@sevipgidenbirisiii
|
Nazlının Ağzından
Alazın yanından çekip giderken kızı baştan aşağı süzdüm. Kız benden çok güzeldi. Alaz turnayı gözünden vurmuştu. Beklemekten korktuğum cevabı vermekten çekinmemişti.
Bizim aramızdaki ilişki zehirli ve bir o kadarda tehlikeliydi. Söylediğimiz cümlelerle birbirimizi yaralamayı tercih ediyorduk.
Halbuki gerçekten birbirimizi dinlesek ve anlamaya çalışsak aramızdaki tüm sorunlar çözüme kavuşurdu. Biz işi inada bindirerek kedi köpek gibi dalaşmaktan başka bir şey yapmıyorduk.
İçimden bir ses Alaz söylediklerine bin pişman diyordu. Benim yaptığım en büyük hatalardan biri Alaza karşı sürekli savunma halinde bulunmamdan kaynaklıydı.
Alazın söyledikleri bana son derece dokunduğundan ötürü altta kalamıyordum. Tokat atsam bile attığım tokat Alazın canını yakacak kadar hiçbir zaman şiddetli olmamıştı. Kıyamıyordum.
Beni laflarıyla ne kadar yerin dibine soksa da yine kendimi ya ona bakarken ya da yanında buluyordum. Kendime engel olamıyordum.
Bu kadar can yakan bir aşk daha başlamadan bittiyse başlasaydı nasıl olurdu?
Bu soru beynimin en ücra köşelerini yokluyor ve düşüncelerimden çıkmıyordu.
Benim korktuğum birçok şey vardı. İlişkiye başlamaktan korkmuyordum. Alazla bir ilişkiye başlamak bile benim kalbimi kıpır kıpır yapıyordu. İlişkiye başladığımızda olacaklar ya da olabilecekler beni korkutuyordu.
Alazın annesi beni kabullenecek gibi durmuyordu. Bahane üretiyor gibi gelebilirdi ancak ben annesinin gözünde şımarık bir kız olarak görünüyordum. Şimdi yine bir delilik yapacaktım.
Alazların evini basacak ve görücüleri yollayacaktım. Alazla nikah masasına oturacak bir kadın varsa bu yalnızca ben olabilirdim. Alazların evinin önüne geldiğimde kimse yoktu.
Derin bir nefes aldım ve birazdan olacaklar için haince gülümsedim. Vakit aşkım için savaşma ve intikam vaktiydi.
Zili çaldım ve kapıyı açmalarını bekledim. İçeri girdiğimde beni Selin karşıladı ve beni yalnız bırakmayacağına dair o meşhur gülüşünü attı.
Selinden aldığım güçle bir hınçla içeri girdim. Aslında annesini suçlamıyordum. Sonuçta annesinin hiçbir olaydan haberi yoktu. Böyle bir şey için kadını suçlamak yersiz ve mantıksız olurdu.
İçeri girdiğimde ev harman alanı gibiydi. Bir sürü kişi evin içinde oturmuş, çay eşliğinde getirdekleri çeyizlere bakıyorlardı.
Annesi beni gördüğüne şaşırmış gibiydi. Gelmemi beklemiyordu sanırım. Boş bulduğum bir koltuğa oturdum.
" Alaz evleniyor galiba."
Alaz demem herkese garip gelmişti. İlk söylediğimde benimde kulağıma garip gelmişti. Ancak sonradan alıştım. Şu anda en çok duymak istediğim isimlerden biri de Alazdı.
"Alaz abi demen gerekmiyor mu?"
" Ben Alazdan sadece iki yaş küçüğüm. Aramızda çokta bir fark yok yani."
" Sen yine abi de kızım. Bak Alaz evlenecek yakında.Görücü geldi, kapıda görmüşsündür."
"Kız bir içim su dimi Nazlı? Alazımla yakışırlar mı sence?"
Alazın annesi resmen beni kendisiyle sınıyordu. Bu sorular sorulacak sorular mıydı?
Kendimi yanlış bir şeyler söylememek için sıktım ve sustum. Artık dökülme ve itiraf zamanıydı. Alazı sevdiğimi söyleyebilir ve görücüyü şu an gönderebilirdim.
" Yakışmazlar Nagiş. Diyeceğim şey sana tuhaf gelebilir. Ama kabulleneceğini biliyorum."
"Beni kızın gibi görüyorsun. Senin için Selinden farksız gibiyim. "
" Bilmek isteyeceğini düşünüyorum. Herkesin içinde söylüyorum. Ben Alazı seviyorum ve evlenmesine asla izin vermem."
"Kızım sen neler diyorsun böyle? Alaz seni kardeşi olarak görüyor. Alazda sana karşı bir şeyler hissediyor mu?"
"Alaz benim için deliren biri. Beni sevmemesi mümkün bile olamaz. "
"Şu anda aramız bozuk olduğu için bana inat görücüyü kabul etti ve evlenmek istediğini söyledi."
Nagiş benim dediklerimin gerçek olmadığını düşündüğü için Seline döndü ve onay alma ihtiyacı hissetti. Selin annesini başıyla aşağı yukarı onayladı.
Nagiş beni gelini olarak ya da Alazın sevgilisi olarak kabul edebilir miydi bilmiyordum. Zamanla kalbinde yer edineceğimi ve beni kabul edeceğini düşünüyordum. Yine de zamanın ne getireceği bilinmezdi.
Görücüye gelenlerin hepsi bu sözleri duyduktan sonra bir bir kalkmaya başlamıştı. İstediğim olmuştu, başarmıştım.
Görücüler odadan kalkıp giderken tam o sırada Alazla ile meşhur müstakbel karısı gelmişti. Ben bana oynanan oyunu bozmayı bilirdim. Alaz beni görmeyi beklemiyordu.
Annesine her şeyi anlattığımı duysaydı ne tepki verirdi acaba?
Alaz ilk önce annesine döndü ve sonrasında da olanları söyleyip söylemediğimi anlamak için bana baktı. Başımı aşağı yukarı oynattım.
Dudaklarımı kıpırdatarak " Senin yapamadığını yaptım." dedim.
Alaz şok üstüne şok yaşıyordu. Daha yapabileceklerimi bilmiyordu, ne kadar ileri gidebileceğimi de. Zafer gülümsememi takındım.
Aşkım için gururumu ayaklar altına almıştım. Alaz için yapabileceğim daha fazla bir şey yoktu. Gerisi Alazdaydı.
43. Bölümde geldi. Okunmalar düştü. Niye böyle oldu. Üzülüyorum. Saçma sapan kitaplar milyon okunuyor. Benim kitabım çok az. |
0% |