Yeni Üyelik
46.
Bölüm

45.Bölüm

@sevipgidenbirisiii

Nazlının Ağzından

 

Alazın açık seçik söylediklerini bir tek ben duymuştum. Utançtan yerin dibine girmiştim. Söyledikleri bir türlü beynimden çıkmıyordu. Hayatımda hiç olmadığı kadar heyecanlanmıştım.

 

İlk defa böyle duygular yaşıyordum. Tarif edilemezdi. Aşkı, tutkuyu, ihtirası ve korkuyu bir anda hissediyordum.Bütün duygular biribirine karışıyordu.

 

Artık duygu karmaşası çok fazla yaşadığımdan zaman zaman ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum.

 

Alazın söylediklerini annesi duysaydı rezil olmakla kalmaz bir daha aynı ortamda bile bulunamazdım. İyiki de duymamıştı.

 

Benden mutlusu yoktu. Alaz beni hala kucağından indirmemişti. Anlaşılan arabaya kadar beni kucağında taşımayı düşünüyordu.

 

Tüm mahalle bizi böyle görmüştü. Abime laf gitmezdi umarım. Alazın beni kucağında taşıdığını mahalledekiler ağzından kaçırırsa yandığımın resmi demekti.

 

Alazın kucağından bir an önce inmem lazımdı. Sıcaklığına fena şekilde alışmıştım. Kendimi ayrılınca eksik gibi hissediyordum.

 

Kafamı Alazın göğsüne daha çok gömme ihtiyacı duydum. Kokusu beni derinden etkilemişti. Yakışıklı ve sempatik komutan benim aşkımın yapı taşını oluşturuyordu.

 

Vazgeçme ihtimali benim için sıfırdı. Kendimden vazgeçerdim de bu saatten sonra artık Alazdan vazgeçmezdim.

 

Hiçbir ihtimal beni kolay kolay vazgeçirmezdi. Ama Alazın yaptıkları için süründürmeyeceğim anlamına gelmezdi.

 

Alaz, beni arabanın ön kapısına oturttuğunda kafamı tavana çarpmaktan son anda kurtarabildim.

 

Bu adam hödük değildi de neydi?

 

İnsan biraz nazik bir şekilde araba koltuğuna yerleştirebilirdi. Alaz arabanın koltuğuna oturup arabayı çalıştırdığında nedense kapıyı açıp bir anda çıkasım gelmişti.

 

Ama Alaz kişisi ne yazık ki kapıyı kilitlemişti. Biz sorunlarımızı aşmak ve konuşmak için dağ evine gidiyorduk. Böyle yapmamalıydım.

 

Alaz arabayı sürmeye başladığında bir süre camdan dışarıyı izledim. Hava kararmak üzereydi. Aradan ne kadar süre geçti,bilmiyorum.

 

Kafamı Alazdan tarafa çevirdiğimde pür dikkat araba sürüyordu.

 

Alaz çok ciddi bir adamdı. Ne zaman, ne yapacağını kestiremiyordum. Ne şekilde hareket ederse, bende ona göre hareket ediyordum.

 

Kendisine baktığımı anladığı için aynadan bana gülümsedi.

 

Direksiyondaki elini bacağımın üstüne koydu ve okşamaya başladı. Huylandım. Bacağımı okşaması beni etkiliyordu.

 

Alazda benim etkilendiğimi bildiği için hareketeni devam ettiriyordu. Elini aldım ve direksiyonun üzerime geri koydum.

 

" Alaz biz dağ evinde kaç gün kalacağız?"

 

" Abimin haberi yok, biliyorsun. Bu yüzden de bugün geri dönmemiz gerekecek."

 

"Nazlı, bizim sorunlarımız aşılması gereken birçok sorunumuz var. Bunları konuşmadan geri dönebileceğimizi düşünmüyorum."

 

"Ben bir kaç gün kalalım, istiyorum. Hem İstanbuldan biraz uzaklaşmış oluruz. Kafa dağıtırız."

 

" Abim öğrenirse hiç iyi olmaz. Sorunlarımızı en kısa şekilde çözeğimizi düşünüyorum."

 

"Benimde temennim o yönde."

 

Araba patika yolda durduğunda Alaz arabayı dağ evinin önüne park etti. Seri bir şekilde arabadan inip marketten aldığımız poşetleri buz dolabına yerleştirdik.

 

Alaz hava çok soğuk olduğu için kırdığı odunlarla şömineyi yaktı. Mutfaktan getirdiği kahveyi sehpanın önüne bıraktı ve koltuktaki battaniyeyi omuzlarıma bıraktı.

 

Sanırım artık oturup konuşmamızın vakti gelmişti. Koltukta Alaza karşı döndüm ve konuşmayı benim başlatmamın daha doğru olacağına karar verdim.

 

"Alaz, görücüyü niye kabul ettin?"

 

"Nazlı ben normalde görücü falan kabul etmedim. Hiçbir şeyden haberim yok. Hep annemin oyunları. Yeni anladım."

 

" Ben durumu açıkladım. Peki sen niye kendini benden geri çekiyorsun? "

 

"Ya da niye benim öpücüğüme karşılık verip bir anda tokat attın?"

 

"Alaz benim kötü bir niyetim yoktu. Sen bir anda beni öpünce elim ayağıma dolaştı. Ne tepki vereceğimi şaşırdım."

 

"Öpünce iki tepki aklımdan geçti. Ya karşılık vermek ya da tokat atmaktı. Bende ikisini yaptım."

 

"Senin kötü bir niyetinin olmadığını biliyorum. Beni deli gibi sevdiğini, benim için canın pahasına her şeyden vazgeçebileceğine inancım tam."

 

" Sonunda aynı dili konuşabildiğimize sevindim. Beni anladığını görmek güzel."

 

" Nazlım bütün sorunları çözdüğümüze göre abini dert etme. Söylemek istemiyorsan bir süre erteleyebiliriz."

 

"Tamam."

 

Alazla hiç konuşamayacağımı ve sorunları halledemeyeceğimizi düşünmüştüm. Ama tam tersi oturup iki yetişkin birey gibi sorunlarımızı halledebilmiştik.

 

Artık aşkıma sahip çıkma zamanı gelmişti. Ellerimi ellerine uzattım ve kocaman sarıldım. Her zaman yanında olacağımı hissettirircesine başını ve sırtını okşadım.

 

Alaz benim yeniden yaşama umudum olmuştu. Yaşama tutunma sebebimdi. Yapmam gerekeni yaptım ve Alazın dudaklarına yapıştım.

 

İşte şimdi yaşamaya başladığımı hissediyordum.

 

 

 

45. bölümde geldi. Arkadaşlar ben bazen kendimi çok kötü hissediyorum. Ailem tarafından sürekli aşağılanıyorum. Mazur görün lütfen . Bazen içimi dökebilir miyim buraya.

Loading...
0%