@sevipgidenbirisiii
|
Alaz Kara: Abin biraz sonra burada olur.(14:11)
Alaz Kara: Abine bildiklerinden bahsetme.(14:16)
Alaz Kara: Hiçbir şeyi bilmiyormuş gibi davran.(14:17)
Alaz Kara: Adam zaten üzgün.(14:18)
Alaz Kara: Çaktırmazsan sevinirim.(14:19)
Siz: Dediğin laf mı şimdi yani?(14:20)
Siz: Durduk yere niye üzeyim?(14:21)
Alaz Kara: Senin sağına soluna belli olmaz.(14:22)
Alaz Kara: Bunun için diyorum.(14:23)
Alaz Kara: Ağzından bir şey kaçırma.(14:24)
Siz: Çeneni kapa.(14:25)
Siz: Kösül kösüldüğün yerde.(14:26)
Alaz Kara: Çok kötüsünüz hanfendi.(14:27)
Alaz Kara: Ah, kalbim ikiye çat diye ayrıldı.(14:28)
Nazlı' nın Ağzından
Sonbahar mevsiminin sonlarına doğru havada ılık bir meltem hakimdi. Güneş gün yüzüne çıkmış, tepeden insanları selamlıyordu. Telefona gelen mesaj bildirimine baktım.
Alaz Kara yine yapacağını yapmış ve gündüz vakti beni güldürmeyi başarmıştı. Kalbi benim için böylesine delicesine atan bir adamı kıramazdım. Gönlüm el vermezdi.
Attığı mesajı beni güldürmek için attığı o kadar belliydi ki onu kırınca sanki ben yerin dibine giriyor gibi hissediyordum. Bizim birlikte olabilmemizin önünde bir sürü engel vardı.
Dilim her ne kadar birlikte olmayalım dese de aslında benimde kalbim Alaz için atıyordu. Yalnızca bu doğruyu ben biliyordum. Bir başkasının bilmesine gerek yoktu.
Alaz Kara: Abin geldi.(14:45)
Alaz Kara: Hazırsan aşağı inebilirsin.(14:46)
Alaz Kara: Aşağıda seni bekliyorum, güzellik.(14:47)
Alaz Kara: Birazdan yemeğe gideceğiz.(14:48)
Alaz Kara: Umarım usturuplu kıyafetler giyersin.(14:49)
Alaz Kara: Beni deliye çevirmezsin.(14:50)
Hiçbir erkek tarafından kıskanılmadığım kadar ilk defa bir erkek beni olduğum gibi kabul ediyor ve delicesine kıskanıyordu. Bu hoşuma gitse de fazlaca sahiplenici oluşu bir nebze de olsa korkutmuyor değildi.
Acilen Alaza bir ders vermem lazımdı. Yoksa bu huyuna devam edecekti. Artık beni dozunda kıskanması gerektiğini öğrenmesi gerekiyordu.
Siz: İstediğin kadar deli ol.(14:51)
Siz: Çokta tın.(14;52)
Siz: Çokta fifi.(14:53)
Siz: Sen ilk önce o beyin yapını değiştir.(14:54)
Siz: İşte ondan sonra bu konu tartışmaya açık olacak.(14:55)
Dışarı çıktığımda giydiğim elbiseyi gördüğünde vereceği tepkiyi merak ederek büyük bir hinlikle giydim. Kıskançlıktan çıldıracağının garantisini veriyordum.
Siyah topuklu ayakkabılarımı da giyerek adımlarımı hızlandırarak kapıya doğru ilerledim ve kapının kulbunu açarak dışarı çıktım.
Kendimden emin adımlarla Alaza doğru ilerledim ve bir bacağımı bacağına doğru hafif bir şekilde sürterek yanından geçerek gülümsedim. Benden böyle bir hamle beklemediği yüz ifadesinden net bir şekilde anlaşılıyordu.
Abim az önce mahalleye arabayla giriş yapmıştı. Arabadan indiğini görünce aylardır onu görmediğimi hatırlayınca koşa koşa yanına gittim ve kokusunu içime çektim.
Özlem ağır basınca insan ne yapacağını bilemediği zaman dilimleri oluyordu. Bu da öyle anlardan biriydi. Yaşadıklarını bildiğimi öğrenmemesi gerekiyordu.
Gerçi az çok Alazın bana olanları anlatacağını tahmin edebileceğini biliyordum. İçim biraz daha rahattı.
Elimi yanında olduğumu hissettirircesine ve destek verircesine sırtımı koydum ve ovaladım. Abim olanları bildiğimi biliyormuşcasına gözlerimin içine acıyla baktı. Sanki her an ağladı ağlayacak gibiydi.
Daha fazla bu duruma dayanamayarak abimi içeriye doğru yönlendirdim. Ailemle de sarılma merasimini gerçekleştirdikten sonra mahalledeki Saruhan kafeye doğru yol almaya başladık. Kimseden çıt çıkmıyordu. Geceye eşlik eden sadece ayakkabı sesleriydi.
Abimle en önden yürüyorduk. Sanırım benim konuşmam için bir atak bekliyordu.
" Abi biliyorum yaşadıkların hafife alınacak ve böyle kolay bir şekilde dillendirilecek olaylar değil farkındayım. "
"Ama konuşmazsak zamanla içindeki bu yük büyüyecek ve bir çığa dönüşecek. İşte o zaman geri dönülmesi zor olan bir yola girme."
Abim yaşadıklarını hazmedemeğinden ötürü elleri sürekli yumruk halindeydi. Bir müddet bekledikten sonra şu cevabı verdi:
" Ben hayatımda ilk defa bir kadını sevdim. Hem de ölesiye. Söylesene Nazlı. Beni aldatması mı gerekiyordu?"
" Ben sana Seline güvenme demiştim. Demekki kardeşinin de bir bildiği varmış ki konuşuyormuş."
" Sense kendi bildiğini okumaya devam ettin. Etme bulma dünyası abi. Karaktersizler."
" Mesleğimi yakmak dahi olsa işin ucunda o karaktersiz insanların ölmesi gerek. "
Bu sözlerin üzerine diyecek lafım yoktu. Abim dediğini yapacak gibi duruyordu. Gözünü karartmış ve mesleğini yakacaktı. Bu işin geri dönüşü yok gibi duruyordu.
Saruhan kafeye hep birlikte giriş yaptık. Sakin ve sessiz bir yerdi burası. Köşedeki masalardan birine oturduk. Herkes suskunluk yemini etmiş gibiydi.
Telefonumun ışığı birden yanmaya başladı. Üstte bildirime baktığımda mesaj Alazdan gelmişti.
Alaz Kara: Mekan çok basık.(15:55)
Alaz Kara: Bizimkilerde suskunluk yemini etmiş gibi.(15:56)
Alaz Kara: Kimseden çıt çıkmıyor.(15;57)
Alaz Kara: Otur, otur ruhum daraldı vallahi.(15:58)
Alaz Kara: Sende gözümün içine bakmıyorsun zaten.(15:58)
Alaz Kara: Hep gözlerini kaçırıyorsun.(15:59)
Alaz Kara: Aşırı sinirlerim bozuldu.(15;59)
Alaz Kara: Hava almaya çıkalım mı?(15:59)
Siz: Çıkalım bakalım.(16:00)
Siz: Hesabını keselim senin.(16:01)
Siz: Yürü, marş marş.(16:03)
Siz: Arkamdan gel.(16;04)
Siz: Arkandan kimsenin gelmediğine emin ol.(16:05)
Siz: Bir de kimseye açıklama yapmakla uğraşamam.(16:07)
Tuvalete gidiyorum diyerek kafenin bahçesine çıktım. Arkama baktığımda Alazda hızlı adımlarla buraya geliyordu. Alaza nasıl davranmam gerektiğini hala bilmiyordum.
Yıllarca abi diyerek büyümüştüm. Şimdi bir anda abi sıfatını atarak sevgili olmamızı bekleyemezdim. Ama tam tersine o bu durum çok normalmişcesine sindirmişti.
Beni sevdiğini bir hafta önce mesajla söylemişti. Yüz yüze hiç itirafta bulunmamıştı. Alaz bana nutku tutulmuş gibi bakıyordu. Dünyadaki tek varlığı sadece benmişim gibi hissettiriyordu.
Hiçbir zaman bir ilişkiye tam anlamıyla hazır olamamıştım. Şu anda da beni öpecek gibi bana yavaş yavaş yaklaşıyordu. Bir yanım reddet diyordu bir yanım da karşılık ver.
Beni öptüğünde hissettiğim duygular paha biçilemezdi. İçimden ilk geçeni yaparak dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum.
İlk defa tutku dört bir yanımı sarmıştı. Her ne kadar turku beni esir alsa da yenik düşmeyerek doğru olanı yapmaya çalıştım.
Doğru olan Alazla ikimizin ayrı olmasıydı. Aramazdaki engeller aşılamayacak kadar büyüktü.
Altından kalkamayacağımı bildiğim için şu anlık bana doğru gelen şeyi yapmaya çalıştım. Alazı öptükten sonra ittim ve tokat attım. Tüm sokak attığım tokat sesiyle inledi.
Alaz ilk önce büyük bir şaşkınlığa uğradı. Sonra büyük bir hayal kırıklığı ile gözlerimin içine baktı.
" Bu attığın tokat neyin bedeliydi bilmiyorum. Uğruna savaştığım aşkın bu olduğunu düşünmüyorum."
" Aramızdaki en büyük engel sensin. Kimse değil."
36. bölümde geldi. Kalbim yaralandı ya yazarken. Bunların birbirlerine duyduğu aşk ne olacak sizce ya?
Zehirli bir aşk olma yolunda ilerliyor. Gençler bu Nazlı ne yapmak istiyor?
Alazımın kalbi kırıldı ya.
Ben texting yazıyorum ya. Düz yazı sadece belirli yerlerde olacak. Şimdiden bilgilendireyim. Sonra yok efendim niye düz yazı yok demeyin.
Keyifli okumalar. |
0% |