Yeni Üyelik
42.
Bölüm

41.Bölüm

@sevipgidenbirisiii

Nazlının Ağzından

 

Gözlerimi açtığımda hastanede sedyede yatıyordum. Doktor koluma serum bağlamıştı. Bir an önce bu basık ve küf kokan hastaneden çıkmak istiyordum.

 

Alazda ben uyanana kadar yanımda beklemek zorunda kalmıştı. Sandalyede oturmaktan iki büklüm olmuştu.

 

Şu anki meselemiz o adamın ölmemesiydi. Gidip o şırfıntıyla konuşup abimden şikayetçi olmamasını sağlamalıydım. Aksi takdirde bunun sonucu abim için hiç iyi olmazdı.

 

Serumun bitmesini bekleyemezdim. Hızlıca kolumdan çıkarıp attım. Alaz kalkacağımı anlamış olmalı ki ben yardımcı olacağını düşünürken gitmemem için kolumu tutmuştu.

 

Koluma baskı yapmasa da serum takılı olan kolumu tuttuğundan feci şekilde acımıştı. O anın acısıyla çığlık atacaktım ki Alaz elini ağzıma götürüp beni susturmayı başardı.

 

"Elini ağzımdan çekersen, sana bir şey soracağım."

 

"Şimdiden söyleyeyim Nazlı, çocuğun durumu sandığın gibi kötü değil. İçin rahat edebilir. Durumu stabil."

 

"Birazdan normal odaya alacaklar."

 

"Ben bayıldığımda yanımda beklemişsin. Teşekkür ederim. Ama artık senlik bir şey kalmadı. Gidebilirsin."

 

" Sen son günlerde niye bu kadar agresifsin?

İnsanlık namına yanında durdum. Verdiğin tepkiye bak."

 

" Bizden olmaz diyen bir adama ben ne kelam edebilirim ki daha fazla?"

 

"Agresif olmamın en büyük nedeni sensin. Söylediklerin yerli yersiz beni sinir ediyor."

 

" Sürekli aynı şeyleri konuşmaktan çok sıkıldım be Nazlı. Sen olgun bir kız değilsin."

 

"Eğer şu anda olgun bir kız olsaydın elimi tutar, abinin karşısına rahatlıkla çıkabilirdin. Cesur bir kişiliğe sahip değilsin."

 

" Sus artık. Konuştukça batıyorsun."

 

"Gerçekler acıdır ve acıtır Nazlı Hanım. Aklınızı bir köşesinde bulunsun."

 

Alazla daha fazla konuşup da sinirlerimi bozamayacaktım. Konuşmamızın sonu hep hüsranla bitiyordu. Bugünkü konuşmamızın kotası da dolmuştu.

 

Benim tanıdığım ve mesajlaştığım Alazla şu an konuştuğum kişi birbirinden oldukça farklıydı. Sevmek hiçbir zaman yeterli olmuyordu. İşin ucunda gün sonunda kavga etsek bile özür dilemeyi bilen bir ikili olmalıydı.

 

Alazın söyledikleri bir kulağından girip diğerinden çıkıyordu. Böyle ilişki yürümezdi.

 

Başım dönse de daha fazla Alazla aynı ortamda bulunmak istemediğim için yerimden hızlıca kalktım. Kendime gelebilmek adına sebilden bir adet kahve aldım.

 

Hastanenin içinde biraz gezindikten sonra hedefime doğru yürümeye başladım. Bu hastaneden ya dirim çıkacaktı ya da ölüm.

 

Abimden şikayetçi olmaması için kızı korkutmam lazımdı. Odanın önüne geldiğimde kapıya tıklatma gereği bile duymadan emin adımlarla içeriye girdim.

 

Nagihan beni gördüğünde gözlerini pörtletti. Beni hastane odasında görmeyi son derece beklemediği ortadaydı.

 

Yanına yaklaştıkça yerinde doğrulmaya çalıştı ve beceremedi. Yatağın önüne kadar geldiğimde yüzüne karşı tehditlerimi savurmak için bir hayli hazırdım.

 

" Beni şimdi çok iyi dinle Nagihan. Abim benim bu hayattaki yegane ve tek varlığım. "

 

"Sen seni deli gibi seven bir adamı aldatmayı tercih ettin. Vatanını seven bir adamın canına ihanet edebileceğini hiç düşündün mü?"

 

"Abimin seni aldatmaya yüreği kaldırmaz. Ama senin gibi kansız biri abimi aldattı."

 

"Abim kendi elleriyle senin cezanı kesti.Eğer sen ve o şerefsiz abimi şikayet ederseniz senin yakanı iki cihanda da rahat bırakmam. "

 

"Duydun mu beni?"

 

Bana korku dolu gözlerle baksa da intikamım için yeterli bir sebep değildi. Yattığı yastığı çekerek nefes almasını engelledim. Ölümle birazcık yüzleşsin istedim. O sırada odaya birden biri girdi ve elimdeki yastığı aldı ve yere attı.

 

Hepimiz elimdeki yastığı alan kişinin kim olduğunu çok iyi biliyorduk. Alazın odaya öyle bir dalışı vardı ki sanki birini daha kaybetmeye cesareti yok gibiydi.

 

Koşmaktan soluk soluğa kaldığı belli oluyordu. Gözlerimin içine baktığında kendimi görüyordum. Aşk böyle bir şeydi.

 

Ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın her zaman kendinden ödün verip karşındaki kişiyi düşünmekti.

 

"Lan ben birinizin hapishaneye girmesini görmek zorunda kalmaktan korkuyorum. "

 

"Beni kendinle sınama kızım. Ölüyorum aşkından."

 

 

 

 

Sizce bölümler biraz daha uzun mu olmalı?

 

Yoksa ideal mi?

 

Uzun bölüm atıp beklemek mi?

 

 

Kısa bölüm atıp hızlı atmak mı?

 

Hangisi?

Loading...
0%