Nazlının Ağzından

Sabah sabah Seline basılmayı hiç istemezdim. Ama yapacak bir şey yoktu. Sorun Seline basılmamız değildi zaten. Asıl mesele bizi yarı çıplak bir şekilde görmesiydi.

Bizi gece burada birlikte olduk sanacaktı. Böyle düşünmesini istemiyordum. Aksi gibi üstümüzde tam yanlış anlaşılmaya müsait bir şekildeydi.

Bu olayı bu kadar fazla abartmaya da gerek yoktu. Sonuç olarak biz özgür bireylerdik.

Alaz hala horul horul uyuyordu. Sesten etkilenmemiş gibiydi. Bu kadar sese nasıl kayıtsız kalabiliyordu anlamış değildim.

Elimle omzunu dürttüm. Bana mısın demedi.

Yataktan kalkmaya yeltendim. Kocaman elleri belimi sardı. Bacaklarıyla bacaklarımı kilitledi. Bir yere kaçamadım.

"Alaz hadi kalk. Selin az önce odaya sana bakmaya diye girdi. Beni görünce şok oldu. Rezil olduk."

"Selinin her zamanki halleri. Hala alışamadın mı? Bugün gideceğim. Hadi yat. Biraz sevişelim."

"Aklın fikrin hep bel altında. Aşna fişne derdindesin ya. Ne zaman akıllanacaksın sen?"

"Kızım bütün bu deliliklerim sadece sana."

"Başkasına yaparsan gözünü oyarım zaten."

Yatakta oturuş moduna geçtim.Alazda benim oturmamla birlikte mecbur kalkmak zorunda kaldı. Bugün göreve gidiyordu. Gelmesi biraz uzun sürecekti.

Bir ay...

Dile kolay bir ay...

Söylenişi kolay ama bir türlü geçmek bilmeyen bir ay...

Alaz gittiğinde bu bir ay tam olarak benim için böyle olacaktı. Belki sadece bir ay bekleyecektim. Ama ölümden farksız olacaktı.

Askerle evlenmek isteyen birçok kişi vardı. Asker beklemek her yiğidin harcı değildir.

Her an ölümle burun buruna yaşamak zorundasınız. Kaldırabilmek kolay değil.

Ben zamanla alışacağımı düşünüyordum. Düşüncelere fazla daldığımı fark ettiğimde hayal aleminden çıktım.

Alaza döndüm ve kucağına oturdum. Aniden yüz ifadesi değişti. Benden böyle bir hamle beklemiyordu. Şaşkınlıkla dudağını ısırdı ve çapkın bir edayla bana baktı. Altındaki şişkinliği hissedebiliyordum.

Benim için bu kadar kalkması beni şaha getiriyordu. İstemsiz bir şekilde kucağında kendimi aletine sürtünürken buldum. Alaz her an beni altına alacakmış gibi bakıyordu.

Buna izin veremezdim. Bugün olmazdı.

Tam yataktan kalkacaktım ki Alaz benim kolumdan tuttu ve kucağına tekrar aldı. Dudaklarımızı aniden birleştirdi.Ellerimi saçlarına geçirdim ve ellerimle tarıyormuş gibi yaptım.

Saçındaki bir elimi boynuna getirdim ve çizdim. Alaz bana şehvetle baktı. Benimde istediğim buydu. İlk kez beni kendi öpüyordu. Alt dudağımı sertçe ısırdı. İnledim.

Hayvan, acıtmıştı. Dudağıma kan tadı geliyordu. Aldırış etmedim. Eli geceliğimin içindeki sütyeni buldu. Aniden çıkarıp yere fırlattı. Üzerimdeki kırmızı geceliği de yırtıp attı. Ben bu adamın hızına yetişemiyordum.

Üzerimde sadece kilot kalmıştı. Memelerim gün yüzüne çıkmıştı.Vücudumda Alazın en çok sevdiği şey sanırım koca memeli olmamdı. Her seviştiğimizde memelerime aşkla bakan tek adamdı.

İlk önce elleri devreye girdi ve memelerimi iyice yoğurdu. Sonra ağzını ön plana sokarak pembe ve ucu dik olan memelerimi ikisini birden ağzına alarak emmeye başladı.

Bebek gibi şapur şupur emiyordu. Bir müddet memelerimi emmesine izin verdim. Yalnız içeridekiler bizi bekliyordu. Daha fazla odada oyalanamazdık.

Alazın ellerini memelerimden çektim ve uzaklaştım. Sorgular biçimde bakıyordu.

"Kahvaltı saati geldi. Biz hala odadayız. Artık çıkalım. Yanlış anlayacaklar."

"Kızım seslerimizin içeriye gitmediğini mi düşünüyorsun? Her ne kadar duvarlarda ses yalıtımı olsa da işi pişirdiğimizi çok rahat bir şekilde anlamışlardır."

"Hep senin yüzünden. Beni öptün. Aklım başımdan gitti. Ben yataktan kalkmak istediğimde salsaydın bunlar olmazdı."

"Seviştik işte ne güzel! Senle böyle her dakika doyasıya sevişemiyoruz ki anasını satayım. İzin vermiyorlar. Şöyle dakikalarca içinde kalayım. Soluksuz seni becereyim. Ama yok."

"Düzgün konuş."

"Emrin olur, güzelim."

Yanımda gecelikten başka kıyafet vardı. Ama Alaz ona da dün gece kahve dökmüştü.Alazın kıyafetlerini giymekten başka şansım yoktu.

Alaz yine zevkten dört köşe olmuş beni izliyordu. Hoşuna gidiyordu. Altıma bir eşortman geçirdim. Alaz kalıplı olduğundan baya bol gelmişti. Üzerime de bir tane tişört geçirmiştim.

Yine her zamanki gibi bugünde Alazın ailesine rezil oacaktım. Anlaşılmıştı. Hem de bir günde iki defa. Dün de abime yakalanıyordum.

Alazın ailesi işte şimdi bu kıyafetlerle tamamen birlikte olduğumuzu düşüneceklerdi.

Ah Alaz, bütün suç senin!

"Kıyafetlerim ne kadarda üzerine cuk diye oturdu. Tüh tüh maşallah benim sevgilime . Nazar değmesin!"