4. Bölüm

4. Bölüm

Güler
sevimlikiz

Hikmet’in iniltisi depoyu dolduruyordu. Adamlarım onu köşeye sıkıştırmış, her yumrukta biraz daha yere gömülmesini sağlamışlardı. Beton zeminde sürüklenerek önümde diz çökerken pantolon paçama yapıştı. Bir yandan ağlıyor, bir yandan yalvarıyordu—tabii gözyaşlarının yarısı sahteydi.

"Lütfen Alaz Beyim… Ne olur… Söz veriyorum ödeyeceğim. Az daha zaman verin bana."

Alaz Demirkan’ın yüzüne sakin bir gülümseme yerleşti. Bu gülümseme, adamın içine buz gibi bir korku saldı.

"Hikmet, Hikmet…" diye başını iki yana salladı.

"Sana yeterince zaman verdim. Hatta fazla bile."

Hikmet titredi.

"Beyim… Ailem var. Beş kızım var. Hanım da kanser… Bana acıyın."

Alaz’ın yüzündeki gülümseme bir anda yok oldu. Bakışları keskinleşti.

"Eğer aileni düşünseydin," dedi soğuk bir tonda, "şu an burada olmazdın. Karının ve çocuklarının yanında olurdun. Şimdi bana duygu sömürüsü yapma. Nefret ederim."

Kaşlarıyla işaret ettim.

Adamlarım yeniden girişti. Hikmet’in çığlıkları depoda yankılanıyordu. Birkaç dakika sonra her yer kan kokusuyla doldu. Hikmet, elini duası varmış gibi birleştirip önümde tekrar diz çöktü.

"Beyim… Ne olur… Beni öldürmeyin."

Alaz başını yana eğdi.

"Öldürmeyeceğim seni Hikmet. Öldürürsem borcunu kim ödeyecek?"

Hikmet'in gözleri bir anda parladı—tabii bu umut değil, çaresizliğin parıltısıydı.

"Beyim… benim büyük kız var… On dokuzunda… Güzeldir… İsterseniz… hani… bir işinize yarar."

Alaz’ın yüzündeki ifade değişmedi. Sadece gözlerinde karanlık bir merak belirip kayboldu.

"Doğru mu anladım?" dedi alçalan sesiyle.

"Borcunu ödeyene kadar… kızını bana satıyorsun?"

Hikmet hemen eğildi.

"Öyle demeyin beyim. Size emanet… Borç kapanana kadar… hizmet eder."

Alaz alayla güldü.

"Pavyona uzun süredir taze kız düşmedi. Ama Alaz Demirkan’ın eline düşen… bir daha kurtulamaz. Farkındasın değil mi bunu?"

Hikmet korkuyla kafasını salladı.

"Evet… beyim…"

Alaz senedi imzalaması için işaret etti. Adamlarım masayı getirip kağıdı koydu. Hikmet, titreyen elleriyle imza attı.

"Kızının resmi var mı?"

Hikmet hemen cebini karıştırdı ve buruşturulmuş bir fotoğraf çıkardı. Alaz fotoğrafı aldığı anda dudaklarının kenarı hafifçe yukarı kıvrıldı.

"Vay, vay, vay… Bu senin kızın yani?"

"Evet beyim… Güzel mi?"

Sesindeki korkuyla umut karışıktı.

"Güzel…" diye mırıldandı Alaz.

"Çok güzel…"

Sonra fotoğrafı parmakları arasında çevirirken yüzü ciddileşti.

"Ama Hikmet… bilmediğin bir şey var."

Adam korkuyla yutkundu.

"Nedir beyim?"

Alaz fotoğrafı cebine koydu.

"Bu kız zaten benim."

Hikmet’in yüzü düşmüştü.

"N- nasıl yani?"

"Onu bana satmana gerek yok. Ben bir yıldır bu kızın peşindeyim."

Hikmet şaşkınlıktan dona kalmıştı.

Alaz elini kaldırdı.

"Atın bunu evinin kapısının önüne."

İki adamım Hikmet’i kollarından sürükleyerek dışarı attı. Kapı kapandığı anda odada bir sessizlik oldu.

Alaz fotoğrafı çıkarıp tekrar baktı.

1 YIL ÖNCE

O gün Alaz, masasında otururken adamlarından biri telaşla odaya girdi.

"Buldunuz mu kızımı?"

Ses tonu öfke değil, sabırsızlıktı.

Adam başını eğerek,

"Bulduk abi," dedi.

Alaz’ın bakışları sertleşti.

"Güzel. Konuş."

Adam raporunu okumaya başladı:

"Eliz Yılmaz. 18 yaşında. Tıp öğrencisi. Aile fakir. Annesi kanser hastası, bacağını kaybetmiş. Eliz iş arıyor ama okuyor diye kimse almıyor. Küçük kız kardeşi kalp hastası. Babası kumarbaz ve alkolik. Çocuklara ve annelerine kötü davranıyor."

Alaz’ın çenesi sıkılmıştı.

Fotoğraf masanın üzerinde duruyordu.

Parmaklarını fotoğrafın köşesinde gezdirdi.

"Tamam," dedi kararlı bir sesle.

"Yengeni takip edeceksin. Ne yapıyor, nereye gidiyor, kimlerle görüşüyor… Hepsini bana bildireceksin. Gittiği her yerde fotoğraf çekeceksin."

"Tamam abi."

O sırada kapı açıldı. Alaz’ın küçük kız kardeşi içeri girdi. Gözleri merakla abisine döndü.

"Hayırdır abi? Yine kimi takip ettiriyorsun?"

Alaz ona kısa bir bakış attı.

Soğuk ama şefkatli bir ağabey bakışı.

"Sen bunlara takılma küçüğüm."

Kız omuz silkti ama abisinin yüzündeki tuhaf ifadeyi görünce bir şeylerin değiştiğini hissetti. Fakat sormadı.

O günden sonra Alaz, Eliz’in hayatının gölgesi olmuştu.

Her adımında, her nefesinde, her gülüşünde…

Ve Eliz bunu henüz bilmiyordu.

 

 

Bölüm : 02.12.2024 00:39 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...