Yeni Üyelik
40.
Bölüm

39.Bölüm

@sevipgidenbirisiii

Siz:Biz seninle böyle sadede varamayacağız.(14:00)

 

Siz: Dışarı, gel bekliyorum.(14:05)

 

Siz: Seninle kavga etmemiz şart.(14:06)

 

Siz: Ancak öyle çözüme kavuşturacağız.(14:07)

 

Siz: Belli oldu.(14:08)

 

Siz: Mahallenin aşağısındaki sokakta seni bekliyor olacağım.(14:09)

 

Alaz Kara: Tamam, beş dakikaya geliyorum.(14:10)

 

 

Nazlının Ağzından

 

Bugün bizim Alaz ile ya miladımız ya da ölümümüz olacaktı. Bu işin sonu nereye varacaktı, hiç bilmiyordum. Alazın kalbine giriş vardı da çıkış yoktu.

 

Yüz yüze konuşmadığımız sürece ilerleme kaydedemeyeceğimiz belliydi. Sadece mesajlaşmayla bir sonuca varamıyorduk.

 

Sonbahar mevsiminde olsak bile hava üşümek için yeterli soğuktaydı. Montumu giydim ve kimseye haber vermeden sessizce evden çıktım. Ailemin dışarı çıktığımdan haberi olsaydı bu saatte dışarı çıkmama izin vermezlerdi.

 

Ellerimi montumun cebine sokarak seri adımlarla sokağın başına doğru yürümeye başladım. Alazla karşılaşacak olmak beni hiç olmadığı kadar geriyordu.

 

Sokağın başına geldiğimde köşede beni bekleyen bir adet Alaz vardı. Gözlerindeki bakışlarından bana olan aşkını da hüznünü de rahatlıkla görebiliyordum.

 

Alaza yaklaştıkça o gece öpüştüğümde suratına tokat attığım sürekli zihnimde canlanıp duruyordu. Bu noktada beni suçlamakla sonuna kadar haklıydı.

 

İkilemde davranmam ve gel gitlerimin olması ikimizi de yıpratıyordu. Bir ilişkiye başlamak istiyorsak tüm detayları en ince ayrıntısına kadar konuşmalı ve ortada sorun denilen bir kavramı bırakmamalıydık.

 

Yaklaştım yaklaştım ve en sonunda var gücümle koşarak sım sıkı sarıldım. İkimizinde en çok ihtiyacı olan şey sarılmak ve birbirimizden güç almaktı. Tüm açılan yaralar ancak bu şekilde sarılırdı.

 

Bir müddet bakışları gözlerimde oyalandı ve bir yere varamayacağımızı anlamış olmalı ki söze girme ihtiyacı hissetti:

 

" Benden kaçma sebebini hala anlamış değilim. Sanırım hiçbir zamanda anlamayacağım."

 

"Bak ben bir askerim ve aynı zamanda bir çok askerinde komutanıyım."

 

" Onlara bir emir verdiğimde yapıyorlardı. Ama ben ilk defa bir kadına yenildiğimi kendi gözlerimle görüyorum."

 

Alaz Karanın bana yaptığı itiraflar hiç bitmiyordu. Son günlerde o kadar fazla itiraf yapıyordu ki bünyem bu itiraflara dayanmıyordu.

 

Sanırım Alazın bu dediklerine bir cevap verme hakkı tanınmıştı bana. Alazı kırmadan hissettiklerimi ve neden birlikte olamayacağımızı anlatmam gerekiyordu.

 

Alazı kendimden bile çok seviyordum. Alaz için kendimi her şeyi yapabilecek güçte hissediyordum. Biriyle birlikte olabilmek için bazen sadece sevgi yetmiyordu.

 

Sustum, ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Söyleceğim her şey ikimizin aleyhine olacaktı. Yalnızca bunu biliyordum.

 

Yine de benden iyi de kötü de olsa bir şeyler duymak isteyeceğinin bilincindeydim. Lafı daha fazla dolandırmadan içimde biriktirdiklerimi söyledim.

 

"Alaz ilk defa bir kadın senin isteklerini kabul etmediği için sen bu haldesin. "

 

" Çünkü sen hep emir verdin, başkaları uyguladı. Bir kadının boyundurluğu altına girmediğin için de son zamanlarda bu yüzden bocalıyorsun."

 

" Hani sen bana dedin ya bahaneleri sıralayıp gideceksin diye. Tam isabet nokta atışı yaptın. "

 

"Ben hayatımda ilk defa birini sevdim ve korkuyorum. Senden sadece bana birazcık zaman tanımanı istiyorum."

 

"En azından bunu bana borçlusun diye düşünüyorum."

 

Alaz dediklerimi sindirebildi mi emin değildim. Aslında tam olarak kötüde bir şey dememiştim.

 

Abim daha yeni bir olay yaşamışken ve acısı da tazeyken ben ikimizle olan durumumuzu pat diye açıklayamazdım. Bu hem doğru olmazdı hem de uygun kaçmazdı.

 

Zaman her şeyin ilacıdır diye boşuna dememişlerdi herhalde. Her şeyin yoluna girmesi için birazcık zamana ihtiyacımız vardı.

 

" Nazlı ben zaten sana istediğin süreyi yeterince tanıdım. Sen şu an o süreyi değerlendirebilmiş olsaydın biz şimdiye çoktan evlenmiş olurduk."

 

" Benim geçmişim kirli olduğu için benden kaçmayı tercih ediyorsun. İşin kolayını seçiyorsun hep. "

 

"Savaşsana bir kez olsun herkese, herşeye karşı."

 

"Aşkının arkasında dur."

 

"Tek sorun ne biliyor musun Alaz?"

 

"Sen geçmişinde birçok kadınla birlikte olmuşsun. Çapkın bir kişiliğe sahipsin."

 

"Seni tanıdım tanıyalı böylesin Alaz. Geçmişinden dolayı seni yargılayamam, suçlayamam da."

 

"Ama geçmişini de kabul edemem kusura bakma. Aynı şeyi ben yapmış olsaydım sen de beni kabullenemezdin."

 

"Bu basite indirgenecek bir geçmiş değil."

 

"Çapkınlığın hala devam ediyorsa ve ilişki sürecinde beni aldatmayacağının garantisini verebilir misin?"

 

Alaz bir süre bocaladı, yüzüme şaşkınlıkla baktı. Sanki hezimete uğramış gibiydi.

 

Hayatı boyunca duymak istemediği şeyleri bir bir yüzüne vuruyordum. Dediklerimi kaldıramadığı belliydi.

 

Bir ilişkiye başlamak istiyorsa önce eski defterleri kapatmak zorundaydı. Geçmişe bir sünger çekip önüne bakmalıydı.

 

" Bir bir gerçekleri yüzüme vurdunuz Nazlı Hanım. Kıyıda köşede kalmış geçekler varsa yüzüme vurmadığınız. Bekliyorum."

 

" Daha yeni aldatılmış biri olarak aldatılmamın üzerinden neredeyse henüz bir yıl ancak geçmiş olmasına rağmen ve üzüldüğümü bilen tek kişi senken ilişki içerisinde seni aldatabileceğimi nasıl düşünürsün?"

 

"Belki de bir ilişkiye başlamamak en iyisidir Nazlı ne dersin?"

 

"Başlamadan bitsin mi?"

 

Komutan Alaz başlamayan bir ilişkiyi bitirmekte kararlıydı. Başlamayan hiçbir ilişkiyi bitmiş olarak kabul edemezdik.

 

Her ilişki vaktinde güzel olduğu için şu an bu konuşma burada son bulmalıydı. Yoksa ikimizde diz çöküp sokağın ortasında ağlayabilirdik.

 

Benim Alaza güvenebilmem için zamana ihtiyacım olduğu gibi onun da dediklerimi düşünmeye ihtiyacı var gibi duruyordu.

 

" Alaz başlamayan ilişki hiçbir zaman son bulmaz. Bizim ilişkimizin başlaması için biraz zaman dilimine ihtiyacımız var sadece."

 

" Nazlı bu saatten sonra bizden olmaz."

 

Alazın bu dediğinden sonra artık benim payıma düşen de arkamı dönüp gitmek oluyordu.

 

 

 

 

Texting yerine düz yazı isteyenler ve bekleyenler için bu bölüm. Mutsuz bir bölüm oldu ama olsun.

Loading...
0%