61. Bölüm

Yurt dışındaydım ama aklım bir saniye olsun Aşkın'dan ayrılmıyordu. Onu sürekli aradım, defalarca mesaj attım ama telefonunu açmıyordu. Şimdi hayatımın en önemli iş toplantılarından birindeydim ama içim daralıyordu. Kötü bir his beni kemiriyordu.

Tam toplantıya girmek üzereyken, Selen yanıma geldi. Kaç yıllık iş arkadaşımdı, ama son zamanlarda yakınlaşma çabaları rahatsız ediciydi.

"İyi misin, Kara?" dedi, arkamda durup omzuma dokunarak. Dokunuşu fazlasıyla yakındı.

"İyiyim, Selen. Sadece biraz yorgun."

"Bu işi alırsak, bu akşam birlikte bir şeyler içelim mi? Zaferi kutlarız."

"Bakarız." diye geçiştirdim.

Toplantıya girdim. Ancak ne söylendiğini, hangi rakamların konuşulduğunu zerre anlamıyordum. Aklım hala Aşkın'daydı.

Nerdesin be, Ezel Kadın? Başına bir şey mi geldi?

Tam o sırada telefonum titredi. Gelen mesaj, benim kadınımdandı. "Görevdeyim, açamadım. Merak etme. 😘"

"Oh be! Rahatladım. Bende başına bir şey geldi sandım."

Toplantı bitti, akşam oldu. Selen ile bir bara ya da şık bir lokantaya gideriz diye beklerken, o beni direkt otel odasına çağırdı. Bir an tereddüt etsem de, yıllardır tanıdığım iş arkadaşım olması nedeniyle şüphelenmedim.

Kapıyı çaldım. Selen, üstünde ince, kırmızı, saten bir elbiseyle kapıyı açtı. Elbisenin içinden, sütyensiz göğsü net bir şekilde görünüyordu. Kaşlarımı çattım.

"Selen, neden böyle giyindin? Rahatsız edici."

"Daha rahat olabilmek için, Kara."

"Bir bara ya da lokantaya gideriz diye düşünmüştüm."

"Bu gün havamda değilim. Girsene, içki içelim. Zaferi baş başa kutlayalım."

İçeri girip kanepeye oturdum.

"Şarap mı, viski mi?"

"Viski."

Selen mutfağa gitti ve iki bardağa viski koydu. Benimki buzlu, onunkini buzsuzdu. Geri gelip elime uzattı.

"Teşekkür ederim."

"Rica ederim."

Viskimi yavaş yavaş içmeye başladım. Selen beni dikkatle izliyordu. Kısa süre sonra, vücudum aniden ısınmaya başladı. Başım döndü, gözüm karardı. Gömleğimin yakasını gevşettim.

"İyi misin, Kara?"

"Biraz terledim. Bir de uykum var... Çok yorulmuşum."

"Bu gün çok yoruldun. İstersen burada uyu."

"Yok, ben gideyim."

Ayağa kalktım. Başım döndü ve sendeledim. Selen, hemen koltuk altımdan tuttu ve beni yatağa doğru yönlendirdi.

Beni yatağa yatırırken, yüzündeki maske düştü. Sesi, arzudan ve öfkeden titriyordu.

"Şimdi benimsin, Kara! O kız seni benim gibi tatmin edemez! O penisin benim içime girecek!"

Bana uyku ilacı veya uyuşturucu verdiğini o an anladım. Selen, hızla gömleğimin düğmelerini çözdü ve göğsümü okşamaya başladı. Gözlerimi zorlukla açmaya çalıştım. Aklımda sadece Aşkın'ın yüzü vardı.

Güçsüz kollarımı kaldırıp Selen'in elini tutmaya çalıştım.

"Yap-ma..."

"Sakin ol, yakışıklı. Kendini bana bırak."

"**Yap-ma! **Ben tek bir kadına aşığım!****"

"Başlarım aşkına! Sen benimsin! Seni ilk ben gördüm! Seni o sürtüğe yâr etmem!"

"Aşkın..." diye mırıldandım.

"**Unut aşkını! **Ben varım!****"

Selen, boynuma yapıştı. Onu itmeye çalıştım ama kolumu bile kaldıramadım. İlaç, bütün gücümü çekip almıştı. Sonunda, Kara dayanamadı ve bilinci tamamen kapandı.

Selen, Kara'nın uyuduğundan emin olduktan sonra sırıttı.

"Hey, uyudun mu? Şimdi seninki kalkmazsa da sorun değil. Bende sabah yattık derim. İnanır. Senin sadık bir adam olduğunu biliyorum. Yattık sanarsan, Aşkın'dan ayrılırsın ve bana kalırsın."

Selen, Kara'yı tamamen soydu ve yatağa yatırdı. Kendi de soyunup eğildi ve bilinçsiz bedenin yanında, penisini öptü. Ardından yanına yattı, göğsünü okşadı ve eliyle Kara'nın penisine gelgit hareketleri yapmaya başladı.

"Bir gün penisini ağzıma alacağım ve zevkten inleyeceksin. Sen de göğsümü ağzına alacaksın... Ama o güne kadar, Aşkın, sana ne kadar kirli olduğumuzu gösterecek."

Selen, Kara'nın yanında uzandı, planının zaferiyle gurur duyuyordu. Sabah olduğunda, Aşkın'ın hayatının en büyük şüphesiyle yüzleşeceğinden emindi.