orada ne işim var?"

"Bu akşam yeraltı dünyasından önemli isimlerin katılacağı bir etkinlik var. Ve ben, oraya yanımda eşim olarak seninle gitmek istiyorum. Yemek sözünü de telafi etmiş olursun. Kırma beni."

"Of, Kara! Benim o pisliklerin olduğu yerde ne işim var? Ben polisim!"

"Kırma beni. Sadece yanımda olmanı istiyorum. Güvende olacaksın. Söz."

Onun ısrarı ve çekiciliği... Kararımı verdim. Bir mafya babasının karakolluk olmasına yol açabilecek, içeriden bilgi toplamak için mükemmel bir fırsat olabilirdi.

"Peki, kabul. Ama bu bir görev."

"Güzel. Aldığım elbiseyi giyersen sevinirim. O, sana yakışacak."

"Bu benim tarzım değil, çok kısa."

"Sana yakışacağına eminim. Zevkime güven, Aşkın."

"Ona da peki. Ama rahat edemezsem, hemen çıkarız."

"Böyle uslu olunca ne kadar güzelsin. Hazırlan. Kapıdayım."

Telefonu kapattım. Elbiseye baktım. Korkuyordum, ama aynı zamanda heyecanlıydım. Kara Kandemir, beni kendi tehlikeli dünyasına çekiyordu. Ve ben, o gece hem bir polis hem de bir mafya babasının 'eşi' olacaktım.

Bölüm : 03.12.2024 03:02 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...