Nazlının Ağzından

Alaz ile daha fazla oyalanmadan odadan dışarı çıktık. Oturma odasına geldiğimizde utana sıkıla içeri girdim.Kahvaltı sofrasını hazırlamaya yardım etmemiştim.

Annesi zaten beni sevmiyordu. Pek de kahvaltı hazırlatacağını düşünmüyordum. Öyle bir kadın değildi. Kendi işini kendi halletmeyi seven biriydi. Beni mutfağına sokmazdı. Üzerimde Alazın kıyafetleri olduğu için ayrı bir utandım.

Bizi yanlış anlamalarından ilk başta korksamda sonradan çok fazla umursamadım. Gittim ve kahvaltı masasının en başına oturdum. Sanki evimdeymiş gibi iyice yayıldım ve kuruldum.Alaz da peşin sıra geldi ve yanıma oturdu.

Karşımda Selin oturuyordu. Üzerimdekileri görmüş olmalıydı. Pis pis sırıtıyordu. Üzerimdekileri göstererek hayırdır işareti yaptı. Bu Selinin nezlinde kısacası yattınız mı demek oluyordu. Bu ailede hiç utanma arlanma yoktu.

Her şey rahat bir şekilde konuşulabiliyor ve sorulabiliyordu.Her ne kadar herkes için alışıldık bir mevzu olsa da benim için alışması zaman alıyordu.

Kahvaltı yapmaya başladık. Alazın annesi yerinde kıvranıyordu. Bir soruyu sormak için can attığı belliydi. Alazdan çekindiği için rahat bir şekilde soramıyordu. Ama bu yine de onun sormak istediğini sormasına engel değildi.

"Siz dün gece birlikte mi oldunuz?"

Bu soruyu ortaya sormamıştı. Direkt olarak bana bakarak sordu. Alazla birlikte olmamıştım. Ama sırf gıcıklığına beraber oldum diyesim geliyordu.

"Nagihan Hanım Alazla bizim aramızda yaşanılan sadece ikimizin arasındadır. Alazla birlikte olduk ya da olmadık. Ne fark eder ki?

Siz şu anda benim üzerimde Alazın kıyafetleri var diye yargılıyorsunuz beni."

"Yok kızım ne demek estağfirullah."

" Bakın ben sizi anlıyorum. Siz bir anne olarak evladınız için en iyisini düşünmek zorundasınız. Hak da veriyorum zaten. Ama sizin bizi de anlamaya çalışmanızı istiyorum.Bizim kararlarımıza ve düşüncelerimize saygı gösterin lütfen."

"Ben net konuşmak gerekirse bu evliliğe sıcak bakmıyorum. Ayrıca siz daha evlenmeden dün gece yatmışsınız. Sen çok basit bir kızsın. Her önüne gelene veriyorsundur."

Duyduklarımla büyük bir şoka uğradım. Duyduklarımı ilk baş hazmedemedim. Böyle şeyler duymayı beklemiyordum. Bu kadına ağzının payını çok iyi bir şekilde vermeliydim.

Bir daha bana karşı ağzını açamamalıydı.Bu kadarı gerçekten fazlaydı.Bir kadının bir kadına yapmaması gereken şeylerdi.

Alazda suskunluk yemini etmiş gibi ağzını bıçak açmıyordu. Sanki bu noktada annesinin dediklerinin doğru olduğunu düşündüğü için susuyordu.

Ama en büyük yanlışı Alaz yapıyordu. Söz konusu annesi bile olsa haklı olan kişinin yanında durması gerekiyordu. Susması değil. Burada haklı olan kişi bendim. Hiçbir kadın böyle sözler duymayı hak etmezdi.

Tam araya girip konuşacaktım ki Alaz birden konuya dahil oldu:

"Anne sen sevgilim hakkında nasıl konuştuğunun farkında mısın? Bu kız senin yakında gelinin olacak. Söylediğin sözler hiç hoş değil. Kimsenin geçmişi kimseyi ilgilendirmez. Benim geçmişimde pek masum değil. Hatta Nazlıdan daha kirli. Konuşulması gereken bir geçmiş varsa o da benim geçmişimdir."

"Ve sana son kez söylüyorum anne, sen Nazlıyı kabullene kadar ben bu eve bir daha gelmeyeceğim. Sen ne zaman kabullenirsin, o zaman bu sofraya tekrar otururum. O zamana kadar beni arama."

"Bu kız için bana rest mi çekiyorsun oğlum?"

"Evet, anne resti çektim. Ve de şimdi gördüğün gibi elini tutarak gidiyorum."

Alaz çok fevri hareket ediyordu. Annesi bana ne yapmış olursa olsun yine de Alaz annesine karşı rest çekmemeliydi. Yanıma geldi, elimi tuttu ve güven verircesine gülümsedi.

Kahvaltı bize zehir olmuştu.

Arkadaşlar selam yeni bölümü yayınladım.

Gerçekten kitabımı heyecanla bekleyen, okuyan kaç kişi var?

Yorumlarda belirtebilir mi?

Ona göre kitabı yazmaya devam edeceğim.

Lütfen emeğime saygı gösterip kitabımı beğenin.

Keyifli okumalar.